TARAFLARIN EKONOMİK VE SOSYAL DURUMLARINA UYGUN OLARAK YOKSULLUK NAFAKASI YÖNÜNDEN BİR DEFAYA MAHSUS OLMAK ÜZERE TOPTAN ÖDEME KARARI VERİLEBİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


25 Kas
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/1364
Karar No      : 2023/4544

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 27.12.2022
SAYISI                                 : 2022/675 E., 2022/2492 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine, erkek vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin müvekkilini aşağıladığını, müvekkilinin ailesine saygısız davrandığını, anlamsız baskıcı hareketler sergilediğini, müvekkilinin ailesinin yanına döndükten sonra müvekkili ve ailesine telefondan defalarca hakaret, küfür, ve tehditlerde bulunduğunu, internet ortamında haber siteleri oluşturup müvekkili hakkında çirkin iftiralarda bulunduğunu, hamile olan müvekkiline "çocuk benden değil, çocuğun babası ben değilim" dediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın 16.06.2020 tarihli dilekçe ile çocuk için aylık 500.00 TL tedbir ve iştirak nafakası talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; haftanın 4-5 günü annesinin evine gittiğini, akşam da müvekkilini çağırdığını, müvekkilinin ailesini ve müvekkilin önceki evliliğinden olan çocuğunu eve istemediğini, oğluna hakaret ettiğini, namaz kılmıyorsun, senden boşanacağım diyerek evi terk ettiğini, kadının babasının müvekkile yolda karşılaşıldığında hakaret edip bıçak çektiğini, müvekkilin ablasına "biz dolandırıcıyız, kardeşinin götüne koyduk, donuna kadar alacağız" dediğini belirterek asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin tarafına tevdii ile düğün sebebiyle girdiği borçlar sebebiyle 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin aşırı kıskanç olduğu, kadına psikolojik şiddet uyguladığı, kadının babasına "gavat, kızını kaça satıyorsun?" şeklinde, hamile olan eşine "o çocuk benden değil, çocuğu aldır, istemiyorum, çocuğu kimden peydahladıysan ona söyle" gibi sözlerle hakaret ettiği, tarafların fiilen ayrılmasından sonra davalı-davacının, davacı-davalı kadın hakkında dolandırıcı, sahte gelin gibi suçlama ve hakaretlerle afiş düzenleyerek haber sitesinde yayınlayacağına dair kadına fotoğraflar gönderdiği, erkeğin ortak çocuğun doğumundan sonra kadını arayıp sormadığı, kadının ise erkeğin ailesinin ortak eve gelmesini istemediği, kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, psiko-sosyal gelişimine dair menfaat ve ihtiyaçları dikkate alınarak velayetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kusur durumu, kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitireceği, kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle kadın yararına kesinleşmeden itibaren faizi ile 18.000,00 TL maddî, 17.000,00 TL manevî tazminata, kadının geliri ve mesleğinin bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile kadın lehine takdir edilen aylık 250.00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibari ile aylık 500.00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, çocuk lehine dava tarihinden itibaren takdir edilen aylık 250.00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 400.00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminat ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya ilişkin hükmü istinaf etmediklerini belirterek kusur, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuk için tedbir nafakasının dava tarihinden değil doğumdan itibaren başlatılması gerektiğinden, davalı-davacı erkeğin çocuk için verilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin 4.bendinin kaldırılarak bu konuda 4a bendi olarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, çocuk için doğum tarihinden itibaren 250.00 TL tedbir nafakasının 13.01.2022 tarihinden itibaren 400.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, erkeğin sair, kadının tüm istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret, küfür ettiğini, şantaj yaptığını, tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin az kusurlu bulunmasının doğru olmadığını ve birleşen davanın reddi gerektiğini, nafaka ve tazminatların düşük olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu kadının kusurlu olduğunu, tazminat ve nafakaların hatalı ve miktarlarının fahiş olduğunu, velâyet noktasında da kararın hukuka ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin birleşen davasının kabulünün doğru olup olmadığı ve kadın yararına maddî, manevî tazminat ile nafaka şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi ile çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci , 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı- davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (4721 sayılı Kanun m. 175). Aynı Kanunun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yoksulluk nafakasının kadın yararına irat şeklinde ödenmesine hükmedilmesi tarafların ekonomik sosyal durumu ile evlilik süresi dikkate alındığında Kanunun amacına uygun değildir. O halde 4721 sayılı Kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına uygun olarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" kararı verilmesi hususu da tartışılıp değerlendirilerek buna göre yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları ile yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatın miktarları ile yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,

3. Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde taraflara geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                         Üye                     Üye                   Üye                  Üye
A.Albayrak Doğan        Rıza Sarıtaş        Çetin Durak      Harun Can       Hatıran Alper