TASARRUFUN İPTALİ DAVASI, İTİRAZIN İPTALİ DAVASINI BEKLETİCİ MESELE YAPMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


05 Tem
2021

Yazdır

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi

ESAS NO            : 2019/2829
KARAR NO         : 2021/3185

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ            : Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                      : 20/10/2015
NUMARASI              : 2014/264 - 2015/366
DAVACILAR             : 1- A.İ.U.
                                    2- C.B.
                                    3- A.A.
                                    4- E.Ş.
DAVALILAR             : 1- S.D.
                                    2- Ş.T.

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı Serap D. vekili ve davalı Şükrü T. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

- K A R A R -

Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin davalı Serap D.’dan alacaklı olduğunu, borcun ödenmemesi sebebi ile her bir müvekkil tarafından davalı borçlu aleyhine Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.41, Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.40, Mersin 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39 ve Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39 sayılı dosyalar ile takip yapıldığını, davalı borçlunun adına kayıtlı mal varlığının bulunmadığını, davalı borçlunun adına kayıtlı Mersin İli, Yenişehir İlçesi, Kocavilayet köyü, 10.31 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmazını davalı Şükrü T.’a devredildiği beyan edilerek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalı Serap D. vekili dava konusu satışın gerçek bir satış olduğunu, muvazaa bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

Davalı Şükrü T. vekili de söz konusu gayrımenkulü bedelini ödeyerek satın aldığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalı Şükrü’nün satış bedelinden fazla para ödediği gerekçesi ile dava konusu Mersin ili Yenişehir ilçesi, 10.31 ada 2 nolu parselin satışına ilişkin tasarrufun davacının Mersin 4. İcra Müdürülğünün 2009/10.40 ve Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2009/10.41 sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline, Mersin 4. İcra müdürlüğünün 2009/10.39 sayılı takip dosyasında takibin kesinleşmediği itirazın iptali davası bulunduğundan dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili, davalı Serap D. vekili ve davalı Şükrü T. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.

Dosyanın incelenmesi neticesinde; alacağın dayanağının 08.09.2009 tarihli tutanak olduğu, bu tutanağa göre davacı Esin Ş. tarafından davalı borçlu aleyhine Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.41, davacı Ayşe tarafından davalı borçlu aleyhine Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.40, Abdullah İ. tarafından davalı borçlu aleyhine Mersin 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39, Celal tarafından da davalı borçlu aleyhine Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39 sayılı dosya ile takip yapıldığı görülmüştür.

Davalı borçlu tüm takiplere itiraz etmiş, davacılar tarafından itirazın iptali ile birlikte icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması da talep edilmiştir.

Davacı Celal tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39 sayılı icra dosyasında davalı borçlu süresi içerisinde itiraz ettiği, itirazın iptali davasının reddedildiği, Yargıtay denetiminden geçerek kararın kesinleştiği, itirazın geçici kaldırılmasına ilişkin davada ise imzaya itirazın geçici kaldırılmasına karar verildiği, itirazın iptali davası neticesinde takibin kesinleşmediği,

Davacı Esin tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan Mersin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.41 sayılı icra dosyasında davalı borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiği, Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/571 sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının görüldüğü, Mahkemece davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 13 HD tarafından kararın bozulduğu, bozma sonrasında akıbetinin ne olduğunun anlaşılamadığı, İtirazın kaldırılması davasında ise mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay tarafından bozulduğu, takibin kesinleşmediği,

Davacı Abdullah tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan Mersin 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39 sayılı dosyasında davalı borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiği, Mersin 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/111 E sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının görüldüğü, davanın henüz sonuçlanmadığı, takibin kesinleşmediği,

Davacı Ayşe tarafından da davalı borçlu aleyhine başlatılan Merin 4. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.40 sayılı dosyasında davalı borçlunun süresi içerisinde itiraz ettiği, Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/5.0 sayılı dosyası ile görülen itirazın iptali davasının henüz sonuçlanmadığı, takibin de kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tasarrufun iptali davasının dinlenilebilmesi için borçlu hakkında başlatılan icra takiplerinin kesinleşmiş olması ön koşulu re’sen dikkate alınarak, davacı alacaklıların açtığı itirazın iptali davasının sonuçlarının bekletici mesele yapılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

2- Ayrıca dava dilekçesinde gösterilen Mersin 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10.39 sayılı dosya ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de bozma nedenidir.

3- Bozma neden ve şekline göre davalı Serap vekilinin davalı Şükrü vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, davalı Serap D. ve davalı Şükrü T. vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Şükrü T. vekilinin ve davalı Serap vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar Serap D. ile Şükrü T.'a geri verilmesine 24/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                Üye         Üye                  Üye
A.Ş.Sertkaya     G.M.Özyurt    R.Eğri      K.Özerdoğan   Ö.F.Aydıner

 

AYNI YÖNDE KARAR:

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2021/14950
KARAR NO    : 2021/3514

Y A R G I T A Y   İ L A M I

MAHKEMESİ              : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
TARİHİ                        : 18/11/2020
NUMARASI                : 2019/1251 - 2020/1558
DAVACI                      : U.K. vekili Av. A.E.
DAVALI                      : 1- M.K., 2- S.Y. vekili Av. M.K.
İLK DERECE
MAHKEMESİ             :
Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                       : 17/04/2019
NUMARASI                : 2019/94 - 2019/169

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.06.2021 Salı günü davacı asil Ufuk K. ile davalılar vekili Av. Vekili Av. M.K. geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı asil ve davalılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin avukat olup, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/2.2 E sayılı dosyasında davacılar vekili olarak görev yaptığını, davalı Mehmet K.’nin de o dosyada davalı olarak yer aldığını, davacıların kendisini azlettikten sonra sulh olduklarını, vekalet ücretini ödemediğini, Avukatlık Kanunu madde 165 gereğince davacı ve davalıların vekalet ücretinin ödenmesi konusunda müteselsil sorumluluklarının bulunduğunu, davalı Mehmet K. aleyhine icra takibi yapıldığını, Mehmet K.’nin adına kayıtlı gayrımenkulünü mal kaçırma kasdı ile düşük bedel ile diğer davalıya devrettiğinin tespit edildiğini beyan ederek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.

Somut olayda davalı borçlunun dava dayanağı olan Bodrum 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/1.86 sayılı dosyaya İİK 67 e göre itiraz ettiği, davacı tarafından da itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmış olup, itirazın iptali davasının sonucunun bekletici mesele yapılması, itirazın iptaline karar verilip takibin kesinleşmesi halinde dosyanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi uygun bulunmamıştır.

2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın HMK’nın 373/2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan                Üye                Üye              Üye                     Üye
A.Ş.Sertkaya       S.Arslan        B.Aydın       K.Özerdoğan      Y.Yılmaz