AYNI DAVANIN EKİ NİTELİĞİNDE OLAN MADDÎ TAZMİNAT İLE İLGİLİ KALDIRMA VE GÖNDERME KARARI VERİLDİĞİNDEN BU KARARA KARŞI TEMYİZ KANUN YOLUNA GİDİLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/6650
Karar No : 2025/3405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/941 E., 2024/733 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat ile nafaka miktarları ve maddi tazminat hakkında verilen karar yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve nafaka ile miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerinde Bölge Adliye Mahkemesince kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevi tazminat miktarlarının az olduğu, bununla birlikte kadının maddi tazminat talebinin boşanmanın fer’i niteliğinde olmayan, ayrı nispi harca tabi bağımsız bir talep olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevi tazminat yönünden kaldırılmasına, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine ve yeniden hüküm tesisi ile kadın yararına aylık 650,000 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevi tazminata, maddi tazminat talebi yönünden ise belirtilen eksiklikler giderilmek üzere kararın bu yönde kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair yönlerden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerince yukarıda belirtilen sebeplerle temyiz yoluna başvurulmuştur.
2. Boşanma davalarında gerek taraflara atfedilen kusurlar, gerekse boşanmanın eki (fer’îsi) niteliğindeki maddî ve manevî tazminat, nafaka ve özellikle velâyet gibi konular boşanmaya bağlı ve birbirinden ayrılamayacak niteliktedir. Boşanma davası ve eklerinin biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecek olup, bu istemler hakkında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi ancak bu istemlerin birlikte görülüp değerlendirilmesi suretiyle mümkündür.
3. Kural olarak, İlk Derece Mahkemesince verilen karar sonrasında tarafların istinaf itirazı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince boşanma veya boşanma davasının ekleri yönünden istinaf incelemesi yapılırken; şayet dosyada giderilebilecek bir eksiklik varsa bu eksikliğin 6100 sayılı Kanun'un 353 vd. maddeleri uyarınca ve usul ekonomisi de göz önünde bulundurularak Bölge Adliye Mahkemesince giderilip İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararları verebilir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından giderilemeyecek nitelikte bir eksiklik bulunması durumunda ise, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından kesinleşen yönler hariç olmak üzere boşanma ve ekleri ayrılmadan, istinaf edilen tüm yönlerden kararın tamamının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerekir (6100 sayılı Kanun md. 353). Aksi uygulamayla, birbiriyle bağlantılı ve sonuçları birbirlerini doğrudan etkileyebilen istemlerin ayrılması; sağlıklı, isabetli infazı kabil kararlar verilmemesine sebep olacağı gibi bu durum usul ekonomisine de aykırıdır.
4. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince verilecek yeni karar ile temyiz incelemesi sonucu verilecek olası bozma kararı sonrası, İlk Derece Mahkemesince verilecek karara karşı kanun yollarında da değişiklik olacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucu bozma kararı verildiğinde (Bölge Adliye Mahkemesi daha evvel bu konuda esastan ret kararı verdiğinden), yeni karar sadece temyiz yoluna tabi olacak, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırıp gönderdiği yönlerle ilgili İlk Derece Mahkemesi bir karar verdiğinde bu karar ise önce istinaf, sonra temyiz aşamalarından geçecektir. Dolayısıyla, zorunlu olarak birlikte görülmesi gereken dava ve ekleri ayrı ayrı dosyalarda görüşülüp ayrı ayrı yasa yollarından geçerek ortaya hukuken ve usulen karmaşık ve hukuki güvenirlik ilkesine aykırı bir durum çıkabilecektir.
5. Boşanma davası ve ekleri birbirinden ayrıldığında, biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecek nitelikte olması nedeniyle; örneğin, boşanma sorunu halledilmeden velâyete ilişkin uyuşmazlık, velayete ilişkin uyuşmazlık çözülmeden kişisel ilişki ve iştirak nafakası, kusur sorunu çözülmeden maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin uyuşmazlık çözülemeyeceğinden, bu istemlerin biri diğerinin sonucunu bekleyecek, gereksiz zaman kaybı ve usul ekonomisine aykırı bir yargılama süreci başlatılmış olacaktır.
6. Diğer yandan, bilindiği üzere Bölge Adliye Mahkemelerinin, esasa ilişkin hiçbir hüküm içermeyen ve yalnızca (münhasıran) gönderme kararları kesindir (6100 sayılı Kanun md. 353/1-a). Ancak, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf istemi üzerine vermiş olduğu karar, yalnızca (münhasıran) gönderme kararı olmayıp aynı dava ve eklerine ilişkin esas hükümle birlikte, aynı davanın eki niteliğinde olan maddi tazminat ile ilgili kaldırma ve gönderme kararı verilmiştir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesinin eldeki dosyaya ilişkin kararı tüm yönleriyle temyizi kabil bir karardır. Diğer bir anlatımla, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının tüm yönleriyle temyizen incelenmesi yönünden herhangi bir engel bulunmamaktadır.
7. Somut olayda incelendiğinde, boşanmanın eki niteliğinde bulunan ve yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde boşanma davasının eki olması sebebiyle tüm istinaf istemlerinin bir bütün hâlinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, boşanma davasının eki niteliğindeki maddi tazminat talebinin yanılgılı gerekçeyle asıl davadan ayrılmak suretiyle maddi tazminata ilişkin hükmün kaldırılarak dosyanın bu yönüyle İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi, sair yönlerden ise kısmen istinaf incelemesi yapılarak kısmen kabul ve kısmen esastan ret kararı verilmesi hatalı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M. Kasım Çetin Sedat Demirtaş Sevil Kartal Hatıran Alper Şaban Kazdal
AYNI DAVANIN EKİ NİTELİĞİNDE OLAN MADDÎ TAZMİNAT İLE İLGİLİ KALDIRMA VE GÖNDERME KARARI VERİLDİĞİNDEN BU KARARA KARŞI TEMYİZ KANUN YOLUNA GİDİLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/6650
Karar No : 2025/3405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/941 E., 2024/733 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat ile nafaka miktarları ve maddi tazminat hakkında verilen karar yönünden; davalı erkek vekili tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve nafaka ile miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
1. Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerinde Bölge Adliye Mahkemesince kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevi tazminat miktarlarının az olduğu, bununla birlikte kadının maddi tazminat talebinin boşanmanın fer’i niteliğinde olmayan, ayrı nispi harca tabi bağımsız bir talep olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevi tazminat yönünden kaldırılmasına, kusurun gerekçesinin düzeltilmesine ve yeniden hüküm tesisi ile kadın yararına aylık 650,000 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL manevi tazminata, maddi tazminat talebi yönünden ise belirtilen eksiklikler giderilmek üzere kararın bu yönde kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair yönlerden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerince yukarıda belirtilen sebeplerle temyiz yoluna başvurulmuştur.
2. Boşanma davalarında gerek taraflara atfedilen kusurlar, gerekse boşanmanın eki (fer’îsi) niteliğindeki maddî ve manevî tazminat, nafaka ve özellikle velâyet gibi konular boşanmaya bağlı ve birbirinden ayrılamayacak niteliktedir. Boşanma davası ve eklerinin biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecek olup, bu istemler hakkında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi ancak bu istemlerin birlikte görülüp değerlendirilmesi suretiyle mümkündür.
3. Kural olarak, İlk Derece Mahkemesince verilen karar sonrasında tarafların istinaf itirazı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince boşanma veya boşanma davasının ekleri yönünden istinaf incelemesi yapılırken; şayet dosyada giderilebilecek bir eksiklik varsa bu eksikliğin 6100 sayılı Kanun'un 353 vd. maddeleri uyarınca ve usul ekonomisi de göz önünde bulundurularak Bölge Adliye Mahkemesince giderilip İlk Derece Mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararları verebilir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından giderilemeyecek nitelikte bir eksiklik bulunması durumunda ise, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından kesinleşen yönler hariç olmak üzere boşanma ve ekleri ayrılmadan, istinaf edilen tüm yönlerden kararın tamamının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi gerekir (6100 sayılı Kanun md. 353). Aksi uygulamayla, birbiriyle bağlantılı ve sonuçları birbirlerini doğrudan etkileyebilen istemlerin ayrılması; sağlıklı, isabetli infazı kabil kararlar verilmemesine sebep olacağı gibi bu durum usul ekonomisine de aykırıdır.
4. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince verilecek yeni karar ile temyiz incelemesi sonucu verilecek olası bozma kararı sonrası, İlk Derece Mahkemesince verilecek karara karşı kanun yollarında da değişiklik olacaktır. Çünkü, temyiz incelemesi sonucu bozma kararı verildiğinde (Bölge Adliye Mahkemesi daha evvel bu konuda esastan ret kararı verdiğinden), yeni karar sadece temyiz yoluna tabi olacak, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırıp gönderdiği yönlerle ilgili İlk Derece Mahkemesi bir karar verdiğinde bu karar ise önce istinaf, sonra temyiz aşamalarından geçecektir. Dolayısıyla, zorunlu olarak birlikte görülmesi gereken dava ve ekleri ayrı ayrı dosyalarda görüşülüp ayrı ayrı yasa yollarından geçerek ortaya hukuken ve usulen karmaşık ve hukuki güvenirlik ilkesine aykırı bir durum çıkabilecektir.
5. Boşanma davası ve ekleri birbirinden ayrıldığında, biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecek nitelikte olması nedeniyle; örneğin, boşanma sorunu halledilmeden velâyete ilişkin uyuşmazlık, velayete ilişkin uyuşmazlık çözülmeden kişisel ilişki ve iştirak nafakası, kusur sorunu çözülmeden maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin uyuşmazlık çözülemeyeceğinden, bu istemlerin biri diğerinin sonucunu bekleyecek, gereksiz zaman kaybı ve usul ekonomisine aykırı bir yargılama süreci başlatılmış olacaktır.
6. Diğer yandan, bilindiği üzere Bölge Adliye Mahkemelerinin, esasa ilişkin hiçbir hüküm içermeyen ve yalnızca (münhasıran) gönderme kararları kesindir (6100 sayılı Kanun md. 353/1-a). Ancak, somut olayda Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf istemi üzerine vermiş olduğu karar, yalnızca (münhasıran) gönderme kararı olmayıp aynı dava ve eklerine ilişkin esas hükümle birlikte, aynı davanın eki niteliğinde olan maddi tazminat ile ilgili kaldırma ve gönderme kararı verilmiştir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesinin eldeki dosyaya ilişkin kararı tüm yönleriyle temyizi kabil bir karardır. Diğer bir anlatımla, Bölge Adliye Mahkemesinin kararının tüm yönleriyle temyizen incelenmesi yönünden herhangi bir engel bulunmamaktadır.
7. Somut olayda incelendiğinde, boşanmanın eki niteliğinde bulunan ve yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde boşanma davasının eki olması sebebiyle tüm istinaf istemlerinin bir bütün hâlinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, boşanma davasının eki niteliğindeki maddi tazminat talebinin yanılgılı gerekçeyle asıl davadan ayrılmak suretiyle maddi tazminata ilişkin hükmün kaldırılarak dosyanın bu yönüyle İlk Derece Mahkemesine gönderilmesi, sair yönlerden ise kısmen istinaf incelemesi yapılarak kısmen kabul ve kısmen esastan ret kararı verilmesi hatalı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M. Kasım Çetin Sedat Demirtaş Sevil Kartal Hatıran Alper Şaban Kazdal

