TAKİP DAYANAĞI İHTİYATİ HACİZ KARARI KALDIRILDIĞINDAN BUNA İLİŞKİN YETKİ KURALINA DAYANMA OLANAĞI KALMAMIŞTIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


28 Tem
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2022/12-77
Karar No       : 2023/357

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                          : 01.03.2012
SAYISI                          : 2012/64 E., 2012/199 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 25.11.2011 tarihli ve 2011/26912 Esas,
                                        2011/24471 Karar sayılı BOZMA kararı

1. Taraflar arasındaki borca ve yetkiye itiraz isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Antalya 4. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen itirazın ve tazminat talebinin reddine ilişkin karar borçlu asıl tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:

 I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi

4. Borçlu asıl itiraz dilekçesinde; hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını ancak takip dayanağı kambiyo senedini keşide eden şirketin adresinin ve senedin ödeme yerinin Fethiye olduğunu, icra takibinin başlatıldığı Antalya İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, alacaklının kendisini borçlu olarak göstermesine rağmen icra takibine konu senette borçlu olarak imzasının bulunmadığını ileri sürerek dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı

5. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; icra takibi başlatılmadan önce alınan ihtiyati haciz kararına göre Antalya İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, bonoda avalist olan borçlunun borca ilişkin itirazının yerinde olmadığını belirterek itirazın reddini savunmuş, takibin durdurulması hâlinde borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

Mahkeme Kararı

6. Antalya 4. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 07.04.2011 tarihli ve 2011/194 Esas, 2011/399 Karar sayılı kararı ile; icra takibi Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati haciz kararına istinaden başlatıldığından 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 12 nci maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan icra müdürlüğü de yetkili olacağından yetki itirazı reddedilmiş, borçlunun icra takibine dayanak senetlerdeki imzasını inkâr etmediği, senetlerde biri şirket kaşesi üzerinde diğeri açıkta olmak üzere ikişer adet imza bulunduğu, borçlunun imzalardan birini kendi adına, diğerini temsilcisi olduğu şirket adına attığını, borçlunun da sorumlu olduğu gerekçesiyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 169/a maddesi gereğince itirazın reddine, itiraz üzerine takip durdurulmadığından alacaklı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 25.11.2011 tarihli ve 2011/26912 Esas, 2011/24471 Karar sayılı kararı ile; “… Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

İcra takibi, Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.02.2011 tarih, 2011/92-92 D. iş esas ve karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile başlatılmıştır. İİK.nun 50.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HUMK.nun 12.maddesi gereğince, ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davası, haciz kararını veren mahkemede de açılabilir. Anılan hüküm, icra dairelerinin yetkisini belirlemede de geçerlidir.

Ancak, borçlu tarafından yapılan itiraz üzerine Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.03.2011 tarihli aynı sayılı ek kararıyla, borçlunun itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Böylece takip dayanağı ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından buna ilişkin yetki kuralına dayanılma olanağı kalmamıştır (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.05.2004 tarih ve 2004/12-260 esas, 2004/249 karar sayılı kararı).

Somut olayda, bonoya dayalı olarak yapılan takipte, senette ödeme yerinin Fethiye olup borçluların ikisinin de ikametgahı Fethiye'dir. Takibin yapıldığı Antalya borçluların hiçbirisi için genel yetkili yer olmadığı gibi mahkemece yetki itirazına konu ihtiyati haciz kararı da karar tarihinden önce kaldırıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece yetki itirazının kabulüne karar vermesi gerekirken ihtiyati haciz kararı olduğundan bahisle reddi isabetsizdir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

9. Antalya 4. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 01.03.2012 tarihli ve 2012/64 Esas, 2012/199 Karar sayılı kararı ile; icra takibinin iki adet bono dayanak gösterilerek Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.02.2011 tarihli ve 2011/92 Değişik iş numaralı ihtiyati haciz kararına istinaden başlatıldığı, İİK’nın 50 nci maddesinin göndermesi ile somut olaya uygulanması gereken HUMK’nın 12 nci maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davasının ihtiyati haciz kararını veren mahkemede açılabileceği, anılan bu hükmün icra müdürlüklerinin yetkisinin belirlenmesinde de geçerli olduğu, somut olayda ihtiyati haciz kararının infaz edildiği ve İİK’nın 264 üncü maddesine göre icra takibine geçildiği, bu işlemlerden sonra takip dayanağı ihtiyati haciz kararının mahkemece ortadan kaldırılmasının yapılan takip işlemlerini geçersiz hâle getirmeyeceği, bu nedenle HUMK’nın 12 nci maddesine göre icra müdürlüğünün yetkisinin devam ettiği ve Özel Dairenin hükmün bozulmasına ilişkin gerekçesinin HUMK’nın 12 nci maddesinin amacına uygun düşmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

10. Direnme kararı süresi içinde borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararı ile Antalya 2. İcra Müdürlüğüne başvurularak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılan somut olayda, takibe dayanak yapılan senetlere göre ödeme yerinin, icra dosyası içeriğine göre ise borçluların ikametgâhının Fethiye olduğu ve takip başlatıldıktan sonra ihtiyati haciz kararının yetkisizlik sebebiyle kaldırıldığı dikkate alındığında, borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için icra müdürlüklerinin yetkisini düzenleyen mevzuatın açıklanması gerekmektedir.

13. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Yetki ve itirazları” kenar başlıklı 50 nci maddesi “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.

Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.

İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur” düzenlemesini içermektedir.

14. Bu düzenlemeden anlaşıldığı üzere para veya teminat borcu için yapılan takiplerde HUMK’nın yetkiye dair hükümleri uygulanmaktadır.

15. Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 447 nci maddesinin ikinci fıkrasında, yürürlükten kaldırılan HUMK’ya yapılan yollamalar HMK’nın bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı belirtilmiş ise de, somut olayda takip tarihinde yürürlükte bulunan HUMK uygulanacağından bu Kanun hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.

16. İlâmsız icradaki yetki, bir ilâmsız icra takibine hangi yerdeki icra müdürlüğü tarafından bakılacağının belirlenmesi anlamına gelmektedir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuk El Kitabı, İkinci Baskı, Ankara 2013, s. 177). HUMK’daki yetki hükümleri ilâmsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır (İİK md. 50/1). Buna göre ilâmsız icrada genel yetkili icra müdürlüğü, borçlunun yerleşim yerindeki icra müdürlüğüdür (HUMK md. 9, Türk Medeni Kanunu md. 19-22). HUMK’nın 10-21 inci maddelerindeki hâllerde ise icra müdürlüğü özel yetkilidir.

17. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 258 inci maddesinin birinci fıkrasına göre ihtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. HUMK’nın 12 nci maddesinde ise “Haczi ihtiyatiden sonra haciz kararının müstenidi olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de ikame olunabilir” düzenlemesi mevcuttur. Bu hükümlere göre ihtiyati hacizden sonraki takipler, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerdeki icra müdürlüğünde de yapılabilir.

18. İcra müdürlüklerinin yetkisi kamu düzenine ilişkin değildir. Alacaklının yetkisiz bir icra müdürlüğünde takip yapması hâlinde icra müdürlüğü yetkisizliğini kendiliğinden gözetemez; borçlunun icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu itiraz yolu (İİK md. 62; 168/1-5) ile ileri sürmesi gerekir. Aynı nedenle yetkili olmayan bir icra müdürlüğü tarafların anlaşması (yetki sözleşmesi) ile yetkili kılınabilir (Kuru, s.179).

19. Somut olayda, birincisi 21.08.2010 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli ve 12.01.2011 vade tarihli senet ile ikincisi 21.08.2010 keşide tarihli, 40.000,00 TL bedelli ve 20.01.2011 vade tarihli senet dayanak gösterilerek alacaklının talebi üzerine Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.02.2011 tarihli ve 2011/92 Değişik İş sayılı kararı ile borçlular Salih Ö. ve Ö. Gıda İhtiyaç Mad. Tur. İnş. Nak. Elek. Elektronik İth. İhr. San Tic. Ltd. Şti.ye ait taşınır, taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca ve fer'îlerine yetecek kadarı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Anılan senetler ve ihtiyati haciz kararına dayanılarak Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2011/1547 Esas sayılı dosyası ile 08.02.2011 tarihinde borçlular Salih Ö. ve Ö. Gıda İhtiyaç Mad. Tur. İnş. Nak. Elek. Elektronik İth. İhr. San Tic. Ltd. Şti. aleyhlerine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmış, ödeme emri de 18.02.2011 tarihinde borçluların Fethiye adreslerinde tebliğ edilmiştir.

20. Dosya içeriğine göre borçlular Salih Ö. ve Ö. Gıda İhtiyaç Mad. Tur. İnş. Nak. Elek. Elektronik İth. İhr. San Tic. Ltd. Şti.nin yerleşim yeri adreslerinin Fethiye’de bulunduğu, takibe konu senetlerin ödeme yerinin de Fethiye olduğu anlaşılmaktadır.

21. Diğer taraftan, ihtiyati haciz kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş ise de, borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.03.2011 tarihli kararı ile mahkemenin yetkisizliği nedeniyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar vermiştir. Böylece takip dayanağı ihtiyati haciz kararı kaldırıldığından buna ilişkin yetki kuralına dayanma olanağı kalmamıştır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/12-260 Esas, 2004/249 Karar sayılı kararında da aynı sonuca varılmıştır.

22. Bu itibarla, icra takibinin yapıldığı Antalya ili borçlular için genel yetkili yer olmadığı gibi yetki itirazına konu ihtiyati haciz kararı da Mahkemenin karar tarihinden önce kaldırılmış olup icra takibi yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından Mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.

23. Öte yandan, itiraz tarihi 22.02.2011 olmasına rağmen direnmeye ilişkin karar başlığında 19.01.2012 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve bozma nedeni yapılmamıştır.

24. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

IV. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi ile eklenen Geçici 7 nci maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III üncü maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.