EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ, YURTDIŞINDA AÇILAN VE KESİNLEŞEN BOŞANMA DAVA TARİHİNDE SONA ERER.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/3663
Karar No : 2023/3041
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 16.03.2022
SAYISI : 2022/491 E., 2022/439 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı kadın adına 851 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölümün edinildiğini, davalı kadının boşandıktan hemen sonra taşınmazı devrettiğini, devrin müvekkilinden habersiz, mal kaçırmak amacıyla, kötüniyetli ve muvazaalı olarak yapıldığını, davalı kadına ait bunun dışındaki diğer mal varlıklarının tespiti amacıyla tapu müdürlükleri, trafik tescil müdürlüğü, bankalar, ticaret odası ve vergi dairesi ile ilgili kurumlardan davalı kadına ait kayıtların celbini talep ettiklerini belirterek, mal rejiminin tasfiyesini ve malların edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasını, taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek, müvekkilinin yasal hakkı olan 1/2 hissenin müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde tasfiye sonucunda rayiç bedel üzerinden yarısının ortaya çıkacak davanın gerçek değerinin belirlenmesinden sonra yapılacak ıslah ile belirleyecekleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL katılma alacağının tasfiyenin sona ermesinden başlayarak yasal faizi ile birlikte tahsilini, şayet taşınmaz bedeli davalı kadına ödenmediyse devralandan veya vekâlet verdiği davalı kadının kardeşi olan Polat'tan tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde; ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde birikimleriyle yatırım amacıyla alındığını, ziynet eşyalarının da edinilmiş mal olduğunu, taşınmazın kiraya verildiğini boşanma davasından sonra müvekkilinin öğrendiğini, davalı kadının taşınmazı kiraya vererek kazanç elde ettiğini, kira geliri elde ettiği iki yılı aşkın kira geliri yönünden de müvekkilinin alacağının hesaplanması ve alacağına eklenmesi gerektiğini, ayrıca davalı kadının boşanma davasından iki sene önce S.S. İldem Toplu Konut Yapı Kooperatifi'nden 6.000,00 Euro karşılığında hisse edindiğini, evlilik birliğinin sona ermesinden kısa süre önce hissenin 7.000,00 Euro'ya devredildiğini, elde edilen gelirin de edinilmiş mal olarak tasfiye dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
3. Davacı erkek vekili 27.09.2021 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere; dava değerini arttıran kısmı ile dava dilekçesinde talep edilen miktarın toplamı olan 81.535,88 TL'nin devir tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; taşınmazın muvazaalı ve mal kaçırma amacıyla devredilmediğini, davacının ayni talep hakkı olmadığını, mal rejiminin tasfiyesi yapılırken müvekkilinin ziynet eşyaları ile yaptığı ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin 2011 yılında kişisel eşyası niteliğindeki ziynetleri bozdurularak o dönemde Türkiye'de ikamet eden ve işlemleri daha kolay takıp edebileceği düşüncesi ile müvekkilinin kendisine duyduğu güven ile davacının babası Yusuf adına açılan banka hesabına Euro olarak yatırıldığını, kooperatif tarafından ferdileşme işlemi yapılıp da kalan borcunu kapatan üyelere tapu devri yapılacağının bildirildiğini, borcunu ödeyip tapusunu almak isteyen müvekkilinin kayınbabasına kooperatifin kalan borcunu ziynetlerinin karşılığı olan parasının bulunduğu hesaptan ödemesi yönünde ricada bulunduğunu, bunun üzerine kooperatife giderek hesap dökümünü alan kayınbabasının kooperatife kalan borç olan 24.620,00 TL'ye karşılık gelecek şekilde söz konusu hesaptan 8.579,00 Euro bozdurarak kooperatif hesabına yatırdığını ve müvekkilinin tapusunu aldığını, kayınbabanın hesaplamayı kendi el yazısı ile kooperatiften aldığı hesap ekstresinin altına yazdığını, söz konusu evrakta hesaplama tarihi itibarıyla ilgili hesapta kalan 4.844,00 Euro'nun da müvekkiline verileceğinin yazılı olduğunu, bu paranın da müvekkiline iade edildiğini, dava konusu daire için kooperatife yatırılan toplam 77.979,00 TL'nin 24.620,00 TL'sinin müvekkilinin kişisel eşya niteliğindeki ziynetleriyle ödendiğini, bu ziynetlerin bedeli karşılığı oranın denkleştirmede kişisel mal olarak dikkate alınmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mal rejiminin 23.03.2017 tarihinde sona erdiği, 851 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölümün ferdileşme nedeniyle 15.10.2014 tarihinde davalı kadın adına tescil edildiği, davalı kadına düğünde takılan altınların bedelinin 9.500,00 Euro olarak davacı erkeğin babasının vadeli hesabına yatırıldığı, ziynet eşyalarının faizli karşılığının 13.423,00 Euro olduğu, bir kısmı ile kooperatife ödeme yapıldığı, kalan kısmın davalı kadına iade edildiği, 9.500,00 Euro kişisel mal olduğu, getirisi faiz gelirinin edinilmiş mal olduğu, kooperatife yapılan kapanış ödemesi olan 24.620,00 TL'nin tamamının kişisel mal olmadığı, 06.12.2019 ve 19.02.2020 tarihli bilirkişi raporlarının usule, hukuka ve dosya içeriğine uygun olduğu, davacı erkeğin 81.535,88 TL katılma alacağının bulunduğu; davacı erkeğin tapu iptali ve tescil talebine yönelik iddialarını ispatlayamadığı ve mal rejiminin tasfiyesinde ayni hak talep edilemeyeceği; davalı kadın adına taşınmaz dışında alacak hesabına dahil edilecek edinilmiş mal niteliğinde herhangi bir taşınır ve taşınmaz mal varlığı tespit edilemediği; kira gelirlerinin harcandığı, bakiye bir miktar kaldığının ise ispatlanamadığı, tasfiyeye dahil edilecek kira geliri olmadığı; S.S. İldem Toplu Konut Yapı Kooperatifi hissesinin 09.06.2015 tarihinde mal rejiminin sona erdiği 23.03.2017 tarihinden yaklaşık iki yıl önce devredildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 229 uncu maddesindeki istisnalardan yararlanılacağına dair delil de bulunmadığı gerekçesiyle; davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının 851 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölüm yönünden 81.535,88 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğini, tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, katılma alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, taşınmazın devri tarihinden önce kiraya verildiğini, kira gelirinin tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, kooperatif hissesinin tarafların evliliği sona ermeden kısa süre önce devredildiğini, kooperatif hissesinin devir bedelinin de tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafın, reddedilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve 1/2 hissesi ile bilirkişi raporuna ve faizin başlangıcına yönelik istinaf talebinde bulunduğu; somut olayda, tarafların 19.10.2017 tarihinde kesinleşen boşanma kararı sonucunda boşandıkları, Mahkemece usulüne uygun olarak bilirkişi raporları alındığı, davacının ıslah ettiği yüksek meblağ üzerinden kabul kararı kurulduğu, karar tarihine en yakın tarihten itibaren yasal faiz uygulanacağı, davanın konusunun mal rejiminden kaynaklanan alacağa ilişkin olup 1/2 oranında tescil hükmü kurulmasının mümkün olmadığı; sonuç olarak İlk Derece Mahkemesince, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğini, tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, katılma alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, taşınmazın devri tarihinden önce kiraya verildiğini, kira gelirinin tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, kooperatif hissesinin tarafların evliliği sona ermeden kısa süre önce devredildiğini, kooperatif hissesinin devir bedelinin de tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mal rejiminin sona erdiği tarih, tasfiyeye dahil edilecek mallar, eklenecek değer, faiz, mal rejiminin tasfiyesinde ayın talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 229 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 4721 sayılı Kanun'un 225 inci ikinci fıkrasında, mal rejiminin, Mahkemece evliliğin boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi hâlinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği düzenlenmiştir.
4. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler kapsamında, davacı erkek vekilinin kira geliri ve kooperatif hissesine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Mahkemece, mal rejiminin 19.10.2017 tarihinde sona erdiği kabul edilerek karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, tarafların yurdışında açılan ve 19.10.2017 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile boşandıkları, yabancı Mahkeme kararının tanınmasına/tenfizine karar verildiği ve işbu kararın da 10.09.2019 tarihinde kesinleştiği, yabancı Mahkeme kararından boşanma dava tarihinin tam olarak belirlenemediği anlaşılmaktadır. O halde, taraflar arasındaki mal rejimi, yurtdışında açılan boşanma dava tarihinde sona erdiğinden, Mahkemece yurtdışında açılan boşanma dava tarihi tespit edilerek sonucuna göre tasfiyeye dahil edilecek malla belirlenerek tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekirken, mal rejiminin sona erme anının hatalı tespit edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının kira geliri ve kooperatif hissesi yönünden BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
A.Albayrak Doğan Rıza Sarıtaş Çetin Durak Erdem Şimşek Hatıran Alper
EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ, YURTDIŞINDA AÇILAN VE KESİNLEŞEN BOŞANMA DAVA TARİHİNDE SONA ERER.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/3663
Karar No : 2023/3041
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 16.03.2022
SAYISI : 2022/491 E., 2022/439 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı kadın adına 851 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölümün edinildiğini, davalı kadının boşandıktan hemen sonra taşınmazı devrettiğini, devrin müvekkilinden habersiz, mal kaçırmak amacıyla, kötüniyetli ve muvazaalı olarak yapıldığını, davalı kadına ait bunun dışındaki diğer mal varlıklarının tespiti amacıyla tapu müdürlükleri, trafik tescil müdürlüğü, bankalar, ticaret odası ve vergi dairesi ile ilgili kurumlardan davalı kadına ait kayıtların celbini talep ettiklerini belirterek, mal rejiminin tasfiyesini ve malların edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasını, taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek, müvekkilinin yasal hakkı olan 1/2 hissenin müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde tasfiye sonucunda rayiç bedel üzerinden yarısının ortaya çıkacak davanın gerçek değerinin belirlenmesinden sonra yapılacak ıslah ile belirleyecekleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50,00 TL katılma alacağının tasfiyenin sona ermesinden başlayarak yasal faizi ile birlikte tahsilini, şayet taşınmaz bedeli davalı kadına ödenmediyse devralandan veya vekâlet verdiği davalı kadının kardeşi olan Polat'tan tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde; ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde birikimleriyle yatırım amacıyla alındığını, ziynet eşyalarının da edinilmiş mal olduğunu, taşınmazın kiraya verildiğini boşanma davasından sonra müvekkilinin öğrendiğini, davalı kadının taşınmazı kiraya vererek kazanç elde ettiğini, kira geliri elde ettiği iki yılı aşkın kira geliri yönünden de müvekkilinin alacağının hesaplanması ve alacağına eklenmesi gerektiğini, ayrıca davalı kadının boşanma davasından iki sene önce S.S. İldem Toplu Konut Yapı Kooperatifi'nden 6.000,00 Euro karşılığında hisse edindiğini, evlilik birliğinin sona ermesinden kısa süre önce hissenin 7.000,00 Euro'ya devredildiğini, elde edilen gelirin de edinilmiş mal olarak tasfiye dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
3. Davacı erkek vekili 27.09.2021 tarihli dilekçesinde; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere; dava değerini arttıran kısmı ile dava dilekçesinde talep edilen miktarın toplamı olan 81.535,88 TL'nin devir tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; taşınmazın muvazaalı ve mal kaçırma amacıyla devredilmediğini, davacının ayni talep hakkı olmadığını, mal rejiminin tasfiyesi yapılırken müvekkilinin ziynet eşyaları ile yaptığı ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin 2011 yılında kişisel eşyası niteliğindeki ziynetleri bozdurularak o dönemde Türkiye'de ikamet eden ve işlemleri daha kolay takıp edebileceği düşüncesi ile müvekkilinin kendisine duyduğu güven ile davacının babası Yusuf adına açılan banka hesabına Euro olarak yatırıldığını, kooperatif tarafından ferdileşme işlemi yapılıp da kalan borcunu kapatan üyelere tapu devri yapılacağının bildirildiğini, borcunu ödeyip tapusunu almak isteyen müvekkilinin kayınbabasına kooperatifin kalan borcunu ziynetlerinin karşılığı olan parasının bulunduğu hesaptan ödemesi yönünde ricada bulunduğunu, bunun üzerine kooperatife giderek hesap dökümünü alan kayınbabasının kooperatife kalan borç olan 24.620,00 TL'ye karşılık gelecek şekilde söz konusu hesaptan 8.579,00 Euro bozdurarak kooperatif hesabına yatırdığını ve müvekkilinin tapusunu aldığını, kayınbabanın hesaplamayı kendi el yazısı ile kooperatiften aldığı hesap ekstresinin altına yazdığını, söz konusu evrakta hesaplama tarihi itibarıyla ilgili hesapta kalan 4.844,00 Euro'nun da müvekkiline verileceğinin yazılı olduğunu, bu paranın da müvekkiline iade edildiğini, dava konusu daire için kooperatife yatırılan toplam 77.979,00 TL'nin 24.620,00 TL'sinin müvekkilinin kişisel eşya niteliğindeki ziynetleriyle ödendiğini, bu ziynetlerin bedeli karşılığı oranın denkleştirmede kişisel mal olarak dikkate alınmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, mal rejiminin 23.03.2017 tarihinde sona erdiği, 851 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölümün ferdileşme nedeniyle 15.10.2014 tarihinde davalı kadın adına tescil edildiği, davalı kadına düğünde takılan altınların bedelinin 9.500,00 Euro olarak davacı erkeğin babasının vadeli hesabına yatırıldığı, ziynet eşyalarının faizli karşılığının 13.423,00 Euro olduğu, bir kısmı ile kooperatife ödeme yapıldığı, kalan kısmın davalı kadına iade edildiği, 9.500,00 Euro kişisel mal olduğu, getirisi faiz gelirinin edinilmiş mal olduğu, kooperatife yapılan kapanış ödemesi olan 24.620,00 TL'nin tamamının kişisel mal olmadığı, 06.12.2019 ve 19.02.2020 tarihli bilirkişi raporlarının usule, hukuka ve dosya içeriğine uygun olduğu, davacı erkeğin 81.535,88 TL katılma alacağının bulunduğu; davacı erkeğin tapu iptali ve tescil talebine yönelik iddialarını ispatlayamadığı ve mal rejiminin tasfiyesinde ayni hak talep edilemeyeceği; davalı kadın adına taşınmaz dışında alacak hesabına dahil edilecek edinilmiş mal niteliğinde herhangi bir taşınır ve taşınmaz mal varlığı tespit edilemediği; kira gelirlerinin harcandığı, bakiye bir miktar kaldığının ise ispatlanamadığı, tasfiyeye dahil edilecek kira geliri olmadığı; S.S. İldem Toplu Konut Yapı Kooperatifi hissesinin 09.06.2015 tarihinde mal rejiminin sona erdiği 23.03.2017 tarihinden yaklaşık iki yıl önce devredildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 229 uncu maddesindeki istisnalardan yararlanılacağına dair delil de bulunmadığı gerekçesiyle; davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, davacının 851 ada 4 parsel 7 nolu bağımsız bölüm yönünden 81.535,88 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğini, tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, katılma alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, taşınmazın devri tarihinden önce kiraya verildiğini, kira gelirinin tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, kooperatif hissesinin tarafların evliliği sona ermeden kısa süre önce devredildiğini, kooperatif hissesinin devir bedelinin de tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafın, reddedilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve 1/2 hissesi ile bilirkişi raporuna ve faizin başlangıcına yönelik istinaf talebinde bulunduğu; somut olayda, tarafların 19.10.2017 tarihinde kesinleşen boşanma kararı sonucunda boşandıkları, Mahkemece usulüne uygun olarak bilirkişi raporları alındığı, davacının ıslah ettiği yüksek meblağ üzerinden kabul kararı kurulduğu, karar tarihine en yakın tarihten itibaren yasal faiz uygulanacağı, davanın konusunun mal rejiminden kaynaklanan alacağa ilişkin olup 1/2 oranında tescil hükmü kurulmasının mümkün olmadığı; sonuç olarak İlk Derece Mahkemesince, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın muvazaalı olarak devredildiğini, tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini, katılma alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, taşınmazın devri tarihinden önce kiraya verildiğini, kira gelirinin tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini, kooperatif hissesinin tarafların evliliği sona ermeden kısa süre önce devredildiğini, kooperatif hissesinin devir bedelinin de tasfiyeye dahil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mal rejiminin sona erdiği tarih, tasfiyeye dahil edilecek mallar, eklenecek değer, faiz, mal rejiminin tasfiyesinde ayın talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 229 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 4721 sayılı Kanun'un 225 inci ikinci fıkrasında, mal rejiminin, Mahkemece evliliğin boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi hâlinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği düzenlenmiştir.
4. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler kapsamında, davacı erkek vekilinin kira geliri ve kooperatif hissesine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Mahkemece, mal rejiminin 19.10.2017 tarihinde sona erdiği kabul edilerek karar verilmiş ise de, karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, tarafların yurdışında açılan ve 19.10.2017 tarihinde kesinleşen boşanma davası ile boşandıkları, yabancı Mahkeme kararının tanınmasına/tenfizine karar verildiği ve işbu kararın da 10.09.2019 tarihinde kesinleştiği, yabancı Mahkeme kararından boşanma dava tarihinin tam olarak belirlenemediği anlaşılmaktadır. O halde, taraflar arasındaki mal rejimi, yurtdışında açılan boşanma dava tarihinde sona erdiğinden, Mahkemece yurtdışında açılan boşanma dava tarihi tespit edilerek sonucuna göre tasfiyeye dahil edilecek malla belirlenerek tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekirken, mal rejiminin sona erme anının hatalı tespit edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının kira geliri ve kooperatif hissesi yönünden BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
A.Albayrak Doğan Rıza Sarıtaş Çetin Durak Erdem Şimşek Hatıran Alper