
ISLAH DİLEKÇESİ İLE KADEMELİ TALEP EKLENMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4933
Karar No : 2024/1766
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.03.2023
SAYISI : 2023/167 E., 2023/566 K.
Taraflar arasındaki katılma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından katılma alacağının miktarı ve ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı, davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından katılma alacağının miktarı ve ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı ve aynen iadeye karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi gereğince inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmemesi yönünden davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı kadının ziynetlere ilişki aynen iade talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadına ait ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunu, ayrıca Afyon İli Merkez Çetinkaya Mahallesinde bulunan 3.95 ada 1 parselde yer alan kargir apartman ve arsasının da evlilik birliği içinde edinildiğini belirterek taşınmazın tasfiyesi suretiyle şimdilik 1.000,00 TL katkı payının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve ziynet eşyaları için de şimdilik 500,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 27.05.2022 tarihli dilekçesinde özetle; tasfiye alacağını 280.822,50 TL olarak belirlemiş, ziynet eşyaları için de ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde 48.585,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının evlendikten bir süre sonra davacının rızası ile bozdurularak araba alındığını, bu ziynetlerin de daha sonra davacıya iade edildiğini, dava konusu taşınmazın alınmasında davalının hiçbir katkısının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde davalı erkek adına tescil edildiği, taşınmazda kadının katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle davacının katılma alacağı davasının kabulü ile 280.822,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ziynet alacağı yönünden ise; kadın dava dilekçesinde; evlilikleri sırasında kadına 6 adet 22 ayar 25 gramlık 3 lü burma bilezik, 22 ayar 60 gram altın set, 30 gram 22 ayar kelepçe, 7 gram 22 ayar tekli burma ve 3 tane çeyrek altın olmak üzere toplamda 250 gram ziynet eşyası takıldığını, bu ziynetlerin zaman içerisinde alındığını ve bozdurularak harcandığını beyan ettiği; davalının ise ziynet eşyalarının cins ve miktarına itiraz etmiş, bir kısmının araba alınırken davacının rızası ile bozdurulduğunu, daha sonra iade edildiğini savunduğu, davacı tanığının ziynetlerin cins ve miktarına ilişkin somut beyanları uyarınca dava konusu 6 adet 22 ayar, 25 gram bilezik ,1 adet, 22 ayar, 60 gram set, 1 adet, 22 ayar, 7 gram bedelli bileziğin varlığının sabit olduğu; davalının ziynet eşyalarının bir kısmını araba alırken bozdurulduğunu ancak davacıya iade edildiğini beyan etmekle ispat yükünün yer değiştirdiği, ispat yükü kendisine geçen davalının, ziynetlerin iade edilmemek üzere erkeğe verildiği ya da tekrar yapıldığı hususunu somut delillerle ispat edemediği, davalı tanıklarının ziynetlerin tekrar yapılması hususunda somut görgüleri bulunmadığı gerekçesiyle davacının bir kısım ziynet eşyalarının davalıda kaldığı ancak kendisine iade edilmediği iddiasını ispatladığından ancak bakiye ziynet eşyalarının varlığı ispat edilemediğinden ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, 6 adet 22 ayar, 25 gram 30.750,00 TL bedelli bilezik, 1 adet, 22 ayar, 60 gram 12.300,00 TL bedelli set, 1 adet, 22 ayar, 7 gram 1.435,00 TL bedelli bileziğin bedeli olan 44.485,00 TL'nin 1.000,00 TL' sinin dava tarihi olan 07.03.2019 tarihinden, bakiye 43.485,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 22.06.2022 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen değerin oldukça düşük kaldığını, ziynetler yönünden davanın tam kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek katılma alacağının miktarı ve ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslahın kesin süreden sonra yapılması sebebi ile dikkate alınamayacağını, davacının taşınmaz yönünden talebinin katkı payı olmasına rağmen katılma alacağına hükmedilmesinin isabetli olmadığını, dava konusu taşınmazın güncel değerinin yüksek belirlendiğini, ziynetler konusunda verilen kararın hatalı olduğunu, taşınmaz alınırken davacı kadının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiği, taşınmaz alınırken bankadan kredi çekildiği, kredi ödemelerinin evlilik birliği içinde 2015 tarihinde ödenerek bitirildiği, taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, İlk Derece Mahkemesince taşınmazın 25.04.2022 tarihi itibarıyla belirlenen değeri üzerinden değerlendirme yapıldığı, davacının talep belirleme dilekçesini 27.05.2022 tarihinde verdiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kararın 14.09.2022 tarihi itibarıyla verildiği, dolayısıyla taşınmazın değerinin belirlendiği tarihle karar tarihi arasında uzunca bir süre geçmediği, her ne kadar davacı katkı payı talebinde bulunmuş ise de, asıl amacının mal rejimini tasfiyesi olduğu, hukuki nitelendirmenin hakime ait olması sebebi ile davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının, davasını tanık Asiye'nin beyanında belirttiği ziynet eşyaları yönünden ıslah ettiği, dava dilekçesinde talep edilen 1 adet 30 gram 22 ayar kelepçe bilezik ve 3 adet çeyrek altının ıslaha konu edilmemesi nedeni ile bunlar yönünden davanın kabul edilmemesinin doğru olduğu, dava dilekçesinde talep edilmeyen ancak ıslah dilekçesinde talep edilen yüzük ve zincir yönünden davanın reddinin doğru olduğu zira dava dilekçesi ile talep edilmeyen bir alacağın ıslah dilekçesi ile talep edilmesinin mümkün olmadığı, ziynetlerin araba için harcandığının davalının kabulünde olmakla birlikte, davalının bu ziynetleri daha sonra davacıya iade ettiğini iddia ettiği, bu iddianın tanık beyanlarıyla ispat edilemediği ancak davalının yemin delili olmasına rağmen yemin delili hatırlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla Dairece davalıya yemin delilinin hatırlatıldığı, davalının yemin delilini kullanmayarak ziynet eşyalarını davacıya iade ettiği iddiasını ispatlayamadığı, ziynetler yönünden kabul kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının, dava ve cevaba cevap dilekçesinde altınların sadece bedelini istediği, ıslah dilekçesinde aynen iade talebinin de eklendiği, mahkeme tarafından sadece bedele hükmedildiği, ıslah dilekçesi ile kademeli talep eklenmesinin mümkün olmaması sebebi ile ziynet eşyaları yönünden sadece bedele hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı ıslahın kesin süreden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de, ıslah nedeni ile kesin süre verilebilmesi için tarafın ıslah ettiğini bildirmesinin gerektiği, ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini vermesi için kesin süre verilebileceği, ancak taraf ıslah yapmak için süre istemiş ise henüz ıslah yapmadığından kesin süre verilemeyeceği, dolayısıyla davacı tarafından yapılan ıslahın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinafının da yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Açılanan sebeplerle, tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla katılma alacağının miktarı, ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı ve aynen iadeye karar verilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ziynet ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 inci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadın vekilinin ziynet alacağına ilişkin aynen iade talebine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2. Davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Rıza Sarıtaş Sedat Demirtaş Çetin Durak Harun Can
BİLGİ : "Talep sonucunun terditli dava haline dönüştürülmesi kısmen ıslahla yapılabilir" şeklindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 21 Haziran 2022 tarihli kararı için bkz.
ISLAH DİLEKÇESİ İLE KADEMELİ TALEP EKLENMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4933
Karar No : 2024/1766
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.03.2023
SAYISI : 2023/167 E., 2023/566 K.
Taraflar arasındaki katılma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından katılma alacağının miktarı ve ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı, davalı erkek vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından katılma alacağının miktarı ve ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı ve aynen iadeye karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi gereğince inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verilen ziynetlerin aynen iadesine karar verilmemesi yönünden davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davacı kadının ziynetlere ilişki aynen iade talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadına ait ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunu, ayrıca Afyon İli Merkez Çetinkaya Mahallesinde bulunan 3.95 ada 1 parselde yer alan kargir apartman ve arsasının da evlilik birliği içinde edinildiğini belirterek taşınmazın tasfiyesi suretiyle şimdilik 1.000,00 TL katkı payının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve ziynet eşyaları için de şimdilik 500,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 27.05.2022 tarihli dilekçesinde özetle; tasfiye alacağını 280.822,50 TL olarak belirlemiş, ziynet eşyaları için de ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde 48.585,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının evlendikten bir süre sonra davacının rızası ile bozdurularak araba alındığını, bu ziynetlerin de daha sonra davacıya iade edildiğini, dava konusu taşınmazın alınmasında davalının hiçbir katkısının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde davalı erkek adına tescil edildiği, taşınmazda kadının katılma alacağı bulunduğu gerekçesiyle davacının katılma alacağı davasının kabulü ile 280.822,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ziynet alacağı yönünden ise; kadın dava dilekçesinde; evlilikleri sırasında kadına 6 adet 22 ayar 25 gramlık 3 lü burma bilezik, 22 ayar 60 gram altın set, 30 gram 22 ayar kelepçe, 7 gram 22 ayar tekli burma ve 3 tane çeyrek altın olmak üzere toplamda 250 gram ziynet eşyası takıldığını, bu ziynetlerin zaman içerisinde alındığını ve bozdurularak harcandığını beyan ettiği; davalının ise ziynet eşyalarının cins ve miktarına itiraz etmiş, bir kısmının araba alınırken davacının rızası ile bozdurulduğunu, daha sonra iade edildiğini savunduğu, davacı tanığının ziynetlerin cins ve miktarına ilişkin somut beyanları uyarınca dava konusu 6 adet 22 ayar, 25 gram bilezik ,1 adet, 22 ayar, 60 gram set, 1 adet, 22 ayar, 7 gram bedelli bileziğin varlığının sabit olduğu; davalının ziynet eşyalarının bir kısmını araba alırken bozdurulduğunu ancak davacıya iade edildiğini beyan etmekle ispat yükünün yer değiştirdiği, ispat yükü kendisine geçen davalının, ziynetlerin iade edilmemek üzere erkeğe verildiği ya da tekrar yapıldığı hususunu somut delillerle ispat edemediği, davalı tanıklarının ziynetlerin tekrar yapılması hususunda somut görgüleri bulunmadığı gerekçesiyle davacının bir kısım ziynet eşyalarının davalıda kaldığı ancak kendisine iade edilmediği iddiasını ispatladığından ancak bakiye ziynet eşyalarının varlığı ispat edilemediğinden ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, 6 adet 22 ayar, 25 gram 30.750,00 TL bedelli bilezik, 1 adet, 22 ayar, 60 gram 12.300,00 TL bedelli set, 1 adet, 22 ayar, 7 gram 1.435,00 TL bedelli bileziğin bedeli olan 44.485,00 TL'nin 1.000,00 TL' sinin dava tarihi olan 07.03.2019 tarihinden, bakiye 43.485,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 22.06.2022 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen değerin oldukça düşük kaldığını, ziynetler yönünden davanın tam kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek katılma alacağının miktarı ve ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ıslahın kesin süreden sonra yapılması sebebi ile dikkate alınamayacağını, davacının taşınmaz yönünden talebinin katkı payı olmasına rağmen katılma alacağına hükmedilmesinin isabetli olmadığını, dava konusu taşınmazın güncel değerinin yüksek belirlendiğini, ziynetler konusunda verilen kararın hatalı olduğunu, taşınmaz alınırken davacı kadının hiçbir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiği, taşınmaz alınırken bankadan kredi çekildiği, kredi ödemelerinin evlilik birliği içinde 2015 tarihinde ödenerek bitirildiği, taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, İlk Derece Mahkemesince taşınmazın 25.04.2022 tarihi itibarıyla belirlenen değeri üzerinden değerlendirme yapıldığı, davacının talep belirleme dilekçesini 27.05.2022 tarihinde verdiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kararın 14.09.2022 tarihi itibarıyla verildiği, dolayısıyla taşınmazın değerinin belirlendiği tarihle karar tarihi arasında uzunca bir süre geçmediği, her ne kadar davacı katkı payı talebinde bulunmuş ise de, asıl amacının mal rejimini tasfiyesi olduğu, hukuki nitelendirmenin hakime ait olması sebebi ile davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının, davasını tanık Asiye'nin beyanında belirttiği ziynet eşyaları yönünden ıslah ettiği, dava dilekçesinde talep edilen 1 adet 30 gram 22 ayar kelepçe bilezik ve 3 adet çeyrek altının ıslaha konu edilmemesi nedeni ile bunlar yönünden davanın kabul edilmemesinin doğru olduğu, dava dilekçesinde talep edilmeyen ancak ıslah dilekçesinde talep edilen yüzük ve zincir yönünden davanın reddinin doğru olduğu zira dava dilekçesi ile talep edilmeyen bir alacağın ıslah dilekçesi ile talep edilmesinin mümkün olmadığı, ziynetlerin araba için harcandığının davalının kabulünde olmakla birlikte, davalının bu ziynetleri daha sonra davacıya iade ettiğini iddia ettiği, bu iddianın tanık beyanlarıyla ispat edilemediği ancak davalının yemin delili olmasına rağmen yemin delili hatırlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla Dairece davalıya yemin delilinin hatırlatıldığı, davalının yemin delilini kullanmayarak ziynet eşyalarını davacıya iade ettiği iddiasını ispatlayamadığı, ziynetler yönünden kabul kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının, dava ve cevaba cevap dilekçesinde altınların sadece bedelini istediği, ıslah dilekçesinde aynen iade talebinin de eklendiği, mahkeme tarafından sadece bedele hükmedildiği, ıslah dilekçesi ile kademeli talep eklenmesinin mümkün olmaması sebebi ile ziynet eşyaları yönünden sadece bedele hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı ıslahın kesin süreden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de, ıslah nedeni ile kesin süre verilebilmesi için tarafın ıslah ettiğini bildirmesinin gerektiği, ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini vermesi için kesin süre verilebileceği, ancak taraf ıslah yapmak için süre istemiş ise henüz ıslah yapmadığından kesin süre verilemeyeceği, dolayısıyla davacı tarafından yapılan ıslahın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla davalının bu yöndeki istinafının da yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Açılanan sebeplerle, tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla katılma alacağının miktarı, ziynet alacağının miktar itibarıyla reddedilen kısmı ve aynen iadeye karar verilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ziynet ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285 inci ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı kadın vekilinin ziynet alacağına ilişkin aynen iade talebine yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,
2. Davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Rıza Sarıtaş Sedat Demirtaş Çetin Durak Harun Can
BİLGİ : "Talep sonucunun terditli dava haline dönüştürülmesi kısmen ıslahla yapılabilir" şeklindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 21 Haziran 2022 tarihli kararı için bkz.