KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVACI BABAANNE VE DEDE İLE ÇOCUK ARASINDA DAHA KISA SÜRELİ OLACAK ŞEKİLDE UYGUN KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMAMIŞ OLMASI BOZMAYI GEREKTİRİR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/4102
Karar No      : 2024/7321

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 22.03.2024
SAYISI                                 : 2022/1748 E., 2024/722 K.

Taraflar arasındaki torun ile kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; oğullarının kanser nedeniyle genç yaşta vefat ettiğini, davalının hiçbir makul sebep olmamasına rağmen torunları ile görüştürmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesi gereğince davasının kabulüne çocukla davacılar arasında her ayın belli haftasında, yarıyıl ve yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eşinin vefatından sonra 2 yıl davacılarla birlikte yaşadıklarını, evin içinde sürekli kavgaların olduğunu, evde yaşayan amcanın davalıya ve tüm aile fertlerine karşı hakaret, küfür ve tehditlerinin olduğunu, evden ayrıldıktan sonra dahi büyükanne ve büyükbabası ile görüştürmeye devam ettiğini, davanın haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri gereğince yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiği, dava konusu çocuğun davacılar ile görüşmeye zorlanmasının çocuğun bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyeceği, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi halinde kişisel ilişki kurma hakkının reddedilebileceği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 325 inci maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, sadece çocuğun beyanıyla kişisel ilişki talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, sosyal inceleme raporunun dikkate alınmadığını, büyük anne ve baba olarak torunlarını görmenin onlarında hakkı olduğunu ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kişisel ilişki tesis edildiğinde çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve davacıların bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada delil bulunmadığı, alınan sosyal inceleme raporu da kişisel ilişkinin kurulması yönünde görüş bildirildiği Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngördüğü ancak çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine de karar verilmesi mümkün olacağı, Mahkemece davacılar ile torunu arasında çocuğun eğitim durumunu aksatmayacak, bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde davacılar ile çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki düzenlenmesi yapılması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ; her ayın 2.hafta Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, dini bayramların ikinci günü saat 10.00'dan üçüncü günü saat 17.00'a kadar, her yıl iki haftalık yarı yıl tatilinin ilk hafta Pazartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 15 Temmuz saat 17.00'a kadar davacıların çocuğu yanına almak suretiyle kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; çocuğun beyanının aksine kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğunu, amcasının sürekli küfürlü konuştuğunu, davacıların evinde çocuğun sürekli kavgalara şahit olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, torunla kişisel ilişki kurulması davasında, çocuk ve davacı dede ile büyükanne arasında kurulan yatılı kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı, davanın kabulü koşulları ile kişisel ilişkinin süresi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 325 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı anne vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de kişisel ilişki süresinin anne ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak, büyükanne ve büyükbabalarla torunları arasındaki kişisel ilişkinin çocukların bu kişilerle olan aile bağlarını geliştirip güçlendirecek ve bu kişilerin de torun sevgisini tatmalarına elverişli olacak yeterlilikte olması gerekir. Somut olayda, çocuğun yaşı ve davacılara karşı tepkili olduğu da dikkate alındığında, davacı babaanne ve dede ile çocuk arasında daha kısa süreli olacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulmamış olması doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının "kişisel ilişkinin süresi" yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının, 1. bendinin (a) alt bendinde yer alan " ...her yıl iki haftalık yarı yıl tatilinin ilk hafta Pazartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10.00'dan 15 Temmuz saat 17.00'a kadar..." cümlesinin çıkarılmasına, yerine '' ...her yıl 1 Temmuz günü saat 10.00`dan 7 Temmuz günü saat 17.00'a kadar..." cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                           Üye                              Üye                   Üye                  Üye
Mehmet Kasım Çetin      A. Albayrak Doğan      Çetin Durak       Sevil Kartal      Harun Can