YÜKLENİCİ İSTİNAF DİLEKÇESİNDE İŞİN TAMAMINI EKSİKSİZ BİR ŞEKİLDE TESLİM ETTİĞİNİ İFADE ETMİŞ OLDUĞUNDAN CEZAİ ŞARTI DA İSTİNAF ETTİĞİNİN KABULÜ GEREKİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


30 Eki
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/2231
Karar No      : 2023/2004

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 24.02.2022
SAYISI                                 : 2021/1394 E., 2022/255 K.

Taraflar arasındaki tazminat ve cezai şart, karşı davada alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-karşı davalı iş sahibi vekili asıl dava dilekçesinde; davacı şirketin Kocaeli ili Karamürsel ilçesi K. Mah. 223. Cadde no: 5 adresinde bulunan iki adet villa inşaatının ferforje işlerini yapılması hususunda davalı Salih ER ile 02.01.2018 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, sözleşmede davalı tarafından yapılacak olan ferforje işlerinin niteliği, yapımda kullanılacak malzemeler ve uygulanacak modelin özellikle sözleşme ekinde sunulmak suretiyle belirtildiğini, ayrıca belirlenen iş bitim süresinde işin teslim edilmemesi durumunda her geçen gün için günlük 250,00 TL gecikme cezası ödenmesi kararlaştırıldığını, ancak davalı tarafından, sözleşmenin ilgili maddelerine, ekli model resimlere aykırı olarak hareket edildiğini ve bir takım işlerin ya eksik yapıldığını ya da hiç yapılmadığını, işleri yaparken davalının inşaatın kimi yerlerine zarar da verdiğini, davalının işi sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edemediğini, eksik ve ayıplı işlerin tespiti için delili tespiti yaptırıldığını, bilirkişi tarafından KDV dahil 87.320,00 TL’lik sözleşmeye aykırı yapılan iş ve kullanılan malzeme sonucu söz konusu taşınmaza verilen zarar olduğu ve işin hala teslim edilmemesi nedeniyle 58 günlük gecikme cezası ödenmesi gerektiğinin belirtildiğini, karşı tarafa eksik işlerin tamamlanması, aksi halde işin 3. kişiye tamamlattırılacağı, bedelinin de kendilerinden tahsil edileceği ve gecikme cezasının ödenmesi hususlarında ihtarname gönderildiğini, şimdilik ihtarname tarihine kadarki 95 gün için 23.750,00 TL gecikme cezasının ödenmesi ve sözleşemeye aykırılıktan doğan zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 87.320,00 TL olmak üzere toplam 111.070,00 TL'nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı yüklenici karşı dava dilekçesinde özetle; yüklenicinin işlerini eksiksiz ve zamanında bitirdiğini, ancak alacaklarını davacıdan zamanında ve tam olarak alamadığını, sonrasında yine karşılıklı ihtarnameler keşide edildiğini, müvekkilinin davacı taleplerini red ettiğini ve tüm haklarını davacıdan talep ettiğini, davacıya Karamürsel'de yapılan işler karşılığında KDV dahil 240.531,00 TL fatura kesildiğini, davacı ise bu tutarın sadece 165.000,00 TL'sini ödediğini, davacıya yapılan işlerden doğan alacaklarından dolayı ödenmeyen 75.531,00 TL alacaklarının mevcut olduğunu, bu tutarın ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile tarafımıza ödenmesini talep ettiklerini, Karamürsel' de yapılmış olan (KDV hariç 203.840 TL) KDV dahil 240.531 TL ödemenin ve aynı sözlü sözleşme kapsamında Almanya'daki daireye yapılan 10.000 EURO - 60.000,00 TL ödemenin %70 tutarının müvekkiline sözlü sözleşme tarihinde peşin ödenmesi, geri kalanının da 1 hafta içinde ödenmesi şeklinde olduğunu, bu hususlarda şifahi olarak taraflar arasında anlaşmaya varıldığını ve yeni bir yazılı sözleşmeye geçilmesinin kabul edildiğini, ancak muhatabın yeni sözleşme yapmadığını, ödemelerin zamanında yapılsa idi müvekkilinin düşük kur nedeniyle düşük fiyatlarla mal ve malzeme alacağını, yatırım yapacağını veya düşük kurdan döviz alacağını, ödemelerin gecikmeli yapılmasının 75.531,00 TL'nin de hiç ödenmemesi nedeniyle yaklaşık 50.000,00 TL zararlarının mevcut olduğunu, denkleştirici adalet gereği de bu zararının karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle şimdilik 30.000,00 TL'nin ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile kendilerine ödenmesini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 02.01.2018 tarihli (sözde) sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, bu talepleri kabul edilmez ise sözleşmenin iptaline karar verilmesini, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile karşı davanın alacak tutarı olan şimdilik toplam 135.531,00 TL'nin, ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, davasındaki dayanağı sözde sözleşmeyi kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından dosyaya sunulan 02.01.2018 tarihli sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin son sayfasında, davacı şirketin kaşesinin olmadığını ve ünvanının yazılı olmadığını, sadece kimliği belirsiz bir şahsa ait bir imza olduğunun görüldüğünü, davacı tarafın sözleşmenin tarafı olamayacağını, davanın dava şartı-dava ehliyeti-husumet açılarından reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava konusu Karamürsel'deki villalarda ve bununla birlikte Almanya'daki dairedeki bazı ferforje vs. işlerin yapılmasını müvekkilinden istediğini, müvekkilinin de bu işleri yapabileceği şartları davacıya bildirdiğini, davacı tarafın sözlü olarak anlaşılan bu şartları kabul ettiğini, sonrasında davacı tarafın müvekkiline davacının başka firma ile yaptığı ve konusu villa inşaatlarında mermer kaplama işlerinin yapılmasına dair, 3. kişi taşeron bir firma ile ilgili, alakasız bir sözleşme gönderdiğini ve imzalatmaya çalıştığını, bu sözleşmeye müvekkilinin itiraz ettiğini, imzalamak istemediğini, sözlü olarak anlaşılan şekil ve şartlarda ekleme çıkarma yapmak istemiş ise de davacının hile ile sözleşmenin bir sayfasını imzalattığını, sözleşmeyi kabul anlamına gelen ve hukuken geçerli bir imzanın olmadığını, hileli, hatalı ve alakasız sözleşme ve hiç görmedikleri ekleri kabul etmediklerini, sözleşmenin geçersiz olduğunu, cezai şarta dair sayfada da imzasının olmadığına göre müvekkili bağlamayacağını, davacı tarafın sözleşmeyi düzelteceğini, doğrusunu getirerek imzalatacağını söylemesine rağmen bu sözünde durmadığını, davacı tarafın sözünde durmadığı gibi, hileli ve kabul edilmeyen bu sözde sözleşmeden haksız yarar sağlamaya çalışarak, Beyoğlu 50. Noterliğinin 12.09.2018 gün ve 12373 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide edip müvekkilinden hatalı ve eksik işler için 65.000,00 TL ile tutarı belli olmayan haksız gecikme cezası istediğini, bu ihtara taraflarınca Beyoğlu 20. Noterliğinin 25.09.2018 gün ve 17519 yevmiye no.lu ihtarnamesi ile cevap verilerek itiraz edildiğini, kabul edilmediğini ve karşı taleplerde bulunulduğunu, şimdilik 40.000,00 TL fazla yapılan iş bedeli, 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat istenildiğini, işlerin tamamının, montajı da dahil olmak üzere Haziran 2018 sonu itibarı ile davacıya teslim edildiğini ve tamamlandığını, eksik hiçbir şeyin kalmadığını, davacıya yapılan ve montajı da bitirilen işlerin takriben 40.000,00 TL civarından daha fazla yapılan işin olduğunu, bunun da faizi ile müvekkile ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin işlerini zamanından önce tam ve eksiksiz olarak yaptığını, teslim ve montajını da yaptığını, sözde sözleşmeyi ve ceza maddesi sayfasını müvekkilinin kabul etmediğini ve imzalamadığını, sözleşmeyi kabul anlamına gelmemek kaydı ile cezayı gerektirecek bir gecikme, hatalı ve eksik hiçbir durumun da olmadığını, davacının tespit davası ile tespit yaptırdıktan çok kısa bir süre sonra müvekkiline bu düzenleme, değişiklik ve yeni işleri yaptırdığını, düzenleme, değiştirme ve yeni işlerin yapıldığı tarihten çok kısa bir süre önce davacının gizlice tespit davası açtığını, bu tespit davası açtığı bilgisini müvekkiline vermediğini, Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesince 2018/18 D. İş üzerinden ve 26/09/2018 tarihinde tespit yapıldıktan kısa bir süre sonra tespit istenilen yerde davacı tarafın müvekkile bazı değişiklikler, yenilikler ve yeni işler yaptırdığını, müvekkilinin dava konusu işlerini zamanından önce, tam ve eksiksiz olarak yaptığını, teslim ve montajını da yaptığını, hiçbir gecikme ve hiçbir eksiği bulunmadığını, hata ve eksikliğinin olmadığını, davanın reddini talep ettiklerini belirtmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Kocaeli ili, Karamürsel ilçesi K. Mah. 223. Cadde no:5 adresinde bulunan iki adet villa inşaatının ferforje işlerini yapılması hususunda 02.01.2018 tarihli sözleşme uyarınca mutabık kaldıkları, davalının sözleşmeye konu işleri sözleşmede belirlenen şekilde yapmaması üzerine davacı tarafından Karamürsel Noterliğinin 12.09.2018 tarihli 1233 no.lu ihtarnamesi ile eksikliklerin giderilmesinin istendiği, Karamürsel Sulh Hukuk Mah. 2018/8 D. İş sayılı dosyası ile eksik, hatalı ve sözleşmeye aykırı olarak yapılan ve yapılmayan hususlarla ilgili sözleşmeye konu taşınmazda tespit yaptırıldığı, Kadıköy 29. Noterliğinin 01/11/2018 tarih ve 25521 yevmiye nolu ihtarnamesi ile eksik işlerin tamamlanarak sözleşmeye uygun hale getirilmesi ayrıca günlük 250,00 TL üzerinden hesaplanacak cezai şart bedelinin de ödenmesinin istendiği, davalının yetki ve husumet itirazında bulunduğu ve açtığı karşı dava ile maddi ve manevi tazminat talep ettiği ancak yargılama devam ederken karşı davanın takipsiz kaldığı, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın sözleşmenin ifa yerinde açıldığı, yetki itirazının yerinde olmadığı, ayrıca davalı her ne kadar sözleşmenin geçerli olmadığını ileri sürmüş ise de davalının sözleşmeye konu işe fiilen başladığı, bu durumun sözleşme iradesinin bulunduğu hususuna delil teşkil ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen sözleşmeye aykırılık nedeniyle davacının davalı taraftan cezai şart talep edip edemeyeceği, davacı tarafından sözleşmeden kaynaklanan edimin ayıplı ve eksik ifa edilip edilmediği, davacının ayıplı ve eksik ifa nedeniyle davalı taraftan talep edebileceği alacak tutarının tespiti hususlarında olduğu, görevsiz Mahkemece mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alındığı, alınan bilirkişi raporunda davacının yaptığı ferforje imalatlarında yer yer paslanmaların olduğu, bu durumun davacının doğru şekilde boya uygulaması yapmamasından kaynaklandığı, ferforje korkuluklarda boya öncesi malzeme yüzeyinin gerektiği gibi temizlenmediği, antipas astar katmanının ve sözleşme ile kararlaştırılan epoksi boya uygulamasının yapılmadığı hususlarının tespit edildiği, sözleşmede teslim tarihinin 30/07/2018 olarak kararlaştırıldığı, davalının sözleşmeden doğan edimini süresinde ve sözleşmeye uygun olarak ifa etmediği, davacının, davalının yaptığı imalatlardaki eksikleri gidermek amacıyla yaptığı giderlerden sözleşmenin 14. maddesi uyarınca davalının sorumlu olduğu, sözleşmenin 7. maddesinde teslim tarihleri belirtilerek işin 92 gün içinde bitirileceği kabul edildiği, sözleşmenin 12. maddesinde işin süresinde bitirilmemesi ya da iş programında gecikilmesi halinde gecikilen her gün için 500,00 TL ceza kesileceğinin düzenlendiği, bu maddede kabul edilen cezai şartın 6098 sayılı TBK'nın 179/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart olup alacaklı, bu hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça asıl borcun yani edimin ifası ile birlikte cezanın ödetilmesini de isteyebileceği, davacının ihtarname çekerek aynen ifa ve cezai şart talep ettiğini davalı tarafa bildirdiği, bu nedenle davacının işin sözleşmeye uygun olarak tamamlattırılmasından doğan zararının tazminini ve cezai şart talep edebileceği anlaşılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı yüklenici vekili istinaf başvurusunda; davacı P. İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi 3. şahıslara ait faturaları mahkemeye sunmadığını, eksik işi olmayan müvekkilinin bilgi ve hukuki eksikliğinden faydalanarak iş bitimi öncesi aldığı mahkeme tespit bilirkişi raporu ile kendisini haksız bir şekilde mağdur gösterdiğini, müvekkili işi tamamlayıp teslim ettiğini, eksik bir işinin olmadığını, buna ilişkin 3. şahıslara ait faturaların olmadığını, davanın ispat olunamadığını, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf dilekçesi incelendiğinde; hükmedilen cezai şart alacağına yönelik açık istinaf bulunmadığı, öte yandan, mahkemece hükmedilen ayıplı imalatların bedellerinin alınmadığı şeklinde bir istinafı da olmadığı, davalının istinafının, işin eksiksiz teslim edildiği ve davacının eksik işleri üçüncü kişilere yaptırdığı, bunun faturasının sunulması gerektiğine ilişkin olduğunu, davalının işin eksiksiz teslim edildiğini savunsa da, tespit raporu ve mahkemece aldırılan raporlarda açıklandığı üzere, davalı yüklenicinin sözleşme kapsamında yüklendiği edimi ayıplı ifa ettiği ve ayıplı imalatın bedelini almadığını da istinaf konusu etmediğini, bu nedenle davalının yükümlülüğünde olup ayıplı ifa edilen edim nedeniyle mahkemece ayıp giderim bedeline ve açık istinaf olmadığından cezai şart alacağına hükmedilmesinin yerinde görüldüğü belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Yüklenicinin bahsedilen işi tamamlayarak teslim ettiğini, buna ilişkin alacaklı olduğu miktarı 25.09.2018 tarihli ihtarname ile talep ettiğini,

2. Bu ihtarnamede işlerin tamamının montajı da dahil olmak üzere Haziran 2018 sonunda davacıya teslim edildiğini ve tamamlandığını, eksik hiçbir şey kalmadığını, alacağı olan 40.000,00 TL fazla iş bedeli, 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat istemini talep ettiklerini,

3. Sözleşmenin eklerinin yüklenici tarafından görülmediğini, hileli, hatalı ve alakasız sözleşmeyi kabul etmediklerini, Salih Er’in hukuken geçerli bir imzası olmadığını, cezai şart sayfasının bile yüklenici tarafından imzalanmadığını,

4. 2018/18 D. İş sayılı dosyada alınan 26/09/2018 tarihli tespitte işin tamamlandığının açık olduğunu, elektrik işinin davalı yükleniciye ait olmadığını, yüklenicinin perforje işi yaptığını, elektrikçi olmadığını,

5. Yerel mahkeme kararının içeriğini tamamı ile istinaf ettiklerini, yerel mahkeme kararında kabul ettikleri hiçbir durum olmadığını, resen ele alınmasını da talep ettiklerini,

6. Davacının hak ettiği hiçbir alacağı olmadığı gibi cezai şart alacağı da bulunmadığını,

7. Sözleşmedeki cezai şart sayfasının imzalı olmaması nedeniyle cezai şart bedelinin kaldırılmasın istediklerini,

8. İhtarnamede belirtildiği üzere işin tamamı teslim edildiğinden, ayıplı imalat bedeli alınmadığı gibi 40.000,00 TL fazla iş bedeli, 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, resen ele alınacak sebeplerle 87.320,00 TL ayıplı imalat bedeli, 23.750,00 TL ifaya ekli cezai şart alacağının kaldırılmasına karar verilmesini istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada eser sözleşmesinin ayıplı ifasından doğan zararın giderim bedeli ve cezai şartın tazmini, karşı davada bakiye iş bedeli ve zamanında ödeme yapılmaması dolayısıyla doğan zararın tazmini istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Taraflar arasında iki adet villa inşaatının ferforje işlerini yapılması hususunda 02.01.2018 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davacı-karşı davalı iş sahibi, davalı-karşı davacı yüklenicidir.

3. Asıl davada iş sahibi eksik ve ayıplı ifadan doğan zararı ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tazmini, karşı davada yüklenici bakiye iş bedeli ile geç ödemeden doğan zararın giderilmesi taleplerinde bulunmuşlardır. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davada ise takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup yüklenici vekili istinaf isteminde bulunmuştur. Bölge adliye mahkemesi kararında; sözleşmeden doğan edimin ayıplı ifa edildiği, hükmedilen cezai şart alacağına ilişkin olarak da açık istinaf bulunmadığından bahisle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

4. Yüklenici vekili istinaf dilekçesinde; işin tamamını eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini ifade etmiş olduğundan cezai şartı da istinaf ettiğinin kabulü gerekecektir. Bölge adliye mahkemesince bu konuda istinaf incelemesi yapılmadan karar verilmesi doğru olmadığından cezai şarta ilişkin itirazın da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açık istinaf olmadığından bahisle incelenmemesi yerinde olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Cezai şarta ilişkin istinaf taleplerinin değerlendirilmesinin gerektiğinden hükmün BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                    Üye                     Üye                     Üye
Murat Kıyak      Özcan Turan      Mehmet Aksu      Zeki Gözütok      Mehmet Özdemir