
FİİLİ AYRILIK DÖNEMİ VE EŞLER ARASINDA ÇEKİŞMELİ SÜREÇ DİKKATE ALINDIĞINDA TANIK BEYANLARINDA KADININ BU DÖNEMDE SIRF TAZİYEYE KATILMAMASININ SEBEBİ AÇIKLANMAMIŞTIR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/697
Karar No : 2024/8396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 12.12.2023
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının annesinin evlilik birliğine sürekli müdahale ettiğini, ailesi ile kadının erkeği küçümsediklerini, erkeğin defalarca evden kovulmakla tehdit edildiğini, evden kovulduğunu, hastalandığında kadının arayıp sormadığını, erkeğin annesini vefatında taziyesine katılmadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının, iki yıl önce erkeğin başka bir kadınla yazışmalarını yakaladığı için erkeğin evi terk edip başka bir evde yaşamaya başladığını, ortak giderlere bir katkısının olmadığını, kahvehane ve umar alışkanlığının bulunduğunu, eve geç geldiğini, kredi borçlarından dolayı eve alacaklıların geldiğini, evdeki eşyaların bu nedenle haczedilip yediemin olarak bırakıldığını, boşanmak istemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının davacı erkeği evden kovduğu, erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmadığı, kadının sabit görülen bu eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan incelemede; davalı kadının, İlk Derece Mahkemesince belirlendiği üzere, eşini evden kovduğu, erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmadığı, buna karşılık davacı erkeğin de, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, eve haciz gelmesine sebep olduğu, bu durumda, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda, davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı kadının, kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti yönünden kaldırılmasına, kusurun yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının az kusurlu olduğunun tespitine, davalı kadının sair yönlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince, erkeği evden kovduğu, erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmadığı, bu nedenle kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş ve hükme karşı davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi'nce erkeğin de güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, eve haciz gelmesine sebep olduğu bu nedenle erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile ''kusur'' yönünden kararın düzeltilmesine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir kusuru olmadığı halde, evlilik birliğini, kendi kusurlu tutum ve davranışlarıyla temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış deyip, boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda belirtildiği üzere davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de; taraflar arasında boşanma davası öncesinde görülen Antalya 11. Aile Mahkemesi'nin 2021/65 Esas, 2021/790 Karar sayılı kadın tarafından açılan tedbir nafakası dava dosyasında verilen karar incelendiğinde, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda erkeğin başka bir kadınla görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve ortak haneden haksız olarak ayrıldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği, kararın 08.03.2022 tarihinde kesinleştiği, temyize konu olan İlk Derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen erkeği evden kovma iddiasının, erkek tarafından tedbir nafakası davasında ileri sürülmediği gibi erkeğin ortak haneden haksız olarak ayrıldığı kabul edilerek kararın kesinleştiği, tarafların tedbir nafakası davasından sonra birlikte yaşamadıkları, bu nedenle erkeği evden kovma vakıasının davalı kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, yine kadına erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmama kusur olarak yüklenmişse de, fiili ayrılık dönemi ve eşler arasında çekişmeli süreç dikkate alındığında tanık beyanlarında kadının bu dönemde sırf taziyeye katılmamasının sebep ve saikinin tam olarak açıklanmadığı, bu nedenle erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmaması vakıasının davalı kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, toplanan delillerden kadına yüklenen kusurlu davranışların kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca varılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup davalıya atfı kabil hiçbir kusur gerçekleşmediği gibi 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrasının yasal koşulları da oluşmamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken kanun hükmünün yorumunda, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
A. Albayrak Doğan Sedat Demirtaş Çetin Durak Erdem Şimşek Şaban Kazdal
FİİLİ AYRILIK DÖNEMİ VE EŞLER ARASINDA ÇEKİŞMELİ SÜREÇ DİKKATE ALINDIĞINDA TANIK BEYANLARINDA KADININ BU DÖNEMDE SIRF TAZİYEYE KATILMAMASININ SEBEBİ AÇIKLANMAMIŞTIR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/697
Karar No : 2024/8396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 12.12.2023
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve kadın yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının annesinin evlilik birliğine sürekli müdahale ettiğini, ailesi ile kadının erkeği küçümsediklerini, erkeğin defalarca evden kovulmakla tehdit edildiğini, evden kovulduğunu, hastalandığında kadının arayıp sormadığını, erkeğin annesini vefatında taziyesine katılmadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının, iki yıl önce erkeğin başka bir kadınla yazışmalarını yakaladığı için erkeğin evi terk edip başka bir evde yaşamaya başladığını, ortak giderlere bir katkısının olmadığını, kahvehane ve umar alışkanlığının bulunduğunu, eve geç geldiğini, kredi borçlarından dolayı eve alacaklıların geldiğini, evdeki eşyaların bu nedenle haczedilip yediemin olarak bırakıldığını, boşanmak istemediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının davacı erkeği evden kovduğu, erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmadığı, kadının sabit görülen bu eylemi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu ve tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kadın lehine aylık 800,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan incelemede; davalı kadının, İlk Derece Mahkemesince belirlendiği üzere, eşini evden kovduğu, erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmadığı, buna karşılık davacı erkeğin de, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, eve haciz gelmesine sebep olduğu, bu durumda, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda, davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile davalı kadının, kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti yönünden kaldırılmasına, kusurun yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine ve evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının az kusurlu olduğunun tespitine, davalı kadının sair yönlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında görülen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince, erkeği evden kovduğu, erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmadığı, bu nedenle kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile boşanma ve kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmiş ve hükme karşı davalı kadın tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi'nce erkeğin de güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, eve haciz gelmesine sebep olduğu bu nedenle erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile ''kusur'' yönünden kararın düzeltilmesine karar verilmiştir. Hükme karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulü yönünden temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde, “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği” hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi, karşı tarafın hiçbir kusuru olmadığı halde, evlilik birliğini, kendi kusurlu tutum ve davranışlarıyla temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış deyip, boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda belirtildiği üzere davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de; taraflar arasında boşanma davası öncesinde görülen Antalya 11. Aile Mahkemesi'nin 2021/65 Esas, 2021/790 Karar sayılı kadın tarafından açılan tedbir nafakası dava dosyasında verilen karar incelendiğinde, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda erkeğin başka bir kadınla görüşerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve ortak haneden haksız olarak ayrıldığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği, kararın 08.03.2022 tarihinde kesinleştiği, temyize konu olan İlk Derece Mahkemesince davalı kadına yüklenen erkeği evden kovma iddiasının, erkek tarafından tedbir nafakası davasında ileri sürülmediği gibi erkeğin ortak haneden haksız olarak ayrıldığı kabul edilerek kararın kesinleştiği, tarafların tedbir nafakası davasından sonra birlikte yaşamadıkları, bu nedenle erkeği evden kovma vakıasının davalı kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, yine kadına erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmama kusur olarak yüklenmişse de, fiili ayrılık dönemi ve eşler arasında çekişmeli süreç dikkate alındığında tanık beyanlarında kadının bu dönemde sırf taziyeye katılmamasının sebep ve saikinin tam olarak açıklanmadığı, bu nedenle erkeğin annesinin ölümünde taziyeye katılmaması vakıasının davalı kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, toplanan delillerden kadına yüklenen kusurlu davranışların kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca varılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup davalıya atfı kabil hiçbir kusur gerçekleşmediği gibi 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrasının yasal koşulları da oluşmamıştır. Bu itibarla davanın reddi gerekirken kanun hükmünün yorumunda, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
A. Albayrak Doğan Sedat Demirtaş Çetin Durak Erdem Şimşek Şaban Kazdal