
GENEL SEBEBE DAYALI BOŞANMA DAVASI TAMAMEN ISLAHLA ÖZEL SEBEBE DAYALI BOŞANMA OLMADIĞI TAKDİRDE GENEL SEBEBE DAYALI BOŞANMA DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/10104
Karar No : 2024/9195
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 02.11.2023
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlenince tarafların Almanya'ya yerleştiklerini, kadının maddî yönden külfet oluşturan talep ve isteklerinin olduğunu, erkeğin ailesine hakaret ettiğini, erkeğin ailesini görmesini engellediğini, kadının ailesinin sürekli evlilik birliğine müdahale ettiklerini, erkeğe hakaret edip aşağıladığını, vaktinin büyük kısmını kök ailesi ile geçirdiğini, en son Almanya'ya gittiğinde erkeğin evde kalmasını istemediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı erkek vekili 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkek lehine yasal faizi ile birlikte 750.000,00 TL maddî ve 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin başka bir kadınla gönül ilişkisi olduğunu, kadının evli olduğunu, gönül ilişkisi son bulunca erkeği affettiğini, kadında nefes darlığı olduğunu, tedavisinde erkeğin hiç destek olmadığını, erkeğin sigara içmeye devam ettiğini, 2014 yılında erkek işi bırakınca yurda dönüş yaptıklarını, 6 ay Taşova'da kaldıklarını, erkeğin araç içerisinde kadına şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, Taşova'da kalırken erkeğin bir kadınla gönül ilişkisine girdiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, abisi aracılığıyla başka bir kadına para gönderdiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ,200,000,00 TL maddî ve 200,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı vekili 13.06.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dinlenen tanık beyanları ve delillerde erkeğin zina yaptığını, evli iken, başka bir kadınla alenen karı-koca hayatı yaşadığını, tarafların öncelikle zina hukuki sebebi ile boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesini benimsemediği ve hakaret ettiği, erkeğin ise eşine karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davrandığı, evlilik birliği devam ettiği sırada bir başka kadın ile gönül ilişkisi kurarak zina yaptığı, tanık N.Ç.'nin beyanında ilişkilerinin 27.10.2017 tarihinde başlayıp tanıklık yaptığı tarihten iki ay öncesine kadar devam ettiğini belirttiği, dava ise 04.01.2018 tarihinde açılmış olduğundan davanın açıldığı tarihte devam eden bir ilişkinin olduğu, o halde davanın kanunda öngörülen süreler içerisinde açıldığının tespit edildiği, geçimsizlikte erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkek tarafından açılan asıl davanın reddine, kadın tarafından zina hukuki sebebi ile açılan karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, zina sebebiyle açılan karşı davanın kabulü, kabul edilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece kadının karşı davasının zina nedeniyle kabulüne karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamına göre, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanarak açtığı boşanma davasını 13.06.2022 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek, öncelikle zina nedeniyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini istemek suretiyle terditli hale getirdiği, ancak ıslahla dava terditli hale getirilemeyeceğinden (Yargıtay 2. H.D. 13.06.2012 tarih, 2011/19654 Esas 2012/16178 K. Sayılı ilamı) kadının yaptığı ıslahın geçersiz olduğu, bu nedenle kadının davasının zina nedeniyle kabulünün doğru olmayıp, kadının ilk dava dilekçesi esas alınarak davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak değerlendirilmesinin gerekeceği, bu durumda; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ailesini benimsemeyen ve erkeğe hakaret eden kadının hafif, kadına karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin ağır kusurlu olduğu, dosya kapsamına göre kadına da kusur yüklendiğine göre erkeğin davasının da kabulünün gerektiği, bu nedenle erkeğin davasının kabulüne karar verilerek yargılama gideri ve vekâlet ücreti buna göre yeniden düzenlendiği, kadının ıslah dilekçesi geçersiz olup aynı zamanda ıslah ile manevî tazminatın artırılması mümkün olmadığından, kadın ilk dava dilekçesinde 200.000,00 TL manevî tazminat talep ettiği halde talep aşılarak fazlasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, toplanan delillerden kadının hafif, kocanın ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının tüm istinaf talebinin reddine, erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün ilgili kısımlarının kaldırılmasına, asıl dava bakımından: davacı- karşı davalı Ersan Aktaş tarafından açılan asıl davanın ve davalı- karşı davacı Birgül Aktaş tarafından açılan karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00TL manevî tazminata, alınması gerekli 269,85 TL harçtan dava açılırken alındığı anlaşılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 233,95 TL harcın davalı karşı davacı kadından alınarak hazineye gelir kaydına, davacı- karşı davalı tarafından yapılan harç, bilirkişi ücreti, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam yapılan 564,80 TL masrafın kadından alınarak erkeğe verilmesine, davacı-karşı davalı koca kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900,00 TL vekâlet ücretini kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, zina sebebi ile açılan karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat miktarı, asıl davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın tarafından zina hukuki sebebi ile açılan karşı boşanma davasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafakanın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadının talebinin ıslah ile terditli hale gelip gelmeyeceği, ıslahın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesi, 179,180,181 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Somut yargılamada, taraf vekilleri asıl ve karşı davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek vekili 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı davalarında tazminat miktarlarını arttırmış, davalı - karşı davacı kadın vekili sunduğu 13.06.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı davalarında zina mümkün olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin açtığı asıl boşanma davasının reddine , kadının zina hukuki sebebine dayanarak açtığı karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuruları sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince, kadının davasını 13.06.2022 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek, öncelikle zina nedeniyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini istemek suretiyle terditli hale getirdiği, ancak ıslahla dava terditli hale getirilemeyeceğinden kadının yaptığı ıslahın geçersiz olduğu, bu nedenle kadının davasının zina nedeniyle kabulünün doğru olmayıp, kadının ilk dava dilekçesi esas alınarak davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak değerlendirilmesinin gerekeceği, bu durumda; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadına karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin ağır kusurlu, erkeğin ailesini benimsemeyen ve erkeğe hakaret eden kadının kadının az kusurlu olduğu, dosya kapsamına göre kadına da kusur yüklendiğine göre erkeğin davasının da kabulünün gerektiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 180 inci maddesindeki; ''Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.'' düzenlemesi uyarınca, davanın tamamen ıslahı halinde, dava dilekçesinden itibaren yapılmış olan usul işlemlerinin (6100 sayılı Kanun'un 179/2 de sayılanlar hariç) tamamının yapılmamış sayılması (ıslah edilmesi, düzeltilmesi) söz konusudur. Başka bir anlatımla davacı tamamen ıslah ile yeni bir dilekçe vererek davasını baştan itibaren usule müteallik bütün işlemlerini değiştirebilir. Yani davacı bu yolla dava sebebini ve talep sonucunu tamamen değiştirip genişletebileceği gibi, davalı da tam ıslah ile savunmasını tamamen değiştirip genişletebilecektir. Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekecektir. Somut uyuşmazlıkta, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından sunulan 13.06.2022 tarihli dilekçesi ile yapılan ıslah davanın tamamının ıslahıdır. Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan dava genel sebep olan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanan boşanma davası iken davasını tam ıslah yoluyla özel boşanma sebebi olan TMK.m.161 nci maddede düzenlenen zina hukuki sebebine dayalı, mümkün olmadığı taktirde TMK.m.166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olarak ıslah etmiştir. Buna yasal hiçbir engel bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadının karşı davasını ıslahla terditli hale getirilemeyeceğinden kadının yaptığı ıslahın geçersiz olduğu kabul edilmiş ise de davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından davanın terditli hale getirilmesi suretiyle yapılan ıslahın, davanın tam ıslahı olması hasebiyle ıslah müessesesinin eksiksiz olarak yerine getirilmiş olduğu, yapılan ıslahın geçerli olduğu anlaşıldığından bu itibarla usul ve yasaya uygun şekilde yapılan ıslah gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin bu doğrultuda yapılması, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebi ve bozma kapsamına göre tam talepler hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiğinden tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Çetin Durak Hatıran Alper Şaban Kazdal
GENEL SEBEBE DAYALI BOŞANMA DAVASI TAMAMEN ISLAHLA ÖZEL SEBEBE DAYALI BOŞANMA OLMADIĞI TAKDİRDE GENEL SEBEBE DAYALI BOŞANMA DAVASINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/10104
Karar No : 2024/9195
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 02.11.2023
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlenince tarafların Almanya'ya yerleştiklerini, kadının maddî yönden külfet oluşturan talep ve isteklerinin olduğunu, erkeğin ailesine hakaret ettiğini, erkeğin ailesini görmesini engellediğini, kadının ailesinin sürekli evlilik birliğine müdahale ettiklerini, erkeğe hakaret edip aşağıladığını, vaktinin büyük kısmını kök ailesi ile geçirdiğini, en son Almanya'ya gittiğinde erkeğin evde kalmasını istemediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı erkek vekili 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkek lehine yasal faizi ile birlikte 750.000,00 TL maddî ve 750.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin başka bir kadınla gönül ilişkisi olduğunu, kadının evli olduğunu, gönül ilişkisi son bulunca erkeği affettiğini, kadında nefes darlığı olduğunu, tedavisinde erkeğin hiç destek olmadığını, erkeğin sigara içmeye devam ettiğini, 2014 yılında erkek işi bırakınca yurda dönüş yaptıklarını, 6 ay Taşova'da kaldıklarını, erkeğin araç içerisinde kadına şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, Taşova'da kalırken erkeğin bir kadınla gönül ilişkisine girdiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, abisi aracılığıyla başka bir kadına para gönderdiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ,200,000,00 TL maddî ve 200,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı vekili 13.06.2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dinlenen tanık beyanları ve delillerde erkeğin zina yaptığını, evli iken, başka bir kadınla alenen karı-koca hayatı yaşadığını, tarafların öncelikle zina hukuki sebebi ile boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin ailesini benimsemediği ve hakaret ettiği, erkeğin ise eşine karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davrandığı, evlilik birliği devam ettiği sırada bir başka kadın ile gönül ilişkisi kurarak zina yaptığı, tanık N.Ç.'nin beyanında ilişkilerinin 27.10.2017 tarihinde başlayıp tanıklık yaptığı tarihten iki ay öncesine kadar devam ettiğini belirttiği, dava ise 04.01.2018 tarihinde açılmış olduğundan davanın açıldığı tarihte devam eden bir ilişkinin olduğu, o halde davanın kanunda öngörülen süreler içerisinde açıldığının tespit edildiği, geçimsizlikte erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkek tarafından açılan asıl davanın reddine, kadın tarafından zina hukuki sebebi ile açılan karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, zina sebebiyle açılan karşı davanın kabulü, kabul edilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece kadının karşı davasının zina nedeniyle kabulüne karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamına göre, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanarak açtığı boşanma davasını 13.06.2022 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek, öncelikle zina nedeniyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini istemek suretiyle terditli hale getirdiği, ancak ıslahla dava terditli hale getirilemeyeceğinden (Yargıtay 2. H.D. 13.06.2012 tarih, 2011/19654 Esas 2012/16178 K. Sayılı ilamı) kadının yaptığı ıslahın geçersiz olduğu, bu nedenle kadının davasının zina nedeniyle kabulünün doğru olmayıp, kadının ilk dava dilekçesi esas alınarak davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak değerlendirilmesinin gerekeceği, bu durumda; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ailesini benimsemeyen ve erkeğe hakaret eden kadının hafif, kadına karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin ağır kusurlu olduğu, dosya kapsamına göre kadına da kusur yüklendiğine göre erkeğin davasının da kabulünün gerektiği, bu nedenle erkeğin davasının kabulüne karar verilerek yargılama gideri ve vekâlet ücreti buna göre yeniden düzenlendiği, kadının ıslah dilekçesi geçersiz olup aynı zamanda ıslah ile manevî tazminatın artırılması mümkün olmadığından, kadın ilk dava dilekçesinde 200.000,00 TL manevî tazminat talep ettiği halde talep aşılarak fazlasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, toplanan delillerden kadının hafif, kocanın ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının tüm istinaf talebinin reddine, erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulü ile hükmün ilgili kısımlarının kaldırılmasına, asıl dava bakımından: davacı- karşı davalı Ersan Aktaş tarafından açılan asıl davanın ve davalı- karşı davacı Birgül Aktaş tarafından açılan karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00TL manevî tazminata, alınması gerekli 269,85 TL harçtan dava açılırken alındığı anlaşılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 233,95 TL harcın davalı karşı davacı kadından alınarak hazineye gelir kaydına, davacı- karşı davalı tarafından yapılan harç, bilirkişi ücreti, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam yapılan 564,80 TL masrafın kadından alınarak erkeğe verilmesine, davacı-karşı davalı koca kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900,00 TL vekâlet ücretini kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, zina sebebi ile açılan karşı davanın reddi, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat miktarı, asıl davada aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın tarafından zina hukuki sebebi ile açılan karşı boşanma davasının kabulünün yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafakanın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadının talebinin ıslah ile terditli hale gelip gelmeyeceği, ıslahın geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesi, 179,180,181 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Somut yargılamada, taraf vekilleri asıl ve karşı davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek vekili 28.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı davalarında tazminat miktarlarını arttırmış, davalı - karşı davacı kadın vekili sunduğu 13.06.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı davalarında zina mümkün olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin açtığı asıl boşanma davasının reddine , kadının zina hukuki sebebine dayanarak açtığı karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuruları sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince, kadının davasını 13.06.2022 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek, öncelikle zina nedeniyle, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini istemek suretiyle terditli hale getirdiği, ancak ıslahla dava terditli hale getirilemeyeceğinden kadının yaptığı ıslahın geçersiz olduğu, bu nedenle kadının davasının zina nedeniyle kabulünün doğru olmayıp, kadının ilk dava dilekçesi esas alınarak davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olarak değerlendirilmesinin gerekeceği, bu durumda; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadına karşı sadakatsiz ve güven sarsıcı davranışta bulunan erkeğin ağır kusurlu, erkeğin ailesini benimsemeyen ve erkeğe hakaret eden kadının kadının az kusurlu olduğu, dosya kapsamına göre kadına da kusur yüklendiğine göre erkeğin davasının da kabulünün gerektiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin reddine, kadın lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 180 inci maddesindeki; ''Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.'' düzenlemesi uyarınca, davanın tamamen ıslahı halinde, dava dilekçesinden itibaren yapılmış olan usul işlemlerinin (6100 sayılı Kanun'un 179/2 de sayılanlar hariç) tamamının yapılmamış sayılması (ıslah edilmesi, düzeltilmesi) söz konusudur. Başka bir anlatımla davacı tamamen ıslah ile yeni bir dilekçe vererek davasını baştan itibaren usule müteallik bütün işlemlerini değiştirebilir. Yani davacı bu yolla dava sebebini ve talep sonucunu tamamen değiştirip genişletebileceği gibi, davalı da tam ıslah ile savunmasını tamamen değiştirip genişletebilecektir. Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekecektir. Somut uyuşmazlıkta, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından sunulan 13.06.2022 tarihli dilekçesi ile yapılan ıslah davanın tamamının ıslahıdır. Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan dava genel sebep olan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanan boşanma davası iken davasını tam ıslah yoluyla özel boşanma sebebi olan TMK.m.161 nci maddede düzenlenen zina hukuki sebebine dayalı, mümkün olmadığı taktirde TMK.m.166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olarak ıslah etmiştir. Buna yasal hiçbir engel bulunmamaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadının karşı davasını ıslahla terditli hale getirilemeyeceğinden kadının yaptığı ıslahın geçersiz olduğu kabul edilmiş ise de davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından davanın terditli hale getirilmesi suretiyle yapılan ıslahın, davanın tam ıslahı olması hasebiyle ıslah müessesesinin eksiksiz olarak yerine getirilmiş olduğu, yapılan ıslahın geçerli olduğu anlaşıldığından bu itibarla usul ve yasaya uygun şekilde yapılan ıslah gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin bu doğrultuda yapılması, sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış ve hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebi ve bozma kapsamına göre tam talepler hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiğinden tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Çetin Durak Hatıran Alper Şaban Kazdal