ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNE TABİ BİR MALVARLIĞINDA ORTAKLARIN MÜNFERİT PAYLARINDAN BAHSEDİLEMEYECEĞİNDEN DAVACININ FERAGATİ HERHANGİ BİR HÜKÜM VE SONUÇ DOĞURMAZ.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/431
Karar No : 2023/5187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.09.2021
SAYISI : 2020/1419 E., 2021/745 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tereke idare memuru vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tereke idare memuru vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Y. mahâllesi çalışma alanında bulunan 24 parça taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar Ahmet G. ve Salih G. adına tespit edildiğini, davaya konu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı Salih G.’dan intikal ettiğini, davacının da miras payının bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle mirasbırakan Salih G. mirasçıları adına tescilini talep etmiş; Mahkemece tensiben verilen süre içerisinde Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarihli kararı ile mirasbırakan Salih G. terekesine temsilci olarak Faruk T. atanmış, karar 22.12.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı asıl 08.08.2017 havale tarihli dilekçesinde; davalı Salih G. ile anlaştığından bu davalının hisseleri aleyhine açtığı davasını geri çektiğini beyan etmiş, davalı Salih G. 20.11.2017 havale tarihli dilekçesi ise davacının geri alma beyanını kabul ettiğini belirtmiştir. Bu nedenle 190 ada 36, 49 parsellerdeki davalı Salih G.’nun 1/2 payına yönelik dava ile 190 ada 71, 195 ada 5, 178 ada 37, 126 ada 6, 41, 127 ada 3, 205 ada 30, 31, 121 ada 142, 208 ada 9, 14, 166 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan dava tefrik edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tereke temsilcisi vekili 28.01.2019 tarihli dilekçesinde 178 ada 36 ve 190 ada 72 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davadan feragat ettiğini belirtmiş; davacı asıl ise 29.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile davanın tümünden feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Ahmet G. vekili davaya süresinde cevap vermemiş, 02.11.2017 havale tarihli dilekçe ile; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 2018/442 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 195 ada 6, 126 ada 5,50, 127 ada 4, 205 ada 9, 121 ada 144, 208 ada 10,16 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Salih G. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline, 190 ada 36 ve 49 parsel sayılı taşınmazların davalı Ahmet G. adına olan 1/2'şer payının iptali ile Salih G. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline; 178 ada 36 ve 190 ada 72 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17.10.2019 tarihli ve 2019/801 Esas, 2019/862 Karar sayılı kararı ile davacı asılın karar tarihinden sonra davadan feragat ettiği gerekçesiyle yeniden bir karar verilmek üzere davalı vekillerinin istinaf başvurusu kabul edilip karar kaldırılarak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiş; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke idare memuru vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Tereke idare memuru vekili istinaf dilekçesinde; davacı asılın davadan feragat ederek kendisini vekillikten azlettiğini, davanın mirasbırakan Salih G. terekesi adına açıldığını ve diğer mirasçılar yönünden feragatin söz konusu olmadığını, tereke idare memurunun davaya devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekilleri katılma yoluyla sundukları istinaf dilekçesinde; davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükümde davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığı belirtilmiş ise de ilk istinaf aşamasında istinaf başvuru ve karar harcının yatırıldığını, İstinaf Mahkemesi ilamında bu hususun karara bağlandığını ve yatırılan istinaf harcının iadesine hükmedildiğini, davanın reddine yönelik kararın yerinde olduğunu ancak davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun reddi ile davalının istinaf başvurusunun kabulünü talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının mirasçılar adına tescil talep etmesi ve davalının 3. kişi olması karşısında terekeye temsilci atanarak yargılamaya devam edilmesi doğru ise de davalının babası Yaşar G.’nun ölümüyle, davacı ile davalının Salih G. mirasçıları olduğu, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların terekeye döndürülmesi talep edilmiş ise de mirasçılar arasında görülen davanın miras payı ile sınırlı görüleceği, 6100 sayılı HMK'nın 115/3 üncü fıkrasınca dava şartı noksanlığı giderildiğinden terekeye temsilci atanmasına gerek kalmadığı, tereke temsilcisinin taraf sıfatının sona erdiği, davacı asılın davasından feragat ettiği gerekçesiyle davacı tereke temsilcisi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre anlaşmazlığın ön incelemeden sonra giderilmesi nedeniyle ücretin tamamına hükmolunacağı, eldeki davanın miras payı oranında tapuya kayıt ve tescil davası olup dava değerinin 421.480 TL'den miras payı (3/64) oranına göre hesaplanan 11.319-TL olduğu, bu değer üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti de maktu ücretin altında kaldığından davalı lehine maktu vekalet ücretinin takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke idare memuru vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı tereke idare memuru vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamış, davacı asıl dışındaki mirasçıların miras paylarından feragat ettiklerine dair belge bulunmadığını, yargılama aşamasında davalıların babası Yaşar G. ölmüş ise de dava şartı ve taraf teşkilinin dava tarihine göre değerlendirilmesi gerektiğini, aksi takdirde diğer mirasçıların haklarının yok sayıldığını, istinaf mahkemesi kararının hukuki dayanağı olmadığını, yargılama sırasında Yaşar’ın ölmesinin tereke idare memurunun taraf sıfatını ortadan kaldırmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 599 uncu, 640 ıncı, 701/2 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden; davacının, mirasbırakan Salih G.’dan gelen miras hakkına dayalı olarak dava açtığı ve davaya konu taşınmazların Salih G. mirasçıları adına tescilini talep ettiği, taraflar mirasbırakan Salih G.’nun altsoyu ise de dava tarihinde davalıların babası Yaşar’ın sağ olması nedeniyle davalıların terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğu, bu nedenle Salih G. terekesine temsilci olarak Faruk T.’ın atandığı, tereke temsilcisinin davacı vekiline vekaletname verdiği ve davanın bu vekil tarafından takip edildiği, davacı asıl Ali G.’ın 29.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile davanın tümünden bizzat feragat ettiği anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece davacının feragat beyanı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların babasının yargılama sırasında öldüğü, bu nedenle davanın tereke temsilcisi bulunmaksızın mirasçılar arasında görülebileceği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
3. Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararında, “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanmalıdır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır.” hususları vurgulanmıştır.
4. Somut olayda, talep sonucunun terekeye iade istemine ilişkin olduğu, davanın tereke adına yürütüldüğü, davalıların dava tarihi ve yerel mahkeme kararının verildiği tarihte de terekeye karşı 3. kişi olma durumlarını korudukları, bu nedenle davalıların mirasbırakanının yargılama sırasında ölmesi nedeniyle tereke temsilcisinin sıfatının ortadan kalktığı ve davacı asılın feragatinin davanın tümü bakımından sonuç doğuracağı yönündeki gerekçenin isabetsiz olduğu, kaldı ki elbirliği mülkiyetine tabi bir malvarlığında ortakların münferit paylarından bahsedilemeyeceğinden davacının feragatinin herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı dikkate alındığında, tarafların delillerinin tamamı toplandıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Tereke idare memuru vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Öznur Kakillioğlu Fikriye Ernalbant İsmail Aysal Fikret Demir Dr. Hamit Yelken
BİLGİ : "İştirak hâlinde mülkiyet durumunda mirasçılardan birinin feragati sonuç doğurmaz" şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24 Kasım 2022 tarihli kararı için bkz.
ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNE TABİ BİR MALVARLIĞINDA ORTAKLARIN MÜNFERİT PAYLARINDAN BAHSEDİLEMEYECEĞİNDEN DAVACININ FERAGATİ HERHANGİ BİR HÜKÜM VE SONUÇ DOĞURMAZ.
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/431
Karar No : 2023/5187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.09.2021
SAYISI : 2020/1419 E., 2021/745 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tereke idare memuru vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tereke idare memuru vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Y. mahâllesi çalışma alanında bulunan 24 parça taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalılar Ahmet G. ve Salih G. adına tespit edildiğini, davaya konu taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı Salih G.’dan intikal ettiğini, davacının da miras payının bulunduğunu ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle mirasbırakan Salih G. mirasçıları adına tescilini talep etmiş; Mahkemece tensiben verilen süre içerisinde Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.10.2017 tarihli kararı ile mirasbırakan Salih G. terekesine temsilci olarak Faruk T. atanmış, karar 22.12.2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı asıl 08.08.2017 havale tarihli dilekçesinde; davalı Salih G. ile anlaştığından bu davalının hisseleri aleyhine açtığı davasını geri çektiğini beyan etmiş, davalı Salih G. 20.11.2017 havale tarihli dilekçesi ise davacının geri alma beyanını kabul ettiğini belirtmiştir. Bu nedenle 190 ada 36, 49 parsellerdeki davalı Salih G.’nun 1/2 payına yönelik dava ile 190 ada 71, 195 ada 5, 178 ada 37, 126 ada 6, 41, 127 ada 3, 205 ada 30, 31, 121 ada 142, 208 ada 9, 14, 166 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan dava tefrik edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tereke temsilcisi vekili 28.01.2019 tarihli dilekçesinde 178 ada 36 ve 190 ada 72 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davadan feragat ettiğini belirtmiş; davacı asıl ise 29.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile davanın tümünden feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Ahmet G. vekili davaya süresinde cevap vermemiş, 02.11.2017 havale tarihli dilekçe ile; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 2018/442 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 195 ada 6, 126 ada 5,50, 127 ada 4, 205 ada 9, 121 ada 144, 208 ada 10,16 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Salih G. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline, 190 ada 36 ve 49 parsel sayılı taşınmazların davalı Ahmet G. adına olan 1/2'şer payının iptali ile Salih G. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline; 178 ada 36 ve 190 ada 72 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17.10.2019 tarihli ve 2019/801 Esas, 2019/862 Karar sayılı kararı ile davacı asılın karar tarihinden sonra davadan feragat ettiği gerekçesiyle yeniden bir karar verilmek üzere davalı vekillerinin istinaf başvurusu kabul edilip karar kaldırılarak dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiş; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke idare memuru vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Tereke idare memuru vekili istinaf dilekçesinde; davacı asılın davadan feragat ederek kendisini vekillikten azlettiğini, davanın mirasbırakan Salih G. terekesi adına açıldığını ve diğer mirasçılar yönünden feragatin söz konusu olmadığını, tereke idare memurunun davaya devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekilleri katılma yoluyla sundukları istinaf dilekçesinde; davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hükümde davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığı belirtilmiş ise de ilk istinaf aşamasında istinaf başvuru ve karar harcının yatırıldığını, İstinaf Mahkemesi ilamında bu hususun karara bağlandığını ve yatırılan istinaf harcının iadesine hükmedildiğini, davanın reddine yönelik kararın yerinde olduğunu ancak davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek davacının istinaf başvurusunun reddi ile davalının istinaf başvurusunun kabulünü talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının mirasçılar adına tescil talep etmesi ve davalının 3. kişi olması karşısında terekeye temsilci atanarak yargılamaya devam edilmesi doğru ise de davalının babası Yaşar G.’nun ölümüyle, davacı ile davalının Salih G. mirasçıları olduğu, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazların terekeye döndürülmesi talep edilmiş ise de mirasçılar arasında görülen davanın miras payı ile sınırlı görüleceği, 6100 sayılı HMK'nın 115/3 üncü fıkrasınca dava şartı noksanlığı giderildiğinden terekeye temsilci atanmasına gerek kalmadığı, tereke temsilcisinin taraf sıfatının sona erdiği, davacı asılın davasından feragat ettiği gerekçesiyle davacı tereke temsilcisi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre anlaşmazlığın ön incelemeden sonra giderilmesi nedeniyle ücretin tamamına hükmolunacağı, eldeki davanın miras payı oranında tapuya kayıt ve tescil davası olup dava değerinin 421.480 TL'den miras payı (3/64) oranına göre hesaplanan 11.319-TL olduğu, bu değer üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti de maktu ücretin altında kaldığından davalı lehine maktu vekalet ücretinin takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tereke idare memuru vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı tereke idare memuru vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamış, davacı asıl dışındaki mirasçıların miras paylarından feragat ettiklerine dair belge bulunmadığını, yargılama aşamasında davalıların babası Yaşar G. ölmüş ise de dava şartı ve taraf teşkilinin dava tarihine göre değerlendirilmesi gerektiğini, aksi takdirde diğer mirasçıların haklarının yok sayıldığını, istinaf mahkemesi kararının hukuki dayanağı olmadığını, yargılama sırasında Yaşar’ın ölmesinin tereke idare memurunun taraf sıfatını ortadan kaldırmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 599 uncu, 640 ıncı, 701/2 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosyanın incelenmesinden; davacının, mirasbırakan Salih G.’dan gelen miras hakkına dayalı olarak dava açtığı ve davaya konu taşınmazların Salih G. mirasçıları adına tescilini talep ettiği, taraflar mirasbırakan Salih G.’nun altsoyu ise de dava tarihinde davalıların babası Yaşar’ın sağ olması nedeniyle davalıların terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğu, bu nedenle Salih G. terekesine temsilci olarak Faruk T.’ın atandığı, tereke temsilcisinin davacı vekiline vekaletname verdiği ve davanın bu vekil tarafından takip edildiği, davacı asıl Ali G.’ın 29.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile davanın tümünden bizzat feragat ettiği anlaşılmaktadır.
2. Mahkemece davacının feragat beyanı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların babasının yargılama sırasında öldüğü, bu nedenle davanın tereke temsilcisi bulunmaksızın mirasçılar arasında görülebileceği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
3. Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararında, “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanmalıdır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Aksinin kabulü tarafların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek istediği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi; temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dâhil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sorununu ortaya çıkaracaktır.” hususları vurgulanmıştır.
4. Somut olayda, talep sonucunun terekeye iade istemine ilişkin olduğu, davanın tereke adına yürütüldüğü, davalıların dava tarihi ve yerel mahkeme kararının verildiği tarihte de terekeye karşı 3. kişi olma durumlarını korudukları, bu nedenle davalıların mirasbırakanının yargılama sırasında ölmesi nedeniyle tereke temsilcisinin sıfatının ortadan kalktığı ve davacı asılın feragatinin davanın tümü bakımından sonuç doğuracağı yönündeki gerekçenin isabetsiz olduğu, kaldı ki elbirliği mülkiyetine tabi bir malvarlığında ortakların münferit paylarından bahsedilemeyeceğinden davacının feragatinin herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı dikkate alındığında, tarafların delillerinin tamamı toplandıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Tereke idare memuru vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Öznur Kakillioğlu Fikriye Ernalbant İsmail Aysal Fikret Demir Dr. Hamit Yelken
BİLGİ : "İştirak hâlinde mülkiyet durumunda mirasçılardan birinin feragati sonuç doğurmaz" şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24 Kasım 2022 tarihli kararı için bkz.