TEDBİR NAFAKASI ÖNCESİNDE MEYDANA GELEN ANCAK İLERİ SÜRÜLMEYEN OLAYLARA DAYANARAK BOŞANMA DAVASI AÇILMASINA ENGEL BİR KANUNİ DÜZENLEME BULUNMAMAKTADIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


11 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/9897
Karar No      : 2023/3506

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 05.10.2022
SAYISI                                 : 2021/879 E., 2022/1443 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan konusuz kalan (evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden) boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkeğin mirasçı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürekli olarak psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin hakaret, tehdit ve sövmelere maruz kaldığını, küçük düşürüldüğünü, tüm akrabalarıyla arasını açtığını, tartışmalar sırasında eline ne gelirse fırlattığını, müvekkilinin maaş ve kredi kartına el konularak darp edilmek suretiyle davalı tarafından evden kovulduğunu, tehdit ettiğini, belirterek tarafların boşanmalarına, 35.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sürekli ablası ve başkalarının etkisiyle hareket ettiğini, aşırı içkiye düşkün olduğunu, müvekkiline karşı sorumsuz ve duyarsız olduğunu, aile içindeki en küçük bir tartışmayı dışarı yansıttığını, son olarak 28.05.2016 tarihinde hiç bir sebep yokken evi terk ettiğini, müvekkilinin Ankara 9. Aile Mahkemesi'nde 2016/1242 Esas sayılı dosyada nafaka talepli dava açtığını belirterek davanın reddine, aksi kanat halinde 1.000,00 TL tedbir nafakasına ve 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı erkeğin dava tarihinden sonra yargılama devam ederken 02.02.2020 tarihinde vefat ettiği, bunun üzerine davacı erkek mirasçılarından Gülçin C.'in vekilli aracılığıyla sunduğu 20.02.2020 tarihli dilekçe ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 182 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya devam edilmesini istediği, evliliğin ölümle son bulduğu, boşanma davasının konusunun kalmadığı, konusu kalmayan boşanma talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına yönelik verilen kararla, davacıya ailesi tarafından taşınmaz kalmasına binaen davalının bu taşınmazları kendi üzerine yapılmasını istediği davacının buna yanaşmaması üzerine kavga çıkardığı üzerine ütü fırlattığı, maaş kartının elinden alındığı ve kalp hastası olmasından kaynaklı almış olduğu ilaçlarının ezildiği ve davalıya şiddet uyguladığı bu şiddete yönelik rapor olmasa da tarafların müşterek kızı ve aynı zamanda tanık olan Gülçin'in babasının kolunda morluklar görmesi nazara alındığında evlilik birliğinin yeniden tesis edilemeyecek derecede temelinden sarsılmasının sabit olduğu, bu haliyle somut olayda davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsacak mahiyette hareketlerde bulunduğu ve bunda ağır ve tam kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; daha önce açmış olduğu nafaka davasında kendisinin haklı görülerek kendi lehine nafakaya hükmedildiğini, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını belirterek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, davalı kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkeğin mirasçı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkeğin mirasçı vekili temyiz dilekçesinde, kadının kusurlu olduğunu, erkeği evden kovduğunu, şiddet uyguladığını, nafaka davasının bu davadan bağımsız olduğunu belirterek kusur tespiti yönünden temyiz yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalan boşanma davasında sağ kalan davalı kadın eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak derecede kusurlu bir davranışının bulunup bulunmadığı, kusurun ispat edilip edilemediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 Sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi, 181 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasının yargılaması sırasında davacı erkeğin vefatı üzerine mirasçılarının kusur incelemesi yönünden davaya devam etmesi neticesinde Mahkemece; taraflar arasındaki evliliğin ölümle son bulduğu belirtilerek boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadın tam kusurlu kabul edilerek erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş, karar davalı kadın tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde, daha önce davalı kadın tarafından açılan ve ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiği bağımsız tedbir nafakası davasında erkeğin temyize konu tedbir nafakası davasından önce meydana gelen ve fakat tedbir nafakası davasında ileri sürmediği vakıalara dayanılarak boşanma davası açılamayacağı, bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusurun gerekçesinin düzeltilerek kadının kusurlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

2. Bir davada ileri sürülüp incelenerek verilen kararın kesinleşmesinden sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Bir başka deyişle bir davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın kesin bir hükümle çözülmüş olması halinde mahkemece yeniden inceleme konusu yapılmaz. Somut olayda, müteveffa erkeğin vakıalara dayanmadığı iddia edilen davanın kadın tarafından açılan tedbir nafakası davası olması, huzurdaki davanın ise erkek tarafından açılan boşanma davası olması nedeniyle kesin hüküm bulunmadığı gibi tedbir nafakası öncesinde meydana gelen ancak ileri sürülmeyen olaylara dayanarak boşanma davası açılmasına engel bir kanuni düzenleme de bulunmamaktadır. O halde müteveffa erkeğin ileri sürdüğü olayların, usulüne uygun şekilde dayanılan delilerle ispatlanıp ispatlanmadığı dikkate alınarak sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığı yönünde bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile kadının kusurunun olmadığının kabulü doğru olmamıştır. Tüm dosya kapsamından davacıya ailesi tarafından taşınmaz kalmasına binaen davalının bu taşınmazları kendi üzerine yapılmasını istediği, davacının da buna yanaşmaması üzerine kavga çıkardığı, erkeğin üzerine ütü fırlattığı, maaş kartını elinden aldığı ve kalp hastası olmasından kaynaklı almış olduğu ilaçlarını ezdiği ve davalıya şiddet uyguladığı tarafların ortak kızı ve aynı zamanda tanık olan Gülçin'in babasının kolunda morluklar gördüğü nazara alındığında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sağ kalan eşin kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla sağ kalan davalı kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA.

İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.                   Üye                        Üye                       Üye                      Üye
A.Albayrak Doğan      Sedat Demirtaş      Seydi Kahveci      M.Kasım Çetin     Harun Can