TASARRUFUN İPTALİ DAVASINDA ZAMANAŞIMININ BAŞLANGICI KARARI

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


07 Eki
2015

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO            : 2013/17-2087
KARAR NO         : 2015/1330       

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ        :
İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                 : 25/06/2013
NUMARASI           : 2013/128 - 2013/263
DAVACI                : S.E. vekili Av. K.M.
DAVALILAR          : 1- K.Ç. Mamülleri İmalat Ve Ticaret A.Ş. vekili Av. M.K.
                               2- A. İnşaat Yapı San. Ve Tic. Ltd. Şti.

Taraflar arasındaki “tasarrufun iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk (Kapatılan Kadıköy 1. Asliye Hukuk) Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.06.2011 gün ve 2009/409 E., 2011/291 K. sayılı karar, davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25.09.2012 gün ve 2012/11636 E., 2012/9991 K. sayılı kararı ile;

“... Davacı vekili, müvekkilinin davalı A. İnşaat Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti.den olan alacağı nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazlar üzerinde diğer davalı şirket lehine ipotekler tesis edildiğini öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiş, yargılama sırasında taşınmazların cebri icra suretiyle satılmaları nedeniyle davasını tazminat isteğine çevirmiştir.

Davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. A.Ş. davanın reddini savunmuş, diğer davalı cevap vermemiştir.

Mahkemece İİK.nun 279. maddesi uyarınca dava konusu 717 sayılı parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin davanın kabulüne ve bu taşınmazın icra yolu satılması nedeniyle davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. A.Ş.nin 130.000.00TL. üzerinden sorumlu tutulmasına, diğer taşınmazlara ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece aynı yasanın 279. maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir.

İİK. 279. maddesinde borcunu ödemeyen bir borçlu tarafından hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene içinde, borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler, para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler, vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler ve kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhlerin iptale tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddede sözü edilen haciz, borçlunun adresinde yapılan haciz işlemi ile ilgili olup borçlunun taşınmazlarına konulan haciz işlemlerini içermemektedir. Somut olayda dava ve tasarrufa konu edilen ipotek işlemi 27.05.2008 tarihinde yapılmış olup borçlunun adresinde yapılan hacizlerin tarihi ise 06.06.2009 ve 15.09.2009’dur. Bu durumda tasarruf, haciz tarihinden geriye doğru bir yıllık süre içinde yapılmadığından mahkemece İİK.nun 279. maddesinin uygulama yeri olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile borçlunun taşınmazı üzerine konulan haciz tarihinin anılan maddedeki bir yıllık sürenin hesaplanmasına esas alınması doğru bulunmamıştır...”

gerekçesi  ile bozularak  dosya   yerine   geri çevrilmekle, yeniden    yapılan   yargılama  sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkilinin, davalı A. İnşaat Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. ile akdedilmiş 20.04.2008 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden dolayı alacaklı olduğunu ve adı geçen aleyhine giriştiği takipte aciz vesikası aldığını; borçlunun, maliki bulunduğu taşınmazları üzerine diğer davalı lehine 06.05.2008 ve 27.05.2008 tarihli ipotekler tesis ettiğini; bu ipoteklerin İcra ve İflâs Kanunu'nun 279 uncu maddesinin birinci bendi uyarınca iptale tâbi olduğunu ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında bu taşınmazların icraen satıldığını bildirerek davasını tazminat istemli olarak sürdürmüştür.

Davalı A. İnşaat Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. yargılamaya katılmamıştır. Diğer davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekili davacının, diğer davalıdan alacaklı olmadığını; müvekkili lehine tesis edilen ipoteğin, davacı yanca yapılan haciz tarihinden geriye doğru bir yıllık süreden evvelki tarihi taşıdığını; davacının diğer iddialarının da yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava konusu edilen parsellerden biri hakkındaki tasarrufun (hacizden geriye doğru bir yıl içinde yapıldığı gerekçesiyle)  iptaline dair verilen karar, Özel Dairece yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına bozulmuştur.

Mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekili temyiz etmektedir.

Uyuşmazlık, İcra ve İflâs Kanunu'nun (İİK.) 279 uncu maddesinin birinci cümlesinde yazılı “haciz” ibaresinin her türlü haczi mi, yoksa borçlunun adresinde yapılan haczi mi ifade ettiği; buna göre tasarrufların geriye doğru bir yıllık sürede yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

İcra ve İflâs Kanunu'nun 277 nci maddesindeki ifade ile tasarrufun iptali davası aynı Yasa’nın 278, 279 ve 280 inci maddelerinde yazılı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Öğretideki tanıma göre de bir borçlunun, mallarının haczinden veya iflas etmeden önce, alacaklılarından mal kaçırmak maksadıyla yapmış olduğu bağışlamalar ve şüpheli (hileli) tasarrufların iptal edilebilmesi için, alacaklılara tanınan talep hakkına iptal davası denmektedir (bkz., KURU, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.1396-1397).

Tasarrufun iptali davası bakımından Yasa’nın dava şartı olarak getirdiği temel husus, davacının elinde geçici ya da kesin aciz vesikasının bulunmasıdır (İİK.m.277/1).

Somut olayda davalılar arasındaki tasarrufun iptaline ilişkin istemin, acizden dolayı butlan halini düzenleyen İcra ve İflâs Kanunu'nun 279 uncu maddesine dayalı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.  Yukarıda belirtilen uyuşmazlığın çözümü, iptali istenen tasarrufun yapıldığı tarih bakımından, Yasa’nın öngördüğü sürenin hangi başlangıç tarihine göre hesaplanacağı noktasında toplanmaktadır. Nitekim anılan maddenin birinci fıkrasına göre bu süre hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından evvelki bir sene olarak belirtilmiştir.

Yasa koyucunun iradesine bakıldığında haciz ve mal bulunamaması nedeniyle aciz halleri, bu sürenin başlangıcı bakımından birbirine eşit değerde görülmüştür. Esasen mal bulunamaması nedeniyle aciz, aynı Yasa’nın 105 inci maddesinde de düzenlenmiş ve borçlunun adresinde yapılan hacizde, haczi kabil mal bulunamadığına ilişkin tutanağın aciz vesikası hükmünde olacağı belirtilmiştir (İİK.m.143). Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi bakımından aciz vesikasının bir dava şartı olduğu düşünüldüğünde; bu düzenlemelerin paralellik arz ettiği tartışmasızdır. Nitekim 105 inci maddenin ikinci fıkrasında, haczi kabil malların yetersiz olduğunun anlaşılması halinde dahi haciz tutanağının “geçici aciz vesikası” sayılacağı ve bunun da tasarrufun iptali davasının açılması bakımından aranan dava şartını sağlayacağı vurgulanmıştır.

Ne var ki, 279 uncu madde sadece haczi kabil mal bulunamaması ve bununla varsayılan aciz halini tek başına sürenin başlamasına esas saymamış; yapılan tasarrufların butlanına hükmedilebilmesi için hesaplanacak bir yıllık sürenin başlangıç tarihlerinden biri olarak da “haciz” tarihini göstermiştir.

Bu durumda geriye doğru bir yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınacak haciz, borçluya ait herhangi bir malın haczi olup, adreste yapılan hacizle sınırlı değildir; zira adreste yapılacak haciz, zaten mal bulunamaması haline münhasır olarak ayrıca sayılmıştır.

Varılan noktada yerel mahkemenin geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcı olarak B. Mah., 2891 Ada, 5 parsel üzerine konulan haczin tarihi olan 26.05.2009 gününü esas almasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Hukuk Genel Kurulundaki tartışmalar sırasında bir kısım üyeler İcra ve İflâs Kanunu'nun 279 uncu maddesinde gösterilen bir yıllık sürenin başlangıç tarihinin, borçlunun adresinde yapılan hacze göre hesaplanacağını; diğer mallar üzerine konulan hacizlerin bu sürenin başlangıcında dikkate alınmayacağını belirtmişlerse de çoğunluk tarafından yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde bu görüşe itibar edilmemiştir.

O halde mahkemece 26.05.2009 tarihli haciz gününün esas alınması usul ve yasaya uygun olup, direnme kararı onanmalıdır.

Ne var ki, davalılardan K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. vekilinin diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun olup davalı K.Ç. Mamulleri İmalat ve Tic. AŞ. Vekilinin bozma nedenine göre incelenmeyen, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesine Gönderilmesine, 13.05.2015 gününde oy çokluğu ile karar verildi.