YARGILAMANIN İADESİ ŞARTLARININ BULUNMAMASI NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ HALİNDE RET HÜKMÜ DAVANIN ESASINA İLİŞKİN KURULMALIDIR.

KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.


06 Tem
2023

Yazdır

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2021/5907
Karar No      : 2023/1103

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 14.10.2020
SAYISI                                 : 2020/1098 E., 2020/1051 K.

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; İnebolu ilçesi, Hürmetli köyü, 151 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında 1/2 'şer pay oranında davacı ve dava dışı Mehmet E. adına tespit ve tescil edildiğini, İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.09.2017 tarihli ve 2016/384 E.-2017/412 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı Huriye E. adına tesciline karar verildiğini, karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi sonucu kararın, 12.02.2018 tarihinde kesinleştiğini ancak söz konusu kararın eksik inceleme ile verildiğini, tanıklarının dinlenmediğini, dinlenen tanıkların beyanlarının tutanağa geçirilmediğini, ön yargılı karar verildiğini ileri sürerek İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/384 E., 2017/412 K. sayılı kararının yargılamanın iadesi yoluyla bozularak yeniden yapılacak yargılamayla 151 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.01.2020 tarihli ve 2018/189 Esas, 2020/71 Karar sayılı kararıyla; HMK.nın 379. maddesi gereği yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK.nın 115/2 gereğince usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

HMK'nın 115 /3 maddesinde; ''Dava şartı noksanlığı, Mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.'' emredici hükmü bulunduğunu, bu hüküm ve hukukun kötü niyeti korumayacağına ilişkin genel ilkesi gözetilmeksizin, dosyanın esasına girilmeden, maddi gerçek ortaya çıkarılmadan davanın reddine hükmedildiğini; davalı tarafın kötüniyetli olduğunu, dava ilk açıldığında davalı Huriye E. taraf iken, taşınmazın muvazaalı bir satış ile davalı Hakan K.'a devredildiğini, dosyanın yeterince incelenmeden, ön yargılı bir şekilde karar verildiğini, dava konusu yeniden yargılamanın tüm unsurları açıkça ortada iken, ortaya çıkan yeni görgü tanıklarının bildirilmesine rağmen dosyanın alelacele reddedildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2020 tarihli ve 2020/198 Esas, 2020/1051 Karar sayılı kararıyla; Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 375. maddesinde yargılamanın iadesi nedenlerinin sınırlı olarak belirtildiği, ileri sürülen hususların bu nedenlerden hiçbirine uymadığı, hükümde açıklanan diğer gerekçelere göre de, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro öncesi nedene dayalı olarak olarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil davasına yönelik yargılamasının iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesi uyarınca; aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:

a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.

b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.

c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması

ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.

d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.

e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.

f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.

g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.

ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.

h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.

ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.

i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.

Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.

2. Aynı Kanun’un 379. maddesinde “Yargılamanın iadesi talebi üzerine Mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. (2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder. ” hükümlerine yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına göre İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 374. ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi davası, yargılamasının iadesi istenen önceki davadan ayrı, bağımsız bir davadır. Bu niteliğinden ötürü, yargılamanın iadesi şartlarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde ret hükmünün davanın esasına ilişkin kurulması gerekmektedir. Bu itibarla; İlk Derece Mahkemesince, davanın esastan reddine karar verilmesi yerine yazılı şekilde HMK'nın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının,1. bendinde yer alan “Davanın kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan HMK.nın 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,” cümlesinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine, “Davanın reddine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek halinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                       Üye                               Üye                  Üye
Hasan Kaya      Ramazan Ülger     Tümer Türkeş Genç      İsmail Aysal      Metin Tepe

BİLGİ : “Yargılamanın iadesi talebi hakkında dosya üzerinden karar verilemez” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28 Eylül 2017 ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 19 Eylül 2017 tarihli kararları için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/yargilamanin-iadesi-talebi-hakkinda-dosya-uzerinden-karar-verilemez

“Yargılamanın iadesi ayrı bir dava olduğundan farklı bir esasa kaydedilmelidir” şeklindeki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Haziran 2020 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/yargilamanin-iadesi-ayri-bir-dava-oldugundan-farkli-bir-esasa-kaydedilmesi-gerekir

“Yargılamanın iadesi istemi kabul edilmişse önceki davadaki istem hakkında yeni bir hüküm kurulmalıdır” şeklindeki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07 Haziran 2021 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/yargilamanin-iadesi-istemi-kabul-edilmisse-onceki-davadaki-istem-hakkinda-yeni-bir-hukum-kurulmalidir

“Yargılamanın iadesinin, talebe dayanak kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince incelenip karara bağlanması gerekmektedir” şeklindeki Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 29 Kasım 2021 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/yargilamanin-iadesinin-talebe-dayanak-karari-veren-bolge-adliye-mahkemesi-hukuk-dairesince-incelenip-karara-baglanmasi-gerekmektedir