HÂKİMİN TAZMİNAT SORUMLULUĞUNDA ZARAR ANCAK TÜM MAL VARLIĞININ PARAYA ÇEVRİLİP DAVACININ ALACAĞINA KAVUŞAMAMASI HALİNDE ORTAYA ÇIKMIŞ OLACAKTIR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2023/5-555
Karar No : 2023/1390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 23.03.2023
SAYISI : 2022/10 E., 2023/3 K.
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 20.04.2003 tanzim ve 15.06.2003 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bonodan doğan alacağının tahsili istemiyle dava dışı Ali S. hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/13168 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, kesinleşen icra takibine istinaden borçluya veraseten intikal eden el birliği mülkiyetine tâbi Sincan İlçesi Yenikent/Kesiktaş Mahallesinde bulunan 152 ada 24 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, başlangıçta dava dışı Selçuk E. tarafından başlatılan icra dosyasındaki hak ve alacakların müvekkiline devri sebebiyle devam eden işlemlerin müvekkilince yapıldığını, ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi Genel Kurulunun almış olduğu karar uyarınca hacizli taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiğini, taraflar arasında anlaşma sağlanamaması üzerine ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini teminen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açıldığını, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/205 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, Vakıflar Bankası Ankara Batı Adliyesi Şubesinde açılan hesaba depo edilen kamulaştırma bedelinin davalıların tapu kayıtlarındaki payları oranında ödenmesine, varsa tapu kaydındaki takyidatların kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verildiğini, ancak taşınmazın tapu kaydında mevcut olan haciz şerhi kamulaştırma bedeline yansıtılmayarak takip borçlusu lehine tahakkuk eden 672.219,72 TL kamulaştırma bedelinin tamamının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/13168 Esas sayılı dosyası yerine takip borçlusuna ödendiğini bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL maddi tazminatın 17.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin dolduğunu, somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, uğrandığı iddia edilen zarar ve tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinde belirtilen sorumluluk koşullarının mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23.03.2023 tarihli ve 2022/10 Esas, 2023/3 Karar sayılı kararı ile; “… Yapılan yargılama sonunda her ne kadar davacı vekilince müvekkilinin alacağı nedeniyle Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/13168 takip sayılı dosyasında haciz konan dava dışı borçlu Ali S.'ın da paydaş olduğu Ankara ili Yenikent/Kesiktaş Mahallesi 152 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline dair Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/205 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karar nedeniyle ödemenin icra dosyası yerine borçlu dava dışı paydaş Ali S.'a ödenmesi nedeniyle alacaklı davacı müvekkilinin alacağını tahsil edemeyerek zarara uğradığından bahisle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/205 Esas, 2022/128 Karar sayılı ilamının incelenmesinde hakimin hükmün 6 nolu bendine "dava konusu taşınmaz üzerinde varsa haciz veya ipoteklerin kamulaştırma bedeli üzerine yansıtılmasına" yazdığı böylece hakime HMK'nın 46. maddesi kapsamında isnat edilecek bir ihmal veya kusur bulunmadığı mahkeme kamulaştırma bedeline haciz ve ipotekleri kapsayacak şekilde karar verdiğinden sorumluluk ilamda belirtilen hususlara uymayarak kamulaştırma bedelini bankadan çeken borçlu veya vekiline ve ödeyen bankaya ait olup, aksi düşünülse dahi davacının rücuan tazminat talebinde buluna bilmesi yani zararın oluştuğunun kabul edilebilmesi için davacının alacağını dava dışı borçlu Ali S.'ın diğer mal varlığı değerlerinden tahsil edememesi gerekmektedir. Yani zarar ancak tüm mal varlığının paraya çevrilip davacının alacağına kavuşamaması halinde ortaya çıkmış olacaktır aksi durum mükerrer tahsilat nedeniyle davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine oy birliğiyle varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın HMK'nın 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından REDDİNE,
2- HMK'nın 49. maddesi uyarınca 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacı taraftan tahsili ile Hazineye irad kaydedilmesine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca takdir olunan 10.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4- Mahkeme masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
HÂKİMİN TAZMİNAT SORUMLULUĞUNDA ZARAR ANCAK TÜM MAL VARLIĞININ PARAYA ÇEVRİLİP DAVACININ ALACAĞINA KAVUŞAMAMASI HALİNDE ORTAYA ÇIKMIŞ OLACAKTIR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2023/5-555
Karar No : 2023/1390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Yargıtay 5. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 23.03.2023
SAYISI : 2022/10 E., 2023/3 K.
1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı Yargıtay 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 20.04.2003 tanzim ve 15.06.2003 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli bonodan doğan alacağının tahsili istemiyle dava dışı Ali S. hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/13168 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, kesinleşen icra takibine istinaden borçluya veraseten intikal eden el birliği mülkiyetine tâbi Sincan İlçesi Yenikent/Kesiktaş Mahallesinde bulunan 152 ada 24 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, başlangıçta dava dışı Selçuk E. tarafından başlatılan icra dosyasındaki hak ve alacakların müvekkiline devri sebebiyle devam eden işlemlerin müvekkilince yapıldığını, ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi Genel Kurulunun almış olduğu karar uyarınca hacizli taşınmazın kamulaştırılmasına karar verildiğini, taraflar arasında anlaşma sağlanamaması üzerine ASO 1. Organize Sanayi Bölgesi adına tescilini teminen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davası açıldığını, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/205 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, Vakıflar Bankası Ankara Batı Adliyesi Şubesinde açılan hesaba depo edilen kamulaştırma bedelinin davalıların tapu kayıtlarındaki payları oranında ödenmesine, varsa tapu kaydındaki takyidatların kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verildiğini, ancak taşınmazın tapu kaydında mevcut olan haciz şerhi kamulaştırma bedeline yansıtılmayarak takip borçlusu lehine tahakkuk eden 672.219,72 TL kamulaştırma bedelinin tamamının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/13168 Esas sayılı dosyası yerine takip borçlusuna ödendiğini bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL maddi tazminatın 17.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin dolduğunu, somutlaştırma yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, uğrandığı iddia edilen zarar ve tazminat talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 46 ncı maddesinde belirtilen sorumluluk koşullarının mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı
6. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23.03.2023 tarihli ve 2022/10 Esas, 2023/3 Karar sayılı kararı ile; “… Yapılan yargılama sonunda her ne kadar davacı vekilince müvekkilinin alacağı nedeniyle Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2015/13168 takip sayılı dosyasında haciz konan dava dışı borçlu Ali S.'ın da paydaş olduğu Ankara ili Yenikent/Kesiktaş Mahallesi 152 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline dair Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/205 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen karar nedeniyle ödemenin icra dosyası yerine borçlu dava dışı paydaş Ali S.'a ödenmesi nedeniyle alacaklı davacı müvekkilinin alacağını tahsil edemeyerek zarara uğradığından bahisle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/205 Esas, 2022/128 Karar sayılı ilamının incelenmesinde hakimin hükmün 6 nolu bendine "dava konusu taşınmaz üzerinde varsa haciz veya ipoteklerin kamulaştırma bedeli üzerine yansıtılmasına" yazdığı böylece hakime HMK'nın 46. maddesi kapsamında isnat edilecek bir ihmal veya kusur bulunmadığı mahkeme kamulaştırma bedeline haciz ve ipotekleri kapsayacak şekilde karar verdiğinden sorumluluk ilamda belirtilen hususlara uymayarak kamulaştırma bedelini bankadan çeken borçlu veya vekiline ve ödeyen bankaya ait olup, aksi düşünülse dahi davacının rücuan tazminat talebinde buluna bilmesi yani zararın oluştuğunun kabul edilebilmesi için davacının alacağını dava dışı borçlu Ali S.'ın diğer mal varlığı değerlerinden tahsil edememesi gerekmektedir. Yani zarar ancak tüm mal varlığının paraya çevrilip davacının alacağına kavuşamaması halinde ortaya çıkmış olacaktır aksi durum mükerrer tahsilat nedeniyle davacının sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet vereceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine oy birliğiyle varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1- Davanın HMK'nın 46. maddesindeki koşullar oluşmadığından REDDİNE,
2- HMK'nın 49. maddesi uyarınca 1.000,00 TL disiplin para cezasının davacı taraftan tahsili ile Hazineye irad kaydedilmesine,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca takdir olunan 10.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4- Mahkeme masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46 ncı maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddede “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda 6100 sayılı Kanun’un 46 ncı maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.