TMK 194 HÜKMÜNE GÖRE DAVACI EŞİN DAVA KONUSU TAŞINMAZIN DEĞERİNİ TALEP ETME HAKKI BULUNMAMAKTADIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


07 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/9828
Karar No      : 2023/2702

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 27.04.2021
SAYISI                                 : 2019/81 E., 2021/141 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili olmadığı taktirde bedelinin tahsili davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile dava tarihindeki bedelin tahsiline karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa İlçesi, Mevlana Mahallesi, 8.9. Sokak, N. Sitesi 22-24-26-28-20 mevkiinde kain, 35.1 Ada, 3 Parselde kayıtlı 34/5369 Arsa paylı 5. Blok, 1. Kat 8 Nolu taşınmazda davacı ile davalılardan Ali Metin K.'nun birlikte yaşadıklarını ve aile konutları olduğunu, davalılardan Ali Metin K.'nun davacının muvafakati olmaksızın banka lehine ipotek tesis ettiğini ve daha sonra bu taşınmazın icra yolu ile satıldığını, bu taşınmazın davalılardan Serkant S.'ün aldığını ve adına tescil edildiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davalı Serkan’a ait olan tapunun iptalini, taşınmazın davalı Ali Metin K. adına davacı ve ailesinin aile konutu olduğu şerhi konulması ile tescilini, ihale bedelinin Serkan S. tarafından yatırılan tutarın davalı banka tarafından kendisine veya kendisine ödenmek üzere icra dosyasına ödenmesini, tapunun iptalini ve bu şekilde tescilinin olanaksız görülmesi halinde, taşınmazın karara en yakın tarihteki piyasa rayiç değerinin tespiti ile, söz konusu tutarın, davalı Ali Metin K. adına aynı niteliklerde bir konut satın alınıp, davacının ve ailesinin aile konutu olduğu hususunda şerh konularak Ali Metin K. adına tapuda tescilinin sağlanması ile bu işlemin de olanaksız görülmesi halinde, gayrimenkulün dava tarihi itibariyle tespit edilecek piyasa rayiç tutarı kadar tazminatın davalı Serkant S. dışındaki davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu gayrimenkulün maliki olmadığını, malik tarafından açılabilecek tapu iptal davasının taraflarına yöneltilmesinin mümkün olmadığını, banka tarafından usulsüz her hangi bir işlemin yapılmadığını, aksine kusurlu tarafın davacının eşi olduğunu, davacının talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, ipoteğin sırasında taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, davacının samimi ve iyi niyetli olmadığını, izah edilen nedenlerden ötürü haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri, vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Serkant vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaza 24.09.2014 tarihinde 3. kişilere satışının önlenmesi amacı ile tedbir kararı verildiğini, 04.02.2012 tarihinden itibaren davacı ile eşinin bu taşınmazda ikamet ettiklerini ve her hangi bir kira bedeli ödemediklerini, davalının ihale yolu ile en yüksek teklifi vererek taşınmazı satın aldığını, her hangi bir usulsüzlüğün de söz konusu olmadığını, izah edilen nedenlerden ötürü haksız ve usulsüz olan davanın reddine, mahkemece 24.09.2014 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına aksi halde tedbir kararının kaldırılarak yüzde kırktan aşağı olmamak üzere teminat yatırılması halinde tedbir kararının verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı Ali Metin K. cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

1. Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.07.2014 tarih ve 2014/458 Esas, 2014/607 Karar sayılı kararı ile dava konusunun 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesine dayalı olduğu, bu tür davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.

2. Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi’nin 15.02.2016 tarih ve 2014/828 Esas, 2016/154 Karar sayılı kararı ile davanın tapu iptal tescil aksi halde bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla davalı Serkan S.'e satıldığı, 4721 sayılı Kanun’un 705 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca birinci cebri ihalenin kesinleştiği tarih itibarıyla önceki kayıt maliki Ali Metin K.'nun mülkiyet haklarının son bulduğu, mülkiyet hakkının cebri ihale alıcısı Serkan S.'e devredildiği, davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesinde açılan ihalenin feshi davası reddedildiği, yine 2. Aile Mahkemesinde ipoteğin fekki talebide dava konusu taşınmazın cebri icra ile satıldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davalı Serkan S. yönünden kötü niyetli olduğuna dair dosya kapsamında her hangi bir iddianın da ileri sürülmediği, mevcut haliyle 3. kişi Serkan S.'e cebri icra ile satılan taşınmaza ilişkin aile konutu olmasından bahisle davacının artık tapu iptal tescil veya bedelini talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Dairenin İlk Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.10.2017 tarih 2016/22990 Esas, 2017/10592 Karar sayılı kararı ile tapu iptal ve tescil talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yersiz olduğu, dava dilekçesinde dava konusu taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde taşınmazın ekonomik karşılığının ödenmesini talep edildiği, taşınmazın cebri icra ile davadan önce satılmış olması sebebiyle tapu iptali ve tescili isteminin reddine karar verildiği, davacı kadının davalı banka ve davalı Ali Metin K.'na yönelik taşınmazın ekonomik karşılığının ödenmesine yönelik terditli talebinin genel hükümlere tabi alacak olduğu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu hususu düşünülerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin 21.06.2018 tarih ve 2018/673 Esas, 2018/7959 Karar sayılı kararı ile yukarıda belirtilen Daire kararına karşı davalı banka vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İlk Karar

Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi’nin 28.09.2018 tarih ve 2018/687 Esas, 2018/970 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak görevsizlik kararı verilmiştir.

C. Dairenin İkinci Bozma Kararı

1. Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 11.04.2019 tarih ve 2019/163 Esas, 2019/4490 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazda davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, taşınmazın aile konutu olduğunun açık olduğu, davalı banka tarafından davacının ipotek tesisine rıza gösterdiğinin iddia edildiği, rızaya ilişkin belgenin sahte olduğu Adli Tıp kurumu raporu ile sabit olduğu, bu durumda davalı bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda davalı bankanın iyiniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı, Öte yandan mahkememizdeki bu dava taşınmazın ekonomik karşılığının ödenmesi talebinin de bulunduğu, davalı bankanın taşınmazın satılarak paraya çevrilmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı yönündeki savunmasına da itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davasının kabulüne 212.754,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; miktarın hatalı belirlendiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, terditli talepleri arasında karar tarihine en yakın değeri üzerinden bedel tahsilinin olduğunu, terditli taleplerden ilki tapu iptali ve tescil talebi olması nedeniyle, taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden harç yatırarak davaya devam edildiğini, peşin harcın tamamlanması için yatırılan tutar dava değerini belirlemekte ancak yargılama sonunda hükmedilecek tutar bakımından taleplerini sınırlamadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; bankanın tapu siciline güvenerek ipotek tesis ettiğini, ipoteğin tesisi sırasında taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, davacının hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı hareket ederek haksız ve mesnetsiz kazanç sağlamak amacıyla dava açtığını, bankanın iyi niyetli olduğu, ipotek tesisi esnasında aile konutu şerhi bulunmadığına göre Bankanın kazanımının korunması gerektiğini ve fakat davalı eşin imzasının davacıya ait olduğunu bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, taşınmaz üzerine aile konutu şerhinin işlendiği tarihin bankanın taşınmazın satış işlemlerinin başladığı tarihten çok sonra olduğunu, eşlerin birlikte ve kötü niyetli olarak hareket ederek iyi niyetli 3. kişilerin haklarını zarara uğratmaları engellendiğini, Yargıtay kararı doğrultusunda davacı iyi niyetli 3. Şahıs konumundaki bankanın kötü niyetli olduğunu kanıtlayamadığını, ipotekli taşınmaz satılmamış olsa idi, davaya konu edilen taşınmazın mülkiyeti davacı Havana K.'na geçmeyeğini, bu nedenle Mahkeme kararı ile davacı Havana K. sebepsiz zenginleşmiş olacağını ve bankanın zarara uğratacağını, bankamız aleyhine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/94.83 Esas sayılı dosyasından yapılan şikayet sonucunda, müştekinin eşinden şikayetçi olmaması ve suçun zamanaşımına uğramış olması gerekçeleri ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aile konutu nedeniyle tapu kaydının iptali olmadığı takdirde bedeline karar verilmesi davasında, davanın bedel yönünden kabulünün doğru olup olmadığı, davacının bedel talep etme hakkının olup olmadığı, tapu kaydının iptal edilmesi durumunda dahi davacı malik olmayan eş adına kayıt yapılamayacak olması göz önüne alındığında davacı yararına hükmedilen bedelin sebepsiz zenginleşme olup olmayacağı ile belirlenen bedelin güncel rayiç değer üzerinden hesaplanmamasının hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 77 nci ila 88 inci madde arası.

3. Değerlendirme

Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin ve malik olmayan eşin barınma hakkınının korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Malik olmayan eşin, aile konutunda ayni bir hakkı yoktur, şahsi hakkı vardır. Bu hak, taşınmazın parasal değerinin, taşınmazı devralan üçüncü kişiden istemeyi içermez. Ancak, ipotek tesisine ilişkin sözleşmenin hükümsüzlüğünün kanıtlanması halinde, ipoteğin kaldırılmasına, tapu iptali ile malik olmayan eş adına tesciline karar verilebilir. Somut olayda, davacı kadın, dava konusu taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil talep etmiş, bu talebinin kabul edilmemesi halinde davalı banka ve davalı Ali Metin'den tahsil edilmek kaydıyla taşınmazın ekonomik karşılığının tazminat olarak ödenmesi talebinde bulunmuş ise de; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin malik olmayan eşin barınma hakkını koruduğu dikkate alındığında, davacı kadının dava konusu taşınmazın değerini talep etme hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

IV. KARAR

Açıklanan açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.                   Üye                     Üye                     Üye                   Üye
A.Albayrak Doğan      Rıza Sarıtaş        Çetin Durak        Sevil Kartal       Harun Can