VEKİLİN İSTİFA DİLEKÇESİ ASİLE TEBLİĞ EDİLMEDEN ASİLE DURUŞMA GÜNÜ İÇİN TEBLİGAT GÖNDERİLEMEZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


08 Nis
2021

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI

ESAS NO       : 2020/9665
KARAR NO    : 2020/7716

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ            :
ANKARA 17. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ                      : 31/12/2019
NUMARASI              : 2019/269 - 2019/697
DAVACI                    : M.Ş.
DAVALILAR             : MURİS S.G. MİRASÇILARI
                                   1- E.G. VEK. AV. M.Ç.
                                   2- D.G., 3- H.G., 4- H.G.

Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı; kiracı olduğu dairenin başlatılan icra takibi ve yapılan ihale sonucu davalıya satıldığını, davalı alacaklı tarafından aleyhine, kira, elektrik, su ve aidat alacaklarının tahsili hususunda icra takibi başlatıldığını, itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, davalı tarafça icra dosyası üzerinden 15 gün süreli tahliye emri gönderildiğini, bağımsız bölümün 30.09.2011 tarihine kadar tahliyesinin istendiğini, bağımsız bölümü 14.11.2011 tarihinde tahliye ettiğini, bağımsız bölümün anahtarlarını icra dosyasına teslim ettiğini, bu durumda 30.09.2011-14.10.2011 tarihleri arasında geçen süre için ecrimisil ile sorumlu tutulması gerektiğini, ancak İcra Hukuk Mahkemesi tarafından davalı alacaklı taraf arasında kira akdi ilişkisi varmış gibi bir değerlendirme yapılarak, itirazın iptaline karar verildiğini, icra mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde bulunmadığını, fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığın belirterek, 2.427 TL miktarın, 03.05.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı; cevap vermemiştir.

Mahkemece; davanın kabulü ile, 2.427 TL’nin 03.05.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün süresi içerisinde davalı mirasçısı Erdoğan G. tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 15/11/2018 tarih ve 2017/413 Esas, 2018/11263 Karar sayılı ilamı ile “Her ne kadar mahkemece tahliye etmesi gereken tarihten tahliye tarihine kadar davacı sorumlu tutulmuş ise de; mülkiyet ihale ile davalıya geçtiğinden, ihale tarihi 08/08/2011 başlangıç kabul edilerek tahliye tarihine kadar sürede hak sahibi olduğu bedelin belirlenmesi gerekmektedir. 

O halde; mahkemece; mülkiye ihaleyle davalı alıcıya geçtiğinden ihale tarihinden tahliye tarihine kadar geçen sürede hak sahibi olduğu bedelin belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı vekilinin usulen haberdar olduğu halde, 12.09.2019 tarihli duruşmaya katılmadığı, bu nedenle dava dosyasının HMK’nın 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve davacı vekili tarafından davanın yasal 3 aylık süre içinde usulen yenilenmediği gerekçesi ile davanın, HMK’nın 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 82. maddesinde “İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder. Vekilin istifa etmiş olması hâlinde, vekâlet veren davayı takip etmez ve başka bir vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. Yukarıdaki fıkralarda yer alan hususlar, istifa eden vekilin istifa dilekçesi ile birlikte vekâlet verene ihtaren bildirilir.” hükmü düzenlenmiştir.

Aynı konunun düzenlendiği Avukatlık Kanunu'nun 41. maddesinde de; Belli bir işi takipten veya savunmadan isteğiyle çekilen avukatların, o işe ait vekalet görevinin istifa dilekçesinin müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin; vekaletten çekilmesi halinde, masrafı vekile ait olmak üzere mahkemece, çekilmenin vekil edene açıkça bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.

Somut olayda, mahkemenin ilk kararı sonrası davacı vekili Av. C.S.’in 30.04.2017 tarihli dilekçesi ile, Av. C.K. ve Av. S.Ş. ise Dairemiz bozma kararı sonrası 09.01.2019 tarihli dilekçeleri ile vekillikten çekildiklerini bildirdikleri, mahkemece yukarıdaki emredici hükümler uyarınca, vekillikten çekilen vekilin dilekçesinin davacı asile tebliği gerekirken, çekilme dilekçesi davacıya tebliğ edilmeden doğrudan duruşma gününün davacıya tebliğe çıktığı ve davacı vekili davayı takip etmediğinden bahisle 12.09.2019 tarihinde dava dosyasının işlemden kaldırıldığı, 31/12/2019 tarihinde de HMK’nın 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

Bir tarafın vekilinin istifa ettiği mahkemeye bildirildiğinde mahkemece asile vekilinin vekillikten çekildiği bildirilmelidir.

O halde, mahkemece; davacı asilin vekilinin istifa dilekçesinin davacı asile tebliğ edilmesi ve bu şekilde yargılamaya devam edilmesi gerekirken; usulüne uygun istifa dilekçesi tebliğ edilmeden yazılı şekilde davanın takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 

2- Bozma nedenine göre, sair hususların incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan            Üye               Üye              Üye               Üye
M. DUMAN       H. KANIK      E. ATEŞ       İ. ULUKUL    İ. KARA