KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

DAVACININ ASIL TALEBİ ALACAĞA İLİŞKİN FAİZ BAŞLANGICI YÖNÜNDEN İSTİNAF İTİRAZI OLDUĞUNDAN KABUL EDİLEN BU MİKTARDAN İSTİNAF SINIRI BELİRLENMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/212
Karar No      : 2023/1232

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 10.11.2021
SAYISI                                 : 2018/41 E., 2021/1641 K.

Taraflar arasında asıl ve birleşen dosyalarda alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davada; davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, birleşen davalarda; davalının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların reddine karar verilmiştir.      

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında güvenlik hizmet işine ilişkin sözleşme imzalandığı, davalı kurumun 2009-2010 yıllarını kapsayan dönemde hazinece yapılan kanundan doğan indirimi müvekkil şirketin hakedişinden kestiğini, 5510 sayılı Kanunla sağlanan %5’lik indirimin işverene sağlanan hazine yardımı olduğunu, bu kesintinin yasal olmadığını ileri sürerek hakedişlerinden kesilen 418.628,78 TL alacağın her bir kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1209 Esas ve Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/603 Esas sayılı dosyalarında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan güvenlik hizmet alım sözleşmesine konu işin bir bölümünü taşeronlara verdiğini, davalı idarenin davacı hakedişlerinden 5510 sayılı Yasanın 81/1-ı maddesine dayanılarak haksız kesintiler yaptığını, davalının yaptığı %5'lik kesinti nedeniyle bu kesintiyi davacının da kendi taşeronlarına yansıttığı ve bu nedenle aleyhine açılan davalar sonunda verilen mahkeme kararları ve bu doğrultuda aleyhinde yapılan icra takipleri neticesinde, dava konusu asıl alacak dışında, ilam vekalet ücreti, yargılama gideri, icra tahsil harcı, icra avukatlık ücreti ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek asıl alacak dışında yapılan bu ödemelerin davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili idarece yapılan kesintinin Kamu İhale Genel Tebliğine göre haklı ve yerinde olduğunu, Sayıştay tarafından yapılan denetimde hak edişlerden kesilmeyen tutarların kamu zararı olarak nitelendirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davalarda davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, husumet itirazları bulunduğunu, taşeron firmaların dava açmasından davacı tarafın sorumlu olduğunu, açılan dava sonuçları beklenmeden taşeronların hak edişlerinden kesinti yapıldığından taşeron firmaların açtıkları davadan tamamen davacının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

1. Asıl dava yönünden; taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmelerine istinaden davalı kurumca davacı şirketin hakedişlerinden 5510 sayılı Kanunun 81/1-ı bendi gereğince % 5 lik SGK prim indirimi kesintisinin yapılmasının 5510 sayılı ve 4753 Kanun kapsamında haksız ve yersiz olduğu, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ve bu yönde iddiası da olmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, taraflar tacir olup davacı dava dilekçesinde avans faizi istediğinden 3095 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca avans faizine hükmedilmesi gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,

2. Birleşen her iki dava yönünden; davacının istihkaklarından kesilen %5 lik indirimin davacı tarafından alt taşeronlarına yansıtılması ve aleyhine açılan davaların kabul ile sonuçlanması üzerine bu yargılama masraflarını, haksız eylemi nedeniyle bu işleme sebebiyet veren davalı kurumdan talep etmesi haklı ve yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada haksız kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faizin başlangıcına yönelik taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının temerrüde düşürüldüğünü, birleşen davalar bakımından da harcamaların yapıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının "davacının faizin başlangıcına yönelik talebinin reddine" bölümünün kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını ve hakedişlere ihtirazi kayıt konmadığını, davacının alt yükleniciye ödeme yaparken %5 kesintileri kestikten sonra ödemede bulunduğunu, bunun imzalanan sözleşme gereği olduğunu, Sayıştay sorgularında davacıya yapılan hakediş ödemelerinden %5'lik prim tutarının düşülmesi gerektiğinin vurgulandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, birleşen dosyalar yönünden tahsil yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

1. Asıl dava yönünden; istinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnızca asıl talebin nazara alınacağı, faiz, icra tazminatı ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderlerin hesaba katılmayacağı, asıl dava kabul edilmiş olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun fer'i nitelikteki faizin başlangıcına yönelik olduğu, kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

2. Birleşen davalar yönünden; davacının, davalının 5510 Sayılı Yasanın 81/1-ı maddesine dayanılarak hak edişlerinden kesinti yapması nedeniyle dava dışı alt taşeronların hakedişlerinden bu nedenle kesinti yapması haklı bir nedene dayanmadığından davacı vekili yapmış olduğu kesintiler nedeniyle maruz kaldığı icra takiplerinden dolayı ödemek zorunda kaldığı yargılama giderlerini davalıdan talep edemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek esas hakkında yerinden karar verilmesine, birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili, temyiz dilekçelerinde istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüş, birleşen davalar yönünden temyiz dilekçesinde ilaveten; müvekkil tarafından taşeronlarına yansıttığı kesintiye, bu kesintiler dolaysıyla aleyhinde davalar açılmasına ve davalar sonunda fer'ileri ile birlikte ödeme yapmak zorunda kalmasına davalının sebebiyet verdiğini, müvekkilin uğramış olduğu bu zarar ile davalı işlemi arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu, dava dışı taşeron şirketlerin davacı müvekkile yönelik açtığı davaların davalı idareye de bu sebeple ihbar edildiğini beyanla her iki dosya açısından yapılan istinaf başvurusunun esastan kabulü ile davaların ve buna bağlı olarak faizin başlangıç tarihlerine dair taleplerin kabulüne ilişkin hüküm tesis etmesi gerekirken birleşen davalar yönünden red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili, asıl dava yönünden kararı temyiz etmiş, temyiz dilekçesinde asıl dava yönünden istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri temyiz nedeni olarak ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet sözleşmelerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sigortalar Kanununun 81 nci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosya kapsamından, İlk Derece Mahkemesince davacının asıl davası yönünden davanın 418.628,78 TL asıl alacak yönünden kabulüne, faiz başlangıcına yönelik talebinin reddine karar verildiği, davacı tarafça asıl dava bakımından kesintilerin yapıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinden faiz başlangıcı yönünden hükmün istinaf edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince asıl davada kesin olan karara yönelik istinaf istemi yönünden davacı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesinin kesinlik sınırı belirlenirken yalnızca asıl talebin nazara alınacağı, faiz, icra tazminatı ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderlerin hesaba katılmayacağı yönündeki gerekçesi yerinde olmakla birlikte davacının asıl talebi olan 418.628,78 TL alacağa ilişkin olarak faiz başlangıcı yönünden istinaf itirazları olduğu ve kabul edilen bu miktar üzerinden istinaf sınırı belirlenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile dava asıl alacak yönünden kabul edildiğinden bahisle kesinlik sınırı altında kaldığından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken iş, asıl davada kesinlik sınırının üzerinde olan ve kabul edilen asıl alacağa bağlı olan faiz istemi yönünden istinaf eden davacı tarafın faiz başlangıcına yönelik istinaf başvurusunun esastan incelenerek sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.

3. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacının temyiz itirazlarının kabulü temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3. Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan            Üye                   Üye                  Üye                        Üye
Murat Kıyak      Birol Soner       Özcan Turan     Mahmut Coşkun    İlhan Kara

BİLGİ : Bu dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşınmış olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/asil-alacaga-bagli-olan-ve-asil-alacagin-ferisi-niteligindeki-faiz-baslangic-tarihi-yonunden-kesinlik-siniri-kabul-edilen-miktar-uzerinden-belirlenmelidir