TAŞINMAZ KÖY İÇERİSİNDE OLUP ARSA VASFINA DÖNÜŞMESİ MÜMKÜN OLMADIĞINDAN VE MAHCUZ EVİN DEĞERİNE GÖRE HACZİN KALDIRILMASI YERİNDEDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


11 Nis
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2020/12-581
KARAR NO   : 2022/1539

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 12/11/2019
NUMARASI                 : 2019/395 - 2019/717
DAVACI (BORÇLU)    : B.S. vekili Av. M.D.E.
DAVALI(ALACAKLI)   : M. Sigorta Anonim Şirketi vekili Av. M.M.Ç.

1. Taraflar arasındaki "meskeniyet şikâyeti" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, İzmir 5. İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin kabulüne ilişkin karar, alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Hukuk Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, İzmir 5. İcra (Hukuk) Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Borçlu İstemi:

4. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde; İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/6589 E. sayılı dosyasında müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkiline ait İzmir ili, Beydağ ilçesinde bulunan M. Köyü, 102 ada 3 parsel, Yukarı Aktepe Mahallesi 266 ada 5 parsel, 268 ada 18 parsel, 266 ada 1 parsel, 267 ada 16 parselde kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, haczedilen taşınmazlardan 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan meskende müvekkili ve ailesinin birlikte ikamet ettiğini, bu taşımazla ilgili meskeniyet iddiasında bulunduklarını, haczedilen tüm taşınmazların çiftçilik yapan müvekkili tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığını, evin bulunduğu parseldeki tarlada buğday ziraati yapıldığını, taşınmazların tamamından elde edilen gelirin dahi müvekkilinin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinin geçimini temin edemediğini ileri sürerek taşınmazlardaki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı Cevabı:

5. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; şikâyetin süresinde olmadığını, haczedilmezlik şikâyetinin de yerinde olmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. İzmir 5. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 10.03.2017 tarihli ve 2015/532 E., 2017/91 K. sayılı kararı ile; (102 ada 3 parselde bulunan) borçlunun ailesi ile birlikte oturduğu evin değerinin 42.375,45 TL olduğu, hâline münasip bir evin değerinin ise 60.000 TL olduğu, 266 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki yıllık gelirinin 3.840 TL olduğu, bu taşınmazda incir ağaçlarının bulunduğu, 268 ada 18 parsel sayılı taşınmazda incir ve zeytin ağaçlarının bulunduğu, yıllık gelirinin ise 515,40 TL olduğu, 266 ada 5 parselde zeytin ağaçlarının bulunup yıllık gelirinin 1.920 TL olduğu, 267 ada 16 parsel sayılı taşınmazda ise herhangi bir gelirin bulunmadığı, 102 ada 3 parselde yapılan zirai ve hayvansal gelir sonucunda 5.356 TL yıllık gelirinin bulunduğu, borçlunun bu kazançlardan başka kazancının bulunmadığı gerekçesiyle haczedilmezlik şikâyetinin kabulü ile İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2014/6589 E. sayılı takip dosyasında İzmir ili, Beydağ ilçesi, M. Köyü 102 ada, 3 Parsel, Yukarıtepe Köyü 266 ada 5 parsel, 268 ada 18 parsel, 266 ada 1 parsel, 267 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar üzerine alacaklı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:

7. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

8. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 28.12.2017 tarihli ve 2017/837 E., 2017/1287 K. sayılı kararı ile; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 103. maddesine göre düzenlenen davet kağıdının borçluya 11.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikâyetin yedi günlük süre içerisinde olduğu, İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendine göre haczedilmemesi gereken taşınır ve taşınmaz mallar ve miktarları tespit edilirken, borçlunun ve ailesinin geçimi için zorunlu olup olmadığı ve tarımsal faaliyetini sürdürebilmesi için gerekli olup olmadığı hususunun göz önünde tutulması gerektiği, borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması ve geçimini çiftçilik ile temin etmesi gerektiği, böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı tespit edilerek, borçlunun şikâyet konusu yaptığı arazinin borçlunun çiftçilik mesleğinin devamı için zorunlu, vazgeçilmez olduğunun keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmesi ve borçlunun elde ettiği ek gelirlerin de dikkate alınarak hesaplama yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, somut olayda ilk derece mahkemesince borçlunun çiftçilik mesleğini icra edip etmediği, bakmakla yükümlü bulunduğu aile fertleri ve bunların gelir durumlarının araştırıldığı, yıllık geçinebileceği miktarın belirlendiği, haczedilmezlik şikâyetine konu arazilerin tarım amaçlı kullanılıp kullanılmadığı, eğer tarım amaçlı kullanılıyorsa taşınmazdan elde edilecek gelir ile borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen tarla vasfındaki taşınmazların kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olup olmadığı, keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, arazilerin yıllık net gelirinin 12.856 TL, aylık net gelirinin 1.071 TL olup, net asgari ücretin altında olduğu, İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince borçlunun hâline münasip evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun hâline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, buradaki aile teriminin geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsadığı, mahkemece şikâyete konu M. Köyü 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazın borçlunun hâline münasip evi niteliğinde olup olmadığının tespiti bakımından ekonomik ve sosyal durum araştırması da yapılmak suretiyle 01.04.2016 tarihli bilirkişi raporu ve 10.10.2016 tarihli ek raporun alındığı, raporda meskenin konumu, yıpranma payı, mevkii ve emlak piyasası rayiç değerleri göz önünde bulundurulduğunda, şikâyet konusu meskenin değerinin 41.917,38 TL olduğu, borçlunun haciz sırasındaki ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında şikâyete konu meskenin hâline münasip olduğu, kendisi, eşi, üç çocuğu ve annesi ile birlikte barınabileceği hâline münasip bir meskenin değerinin 60.000 TL'ye alınmasının mümkün olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporlarının hükme ve denetime elverişli olduğu, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19.06.2019 tarihli ve 2018/3253 E., 2019/10660 K. sayılı kararı ile;

“… Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; kendisine ait İzmir Beydağ İlçesi, M. Köyü 102 ada 3 parsel, Yukarı Aktepe Mahallesi 266 ada 5 parsel - 268 ada 18 parsel - 266 ada 1 parsel - 267 ada 16 parsel sayılı taşınmazların haczedildiğini, borçlunun ailesi ile birlikte M. Köyü 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan meskende ikamet ettiğini, diğer taşınmazlarda da çiftçilik yaparak geçimini kazandığından haczedilemeyeceğini ileri sürerek hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Hukuk Dairesinin 28.12.2017 tarih ve 2017/837 E. - 2017/1287 K. sayılı karar ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.

İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.

Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan ve borçluya ait M. Köyü 102 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, tapuda içerisinde kargir ev olan incir bahçesi vasfında ve mesken niteliğinde olup, yapı ve eklentileri ile beraber 4.848,00 metrekaredir. Mahkemece itibar edilen 01.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda; taşınmazın zemin hariç değerinin 41.917,38 TL olarak belirlenmiştir. Mahkemece, davacının ailesi ile birlikte oturduğu evin değerinin 41.917,38 TL ve haline münasip bir evin değeri ise 60.000 TL olduğu gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmiş ise de; taşınmazın, zemin ve üzerindeki yapıların toplam değeri üzerinden meskeniyet iddiasının değerlendirilmesi gerekirken, sadece borçlunun fiilen oturduğu evin değerine göre, haczedilmezlik şikayetinin kabulü yönünde hüküm tesisi ve alacaklının istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle bölge adliye mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Direnme Kararı:

11. İzmir 5. İcra (Hukuk) Mahkemesinin 12.11.2019 tarihli ve 2019/395 E., 2019/717 K. sayılı kararı ile; borçluya ait M. Köyü, 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan kargir evin eklentileri ile birlikte (sundurma ve hayvan barınağı) değerlendirmenin yapıldığı, söz konusu parsel üzerindeki yapının araziden ayrılmasının mümkün olmaması, taşınmazın köy yerleşik alan içerisinde olması ve arsa vasfına dönüşmesinin mümkün bulunmaması nedeniyle arsa zemin değerinin hesaplanmadığı, zirai bilirkişi tarafından sunulan raporda 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki zirai gelirin toplam 1.556 TL olarak hesaplandığı, taşınmaz üzerindeki kargir evin virane olarak değerlendirilebilecek nitelikteki tüm eklentileri ile birlikte toplam değerinin 41.917,38 TL belirlendiği, bilirkişinin raporunda belirttiği sundurma ve hayvan barınağından başka eklentinin bulunmadığı, söz konusu taşınmazda borçlunun eşi, çocukları ve annesi ile birlikte yaşadığı, bu hâli ile sadece barınma ve hayatta kalmalarına yetecek kadar ihtiyaçlarını giderdikleri gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikâyet konusu İzmir ili, Beydağı ilçesi, M. Köyü, 102 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiasının zemin ve üzerindeki yapıların toplam değeri üzerinden değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

14. Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İİK'nın 85. maddesinin 1. fıkrasına göre icra dairesince, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dâhil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczedilir.

15. İcra iflas hukukunda kural olarak borçlunun mal varlığını teşkil eden mal, alacak ve hakları, alacaklılarına karşı bir tür teminat oluşturur. İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olanın alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Borçlunun mal varlığını oluşturan mal, alacak ve hakları borç için haczedilebilirse de, borçlunun ve ailesinin yaşama ve ekonomik varlığını sürdürebilmesi için istisnai olarak bazı mal ve haklarının haczedilemeyeceği kabul edilmiştir. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi uyarınca borçlunun "hâline münasip" evi haczedilemez.

16. Kanunda geçen "hâline münasip ev"in ne olduğu, borçlunun aylık geliri, sosyal statüsü, aile fertlerinin sayısı itibariyle küçük veya büyük bir eve ihtiyacı olup olmadığı gibi veriler dikkate alınıp incelenerek tespit edilmelidir (Muşul, Timuçin: İcra ve iflas Hukuku, İstanbul 2008, s. 517). Örneğin borçlu ve ailesi bakımından makul ölçüleri aşan oda ve salona sahip olan ve ikâmet için zorunlu öğeleri aşan yerler maddede belirtilen "hâline münasip ev" kriterinin dışında kalır. Borçlunun görev ve sıfatı da tek başına az önce belirtilen nitelikleri aşan görkemli bir evde ikâmet etmesini gerektirmez (Cenk, Akil: Yargıtay Kararları Işığında Hâline Münasip Evin Haczedilmezliği İddiası, AUHFD 60 (4) 2011, s. 775-808).

17. Bir meskenin borçlunun hâline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Buradaki "aile" terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınabileceği hâline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen taşınmazın kıymeti bundan fazla ise İİK’nın 82. maddesinin son fıkrasına göre satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.

18. Diğer taraftan İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendi uyarınca "borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi” haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekir. Bir başka ifade ile geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi hâlinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir.

19. Somut olayda, genel haciz yolu ile ilamsız takipte şikâyet konusu taşınmazların tapu kaydına 06.05.2015 tarihinde haciz konularak, İİK’nın 103. maddesine göre düzenlenen davetiye borçluya 11.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu vekili yasal yedi günlük süresinde 17.06.2015 tarihinde haczedilmezlik şikâyeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. Borçlu vekili şikâyet dilekçesinde, haczedilen tüm taşınmazların çiftçilik yapan müvekkili tarafından tarım arazisi olarak kullanıldığını, M. Köyü 102 ada 3 parselde kayıtlı taşınmaz içerisinde müvekkilinin ailesi ile birlikte ikamet ettiği meskeninin bulunduğunu, evin bulunduğu parselin önündeki tarlada müvekkilinin buğday ziraati yaptığını ileri sürmüştür.

20. Şikâyet konusu M. Köyü 102 ada 3 parsel tapu kaydında 4.848 m2 olup, içerisinde kargir ev olan incir bahçesi vasıflıdır. Mahkemece alınan 18.03.2016 tarihli ziraat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; 102 ada 3 parselin içerisinde beş adet 50-60 ve üç adet yaşlı zeytin ağaçları bulunduğu, ev hayvan barınağı ve avlusu dışında kalan yaklaşık 4 dekarlık alanda hayvanların yem ihtiyacı için yem şalgamı ekili olduğu, gelir hesabının bu ürün ve arazide mevcut verim veren meyve ağaçları üzerinden yapılacağı, taşınmazdan elden edilen net yıllık gelirin 1.556 TL olduğu bildirilmiştir. 01.04.2016 tarihli inşaat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda ise; 102 ada 3 parsel üzerinde eklenti olarak yapılan tek oda ile birlikte 90 m2 mesken, 28,50 m2 hayvan barınağı, 28.50 m2 sundurma örtünün bulunduğu, zemin hariç yapıların toplam değerinin 41.917,38 TL olduğu, meskenin borçlunun hâline münasip olduğu, borçlunun hâline münasip başka bir evi ortalama 60.000 TL’ya alabileceği bildirilmiştir.

21. Mahkemece 102 ada 3 parselde bulunan borçlunun ailesi ile birlikte oturduğu evin değerinin 42.375,45 TL (doğrusu 41.917,38 TL) olduğu, hâline münasip bir evin değerinin ise 60.000 TL olduğu, 102 ada 3 parsel ile şikâyet konusu diğer taşınmazlardan elde ettiği kazançlardan başka borçlunun kazancının bulunmadığı gerekçesi şikâyetin kabulü ile şikâyet konusu taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece sair temyiz itirazlarına karar verildikten sonra 102 ada 3 parsel yönünden taşınmazın, zemin ve üzerindeki yapıların toplam değeri üzerinden meskeniyet iddiasının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.

22. Şu hâle göre şikâyet konusu M. Köyü 102 ada 3 parsel sayılı taşınmaz arsa vasıflı olmayıp, 18.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda zirai taşınmaz olarak değerlendirilerek, yapılar dışında kalan alanda gelir hesabı yapılmıştır. Mahkemece yapıların dışında kalan kısmı yönünden zirai taşınmaz olarak değerlendirilerek haciz kaldırılmıştır. Taşınmaz köy içerisinde olup, arsa vasfına dönüşmesi de mümkün değildir. Haciz konulan evin değeri, bilirkişinin belirlediği borçlunun hâline münasip meskenin değerinden düşük olduğundan haczin kaldırılması yerindedir.

23. Hâl böyle olunca ilk derece mahkemesinin direnme kararı yerinde olup onanması gerekmiştir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 17.11.2022 tarihinde oy birliği ile kesin karar verildi.