KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

BUNUN DIŞINDA KARŞILIKLI OLARAK HİÇBİR ŞEY TALEP EDİLMEYECEKTİR ŞEKLİNDEKİ BEYAN MAL REJİMİNİN TASFİYESİ AÇISINDAN TUTANAĞA YAZILMAYAN MALLARI KAPSAMAMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/8549
Karar No      : 2024/697

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 20.04.2022
SAYISI                                 : 2020/1690 E., 2022/974 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1998 yılında evlendiklerini, İstanbul 3. Aile Mahkemesinin 2017/88 esas, 2017/95 karar sayılı dosyasından anlaşmalı olarak boşandıklarını, ancak davalı tarafın müvekkili ile evli oldukları dönemde müvekkilden habersiz mal edindiğini, edindiği bu malları akrabaları üzerine kayıt ve tescil ettirdiğini, yine akrabaları üzerine şirket kurarak bu şirket üzerinden ticari faaliyet yürüttüğünü, bu durumdan müvekkilinin haberinin olmadığını, tarafların evlilikleri sırasında bütün giderleri müvekkilinin ödediğini, ortak 2 çocuklarının okul ve bakım masraflarını müvekkili tarafından karşılandığını, davalının erkek kardeşinin üniversite eğitimi aldığı 5 yıllık zaman zarfında müvekkilinin para gönderdiğini, tarafların evliliklerinin ilk yıllarında çocukları doğmadan bir ev sahibi olmak için Kurtköy'de Kiptaş'tan ev almak için verilen peşinatı müvekkilinin ödediğini evin alım sırasında müvekkilinin iş yerinden izin alamaması sebebiyle davalı sadece kendi adına sözleşme yaptığını tapuyuda kendi adına aldığını, müvekkilinin davalıdan boşandıktan sonra tesadüfen yargılamanın olduğu dönemde Beylikdüzünde 3 daire sahibi olduğunu öğrendiğini, bu daireler davalının adına olmayıp biri kardeşi Mehmet, biri Selahattin diğeri de Mikail adına kayıtlı olduğunu, Kağıthane'deki evin tüm parasını müvekkilinin ödediğini, bilahare evin tadilatı için yapılan masrafın bir kısmını kredi çekerek bir kısmını ise özel kasasındaki paradan karşıladığını iddia ederek, edinilmiş malların tespiti ile müvekkiline ait payın veya karşılığı bedelin tazminini ve müvekkili yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; tarafların Aralık 2016 da ayrı yaşamaya başladıklarını, davacının talebi üzerine 08.03.2017 tarihinde anlaşmalı boşandıklarını, boşanmadan sonra yeninden evlendiğini bunun üzerine davacının sahte deliller ile bu davayı açtığını, İstanbul 3. Aile Mahkemesinde anlaşmalı boşanma davasındaki protokol kapsamında Kağıthane'deki taşınmazın 1/2 hissesini devretmediği gibi sürekli arayıp, tehditlerde bulunduğunu, yeni evliliğindeki eşiyle bu nedenle aralarının açıldığını, davacının kira bedellerinin kendisinin karşıladığı iddiasının asılsız olduğunu kendi maaşından belediye tarafından 2002-2004 yıllarında kira bedellerinin maaşından kesildiğini, ortak çocukları ise lojmana yakın yerdeki belediyenin anlaşması bulunan kreşe gönderdiğini, kreş ücretinin maaşından kesildiğini, memuriyete başladığı gün itibariyle düzenli olarak mal bildiriminde bulunduğunu, akrabaları üzerine herhangi bir mal kayıt ve tescilini yaptırmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ve davalı yanın İstanbul 3. Aile Mahkemesi'nin 08.03.2017 tarih, 2017/88 esas, 2017/95 karar sayılı ilamı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı madesinin 3 üncü fıkrası uyarınca anlaşmalı boşandıkları, ilamın 26.04.2017 tarihinde kesinleştiği, İstanbul 3. Aile Mahkemesi'nin 2017/88 Esas sayılı dosyasında tarafların ortaken imza altına aldıkları 01.02.2017 tarihli boşanma protokolü uyarınca tarafların protokolün en alt kısmına ''bunun dışında karşılıklı olarak hiç bir şey talep edilmeyecektir'' şeklinde ibare düşüldüğü ve anlaşmalı boşanma davasının görüldüğü Mahkemece protokolün onaylanması ibaresinin gerekçeli kararın 3. Nolu ara kararıyla hükme geçirildiği, kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine bu haliyle kesinleştiği, davacının anlaşmalı boşanma sağlanan dosyada fazlaya ilişkin haklarını duruşmada ya da protokolde saklı tuttuğuna ilişkin bir beyan ya da ibarenin de bulunmadığı, anlaşmalı boşanma davasından sonra fazlaya ilişkin haklarından feragat ederek bu hakkını saklı tutmayan davacının dava dilekçesinde yargılamanın yenilenmesi talebinde de bulunmadığı, bu haliyle mal rejimine dayalı alacak davası ve yine maddî ve manevî tazminat davası talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkilininden evlilik birliği içerisinde aldığı taşınmazları gizlediğini, müvekkilinin bu taşınmazlardan haberi olmadığını, varlığını bildiği gayrimenkuller üzerinden paylaşıma gittiğini, bunun sonucunda başka talebi olmayacağını belirttiğini, davalı tarafın kötü niyetli olarak mal kaçırmak maksadı ile hareket ettiğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanma sırasında davalı tarafın maddî bir varlığı olmadığı zannıyla hareket ettiğini, davalı tarafın evlilik birliği içerisinde edindiği malların tamamının tasfiyesinin yapılması gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, dava dilekçesinin ekinde boşanma protokolünü sunduğu ve bunun dava dilekçenin eki olduğunu açıkça belirttiği, yargılamada aralarındaki anlaşmaya göre boşanmaya karar verilmesini istediği ve davalı erkeğin de bu anlaşmadaki düzenlemeye güvenerek boşanmayı kabul ettiği, bundan sonra davacının bu protokol hükümlerine aykırı olarak, boşanma davasındaki beyan ve dilekçelerini yok sayarak görülmekte olan bu davayı açıp, protokol hükümlerine aykırı talepte bulunmasının 4721 Sayılı Kanun'un 2 inci maddesinde düzenlenen “Dürüst Davranma” kuralına da aykırılık teşkil ettiği; eş söyleyişle, hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiği, kamu düzenine ilişkin aykırılık halleri de bulunmadığından, istinaf nedenleriyle bağlı inceleme sonucu, yerel mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafın maddî ve manevî tazminat ile katılma alacağı bulunup bulunmadığı davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesi, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanunu'nun 6 ncı, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 178 inci, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı vekilinin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

2. Davacı kadın vekilinin reddedilen mal rejiminin tasfiyesi taleplerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Davacı taraf aşamalardaki beyanlarında, davalı erkeğin evlilik birliği içerisinde edindiği bir kısım malları kendisinden gizlediğini, bu maksat ile muvazaalı işlemler yaparak bir kısım mal varlığını yakınları adına tescil ettirdiğini, yine mal varlığını eşinden gizlemek amacıyla yakınları adına şirket kurduğunu, bu şirketin varlığını ve gelirlerini de gizlediğini iddia ederek, evlilik birliği içerisinde edinilmiş malların tespiti ile davacı kadına ait payın veya karşılığı bedelin hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Dosya kapsamına göre taraflar 28.11.1998 tarihinde evlenmiş, evlilik birliği 01.02.2017 tarihinde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca açılan boşanma davasında verilen kabul kararı ile son bulmuş, boşanma hükmü 26.04.2017 tarihinde kesinleşmiştir. İstanbul 3. Aile Mahkemesinin 2017/88 Esas sayılı boşanma dava dosyası incelendiğinde; dava dilekçesine ekli 01.02.2017 tarihli taraflarca imzalanan protokolde taraflar adına kayıtlı Kağıthane, Sazlıdere ve Seyrantepe'de bulunan taşınmazlar ile bir araç yönünden mal rejiminin tasfiye edildiği, davacı kadın tarafından eldeki davadaki iddialarına konu taşınmazlar, şirket hissesi hususunda boşanma dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın tarafından, evlilik birliği içerisinde davalı erkek tarafından edinilen bir kısım mal varlığı değerlerinin muvazaalı işlemler sonucunda kendisinden gizlendiği iddia edildiğine göre; artık davacı kadının anlaşmalı boşanma protokolü kapsamındaki beyanlarının, kendisinden gizlendiği iddia edilen mal varlığını kapsadığından söz edilemeyeceği, eldeki davaya dayanak yapılan mal varlığı yönünden mal rejiminin tasfiye edildiğinden de söz edilemeyeceği nazara alınarak, öncelikle 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi uyarınca davacı taraftan, evlilik birliği içerisinde davalı erkek tarafından kendisinden gizlendiğini iddia edilen mal varlığı değerlerini somutlaştırılmasının istenmesi, akabinde tarafların bu mal varlığı değerlerine ilişkin iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanılması, sonrasında muvazaa iddiası da hep birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının mal rejiminin tasfiyesi talebi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının mal rejiminin tasfiyesi talebi yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davacı kadın vekilinin reddedilen maddî ve manevî tazminat taleplerine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                      Üye                 Üye                      Üye
Mehmet Kasım Çetin     Seydi Kahveci      Harun Can      Erdem Şimşek     Şaban Kazdal