YASAL SÜRESİ İÇİNDE SUNULMAYAN DİLEKÇEYE GÖRE KUSUR YÜKLEMESİ YAPILMASI DURUMUNDA BU DURUM İSTİNAF SEBEBİ YAPILMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


02 Ağu
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/9535
Karar No      : 2023/979

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 01.07.2022
SAYISI                                 : 2022/628 E., 2022/1239 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek boşanma, velâyet ve nafaka talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi 20.08.2019 tarihinde davalıya bizzat tebliğ edildiği halde 16.09.2019 tarihinde davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ibraz edildiği için cevap dilekçesi süresinde değildir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin, davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, ev taksitlerini ödemediği, eve geç geldiği, davalı erkeğin ailesinin davacı kadının ailesine hakaret ettiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, sosyal medya üzerinden başka kadınlarla mesajlaştığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin annelerine verilmesine, ortak çocuk Berat yararına aylık 300,00 TL, ortak çocuklar Büşra ve Muhammed yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek hükmün nafaka ve manevî tazminat yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı lehine hükmedilen manevî tazminatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kendi istek ve arzusu ile müşterek haneyi terk ettiğini, davalıyı da bu şekilde yaşamaya mecbur bıraktığını, tarafların karı-koca hayatı yaşayamadığını, müvekkilinin eşi istediği için eşinin ailesinin evinde özel odaları olmaksızın yaşadıklarını, tarafların 20 senedir evli olmalarına rağmen kendi evlerinde doğru düzgün kalmadıklarını belirterek kararın sadece manevî tazminat yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın tarafından 02.08.2019 havale tarihli dilekçe ile, davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, cinsel ilişkiden kaçındığı ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği iddiasıyla boşanma istemli dava açıldığı, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları ispatlar delil bildirilmediği, dava dilekçesinin 20.08.2019 tarihinde davalıya bizzat tebliğ edildiği ve iki haftalık cevap verme süresinin 03.09.2019 tarihinde dolmasından çok sonra 16.09.2019 tarihinde davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ibraz edildiği ve süresinden sonra verilen cevap dilekçesinin davacıya tebliğinden sonra vekili aracığıyla cevaba cevap dilekçesi ibraz edilmek suretiyle yeni vakıa ileri sürüldüğü ve delil bildirildiği, mahkemece davalının süresinden sonra ibraz ettiği cevap dilekçesi ve bu cevap dilekçesine karşı verilen cevaba cevap dilekçesinde dayanılan tanık delili toplanmak suretiyle hüküm kurulduğu, hâl böyle olunca, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde cevap dilekçesi ibraz edilmediğinden dilekçeler teatisi aşamasının iki haftalık cevap süresi dolmakla tamamlandığı, bu nedenle dava dilekçesinde iddiaları ispata yarar delil bildirmeyen davacı kadının vekili aracılığıyla ibraz ettiği 24.09.2019 tarihli dilekçedeki iddiayı genişletme yasağı kapsamındaki vakıalara ve delillere yönelik davalının açık muvafakati bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği ne var ki boşanma kararına yönelik istinaf talebi bulunmadığı, davalının kusur belirlemesi ve manevî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün bu yönlerden kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının açıklandığı şekilde erkeğin de kusursuz olduğu şeklinde gerekçesinin düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile bu hükümlerin kaldırılarak ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kusursuz eş aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinden davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebeplerine bağlı olarak inceleme yapılmadığını Bölge Adliye Mahkemesi kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık Bölge Adliye Mahkemesince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355 inci maddesi “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme altına alınmıştır. O halde, Bölge Adliye Mahkemelerince, istinaf sebeplerinin “kamu düzenine aykırılık” ve “taraflarca ileri sürülen” nedenler olmak üzere iki ayrımda incelenmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf sebebidir ve Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle kamu düzenine aykırı bir sebebin istinaf dilekçesinde ileri sürülüp sürülmemesinin de bir önemi bulunmamaktadır. Ne var ki kamu düzenine aykırı olmayan istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırı olmayan bir istinaf sebebi istinaf dilekçesinde gösterilmemiş ise Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden dikkate alınamaz. Çünkü istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

2. Somut olay ve dosya kapsamına göre; davalı erkek vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi incelendiğinde, istinaf sebebinin davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın koşulları oluşmadığı noktasında toplanmış olduğu, davacı kadının dava dilekçesinde vakıa ve delil bildirmemesine, kendisi tarafından dosyaya sunulan 16.09.2019 tarihli cevap dilekçesinin süresinde olmamasına, dolayısıyla cevaba cevap dilekçesinin de süresinde olmamasına dilekçeler aşamasının bu şekilde sona ermesine ilişkin olarak her hangi bir istinaf sebebi ileri sürülmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde öngörüldüğü üzere, cevaba cevap dilekçesindeki deliller esas alınmak suretiyle erkeğe kusur olarak yüklenen vakıaya, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak dayanılmamasında kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığına göre Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekirken ve davalı erkek tarafından kendisine yüklenen kusura dava dilekçesinde dayanılmadığının, yine kadın tarafından dava dilekçesinde delile dayanılmadığının açıkça istinaf sebebi olarak ileri sürülmediği halde somut olayda olduğu gibi bu sınırın aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve istinaf sebepleriyle bağlı olarak istinaf incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi yönünde hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                          Üye                    Üye                    Üye                       Üye
Ömer Uğur Gençcan      Rıza Sarıtaş      Çetin Durak       M. Kasım Çetin     Erdem Şimşek

BİLGİ : “Sunulan dilekçenin yasal süresinde olmadığı hususu kamu düzenine aykırılık açısından istinaf denetimine tabi tutulamaz” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 13 Aralık 2022 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/sunulan-dilekcenin-yasal-suresinde-olmadigi-hususu-kamu-duzenine-aykirilik-acisindan-istinaf-denetimine-tabi-tutulamaz