TMK 240 HÜKMÜ GEREĞİ MÜLKİYET HAKKI TANINMASI TALEBİNDE SAĞ KALAN EŞİN KATILMA ALACAĞINDAN DAVALILARIN İPTAL EDİLEN HİSSE DEĞERİ MAHSUP EDİLMELİDİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


21 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/11407
Karar No      : 2023/2555

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 02.11.2022
SAYISI                                 : 2022/2400 E., 2022/2042 K.

Taraflar arasındaki ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar Mutlu Ç. ve diğerleri vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar Mutlu Ç. ve diğerleri vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:         

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile muris Ali Ç.'in 26.02.2001 tarihinde evlendiklerini, murisin 08.05.2008 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak davalılar ile müvekkilinin kaldığını, evlilik birliği içerisinde 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, taşınmazlardan 134 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın aile konutu olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesi uyarınca bu taşınmazın aile konutu olarak müvekkili adına tescil taleplerinin olduğunu, ev olarak kullanılan bu taşınmaz üzerinde tadilatlar yapıldığını ve bu şekilde değerinin arttığını, taşınmazın artan değerinde de müvekkilinin katkısı olduğunu ileri sürerek; 134 ada 3 parselde kayıtlı evin müvekkili adına aile konutu olarak tapuya tescilini, mahkeme aksi kanaatte ise satış yoluyla tasfiyeden önce davalılar da kabul etmesi halinde dava konusu taşınmazların hisselerinin 1/2 sinin müvekkilinin adının tescil edilmesini, muvafakat olmaz ise katılma alacağına karar verilerek taşınmazların tasfiyesine gidilmesini, elde edilen bedelin 1/2 sinin faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini, değer artış bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiş; davacı vekili 29.04.2022 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 131.228,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar Mustafa, Mutlu ve Gülcihan vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, taraf teşkilinin sağlanmadığını, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davacının oturduğunu, aile konutunun özgülenmesi talebinde hukuki yararı olmadığını, taşınmazın murisin annesinden aldığı borç altınlar, müvekkilleri Mustafa ve Mutlu'nun ırgatlık ve çobanlık yaparak kazandıkları paralar ve müvekkili Mutlu'nun birikimleri ile aldığı altınlarla alındığını, murisin annesinden aldığı altın borcunun murisin vefatında sonra müvekkilleri Mustafa ve Mutlu'nun ödediğini, murisin evin alınmasına çok az katkısının olduğunu, müvekkilleri tarafından ödenen paraların kişisel mal olduğunu, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın üzerinde tapu kaydında 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu (3083 sayılı Kanun) uyarınca şerh bulunduğunu, taşınmazın edilmiş mal olmadığını, murisin taşınmazı 2002 yılından önce edindiğini, taşınmazın 5 yıl ödemesiz 5 yıl ardından 10 yıl ödemeli olarak alındığını, murisin çok az ödeme yaptığını, davacının değer artış payı alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Muhammed'e küçük olması nedeniyle temsil kayyımı atanmış olup, kayyım cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı Muhammed 11.11.2020 tarihinde reşit olmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 17.10.2002 tarihinde edinildiği, tescil nedeniyle yapılan borçlanmanın 2006-2015 yılları arasında yapıldığı, bu taşınmaz yönünden hesap bilirkişisi tarafından evlilik birliği içinde yapılan ödemeler dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının davalılardan toplam 103.528,00 TL katılma alacağı olduğu; 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da 15.09.2004 tarihinde edinildiği, taşınmazın aile konutu olduğu, bu taşınmaz yönünden de hesap bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının davalılardan toplam 27.700,00 TL alacağı olduğu, davacının 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesine göre adına tescili için 20.775,00 TL depo etmesi gerektiğinin belirlendiği; her iki taşınmaz yönünden toplam 131.228,00 TL katılma alacağı olduğu, davacının depo etmesi gereken miktar katılma alacağından mahsup edildikten sonra davacının 110.453,00 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 103.528,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 27.700,00 TL olmak üzere toplam 131.228,00 TL katılma alacağı bulunduğunun tespiti ile; 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının depo etmesi gereken 20.775,00 TL'nin davacının toplam katılma alacağından mahsup edildikten sonra kalan 110.453,00 TL katılma alacağının, karar tarihi olan 16.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Mustafa, Mutlu ve Gülcihan vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar Mustafa, Mutlu ve Gülcihan vekili istinaf dilekçesinde; ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olarak davacıya özgülenmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, bu taşınmaz alınırken murisin annesinden borç olarak alınan altınlar, müvekkillerinin çalışarak kazandıkları paralar ve birikimlerinin kullanıldığını, murisin annesinden alınan altınların da yine davalılar tarafından ödendiğini, davacının muristen alacaklı olması halinde mülkiyet hakkı tanınabileceğini, bu taşınmaz yönünden değer artış payı alacağı bulunmadığını, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3083 sayılı Kanun kapsamında 5 yıl ödemesiz 5 yılın sonunda 10 yıl ödemeleri toplam 15.000,00 TL'ye alındığını, edinilmiş mal olmadığını, murisin ölümüne kadar sadece iki taksit ödemesi yapıldığını, murisin ölümünden önceki ödemelerin de davalılar tarafından yapıldığını, murisin ölümünden sonraki ödemelerin ise mirasçılar tarafından paylaşılarak yapıldığını, hali hazırda taşınmazın 2/5'lik kısmın davacı ve oğlu tarafından, 3/5'lik kısmının ise müvekkilleri tarafından kullanıldığını, murisin sağlığında yapılan ödemelere murisin herhangi bir katkısının olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,        134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 15.09.2004 tarihinde satış nedeniyle, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın da 17.10.2002 tarihinde 3083 sayılı Kanun kapsamında muris adına tescil edildiği, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz için murisin sağlığında 3.007,00 TL, murisin ölümünden sonra yapılan ödemelerle birlikte toplam 12.526,09 TL ödeme yapıldığı, davacının taşınmaz için yaptığını iddia ettiği iyileştirmelerin murisin ölümünden sonra yapıldığı, mal rejimi sona erdikten sonra yapıldığı iddia edilen iyileştirmeler nedeniyle davacı lehine değer artış payı verilemeyeceği, davacının dilerse sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede mirasçılar aleyhine dava açabileceği, davalıların 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın edinilmesinde kullanıldığını iddia ettikleri paralar yönünden davalıların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede açabilecekleri; 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın murisin sağlığında yapılan ödemelerin davalılar tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gibi ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede açabilecekleri; davacının 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesine göre mülkiyet hakkı talep ettiği, taşınmazın aile konutu olduğu ve davacının başkaca kullanabileceği taşınmazı da olmadığından davacının hukuki menfaati bulunduğu; davacının 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içinde yapılan ödemeler yönünde 138.033,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 30.000,00 TL katılma alacağı olduğu, iş bu alacakların tereke borcu olması nedeniyle tüm mirasçıların miras hissesi oranında borçlu olduğu, davacının miras hissesi oranında alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği, o halde davacının toplam 168,033,00 TL katılma alacağından mirasçılara miras payı oranında ödenmesi gereken 22.500,00 TL'nin mahsup edildikten sonra bakiye 145.53,00 TL'nin mirasçılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesi gerektiği, ancak davacının istinafı olmaması nedeniyle miktar yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu belirtilerek başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüyle davacının 289 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 138.033,00 TL, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 30.000,00 TL katılma alacağı olmak üzere toplam katılma alacağı 168.033,00 TL olmakla birlikte davalıların usuli kazanılmış hakkı gözetilerek 131.228,00 TL'den 134 ada 4 nolu parsel sayılı taşınmaz için davalıların miras hissesine düşen 22.500,00 TL mahsup edildikten sonra bakiye 108.728,00 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile, davalılar lehine usuli kazanılmış hak olması sebebi ile 108.728,00 TL katılma alacağının her bir davalının miras hissesine düşen 20.386,50 TL olarak her bir davalıdan İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsili ile davacıya ödenmesine, 134 ada 4 nolu parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Mustafa, Mutlu ve Gülcihan vekili ve davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalılar Mustafa, Mutlu ve Gülcihan vekili temyiz dilekçesinde; ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını, 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olarak davacıya özgülenmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, bu taşınmaz alınırken murisin annesinden borç olarak alınan altınlar, müvekkillerinin çalışarak kazandıkları paralar ve birikimlerinin kullanıldığını, murisin annesinden alınan altınların da yine davalılar tarafından ödendiğini, davacının muristen alacaklı olması halinde mülkiyet hakkı tanınabileceğini, bu taşınmaz yönünden değer artış payı alacağı bulunmadığını, 289 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 3083 sayılı Kanun kapsamında 5 yıl ödemesiz 5 yılın sonunda 10 yıl ödemeleri toplam 15.000,00 TL'ye alındığını, edinilmiş mal olmadığını, murisin ölümüne kadar sadece iki taksit ödemesi yapıldığını, murisin ölümünden önceki ödemelerin de davalılar tarafından yapıldığını, istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verildiğini, İlk Derece Mahkemesinin kaldırılan miktarlar yönünden davacı aleyhine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiği, müvekkil Mutlu tarafından yapılan yargılama giderlerinin müvekkili üzerinde bırakılmasının hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, müvekkili tarafından yapılan tadilatların sebepsiz zenginleştirme olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, tadilatların hem murisin sağlığında hem de ölümünden sonra yapıldığını, vekâlet ücretinin de hatalı belirlendiğini, vekâlet ücretine katılma alacağının tamamı üzerinden hükmedilmesi gerektiğini, net olan rakam üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ayrıca eski tarifeye göre vekâlet ücretinin belirlendiğini, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki tarifeye göre belirlenmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, alacak miktarının doğru belirlenip belirlenmediği, kişisel mal denkleştirmesinin doğru yapılıp yapılmadığı, değer artış payı alacağının bulunup bulunmadığı ve bu hususların ispatı, vekâlet ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği, aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile 4721 sayılı Kanun'un 240 nci maddesine göre aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 240 ıncı maddesi; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalılar Mutlu Ç. ve diğerleri vekilinin ve davacı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinin birinci fıkrası 'Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.' şeklinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 240 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası da 'Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.' şeklinde düzenlenmiştir.

4. Davacı sağ kalan eşin belirlenen katılma alacağından mahsup edilmesi gereken miktar, iptaline karar verilen mülkiyet hakkının karşılığı olan miktardır; diğer bir deyişle, belirlenen katılma alacağından mahsup edilecek miktar aile konutunun değeridir.

5. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesi uyarınca sağ kalan eş adına mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilmesi yerinde ise de, belirlenen katılma alacağından mahsup edilen miktar ve buna bağlı olarak bakiye katılma alacağı miktarı hatalıdır. Şöyle ki, aile konutu niteliğindeki 134 ada 4 parsel sayılı taşınmazın muris adına 15.09.2004 tarihinde satın alındığı, murisin ölümü üzerine 15.10.2014 tarihinde mirasçılar adına intikal nedeniyle tescil edildiği, Bölge Adliye Mahkemesinde davacı sağ kalan eşin belirlenen katılma alacağından davalıların iptal edilen hisse değeri mahsup edilmesi gerekirken, murisin payına düşen katılma alacağı miktarından davalıların hissesine düşen miktarın mahsup edildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, usuli kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak, davacı sağ kalan eşin belirlenecek katılma alacağı miktarından davalıların iptaline karar verilen hisselerinin değeri mahsup edilerek bakiye katılma alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı hesaplamayla karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar Mutlu Ç. ve diğerleri vekilinin ve davacı vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının alacağın hesaplanması yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                   Üye                Üye                       Üye
Ömer Uğur Gençcan      Sevil Kartal       Harun Can      Erdem Şimşek     Hatıran Alper