TİCARİ NİTELİKTEKİ MENFİ TESPİT DAVALARINDA ARABULUCULUK DAVA ŞARTI ARANIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


15 Ock
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

ESAS NO       : 2022/6323
KARAR NO    : 2022/8692

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ              : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 49. HUKUK DAİRESİ

TARİHİ                        : 21/06/2022
NUMARASI                : 2022/472 - 2022/1533
DAVACILAR               : 1- İ.T. 
                                      2- D. ÇELİK ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. VEK. AV. İ.H.İ.
DAVALI                      : E. ENDÜSTRİ MAMÜLLERİ PAZ. VE TİC. A.Ş. VEK. AV. H.B.P.
İLK DERECE
MAHKEMESİ             : İSTANBUL ANADOLU 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ                       : 11/11/2021
NUMARASI               : 2020/1029 - 2021/984

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının reddine dair verilen hüküm hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacılar; davacı şirket ile davalı arasında 15/02/2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, diğer davacının sözleşmede kefil olarak imzasının bulunduğunu, kiralananda tadilat yapılması ve araya pandemi sürecinin de girmesi nedeniyle 15/06/2020 tarihi itibariyle kiralananda faaliyete başlayabildiklerini, 27/11/2020 tarihinde işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı talebinin, yapı ile ilgili 04/05/2006 tarihli yıkım kararı bulunduğu gerekçesiyle, belediye tarafından 30/11/2020 tarihli cevapla reddedildiğini, kiralananın hiç kullanılamadığından sözleşmenin 28/12/2020 tarihli ihtar ile feshedildiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

İlk derece mahkemesince; davacıların menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş; karar, davacılar tarafından istinaf edilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince; takipten önce açılan menfi tespit davasında borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

18/12/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na (TTK) eklenen 5/A maddesinde; "(1) Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması davası şartıdır.

(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir." düzenlemesi ile;

6102 sayılı TTK'nın geçici 12. maddesinde; "(1) Bu kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz." düzenlemesi getirilmiştir.

Ayrıca, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na (HUAK') "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK'nın 18/A maddesinin 2. fıkrasında; "Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği , aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi bulunmaktadır.

Bu düzenlemelere göre; 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında açılan davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvuru halinde, son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.

Yapılan bu açıklamalar ile yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; menfi tespit istemine ilişkin davanın, tacirler arasındaki ticari nitelikteki kira sözleşmesinden kaynaklandığı, davanın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, davanın 30/12/2020 tarihinde 6325 sayılı HUAK'nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre arabulucuya başvurulmadan, doğrudan açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararının gerekçesinin, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, şeklinde değiştirilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereğidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan           Üye                 Üye               Üye             Üye 
M. DUMAN      A. ÇOLAK      M. ÖZER       F. TEMEL    İ. ULUKUL

BİLGİ :
“Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartının aranmadığı hususu dikkate alınmalıdır” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21 Eylül 2021 ve 11 Şubat 2022 tarihli kararları için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/ticari-nitelikteki-menfi-tespit-davalarinda-arabuluculuk-dava-sartinin-aranmadigi-hususu-dikkate-alinmalidir

“Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı aranmaz” şeklindeki Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 13 Şubat 2020 tarihli ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01 Nisan 2021 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/ticari-nitelikteki-menfi-tespit-davalarinda-arabuluculuk-dava-sarti-aranmaz

BİLGİ : 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup 6102 sayılı TTK m. 5/A hükmü, "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." şeklinde düzenlenmiştir.