İCRA DOSYASINDAKİ BORÇ, TAHSİL HARCI DA DAHİL OLMAK ÜZERE TAMAMEN KAPATILMADIĞI SÜRECE İİK 72/7 HÜKMÜNDEKİ HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE İŞLEMEYE BAŞLAMAZ.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


25 Ock
2024

Yazdır

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/1878
Karar No      : 2023/5543

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 17.11.2021
SAYISI                                 : 2021/1739 Esas, 2021/1642 Karar

Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirketten kumaş aldığını, bu ilişkiden kaynaklı borcu sebebiyle 31.08.2018 keşide tarihli ve 270.000,00 TL bedelli çeki tanzim edip davalı şirkete teslim ettiğini ve ilerleyen süreçte çek bedelini ödediğini ancak davalı Fatih A.'ün bedeli daha önceden ödenen bu çeke dayalı olarak müvekkili hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yaptığını, müvekkilinin 25.07.2019 tarihinde icra tehdidi altında davalı şahsa 296.930,00 TL mükerrer ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek 296.930,00 TL'nin 25.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını ve davacının davaya konu çeke dayalı olarak mükerrer ödeme yapıldığına ilişkin iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin davaya konu çekte herhangi bir sıfatla yer almadığı gibi çeke dayalı takipte de alacaklı sıfatının bulunmadığı, bu nedenle işbu istirdat davasında davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği, davaya konu çekin yetkili hamili olan davalı şahsın, davacı ve dava dışı lehtara karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, takibin kesinleştiği, alacaklının vekilinin takip dosyasına sunmuş olduğu 25.07.2019 tarihli dilekçeyle, alacağın haricen tahsil edildiğini bildirerek dosyanın işlemden kaldırılmasını ve hacizlerin fekkini talep ettiği, davacının işbu davadan önce aynı iddia ve taleplerle davalılara karşı dava açtığı ancak bu davanın, dava öncesinde arabuluculuğa başvurulmadığından bahisle usulden reddedildiği ve kesinleştiği, davacının bu aşamadan sonra arabuluculuğa başvurduğu, 21.09.2020 tarihinde arabuluculuğun başarısızlıkla sonuçlandığına dair tutanağının düzenlenmesini müteakip 01.04.2021 tarihinde işbu davayı açtığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 inci maddesinin yedinci fıkrasına göre istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, ödemenin 25.07.2019 tarihinde, arabuluculuk son tutanağının ise 21.09.2020 tarihinde tutulduğu dikkate alındığında 1 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi olan 01.04.2021 tarihi itibarıyla dolduğu, davacı yanca, her ne kadar daha önceden açmış oldukları davanın 1 yıllık hak düşürücü süreyi kestiği iddia edilmiş ise de anılan Yasa hükmünde belirtilen sürenin zamanaşımı süresi değil hak düşürücü süre olduğu, zamanaşımını kesen ve durduran sebeplerin hak düşürücü süreyi durdurmasının veyahut kesmesinin söz konusu olmadığı, keza davacı yanca, işbu davanın istirdat değil sebepsiz zenginleşme davası olduğu iddia edilmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/4320 E., 2021/3961 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere istirdat davası koşullarının oluştuğu durumlarda davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu ve hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle davalı şahıs hakkındaki davanın ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, davanın istirdat davası olarak nitelendirilebilmesi için ödemenin icra dosyasına yapılması gerektiğini, ödemenin haricen yapıldığı durumlarda ise davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilmesi gerektiğini, somut olayda, tahsilini talep ettikleri ödeme haricen yapıldığından davanın sebepsiz zenginleşme davası olduğunu, bu nedenle istirdat davalarına ilişkin hak düşürücü sürenin somut olaya uygulama kabiliyeti bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesince, bu hususun gözden kaçırılarak davanın yanlış nitelendirildiğini ve davalı şirket hakkındaki davanın pasif husumet nedeniyle reddedilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, işbu davaya konu istirdat talebi bakımından davalı şirkete husumet düşüp düşmediği ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı Kanun'un 72 inci maddesinin yedinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Dava, istirdat istemine ilişkindir. Davalı alacaklı vekili, icra dosyasına sunduğu 25.07.2019 tarihli dilekçeyle, dosya borcunun haricen tahsil edildiğini bildirerek tahsil harcının borçlu tarafından ödenmesi halinde dosyanın işlemden kaldırılmasını ve hacizlerin fekkini talep etmiştir. İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, 2004 sayılı Kanun'un 72 inci maddesinin yedinci fıkrasında öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin 25.07.2019 tarihi itibariyle başladığı ve davanın bu tarihten itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra 01.04.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 20.11.2019 tarihli, 2018/290 E., 2019/5220 K. ve 24.04.2017 tarihli, 2016/7788 E., 2017/3214 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere icra dosyasındaki borç, tahsil harcı da dahil olmak üzere tüm ferileriyle birlikte tamamen kapatılmadığı sürece anılan Yasa hükmüyle öngörülen hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının anılan dilekçesinden sonra senedi icra dosyasından aldıklarını beyan etmiş ise de bu işlemin hangi tarihte gerçekleştiğini belirtmemiş, iddiasını tesvik eder herhangi bir belge de sunmamıştır. Keza dosya arasında bir sureti bulunan icra takip dosyasından da, davalı vekilinin anılan beyanından sonra davacı borçlu tarafından tahsil harcının yatırılıp yatırılıp yatırılmadığı ve dolasıyla dosyanın infazen işlemden kaldırılıp kaldırılmadığı anlaşılamamaktadır.

Bu itibarla, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, davaya konu icra takibine konu borcun tüm ferileriyle birlikte kapatılıp kapatılmadığı tespit edilip, kapatılmadıysa 2004 sayılı Kanun'un 72 inci maddesinin yedinci fıkrasında öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin işleme başlamayacağı, kapatılmış olması halinde ise anılan Yasa hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin kapatılma tarihi itibariyle başlayacağı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.                           Üye                      Üye                        Üye                   Üye
Hafize Gülgün Vuraloğlu     Ahmet Tuncay      Mehmet Durgun     Mehmet Tunç    Şaban Kazdal

BİLGİ : “İstirdat davasındaki bir yıllık hak düşürücü süre cebri icra tehdidi altındaki ödemenin tamamen yapılması ile birlikte başlar” şeklindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15 Eylül 2021 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/istirdat-davasindaki-bir-yillik-hak-dusurucu-sure-cebri-icra-tehdidi-altindaki-odemenin-tamamen-yapilmasi-ile-birlikte-baslar