TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI TAM ISLAHLA BELİRSİZ ALACAK DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİNİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


17 Kas
2020

Yazdır

T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2016/14010
KARAR NO    : 2020/2504

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalılardan Ali Dursun E., Mübeccel E., Nazire İlknur D. ve Armağan T. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacılar vekili dava dilekçesinde vekil edenlerinin murisleri olan Ziya K.’un 1978 yılında davalıların murisi olan Emine E.’tan 23897 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 151 metrekarelik bölümünü haricen satın aldığını, Emine E.’un 1978 yılında vefat ettiğini ve geriye davalı mirasçılarını bıraktığını, Emine E.’un vefatının üzerinden yaklaşık 36 yıl geçmesi dolayısıyla anılan taşınmaz bölümünde olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile kazanma koşullarının müvekkilleri yönünden gerçekleşmiş olduğunu, bu süre zarfında anılan taşınmazın Emine E. adına olan tapu kaydında herhangi bir intikal olmadığını, vekil edenlerinin dava konusu taşınmazın anılan bölümünü haricen satın alan murisleri Ziya K.’un da 2014 yılında öldüğünü açıklayarak dava konusu 23897 ada 9 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisi Emine E. adına olan tapu kaydının anılan bölüm yönünden iptalini ve taşınmazın bu bölümünün müvekkileri adına tapuya tescilini talep etmiş, daha sonra dosyaya 04.01.2016 tarihli ve davanın tamamen ıslahı niteliğinde ıslah dilekçesi sunarak talebini 24163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden belirsiz alacak niteliğinde, 5.000,00 TL alacak davasına dönüştürmüştür.

Davalılardan Ali Dursun E., Mübeccel E., Nazire İlknur D. ve Armağan T. vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın satışa ilişkin olarak dosyaya hiçbir delil ibraz etmediğini, parası ödenen tüm parsellerin tapu devirlerinin tamamlandığının resmi kayıtlarından anlaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar ise kendilerine usulüne uygun tebligatlara rağmen davaya cevap vermemişlerdir.

Dava başlangıçta tapu iptali ve tescil (TMK’nin 713/2. maddesindeki kayıt malikinin ölü olması nedeniyle tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi nedenine dayalı olan) davası olarak açıldıktan sonra davacı tarafın davayı HMK’nin 180. maddesi gereğince tam ıslahı ile alacak isteğine dönüşen davadır (Belirsiz alacak davasıdır).

Mahkemece, “Tanık beyanları ile yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu 23897 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, tarafların murisleri arasında satışa konu edilen alanla ilgisi olmadığı, satışa konu olan yerin dava konusu parselin yaklaşık 50 metre kuzeyinde boş bir arsa olduğu anlaşıldığı, söz konusu alanın 24163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalmakta olduğu, buna göre dava konusu edilen taşınmazla ilgili olarak davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin yerinde olmadığı ve taleple ilgili davalılara husumet düşmediği sonucuna varıldığı, ayrıca davacılar vekilinin 04.01.2016 havale tarihli dilekçesi ile davalarını davalı Nusret E. mirasçıları Mübeccel E., Nazire İlknur D., Armağan T. ve Ali Dursun E. için ıslah ettiğini bildirir dilekçe verdiği, Islah taleplerinde 24163 ada 3 parsel sayılı taşınmazla ilgili alındığı tarih itibariyle 358 m² arsanın satışın imkan olduğu tarih itibariyle ulaşacak alım gücüne göre, belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL'nin ifanın imkansız olduğu tarihten itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ettiği, ıslahla kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğundan dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı ve bu nedenle ıslah talebinin reddinin gerektiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacılar vekili ile davalılardan Ali Dursun E., Mübeccel E., Nazire İlknur D. ve Armağan T. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 

Somut olayda, bilirkişi heyetince keşfen hazırlanan 02.12.2015 düzenleme tarihli raporunun 7. sayfasında dava konusu edilen 151,00 metrekarelik taşınmaz kısmının dava dilekçesinde yazılan 23897 ada 9 parsel içerisinde olmayıp, 24163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığının tespitinin yapılması üzerine, davacılar vekilinin 04.01.2016 havale tarihli ıslah dilekçe sunarak anılan dilekçede “A. İlçesi B. Mahallesi 23897 ada-3 parsel Nusret E. adına kayıtlı tapu bir başkasına satılmış ve tapu devri imkansız hale gelmiştir. Bilirkişi raporu ve dosyadaki evraklar ışığında davamızı iş bu dilekçemizde belirtilen dört davalı bakımından belirsiz alacak davası olarak tamamen ıslah ediyoruz” şeklindeki beyanları içeren ıslah dilekçesiyle HMK’nin 180. maddesine göre tamamen ıslah etmiş, bahsedilen ıslah dilekçesinin netice-i talep kısmında, “24163/3 ada/parselde alındığı tarih itibariyle 358 metrekare arsanın satışın imkansız olduğu tarih itibariyle ulaşacak alım gücüne (denkleştirici adalet kurallarına göre) belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL’nin ifanın imkansız olduğu tarihten itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan Mübeccel E., Nazire İlknur D., Armağan T. ve Ali Dursun E.’tan tahsili ” biçimindeki talep ile, davanın başındaki tapu iptali ve tescil talebini, alacak talebine dönüştürmüştür. HMK’nin 177. ve 180. maddeleri gereğince davacı taraf tahkikat bitinceye kadar davasını tamamen ıslah edebilir. Bu nedenle mahkemenin HMK’nin 177 ve 180. maddelerini nazara alarak davacı tarafın davayı tamamen ıslahı talebi doğrultusunda tarafların delillerini toplamak suretiyle ıslah ile yapılan talep hakkında karar vermesi gerekirken; ıslah ile kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı biçiminde yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılardan Ali Dursun E., Mübeccel E., Nazire İlknur D. ve Armağan T. vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 12.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan        Üye                 Üye                Üye                Üye
F. AKÇİN     İ. ŞİMŞEK       F. EROĞLU    N. MERAL     A. SEZER

BİLGİ : “Muris muvazaasına dayalı tazminat davası belirsiz alacak davası şeklinde açılabilir” şeklindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 08 Ocak 2020 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/muris-muvazaasina-dayali-tazminat-davasi-belirsiz-alacak-davasi-seklinde-acilabilir