KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

AİLE KONUTUNDA BULUNAN MÂLİK OLMAYAN EŞ, BOŞANMA HÜKMÜNÜN KESİNLEŞTİĞİ TARİHTEN İTİBAREN HAKSIZ İŞGALCİ SIFATINDA BULUNMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/1372
Karar No      : 2023/2474

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Ankara 14. Aile Mahkemesi
TARİHİ                                 : 30.12.2021
SAYISI                                 : 2018/211 E., 2021/665 K.

Taraflar arasında görülen Tapu İptal Tescil ile birleşen El Atmanın Önlenmesi ve Ecrimisil davasında verilen görevsizlik kararı hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.10.2016 tarihli ve 2015/19492 E., 2016/11609 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir.

Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.12.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı Canan Ş. vekili Av. İ.B. ve karşı taraf davalı-davacı Murad T. vekili Av. M.B. geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalı Etem Ö.’ün 10.05.2009 tarihinde evlendiğini, dava konusu Sokullu Mehmet Paşa Mahallesi 1.62 Sokak V. Apartmanı Numara:8/23 Çankaya/Ankara adresinde bulunan taşınmazın evlenmeden önce satın alındığını ve davalı Etem Ö. adına tapuda tescil edildiğini, bu evin parasının taraflarca ortaklaşa karşılandığını ve davacı kadının bu evin bedelini karşılayabilmek için Öveçler 4. Cadde 1.76 Sokak Numara:4/2’de bulunan taşınmazını 19.09.2008 tarihinde sattığını, satım bedelini davalı Etem Ö.’e verdiğini, tarafların o tarihte nişanlı olduğunu, davalı Etem Ö.’ün sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi sebebiyle 24.01.2014 tarihinde boşanma davası açıldığını, boşanma davasının yargılaması sırasında dava konusu aile konutu olarak kullanılan ve taraflarca ortak alınan ve aile konutu olarak özgülenen taşınmazın 24.02.2014 tarihinde diğer davalı Murad T.’ya satıldığının öğrenildiğini, satışın muvazaalı olduğunu, davalı Murad T. tarafından taşınmazın gezilmeden, piyasa değerinin altında bir bedelle satın alındığını, davalı eski eş Etem Ö. tarafından mal kaçırmak amacıyla bu devrin yapıldığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle dava konusu taşınmazın davalı Murad T. adına olan tapu kaydının iptaline, taşınmazın davalı Etem Ö. adına tapuya kayıt ve tesciline, sonrasında ise taşınmazın yarı hissesinin bedelinin davacı kadın tarafından ödenmesi sebebiyle dava konusu taşınmazın ½ hissesinin davacı kadın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, Davalı-davacı Murad T. tarafından 24.02.2014 tarihinden sonra eski eş Etem Ö.'e yapılan banka havalelerinin kötü niyetle muvazaa iddiasını çürütmek amacıyla yapıldığını, eski eşin mal kaçırmak maksadıyla bu devri yaptığını ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Etem Ö. cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde satın alınmadığını, kişisel malı olduğunu, borçları sebebiyle taşınmazı satılığa çıkardığını ve bu konuda ilanlar verdiğini, davalı-davacı Murad T.'nun taşınmazın satımı ile ilgili ilanı görerek kendisine ulaştığını ve dava konusu taşınmazın rayiç bedeli üzerinden satıldığını iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı Murad T. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın satış ilanı sebebiyle davalı Etem Ö. ile bağlantı kurularak ve taşınmazın rayiç değerinin ödenmek suretiyle satın alındığını, muvazaa iddiasının davacı-davalı kadın tarafından ispat edilmediği gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı Murad T. vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacı Murad T. tarafından 24.02.2014 tarihinde davalı Etem Ö.’den satın alındığını, Etem Ö.’ün taşınmazı tahliye edeceğini belirttiği tarihte tahliye etmemesi nedeniyle kendisine ihtarname gönderdiğini, davalı Etem Ö. tarafından ihtarnameye verilen cevapta; dava konusu taşınmazda boşanma aşamasında olduğu eşinin oturduğunu ve hakkında tedbir kararı verildiğini, taşınmazı bu sebeple tahliye edemediğinin belirtildiğini, davacı-davalı kadın ile telefonda yapılan görüşmelere rağmen taşınmazı tahliye etmemesi nedeniyle kendisine ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede; “...davacı tarafından dava konusu taşınmazın satın alındığı, Etem Ö. isimli kişiye daha öncesinden tanımadığı, 5 gün içerisinde taşınmazın tahliyesi, apartmanın aidatlarının ödenmesi evin kullanıldığı süre için 3000 TL(ay) ecrimisil ödemesinin...” talep edildiğini, davacı-davalı kadının ihtarnameye verdiği cevapta; dava konusu taşınmazın muvazaalı şekilde devredildiğini, adli merciiler tarafından evi boşaltmasına karar verilene kadar evi boşaltmayacağının belirtildiğini, dava konusu taşınmazın tarafların evlilik birliği içerisinde satın alınmadığını ve aile konutu olduğuna dair tapuda şerh de bulunmadığını, davacı-davalı kadının haksız işgalci konumunda olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile davacı-davalı kadının dava konusu taşınmaza yaptığı haksız müdahalesinin önlenmesini ve haksız müdahalesi için davalı-davacı Murad T.'ya ödemesi gereken toplam bir aylık ecrimisil bedelinin ve dava tarihine kadar ödemesi gereken toplam ecrimisil bedelinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 inci maddesi uyarınca belirsiz alacak davası kapsamında tespit edilmesi ve bedelin davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı Murad T.'ya verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

1. Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2014 tarihli ve 2014/145 Esas, 2014/638 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, tarafların nişanlı olduğu dönemde alındığının iddia edildiği ve nişan hediyesi olarak değerlendirme ihtimalinin olduğu, dava konusu taşınmazın bedelinin evlilik birliği içerisinde ödenmiş olması halinde ise mal rejiminden kaynaklı dava olabileceği, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi değil Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıdaki kararına karşı süresi içinde davalı-davacı Murad T. vekili temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17.10.2016 tarihli ve 2015/19492 Esas, 2016/11609 Karar sayılı kararı ile uyuşmazlık ile ilgili yargılama yapmakla görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir.

3. Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacı-davalı Canan Ş. ve davalı Etem Ö.'ün nişanlılık döneminde alındığının sabit olduğu, 11.04.2008 tarihinde davalı Etem Ö. adına tapuda tescil edildiği, davacı-davalı kadın tarafından satılıp parası dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı iddia edilen taşınmazın davacı-davalı kadın tarafından son satım tarihinin 19.09.2008 olduğu, yani dava konusu taşınmazın alımından sonra davacı-davalı kadının başka bir taşınmazının satılmış olduğu, davacı-davalı kadının, davalı Etem Ö.'e dava konusu taşınmazın alımı için para verdiğini yazılı delille ispat edemediği, bu konuda tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, tanıklardan Nazmiye tarafından dava konusu taşınmazın borcunun taraflar evlenmeden önce bittiğinin belirtildiği, davacı-davalı kadının ve davalı Etem Ö.'ün 10.05.2009 tarihinde evlendikleri, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde ödenen borcu olduğunun davacı-davalı tarafça iddia ve ispat edilmediği, dava konusu taşınmazın davalı Etem Ö. adına tapuda tescilinin tarafların evlenme tarihinden önce yapıldığının tapu ve nüfus kayıtlarıyla sabit olduğu, dava konusu taşınmazın davalı Etem Ö.'ün kişisel malı niteliğinde olduğu, edinilmiş mal niteliğinde olmadığı, edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan davanın konusunu oluşturmadığı, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.11.2014 tarihli ve 2014/145 Esas, 2014/638 Karar sayılı görevsizlik kararında yer alan "dava konusu taşınmazın nişanlılık döneminde alındığı iddia edildiğinden, nişan hediyesi olarak değerlendirme ihtimali bulunduğundan, evlilik döneminde bedel ödenmiş ise birlikte edinilen mal olarak değerlendirilmesi" hususları bakımından gerekli değerlendirmeler yapıldığında davalı Etem Ö.'ün evlilik öncesi almış olduğu kişisel mal niteliğindeki taşınmaza davacı-davalı tarafça evlilik öncesi yapılan katkının mal rejiminin tasfiyesinin konusunu oluşturmadığı gibi bu katkının dosya kapsamıyla yazılı delille sübut bulmadığı, taraflar arasındaki nişan ilişkisinin evlenmeyle sona erdiği, bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 118 inci ve devamı maddelerinin de somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, davacı-davalı kadının talebinin nişan hediyesinin geri verilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, ayrıca davacı-davalı kadının muvazaa iddiası bakımından da davalı-davacı Murad T.'nun diğer davalı Etem Ö.'e dava konusu taşınmazın bedelini ödediğine dair banka dekontlarının dosya arasında bulunduğu görüldüğünden davacı-davalı kadının muvazaa iddiasının da sübut bulmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden yapılan incelemede ise dava konusu taşınmazda davacı-davalı kadının oturduğunun ve taşınmazın mülkiyetinin davalı-davacı Murad T.'ya ait olduğunun dosya kapsamından sabit olduğu belirtilerek; birleşen davanın kabulü ile Ankara İli, Çankaya İlçesi, Öveçler Mahallesi, 27.48 ada, 3 parselde kayıtlı, 4. kat, 23 numaralı bağımsız bölüme davacı-davalı kadının yaptığı el atmanın önlenmesine, dava konusu taşınmazın aylık kira bedelinin 1.500,00 TL olarak belirlendiği, davalı-davacı Murad T.'nun 5 aylık geriye dönük ecrimisil talebi bulunduğu, taşınmazın davalı-davacı Murad T. tarafından satın alma tarihinin 24.02.2014, dava tarihinin ise 22.07.2014 olduğu, satın alma tarihi ile birleşen davanın açılış tarihi dikkate alınarak davalı-davacı Murad T.'nun ecrimisil talebinin kabulü ile, 7.400,00 TL ecrimisil alacağının davacı-davalı kadından alınarak davalı-davacı Murad T.'ya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu ve tarafların evlilik birliği süresince oturulduğunun dosya kapsamı ile ispatlandığı, taşınmazın aile konutu olarak kullanılması sebebiyle tahliye edilmediği ve 11.11.2019 tarihine kadar taşınmazın aile konutu vasfında olduğu, bu süreçte kadının aile konutunda oturmasının en doğal hakkı olduğu, muvazaa iddiasının ispatlandığı belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapu iptal tescil, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olup uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın tarafların evlilik birliği süresinde aile konutu olarak kullanılıp kullanmadığı, muvazaa iddiasının ispatı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi, 683 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi.

2. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin hak sahibi olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nın 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı Kararı)

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı-davalı kadın asıl dava dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tarafların evlilik birliği süresi içerisinde aile konutu olarak kullanıldığı, davalı eski eş Etem Ö.'ün dava konusu taşınmazı muvazaalı şekilde davalı-davacı Murad T.'ya sattığını iddia ederek davanın kabulü ile tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Davalı-davacı Murad T. ise birleşen dava dilekçesinde; taşınmazın rayiç bedelinin ödenmek suretiyle satın alındığı, muvazaa iddiasının davacı-davalı kadın tarafından ispatlanması gerektiği, taşınmazın tapuda kayıt maliki olmasına ve taşınmazı tahliye etmesi amacıyla kadına ihtarname gönderilmesine rağmen taşınmazın tahliye edilmediği ve kadının haksız işgalci olduğu iddia edilerek birleşen davanın kabulü ile el atmanın önlenmesine ve ecrimisil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, asıl dava yönünden muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine, birleşen dava yönünden ise kadının haksız işgalci olduğunun tespiti ile davanın kabulü ile el atmanın önlenmesine ve davalı-davacı Murad T. yararına ecrimisile karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların 11.11.2019 kesinleşme tarihli kararla boşandıkları, davacı-davalı kadın tarafından Ankara 21. Aile Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Kanunu'nun 194 üncü maddesi hükmü uyarınca tapu iptal ve tescil davası açıldığı ve yapılan yargılama neticesinde; tarafların boşanmalarına karar verildiği anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dinlenen tanık beyanlarından tarafların evli oldukları süre boyunca dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıkları, kadının dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar aleyhine yükletilmesine karar verildiği, dosyanın halen istinaf incelemesi yapılması amacıyla bölge adliye mahkemesinde olduğunun anlaşıldığı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmü uyarınca; malik olan eşin, aile konutunu diğer eşin açık rızasını almadan devredemeyeceği, bu hükme rağmen taşınmazın devredilmesi halinde kayıt maliki olmayan eşin haksız kullanımının boşanma hükmü kesinleştiği tarihten itibaren olacağı anlaşılmakla davalı-davacı Murad T.'nun el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine dayalı birleşen davasının dinlenilebilmesi için, kadın tarafından Ankara 21. Aile Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyasında açılan tapu iptal tescil davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Aksi takdirde birleşen davanın incelenmesi hukuken mümkün değildir. O halde davalı-davacı Murad T. tarafından açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin davanın, kadın tarafından muvazaa iddiası ile açılan asıl davadan tefrik edilip ayrı bir esasa kaydedilmesi ve kadın tarafından Ankara 21. Aile Mahkemesinin 2021/5 Esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmü uyarınca açılan tapu iptal ve tescil dosyasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının birleşen dava yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı kadın vekilinin asıl dava yönünden temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Murad ve Etem'den alınıp Canan'a verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                         Üye                           Üye                  Üye                Üye
Ömer Uğur Gençcan    A. Albayrak Doğan    Rıza Sarıtaş    Çetin Durak    Harun Can

BİLGİ : “Aile konutunda bulunan mâlik olmayan eş, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren haksız işgalci konumunda bulunmaktadır” şeklindeki Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Mart 2022 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/aile-konutunda-bulunan-malik-olmayan-es-bosanma-hukmunun-kesinlestigi-tarihten-itibaren-haksiz-isgalci-konumunda-bulunmaktadir