MURİSİN ŞİRKET HİSSE DEVRİ SÖZLEŞMESİ İLE YAPTIĞI TEMLİK İŞLEMİ TBK 19 HÜKMÜNDEKİ GENEL MUVAZAA KOŞULLARINI OLUŞTURABİLİR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


01 Tem
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/6478
Karar No      : 2023/571

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 01.06.2022
SAYISI                                 : 2021/1228 E., 2022/863 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen şirket hissesinin iptali ve tescili - mirasta iade - tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 17.01.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar Selman U. v.d. vekili Avukat Ü.F.A. geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı Ahmet U. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı Ayhan U.'un mirastan mal kaçırmak amacıyla kurucusu ve ortağı olduğu şirketlerde davalılar adına hisse senetleri aldığını, bedelini ödemek suretiyle U. Holding'ten davalı Selman adına 364 ada 19 parseldeki 24 no.lu bağımsız bölümü satın aldığını, davalı Zeynep U. adına da taşınmaz aldığını, onun da taşınmazı 3. kişiye devrettiğini, davalılara yapılan karşılıksız kazandırmaları yeni öğrendiğini ileri sürerek, taşınmazların ve diğer kazandırmalarının terekeye iadesine ve tenkise karar verilmesini istemiş, 28.06.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile mirasbırakan tarafından davalı Selman’a devredilen 364 ada 19 parseldeki 24 no.lu bağımsız bölümün, U. Holding A.Ş. ve S.F. Tic. AŞ. şirket paylarının muris muvazaası nedeniyle iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa mirasta iade ve tenkise karar verilmesini istemiş, 09.07.2014 tarihli dilekçe ile, yargılama sırasında dava konusu S.F. Tic. A.Ş. paylarının dava dışı üçüncü kişiye devri nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125/1-a maddesi uyarınca tazminat hakkını kullandığını beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakan tarafından yapılan tenkise tabi bir tasarruf bulunmadığını, tenkis isteğinin süresinde ileri sürülmediğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli ve 2009/106 Esas, 2018/267 Karar sayılı kararıyla; 364 ada 19 parseldeki 24 no.lu bağımsız bölüm ve S.F. Tic. A.Ş. payları yönünden mirasbırakan tarafından yapılan devir olmadığından davanın reddine, U. Holding payları yönünden davanın kabulü ile bedele karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2018/1959 Esas, 2019/1834 Karar sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile tenkis isteği bakımından hak düşürücü süre nedeniyle ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 21.04.2021 tarihli ve 2020/1271 Esas, 2021/2484 Karar sayılı kararıyla; "364 ada 19 parseldeki 24 no.lu bağımsız bölüm ve S.F. Tic. A.Ş. payları yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine...Şirkete ait hisse devri sözleşmesi ile temlik işleminin 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muris muvazaasına konu olamayacağı açık olmakla birlikte ticaret sicillerine resmi olarak yazıldığından TBK'nın 19. maddesi uyarınca genel muvazaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku olmadığı gibi şirket hissesi ile ilgili olarak hükümde sadece tenkis isteği yönünden hak düşürücü süre nedeniyle usulden ret kararı verilmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca; U. Holding A.Ş. hisseleri yönünden...TBK 19. madde hükmü gereğince bir araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 01.06.2022 tarihli ve 2021/1228 Esas, 2022/863 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 364 ada 19 parseldeki 24 no.lu bağımsız bölüm ve dava dışı S.F. Ticaret A.Ş payları yönünden davanın reddine; mirasbırakan tarafından 09.09.1997 tarihinde davalılara devredilen dava dışı U. A.Ş'deki şirket hisseleri yönünden, davacının mirasbırakanın ilk eşinden olma oğlu olup mirasbırakanın davacının annesi ile boşandıktan sonra davalıların annesi ile evlendiği, davacı ile beşeri ilişkileri zayıf olan mirasbırakanın dava dışı U. Holding A.Ş.'deki şirket hisselerinin tamamına yakın kısmını 09.09.1997 tarihinde 1974 ve 1976 doğumlu çocuklarına (davalılara) devrettiği, devrin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; davalılar adına kayıtlı toplam şirket hissesinden dava tarihine kadarki dönemde bedelsiz sermaye artırımlarına konu hisselerin 1/4 oranına karşılık gelen 30.773.397 adet hissenin eşit olarak iptali ile davacı adına tesciline, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili duruşma istekli temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili, Anonim şirket hisse devri, ticaret sicil nezdinde, tescil ve ilan edilmese bile geçerli olduğundan davaya konu hisse devirlerinin geçerli bir şekilde icra edildiğini, muvazaanın bulunmadığını, davalıların 09.09.1997 tarihinden sonraki hisse iktisaplarının, sermaye artışları ile olduğunun celp olunan pay defteri ile açıkça ispatlandığını, diğer sermaye artırımlarına iştiraklerinin ise; mirasbırakanla ilgisiz, onun maddi varlığı dışında, tamamen davalıların kendi tasarrufları ve dava dışı şirket uygulamaları ile gerçekleştirildiğini, tanık beyanlarının da savunmaları doğrultusunda olduğunu, mirasbırakanın işlemin tarafı olmadığını, sermaye artırımına iştirak etmemiş olan davacının artırılan sermayeden pay isteyemeyeceğini, somut olayda TBK'nın 19. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığını, aksi düşünüldüğünde belirtilen kanun maddesindeki genel muvazaa şartlarının oluşmadığını, gerekçe ile hükmün çelişkili olduğunu, talebe aykırı karar verildiğini, hükmün ifasının imkansız olduğunu, davacı HMK'nın 125/1-a maddesi gereğince seçim hakkını tazminattan yana kullandığı halde Mahkemece, “hisse iptali ile davacı adına tesciline” karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davada taraf olmayan kişilerin/şirketin hissesinin iptal edilemeyeceğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, harç, yargılama gideri ve yargılama giderlerine esas alınan dava değerinin hatalı belirlendiğini, hatalı olarak bedelli sermaye artırımı ile elde edilen hisseler de eklenerek bulunan bedelin esas alındığını, davanın tümden reddinin gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine dayalı şirket hissesinin iptali ve tescili, mümkün olmazsa mirasta iade ve tenkis, istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur. İçtihadı Birleştirme Kararları kapsamları ile sınırlı gerekçeleri ile yol gösterici ve sonuçları ile bağlayıcı kararlar olduğundan, tapuda yapılan temlikler dışındaki işlemler yönünden belirtilen İçtihadı Birleştirme Kararı uygulanamaz. Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir.

Mirasçı, sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 tarihli ve 1999/4-286 Esas, 1999/293 Karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.

2. Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. "Usuli kazanılmış hak" olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir. (09/05/1960 tarihli 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı).

3. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasında; “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:

a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.

b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” hükmüne yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1930 doğumlu mirasbırakan Ayhan U.’un 21.10.2003 tarihinde ölümü ile eşi dava dışı Tezer ve müşterek çocukları davalılar Selman ve Zeynep ile ilk eşi Sevin’den olma çocuğu davacı Ahmet'in mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 364 ada 19 parseldeki 24 no.lu bağımsız bölümün mirasbırakanın yetkilisi olduğu dava dışı U. Pazarlama A.Ş. şirketi adına kayıtlı iken 29.12.1994 tarihinde davalı Selman’a satış suretiyle devredildiği, dava dışı S.F. Tic. A.Ş. şirketinde mirasbırakanın payının mirasçılarına intikal ettiği, davalı Selman’ın diğer paylarının ise mirasbırakandan gelmediği ve yargılama sırasında amcası Hasan U.’a devredildiği, mirasbırakanın U. Holding A.Ş. Şirketindeki ayrı ayrı 999.000.000 ETL bedelli paylarını 09.09.1997 tarihinde davalılara devrettiği, müteakip zamanlarda yapılan sermaye artışları ile davalıların her birinin payının 2.985.000.000.000 ETL değerinde olduğu anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; özellikle davalıların dava dışı U. Pazarlama A.Ş. Şirketindeki paylarını yargılama sırasında dava dışı amcaları Hasan U.'a devrine ilişkin işlemlerin ticaret siciline yansıtılmadığı, hukuken geçerliliğinin olmadığı, yalnız şirketin iç ilişkisini ilgilendireceği, bu nedenle HMK'nın 125. maddesinin somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.

Davalıların hükmün ferilerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Mirasbırakan tarafından davalılara devredilen ve bedelsiz sermaye arttırımı sonucu oluşan hisselerin davacının payı oranında iptal tesciline karar verilmiş olup, iptal - tesciline karar verilen şirket hisselerinin dava tarihindeki değeri olan 64.303,24 TL üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bedelli ve bedelsiz sermaye arttırımları sonucu oluşan hisselerin değeri üzerinden fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar vekilinin değinilen yönlerden yerinde görülen diğer temyiz itirazlarının kabulü ile; Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün 3. ve 5. fıkralarının hükümden çıkartılarak yerine 3. fıkra olarak; "Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.392,55 TL karar ve ilam harcının peşin alınan toplam 4.476,05 TL harçtan mahsubu ile fazladan alınan 83,50 TL harcın talep halinde davacıya iadesine," , 5. fıkra olarak; "Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.159,42 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine," cümlelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.               Üye                       Üye                               Üye                  Üye
Fikriye Ernalbant     Ramazan Ülger     Tümer Türkeş Genç      İsmail Aysal     Fikret Demir

BİLGİ : “Murisin şirkete yaptığı katkı payının iadesi isteminin genel muvazaa kapsamında olup olmadığı incelenmelidir” şeklindeki Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 24 Kasım 2021 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/murisin-sirkete-yaptigi-katki-payinin-iadesi-isteminin-genel-muvazaa-kapsaminda-olup-olmadigi-incelenmelidir