TEMLİKNAME DOSYAYA SUNULMADAN ÖNCE DOSYANIN TEMLİK EDİLDİĞİ BANKA DEKONTU İLE SABİT OLDUĞUNDAN DOSYA ALACAĞI HACİZ TARİHİNDEN ÖNCE TEMLİK EDİLMİŞTİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


24 May
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO      : 2019/12-629
KARAR NO   : 2022/1901

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ               :
 Urla İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                         : 26/04/2019
NUMARASI                 : 2019/22 - 2019/68
ŞİKÂYETÇİ TEMLİK ALAN
ALAKCAKLI               :
M.K. vekili Av. S.Ö.
ÜÇÜNCÜ KİŞİ            : Y.v.K. Bankası A.Ş. vekili Av. O.Ö.

1. Taraflar arasındaki "şikâyet" isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda, Urla İcra (Hukuk) Mahkemesince verilen şikâyetin reddine ilişkin karar şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. İNCELEME SÜRECİ

Şikâyetçi İstemi:

4. Temlik alan alacaklı vekili şikâyet dilekçesinde; Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı icra dosyasının alacaklısının Cihan E., borçlularının Murat G. ve Tuğba Ö. olduğunu, müvekkili ile alacaklı Cihan E. arasında 29.04.2015 tarihinde yazılı olarak alacağın temliki sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme gereğince müvekkili tarafından temlik eden Cihan E. vekili Av. M.Ö.’in hesabına 29.04.2015 tarihinde “Urla İcra Müdürlüğü’nün 2015/1.7 Esas sayılı dosya ödemesi” açıklaması ile 28.000 TL yatırıldığını, ayrıca 29.04.2015 tarihinde Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasına tahsil harcı yatırıldığını, sözleşmenin Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasına 07.01.2016 tarihinde ibraz edildiğini, temlik alan alacaklı vekili Mesut K. adına vekâlet sunarak dosyanın takibine başladıklarında dosya alacağına, temlik eden alacaklı Cihan E.’in İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2015/17.89 E. sayılı icra dosyasında olan borcu sebebiyle 25.12.2015 tarihinde haciz şerhi işlendiğini tespit ettiklerini, 08.02.2016 tarihinde Urla İcra Müdürlüğünden dosya üzerindeki alacak haczinin kaldırılmasını talep ettiklerini, icra müdürünün 08.02.2016 tarihli “…temlik sözleşmesinin 07.01.2016 tarihinde sunulduğu ve haczin ise 25.12.2015 tarihinde konulduğu görüldü. Temlik sözleşmesinin haciz tarihinden sonra konulduğundan ve ödemenin müdürlüğümüz aracılığıyla yapılmadığından dosyada alınması gereken harçlar da ödenmediğinden alacaklı vekilinin haciz kaldırma talebinin bu aşamada reddine, gerekli harçları yatırıldığında talebin değerlendirilmesine karar verildi.” şeklindeki işlemi ile taleplerinin reddine karar verildiğini, dosyada ödenmesi gerekli tahsil harcı bulunmadığını, alacağın temliki sözleşmesi gereği ödenmesi gereken damga vergisini (11.02.2016 tarihinde) ödediklerini, Urla İcra Müdürlüğünce 15.02.2016 tarihinde “…temlik sözleşmesinin 07.01.2016 tarihinde dosyaya beyan edildiği ve damga resminin ise 11.02.2016 tarihinde yatırıldığı görüldü. Temlik sözleşmesinin damga resmi yatırıldığında geçerli olacağından dosyanın temlikinin ise 11.02.2016 tarihinde gerçekleştiği görülmüştür. Her ne kadar temlik sözleşmesi 29.04.2015 tarihinde yapıldığı beyan edilmiş ise de müdürlüğümüze o tarihte sunulmadığından ve İzmir 24. İcra Müd. haciz yazısı da temlik sözleşmesinden önce olduğundan haciz kaldırma konusunda müdürlüğümüzün karar verme yetkisi olmadığından reddine karar verildi.” şeklinde işlem yapıldığını, temlik eden alacaklının borçlarından dolayı temlik alan alacaklı müvekkilinin alacağına haciz konulamayacağını ileri sürerek Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasından verilen “alacak haczinin kaldırılması talebinin reddi” kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Üçüncü Kişi Cevabı:

5. Üçüncü kişi vekili; haciz tarihinde icra dosyasına sunulmuş bir temlikname bulunmadığından taraflar arasında adi yazılı şekilde düzenlendiği iddia edilen temliknamenin üçüncü kişileri bağlamayacağı, temliknamenin icra dosyasına sunulup gerekli harçların yatırılmasından sonra üçüncü kişileri bağlayacağı, bu prosedür yerine getirilmeden temlik alanın dosya alacaklısının yerine geçmiş olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

6. Urla İcra (Hukuk) Mahkemesinin 27.05.2016 tarihli ve 2016/20 E., 2016/73 K. sayılı kararı ile; temlik sözleşmesinin adi yazılı yapıldığı, her ne kadar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 184. maddesinde alacağın temliki için adi yazılı şekil şartı yeterli görülmüş ise de davaya (şikâyete) konu işlemde dava dışı alacaklı (haciz alacaklısı) Y.K. Bankası A.Ş.'nin alacağını almasının önlenmesi için her zaman adi yazılı şekilde bir temlik sözleşmesinin yapılarak takibin engellenmesinin mümkün olduğu, davacı (şikâyetçi) tarafından haciz ihbarından (doğrusu müzekkeresinden) önce dosyaya sunulmuş bir temlik belgesi olmadığı gibi, temlik sözleşmesi resmî bir makam önünde yapılmadığından haciz ihbarından (müzekkeresinden) önce yapıldığının ispatının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın (şikâyetin) reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikâyetçi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay 12. Hukuk Dairesince 20.12.2017 tarihli ve 2016/25522 E., 2017/15908 K. sayılı kararı ile;

“… Bonoya dayalı örnek 10 takipte alacağın adi yazılı şekilde temlik edildiği, daha sonra temlik edenin borçlu olduğu dosyadan şikayete konu takip dosyasındaki alacağa haciz konduğu, temlik alacaklısının temlik belgesine sunarak hacizlerin kaldırılması için icra müdürlüğüne başvurduğu, icra müdürlüğünce talebin reddedildiği, icra müdürlüğünce verilen ret kararının kaldırılması için temlik alacaklısının icra mahkemesine başvurduğu, icra mahkemesinde şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.

Alacaklı Cihan E. tarafından bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığı, takipten sonra alacaklı Cihan E. tarafından takip alacağının adi yazılı sözleşme ile Mesut Konak'a 29.04.2015 tarihinde temlik edildiği, temlik sözleşmesinin 29.04.2015 tarihinde yapıldığı, sözleşmenin 3. maddesinde belirtilen temlik alanın, temlik edenin avukatı M.Ö. hesabına 28.000.00 TL ödeme yapacağına ilişkin hükmün yer aldığı, bu hüküm gereği sözleşme ile aynı tarihte temlik alan tarafından şikayete konu takip dosyasının numarası da belirtilmek suretiyle temlik edenin avukatı hesabına 28.000.00 TL’nin havale edildiği temlik belgesiyle birlikte temlik alan tarafından 07.01.2016 tarihinde dosyaya ibraz edilen banka dekontu ile sabittir.

TBK 184. maddesi gereğince alacağın temliki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir.

İzmir 24. İcra müdürlüğünün 2015/17.89 E. sayılı takip dosyasının alacaklısı olan Y.K. bankasının bu dosyada borçlu olan Cihan E.'in alacaklısı olduğu şikayete konu takip dosyasındaki alacağa 24.12.2015 tarihinde haciz koydurduğu görülmektedir. Her ne kadar belirtilen temlik sözleşmesi şikayete konu dosyaya haciz tarihinden sonra 07.01.2016 tarihinde ibraz edilmiş ise de; dosya alacağının 29.04.2015 tarihinde temlik edildiği ve temlik sözleşmesinin 3. maddesindeki yükümlülüğün de yerine getirildiğinin şikayetçi tarafından temlik sözleşmesiyle birlikte sunulan dekont ile sabit olduğu ve haciz tarihinden önce dosya alacağının temlik edildiği anlaşılmıştır.

O halde; haciz tarihi itibariyle alacak temlik edilmiş olduğundan haciz usulsüz olup, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken haciz müzekkeresinden önce dosyaya sunulmuş bir temlik belgesi olmadığından bahisle şikayetin reddi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Urla İcra (Hukuk) Mahkemesinin 26.04.2019 tarihli ve 2019/22 E., 2019/68 K. sayılı kararı ile; haciz öncesinde yapıldığı iddia edilen ödemenin temlike ilişkin olup olmadığının belli olmadığı, temlikname başlıklı yazının haciz tarihinden önce dosyaya sunulmadığı, üçüncü kişi banka tarafından (üçüncü kişinin haciz talebi üzerine) haciz işlemi yapıldıktan sonra dosyaya sunulmuş olduğu, temlikname başlıklı yazının adi yazılı şekilde düzenlenmiş olması nedeniyle her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu ve haciz tarihinden önce düzenlendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda alacağın haciz tarihinden önce temlik edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre 24.12.2015 tarihli haciz işleminin usulsüz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle şikâyetin açıklanması gerekmektedir.

13. Şikâyet 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 16, 17 ve 18. maddelerinde düzenlenmiştir. Şikâyet, icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş, kendisine özgü hukukî bir çaredir. Şikâyet kendisine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir. Şikâyet, icra takibinin taraflarına veya hukukî yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin (veya diğer icra organlarının) kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan hukukî bir çaredir (Pekcanıtez, Hakan/ Atalay, Oğuz/ Özkan, Meral Sungurtekin/ Özekes Muhammet :İcra ve İflas Hukuku, 11. Bası, Ankara, 2013, s. 125 vd.).

14. Şikâyetin konusu, icra ve iflas dairelerinin yapmış oldukları işlemlerdir. İcra dairesinin işleminden maksat, somut olay karşısında icra dairesinin davranış biçimidir. İşlemin, şikâyete konu olabilmesi için mutlaka memurun olumlu bir davranışının olması gerekmez. İcra memurunun yapması gereken bir işlemi yapmaması veya ihmal etmesi, sürüncemede bırakması durumunda da bu olumsuz davranışı şikâyet konusu olabilir. Bir muamelenin şikâyet konusu olabilmesi için, şikâyet edenin mutlaka zarar görmesi gerekmediği gibi, icra organının kusurlu olması da gerekmez.

15. Şikâyet, icra mahkemesince incelenir ve karara bağlanır. İcra mahkemesinin şikâyeti inceleyebilmesi için kendisine talepte bulunulması gerekir. Ancak şikâyetin kamu düzenine aykırı olması hâlinde, başka bir sebeple kendisine dosya ulaşan icra mahkemesi, icra memurunun işlemindeki kamu düzenine aykırılığı kendiliğinden nazara alabilir ve işlemi iptal edebilir.

16. Uyuşmazlığın çözümünde haciz işleminin de açıklanması yerinde olacaktır.

17. Kural olarak, borçlunun malvarlığını teşkil eden mal, alacak ve hakları, alacaklılarına karşı bir tür teminat teşkil eder ve bu nedenle borçlunun alacaklıları tarafından borç için haczettirilebilir. Haciz cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hâkimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.

18. Haczin yanlış uygulanması hâlinde icra memurunun bu işlemde düzeltme, değiştirme veya kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Bu hâlde ilgili kişi haciz işlemini icra mahkemesinde şikâyet konusu yapılabilir. Usulsüz olan haciz işlemini kaldırma yetkisi icra müdürlüğüne değil icra mahkemesine aittir. Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2021 tarihli ve 2017/12-754 E., 2021/1205 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.

19. Bu noktada icra takibine konu alacağın devrinin irdelenmesi gerekmektedir.

20. Dava veya icra takibine konu yapılmış bir alacağın dava veya icra takibi devam ederken alacaklı tarafından bir başkasına (üçüncü kişiye) temlik edilmesi mümkündür. Çünkü çekişmeli olan alacaklar da temlik olunabilir. Dava konusu yapılmış bir alacağın dava devam ederken davacı (alacaklı) tarafından bir başkasına temlik edilmesi hâli 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 186. maddesinde [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 125] düzenlendiği hâlde İİK’da icra takibine konu yapılmış olan bir alacağın icra takibi devam ederken alacaklı tarafından bir başkasına temlik edilmesi hâli düzenlenmemiştir. Fakat bundan icra takibine konu yapılmış bir alacağın icra takibi sırasında bir başkasına devredilemeyeceği sonucuna varılmamalıdır [Kuru, Baki: İcra Takibi Konusu Alacağın Temliki, Makaleler, İstanbul 2006, (Kuru Makaleler) s. 495-496].

21. Alacaklı, alacağını bir başkasına temlik etmek istediğini icra dairesine bildirince, alacağın temliki icra tutanağına yazılır ve tutanağın altı temlik eden alacaklı ve icra memuru tarafından imzalanır. Bu şekilde icra tutanağına geçirilen beyanı ile alacağını bir başkasına temlik eden (eski) alacaklıdan binde beş damga pulu parası alınır. Temliknameler damga vergisine tabi bulunduğundan icra takibine devam edilebilmesi için (eski veya) yeni alacaklıdan temlik veya tahsil harcı adı altında bir harç alınamaz (Kuru Makaleler, s. 496-497).

22. Temliknamenin mutlaka icra dairesinde düzenlenmesi şart değildir. Temlikname noter huzurunda yapılabileceği gibi adi yazılı şekilde de yapılabilir. Alacağını temlik etmekle, temlik eden (eski) alacaklının temlik edilen alacağa ilişkin icra takibindeki alacaklı sıfatı kalkar. Alacağın icra dairesi dışında temlik edilmesi hâlinde temlikname icra dairesine verilmeden önce icra dairesi temlik hakkında bilgi sahibi olmadığından, temlik eden (eski) alacaklının (alacağın temliki ile temliknamenin icra dairesine verilmesi arasındaki zaman içinde) yaptığı işlemler geçerlidir (Kuru Makaleler, s. 497).

23. Temlik işleminin geçerliliği ise maddi hukuk hükümlerine bağlıdır. TBK’nın 184. maddesi uyarınca alacağın temliki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir.

24. Somut olay değerlendirildiğinde; Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasında alacaklı Cihan E. vekili Av. M.Ö. tarafından borçlular Murat G. ve Tuğba Ö. aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmıştır.

25. İzmir 24. İcra Müdürlüğünün 2015/17.89 E. sayılı dosyasında alacaklı Y.K. Bankası A.Ş. vekili tarafından borçlu Cihan E. aleyhine başlatılan takipte, Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasına gönderilen 24.12.2015 tarihli haciz müzekkeresi “Borçlunun müdürlüğünüzün yukarıda numarası yazılı dosya alacakları üzerine borç miktarı kadar haciz konulmasına karar verilmiştir. Karar gereğince işlem yapılarak sonucundan bilgi verilmesi…” şeklindedir. Urla İcra Müdürlüğünün 25.12.2015 tarihli cevabında “…ilgili yazınız ile müdürlüğümüzün yukarıda numarası yazılı dosya alacaklısının alacakları üzerine haciz konulmuştur. Dosyamızda henüz bir tahsilat yoktur. Tahsilat olduğunda hacziniz dikkate alınacaktır…” şeklinde cevap verilmiştir.

26. Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasına 07.01.2016 tarihinde temlik alan Mesut K. vekili tarafından 29.04.2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesi sunulmuştur. Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasında temlik alan Mesut K. vekili 08.02.2016 tarihli talebinde; 29.04.2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesi gereğince temlik alan Mesut K. hesabından alacaklı Cihan E. vekili Av. M.Ö.’in hesabına icra dosyası borcunun ödendiğini ve temlik sözleşmesi ile birlikte banka dekontunun 07.01.2016 tarihinde sunulduğunu, dosya alacağına 25.12.2016 tarihinde haciz konulduğunu belirterek temlik eden Cihan E.’in alacaklı sıfatı kalmadığından 25.12.2015 tarihli alacak haczinin kaldırılmasını talep etmiştir. İcra müdürünün şikâyet konusu 08.02.2016 tarihli işleminde; “… alacaklı vekilinin 25.12.2015 tarihli İzmir 24. İcra Müd. dosyasına konan haczin dosyanın tamamen ödendiğinden kaldırılmasını talep etmiş ise de dosyanın incelenmesinde temlik sözleşmesinin 07.01.2016 tarihinde sunduğu ve haczin ise 25.12.2015 tarihinde konulduğu görüldü. Temlik sözleşmesinin haciz tarihinden sonra konulduğundan ve ödemenin müdürlüğümüz aracılığıyla yapılmadığından dosyada alınması gereken harçlar da ödenmediğinden alacaklı vekilinin haciz kaldırma talebinin bu aşamada reddine, gerekli harçları yatırıldığında talebin değerlendirilmesine” karar verilmiştir.

27. Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasında temlik alan Mesut K. vekili 09.02.2016 tarihli talebinde; tahsil harcının 29.04.2015 tarihinde yatırıldığını, temlik sözleşmesi için ödenmesi gereken damga vergisinin hesaplanmasını ve 08.02.2016 tarihli icra memurluk işlemi gereği haczin kaldırılması talebinin değerlendirilmesini talep etmiştir. İcra müdürünün 10.02.2016 tarihli işleminde; “alacaklı vekilinin talebinin kabulüne ve öncelikle temlik harcının yatırılmasına 224,41 TL vergi dairesine yatırıldığında talebin değerlendirilmesine” karar verilmiştir. Temlik alan vekili tarafından 11.02.2016 tarihinde vergi dairesine 224,41 TL damga vergisi ödenmiştir.

28. İcra müdürünün şikâyet konusu 15.02.2016 tarihli işleminde; “Karar: Alacaklı vekili tarafından temlik sözleşmesinden kaynaklanan damga resminin de Urla Vergi Dairesine yatırıldığı görüldü.

Alacaklı vekilinin talebi incelendi. İzmir 24. İcra Müd. 2015/17.89 Esas sayılı dosyasından 24.12.2015 tarihinde dosyamızdaki alacaklarına haciz konulması talep edilmiş olup, müdürlüğümüz tarafından ise 25.12.2015 tarihinde dosya alacağına haciz konularak İzmir 24. İcra Müd. cevabi yazı yazılmıştır. Yazışmalarda ise dosya alacaklısı Cihan E. olduğu görülmüştür.

Temlik sözleşmesinden dolayı bu haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de; Dosyanın incelenmesinde temlik sözleşmesinin 07.01.2016 tarihinde dosyaya beyan edildiği ve damga resminin ise 11.02.2016 tarihinde yatırıldığı görüldü. Temlik sözleşmesinin damga resmi yatırıldığında geçerli olacağından dosyanın temlikinin ise 11.02.2016 tarihinde gerçekleştiği görülmüştür.

Her ne kadar temlik sözleşmesi 29.04.2015 tarihinde yapıldığı beyan edilmiş ise de müdürlüğümüze o tarihte sunulmadığından ve İzmir 24. İcra Müd. Haciz yazısı da temlik sözleşmesinden önce olduğundan haciz kaldırma konusunda müdürlüğümüzün karar verme yetkisi olmadığından reddine” karar verilmiştir.

29. Temlik alan alacaklı Mesut K. vekili şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak temlik eden alacaklı Cihan E.’in borcundan dolayı temlik alan alacaklı müvekkilinin alacağına haciz konulamayacağını ileri sürerek Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasından verilen “alacak haczinin kaldırılması talebinin reddi” kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

30. Temlik eden Cihan E. ve temlik alan Mesut K. vekili arasında adi yazılı şekilde düzenlenen 29.04.2015 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde; temlik edenin alacaklı olduğu Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasından doğmuş ve doğacak bütün alacaklarını TBK’nın 183. maddesine ve devamı hükümlerine göre gayrikabili rücu olarak temlik alana devir ve temlik ettiği, temlik alanın, temlik edenin vekili olan Av. M.Ö. adına kayıtlı T.V. Bankası TR55 0001 5001 58.0 7.99 7.41 64 numaralı hesabına 28.000 TL ödeme yapacağı kararlaştırılmıştır.

31. T. Vakıflar Bankası A.Ş.’ye ait 29.04.2015 tarihli ve 28.000 TL bedelli dekontta ise “Urla İcra Müdürlüğü 2015/1.7 E. ….nolu Mesut K. hesabından TR55 0001 5001 58.0 7.99 7.41 64 nolu M.Ö. hesabına… referans nolu havale yapılmıştır” açıklaması bulunmaktadır.

32. Alacağın temlikinin mutlaka icra dairesinde düzenlenmesi gerekmez. Adi yazılı şekilde yapılmış alacağın temliki sözleşmesi 07.01.2016 tarihinde icra dosyasına sunulmuş ise de temlik alan tarafından temlik sözleşmesindeki yükümlülüğün yerine getirilerek dosya alacağının 29.04.2015 tarihinde temlik edildiği, 29.04.2015 tarihli banka dekontu ile sabittir. Bu durumda dosya alacağının haciz tarihinden önce temlik edildiğinin kabulü gerekir. Belirtilen banka dekontu karşısında, alacağın temliki sözleşmesinin icra müdürlüğüne sonradan sunulması bu sonuca etkili değildir.

33. O hâlde alacağın temlikinin 29.04.2015 tarihinde yapıldığının sabit olması nedeniyle, temlik eden Cihan E.’in Urla İcra Müdürlüğünün 2015/1.7 E. sayılı dosyasında bir alacağı kalmadığından 24.12.2015 tarihli haciz işlemi usulsüzdür.

34. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; alacağın temliki sözleşmesinin her zaman düzenlenebileceği, banka dekontunun temlikin daha önce düzenlendiğini doğrulamadığı, temlik sözleşmesinden önce dosya haciz müzekkeresinin icra dosyasına şerh edildiğinden haciz işleminde bir usulsüzlük olmayıp şikâyet yolu ile haczin kaldırılmasının istenemeyeceği, temlik alacaklısının ancak istihkak davası yolu ile dosya alacağı üzerinden haczi kaldırtabileceği gerekçesi ile direnme kararının bu değişik gerekçe ile onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

35. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Şikâyetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile eklenen Geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2022 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Alacağın temliki için TBK’nun 184. maddesine göre adı yazılı şekil şartı yeterlidir. Bu yazılı şekil geçerlik şartıdır. Alacağın temliki icra dairesinde yapılmak istenir ise alacaklı, alacağını bir başkasına temlik etmek istediğini icra dairesine bildirince alacağın temliki icra tutanağına yazılır ve tutanağın altı temlik eden alacaklı ve icra memuru tarafından imzalanır.

İcra dairesi dışında da alacağın temlik edilmesi mümkündür. Temlikname noter huzurunda yapılabileceği gibi adı yazılı şekilde de yapılabilir. Bu hâlde temlikname icra dairesine verilmeden önce, icra dairesi temlik hakkında bilgi sahibi olmadığından temlik eden (eski) (alacaklının alacağın temliki ile temliknamenin icra dairesine verilmesi arasındaki zaman içinde), yaptığı işlemler geçerlidir (Kuru, Baki: İcra Takibi Konusu Alacağın Temliki, Makaleler, İstanbul 2006, s.497).

Somut olayda alacaklı bankanın, borçlu Cihan E. aleyhinde İzmir 24. İcra müdürlüğünün 2015/17.89 Esas numarası üzerinden takip başlattığı, borçlusu Cihan E.’in alacaklı sıfatı ile takip yaptığı Urla icra müdürlüğünün 2015/1.7 Esas sayılı dosya alacağına haciz koyduğu, haciz şerhinin 25.12.2015 tarihinde icra dosyasına işlendiği, Cihan E.’in Urla icra müdürlüğünün 2015/1.7 Esas sayılı dosya alacağını 29.04.2015 tarihinde adı yazılı alacağın şikâyetçi ile temlik etmiş ise de bu sözleşmenin dosya haciz şerhinden sonra 07.01.2016 tarihinde icra dosyasına ibraz edildiği, temlik alacaklısı Mesut K.’un dosya haciz şerhini kaldırma talebinin icra müdürlüğünce 15.02.2016 tarihinde reddedildiği, bu ret kararının iptali ile haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.

Dosya haczinden önce icra dairesi dışında alacağın adı yazılı şekilde temlik edildiği görülmekte ise de, bu temlik sözleşmesinden önce dosya haciz müzekkeresi icra dosyasına şerh edildiğinden haciz usulüne uygun yapılmış olup geçerlidir.

Şikâyet icra müdürünün İcra-İflas Hukuku ile ilgili hükümlerini uygulamaması veya yanlış uygulaması nedenine dayanır. Başka bir deyişle, şikâyet maddi hukuka değil, takip hukukuna ilişkin hükümlerin yanlış uygulanması veya hiç uygulanmaması hâlinde söz konusu olur (Aslan, Ramazan/Yılmaz, Ejder/Ayvaz Taşpınar Sema/Hanağası, Emel; İcra ve İflas Hukuku Ankara 2020 s. 78).

Somut olayda icra müdürünün yaptığı haciz işleminde bir usulsüzlük olmayıp şikâyet yolu ile haczin kaldırılması istenemez. Temlik alacaklısı, dosya alacağını icra dairesi dışında temlik aldığını, haciz konulan dosya alacağının haciz tarihinde kendisine ait olduğunu ileri sürdüğüne göre, ancak istihkak davası yolu ile dosya alacağı üzerinden haczi kaldırabilir.

Bu nedenle şikâyet reddine ilişkin, ilk derece mahkemesi kararının onanması görüşümde olduğumdan kararın bozulması yönündeki çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

Dr. Şanver KELEŞ
Üye

BİLGİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda bulunan 17 üyenin 11’i BOZMA, 6’sı ise DEĞİŞİK GEREKÇE İLE ONAMA yönünde oy kullanmışlardır.