
MAHKEME, KİRACININ MENFAATLERİNİ DE GÖZ ÖNÜNDE TUTMAK SURETİYLE KİRALANANIN GÖSTERİLMESİ HUSUSUNDA HAKKANİYETE UYGUN ŞEKİLDE İHTİYATÎ TEDBİR KARARI VEREBİLİR.
BAŞVURU DİLEKÇESİ:
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNA
TALEP EDEN : Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
Hamidiye Mah. Cendere Cad. No:45 (Kordon İstanbul İkinci Etap)
C Blok K:4 D:19 Kağıthane/İSTANBUL
TALEBİN KONUSU : TBK m. 319/2 hükmüne gereği açılan kiralananın gösterilmesinin iznine ilişkin davalarda, HMK m. 389 hükmü çerçevesinde ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın gösterilmesi yönünde karar verilip verilemeyeceği konusunda verilmiş kararlar arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 3. fıkrası gereği giderilmesi istemidir.
KONUNUN GELİŞİMİ
İstinaf kanun yoluna başvurumuz sonucunda verilmiş İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi (EK-12 06.06.2024, 2169/1184 sayılı) Kararı ile aşağıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri kararları arasında uyuşmazlık bulunduğundan, “Başkanlar kurulunun görevleri” kenar başlıklı 5235 sayılı Kanun’un m. 35/3 hükmü gereği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa GÖRE İSTİNAF YOLUNA BAŞVURMA HAKKI BULUNANLAR, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde BU UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNİ GEREKÇELİ OLARAK İSTEMELERİ ÜZERİNE kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtay’dan isteyebilir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2022, 4731/5291 sayılı Kararı ve 07.06.2023, 8147/8784 sayılı Kararı’na göre, BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNUN KANUN HÜKMÜ GEREĞİNCE UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNE DAİR TALEBİ REDDETME YETKİSİ BULUNMAMAKTADIR. (EK-1 Y. 9. HD. 07.06.2023, 8147/8784 sayılı Kararı)
Bu yüzden başvuru konumuza ait Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi olan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne başvurumuzun zaman kaybı yaşanmaksızın İVEDİLİKLE gönderilmesi gerekir.
TBK m. 319/2 HÜKMÜNE GEREĞİNCE
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİ İSTEMLERİNDE
HMK m. 389 HÜKMÜ ÇERÇEVESİNDE İHTİYATÎ TEDBİR YOLUYLA
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİNE İZİN VERİLEBİLECEĞİ YÖNÜNDEKİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ KARARLARI
(ANKARA BAM 15. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talebe konu somut olayda dava; TBK’nun 319. maddesine dayalı kiralananın alıcılara gösterilmesine izin istemine ilişkin olup, davacı tarafından yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren görüş günü belirlenmesi talep edilmiştir. Davalının davacıya ait taşınmzlarda15.02.2019 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nun 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” (EK-2 Ankara BAM 15. HD. 18.07.2023, 2371/2190 sayılı Kararı)
(ANKARA BAM 37. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talebe konu somut olayda dava; TBK’nun 319. maddesine dayalı kiralananın alıcılara gösterilmesine izin istemine ilişkin olup, davacı tarafından yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren görüş günü belirlenmesi talep edilmiştir. Davalının davacıya ait taşınmaz da 15/06/2014 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nun 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” (EK-3 Ankara BAM 37. HD. 14.09.2023, 2004/74 sayılı Kararı)
(ANTALYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talebe konu somut olayda talep; TBK'nın 319. maddesine dayalı kiralananın alıcılara gösterilmesine izin istemine ilişkin olup, talep eden tarafından yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren görüş günü belirlenmesi talep edilmiştir. Karşı tarafn talep edene ait taşınmazda 27/03/2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu anlaşılmaktadır. TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; karşı tarafın özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetli olmadığından, talep edenin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkemenin ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair yeniden karar verilmesi gerekmiştir.” (EK-4 Antalya BAM 6. HD. 14.09.2023, 3119/1781 sayılı Kararı)
(KONYA BAM 4. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… 6098 sayılı TBK'nın 319/2.maddesinde; "Kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlü olduğu, aynı maddenin üçüncü fıkrasında "Kiraya verenin, çalışmaları ve kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını gözönünde tutmak zorunda olduğu" hükmüne yer verilmiştir. Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere kiralayanın taşınmazını satmak istemesi halinde kiracının üçüncü kişinin kiralananı gezmesine izin vermesi yükümlülüğü altındadır. Ancak, bu yükümlülüğün yerine getirilmesini talep eden kiralayanın da kiracının yararını dikkate alması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı kiralayan, kiralananın satılması için alıcıya gösterilmediği iddiasında bulunmuş, davalı kiracı iddiaları reddetmiştir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre davacı kiralayanın mülkiyet hakkı ile davalı kiracının kiracılık sıfatından kaynaklanan şahsi hakları göz önünde bulundurulduğunda ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine karar vermesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin itirazının kabulü ile ara kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” (EK-5 Konya BAM 4. HD. 21.03.2022, 976/829 sayılı Kararı)
TBK m. 319/2 HÜKMÜNE GEREĞİNCE
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİ İSTEMLERİNDE
HMK m. 389 HÜKMÜ ÇERÇEVESİNDE İHTİYATÎ TEDBİR YOLUYLA
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİNE İZİN VERİLEMEYECEĞİ YÖNÜNDEKİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ KARARLARI
(İSTANBUL BAM 36. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… HMK 389/1 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Buna göre Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.
Somut davada, davanın konusunu belli sürelerde dava konusu taşınmazın muhtemel alıcılara gösterilmesine, izin verilmesi talebini oluşturduğu, esası çözer şekilde tedbir kararı veremeyeceği, ilk derece mahkemesinin de aynı gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 18/12/2023 Tarihli Ara Kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-6 İstanbul BAM 36. HD. 06.03.2024, 524/470 sayılı Kararı)
(İSTANBUL BAM 49. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… HMK 389. maddesinde "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. " hükmünün düzenlendiği,
Somut olayda, davacı tarafça dava süresince mecurun alıcılara gösterilmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep edilmişse de, Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından, Mahkemece verilen red kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-7 İstanbul BAM 49. HD. 31.01.2024, 117/190 sayılı Kararı)
(İSTANBUL BAM 54. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… HMK 389/1 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Yerleşik Yargıtay kararlarına göre yer göstermeye izin istemli davada, yargılama sırasında yapılacak keşif sonucunda değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, yargılama neticesinde verilecek hükmün tedbiren verilmesi talebi söz konusu olup, HMK nın 389. maddesi gereğince şartları oluşmayan taleple ilgili mahkemece verilen kararda bir hata bulunmamakla birlikte, mahiyeti itibariyle acele işlerden sayılan ve 19/03/2024 tarihinde açılan kiralananın gösterilmesine izin davasının duruşmasının 1 yıl sonraki bir tarih olan 20/03/2025 tarihine verilmiş olmasının eleştirilmesi gerekmiştir.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-8 İstanbul BAM 54. HD. 22.05.2024, 2029/1199 sayılı Kararı)
(İSTANBUL BAM 55. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Dava konusunun kiralananın gösterilmesine izin verilmesi talebi olduğu, davacının, dava sonuçlanıncaya kadar 15/03/2024 tarihinden itibaren 4 ay boyunca her Çarşamba 17.00-20.00 ile her Cumartesi 12.00-16.00 saatleri arasında gelen müşterilere gösterilmesine izin verilmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının, Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK' nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, anlaşılmıştır.” (EK-9 İstanbul BAM 55. HD. 17.04.2024, 1290/1011 sayılı Kararı)
(İZMİR BAM 6. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Somut olayda; Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Dava konusu hakkında ihtiyati tedbir talep edildiği, dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” (EK-10 İzmir BAM 6. HD. 06.02.2024, 547/238 sayılı Kararı)
(İZMİR BAM 23. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)
“… Somut olayda; Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Davanın konusu kiralananın gösterilmesine izin verilmesinden ibarettir. Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi doğrudur.” (EK-11 İzmir BAM 23. HD. 13.05.2024, 1068/894 sayılı Kararı)
* * *
“… Somut olayda; Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Davanın konusu kiralananın gösterilmesine izin verilmesinden ibarettir. Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaştığı, tamamen imkansız hale geldiği veya gecikmesinde sakınca bulunduğu veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilmiş değildir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” (EK-12 İzmir BAM 23. HD. 06.06.2024, 2169/1184 sayılı Kararı)
(SAKARYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın istinaf kanun yolu ile incelenmesi istemine yöneliktir. Dava, kiralananın göstermeye izin istemine ilişkindir.
…
Dosya içeriğine, toplanan delillere, ara kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararınında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tedbir talebin yargılamayı gerektirmesi, dosyadaki iddia kapsamında asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte karar verilemeyeceğinden ve kanun metninde yazan koşullar gerçekleşmediğinden tedbire yönelik talebin reddi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” (EK-13 Sakarya BAM 6. HD. 15.12.2023, 2037/1550 sayılı Kararı)
Kanımızca, davalı kiracının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, mâkul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun olarak HMK m. 389 hükmü çerçevesinde ihtiyatî tedbir yoluyla bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Türk Borçlar Kanunu’nun m. 319/2 hükmüne gereği açılan kiralananın gösterilmesinin iznine ilişkin davalarda, davalı kiracının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, mâkul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun olarak HMK m. 389 hükmü çerçevesinde ihtiyatî tedbir yoluyla bir karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzu tekrar belirterek her türlü takdir hakkı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ TARAFINDAN VERİLMİŞ KESİN NİTELİKTEKİ KARARLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 3. fıkrası gereği UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ için Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne İVEDİLİKLE başvurulmasını saygı ile dilerim. 24.10.2024
Talep Eden
Fatih KARAMERCAN
EKİ : Kimlik fotokopisi.
1-) Y. 9. HD. 07.06.2023, 8147/8784 sayılı Kararı.
2-) Ankara BAM 15. HD. 18.07.2023, 2371/2190 sayılı Kararı.
3-) Ankara BAM 37. HD. 14.09.2023, 2004/74 sayılı Kararı.
4-) Antalya BAM 6. HD. 14.09.2023, 3119/1781 sayılı Kararı.
5-) Konya BAM 4. HD. 21.03.2022, 976/829 sayılı Kararı.
6-) İstanbul BAM 36. HD. 06.03.2024, 524/470 sayılı Kararı.
7-) İstanbul BAM 49. HD. 31.01.2024, 117/190 sayılı Kararı.
8-) İstanbul BAM 54. HD. 22.05.2024, 2029/1199 sayılı Kararı.
9-) İstanbul BAM 55. HD. 17.04.2024, 1290/1011 sayılı Kararı.
10-) İzmir BAM 6. HD. 06.02.2024, 547/238 sayılı Kararı.
11-) İzmir BAM 23. HD. 13.05.2024, 1068/894 sayılı Kararı.
12-) İzmir BAM 23. HD. 06.06.2024, 2169/1184 sayılı Kararı.
13-) Sakarya BAM 6. HD. 15.12.2023, 2037/1550 sayılı Kararı.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/4081
Karar No : 2025/1441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
(BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu
TARİHİ : 08.11.2024
SAYISI : 2024/42 E.,
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu
I. BAŞVURU
Avukat Fatih Karamercan 24.10.2024 tarihli başvurusunda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 319/2 maddesi gereği açılan kiralananın gösterilmesine iznine ilişkin davalarda ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceği konusunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 37. Hukuk Daireleri, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36., 49. , 54. ve 55. Hukuk Daireleri, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. ve 23. Hukuk Daireleri ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi arasında uyuşmazlık bulunduğu belirtilerek, uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 08.11.2024 tarihli ve 2024/42 E., 2024/42 K. sayılı kararıyla; TBK'nın 319/2 maddesi hükmü gereği açılan kiralananın gösterilmesinin iznine ilişkin davalarda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 37. Hukuk Daireleri, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 389 hükmü çerçevesinde kiralananın gösterilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini kabul ederken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. , 49. , 54. ve 55. Hukuk Daireleri, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. ve 23. Hukuk Daireleri ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin davanın niteliği gereği ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği görüşünde olduğu, dolayısıyla daire kararları arasında açık bir çelişki bulunduğundan bahisle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
1. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 18.08.2023 tarihli ve 2023/2371 E., 2023/989 K. sayılı kararı;
Ankara 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/676 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 08.05.2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığı…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Kiralananların her hafta Çarşamba ve Cuma günü 13.00-15.00 saatleri arasında, 6 ay süre ile satın almak isteyen kişilere davalı tarafından gösterilmesine izin verilmesine, tedbir kararlarının niteliği gereği, tarafların anlaşması veya tarafların talepleri doğrultusunda tedbir kararında belirlenen gün ve sürelerin mahkemece her zaman değiştirilebileceğine” kesin olarak karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 14.09.2023 tarihli ve 2023/2004 E., 2023/74 K. sayılı kararı;
Ankara 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1914 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 06.06.2023 tarihli ara karar ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığı…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Kiralananların her hafta Cumartesi günü 12.00-14.00 saatleri arasında, 6 ay süre ile satın almak isteyen kişilere davalı tarafından gösterilmesine izin verilmesine, tedbir kararlarının niteliği gereği, tarafların anlaşması veya tarafların talepleri doğrultusunda tedbir kararında belirlenen gün ve sürelerin mahkemece her zaman değiştirilebileceğine;” kesin olarak karar verilmiştir.
3. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.09.2023 tarihli ve 2023/3119 E., 2023/1781 K. sayılı kararı;
Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1894 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 15.06.2023 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; karşı tarafın özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetli olmadığı…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Kiralananın, ihtiyati tedbir kararının karşı tarafa tebliği tarihinden itibaren 3 ay boyunca Çarşamba ve Cumartesi günleri saat 10.00-12.00 ila 16.00-18.00 saat aralığında gelen müşterilere gösterilmesine tedbiren izin verilmesine,” kesin olarak karar verilmiştir.
4. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 21.03.2022 tarihli ve 2022/ 976 E., 2022/829 K. sayılı kararı;
Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/258 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 04.02.2022 tarihli ara kararı ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Kiralayanın taşınmazını satmak istemesi halinde kiracının üçüncü kişinin kiralananı gezmesine izin vermesi yükümlülüğü altındadır. Ancak, bu yükümlülüğün yerine getirilmesini talep eden kiralayanın da kiracının yararını dikkate alması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı kiralayan, kiralananın satılması için alıcıya gösterilmediği iddiasında bulunmuş, davalı kiracı iddiaları reddetmiştir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre davacı kiralayanın mülkiyet hakkı ile davalı kiracının kiracılık sıfatından kaynaklanan şahsi hakları göz önünde bulundurulduğunda ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine karar vermesi yerinde görülmediği…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Bir defaya mahsus olmak üzere kararın taraflara tebliğ tarihini izleye ilk pazar günü saat 13:00 ile 14:00 arasında mesken niteliğindeki taşınmazın alıcılara gösterilmesine izin verilmesine,” kesin olarak karar verilmiştir.
5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36.Hukuk Dairesinin 06.03.2024 tarihli ve 2024/524/ E., 2024/470 K. sayılı kararı;
İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1778 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 18.12.2023 tarihli ara karar ile davanın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nın 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. Somut davada, davanın konusunu belli sürelerde dava konusu taşınmazın muhtemel alıcılara gösterilmesine, izin verilmesi talebini oluşturduğu, esası çözer şekilde tedbir kararı veremeyeceği…” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 31.01.2024 tarihli ve 2024/117 E., 2024/190 K. sayılı kararı;
Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/2672 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 17.11.2023 tarihli ara karar ile esas hakkında tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından, Mahkemece verilen red kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
7. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesinin 22.05.2024 tarihli ve 2024/2029 E., 2024/1199 K. sayılı kararı;
İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/562 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 25.03.2024 tarihli ara karar ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Somut olayda, yargılama neticesinde verilecek hükmün tedbiren verilmesi talebi söz konusu olup, HMK’nın 389. maddesi gereğince şartları oluşmayan taleple ilgili mahkemece verilen kararda bir hata bulunmamakla birlikte, mahiyeti itibariyle acele işlerden sayılan ve 19.03.2024 tarihinde açılan kiralananın gösterilmesine izin davasının duruşmasının 1 yıl sonraki bir tarih olan 20.03.2025 tarihine verilmiş olmasının eleştirilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
8. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesinin 17.04.2024 tarihli ve 2024/1290 E., 2024//1011 K. sayılı kararı;
İstanbul Anadolu 26. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/481 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 11.03.2024 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nın 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle hukuka uygun olduğu…” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
9. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.02.2024 tarihli ve 2024/547 E., 2024/238 K. sayılı kararı;
Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1990 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 10.11.2023 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği ve davanın esasını çözecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Dava konusu hakkında ihtiyati tedbir talep edildiği, dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkânsız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
10. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 13.05.2024 tarihli ve 2024/1068 E., 2024/894 K. sayılı kararı;
Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/694 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 05.02.2024 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verilmesinin davayı konusuz hale getireceği ve davanın esasını çözümleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi doğrudur.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
11. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 06.06.2024 tarihli ve 2024/2169 E., 2024/1184 K. sayılı kararı;
İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/912 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 22.04.2024 tarihli ara karar ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaştığı, tamamen imkansız hale geldiği veya gecikmesinde sakınca bulunduğu veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilmiş değildir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
12. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 15.12.2023 tarihli ve 2023/ 2037 E., 2023/1550 K. sayılı kararı;
Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1741 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, kira bedelinin emsallerinin çok altında kaldığından bahisle kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 26.07.2023 tarihli ara karar ile davanın esasını çözen ve hüküm etkisi doğurucu mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “ilk derece mahkemesince verilen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararınında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tedbir talebin yargılamayı gerektirmesi, dosyadaki iddia kapsamında asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte karar verilemeyeceğinden ve kanun metninde yazan koşullar gerçekleşmediğinden tedbire yönelik talebin reddi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlık; TBK'nın 319/2 maddesi uyarınca kiralananın gösterilmesine izin verilmesi istemiyle açılan davalarda, kiralananın gösterilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
TBK'nın 319. maddesi uyarınca; kiracı, kiralananda daha sonradan ortaya çıkan ayıpların ortadan kaldırılması için kiralananda çalışma yapılmasına, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Kiraya veren, çalışmaları ve kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını göz önünde tutmak zorundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 389. maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Kanun’un 341/1-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerince verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir talebinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Bu aşamada ihtiyati tedbir kavramına değinmekte yarar bulunmaktadır.
Toplumsal hayatın ve insan ilişkilerinin karmaşık hale gelmesinin hukuk alanındaki yansımalarından bir tanesi de, uyuşmazlıkların kısa süre içerisinde çözümlenmesinin güçleşmesidir. Bu sakıncaların giderilmesi amacıyla, henüz uyuşmazlığın sona ermesini beklemeden ve uyuşmazlık sona erinceye kadar kişilerin hukukî menfaatlerini geçici olarak güvence altına alma ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç karşımıza geçici hukuki koruma yollarını çıkarmıştır. İhtiyati tedbirde geçici hukuki korumalardan en önemlisidir.
İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes; Medeni Usul Hukuku, 12. Baskı, S.714). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir de amaç, karşı tarafı cezalandırmak veya baskı altına almak değil, hakkın korunmasına hizmet etmek olmalıdır. Esas hakkındaki hükme kadar taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak, böylelikle davacının açmış olduğu davayı kazanması halinde dava konusu olan şeye kavuşmasını daha dava sırasında güvence altına almak, taraflar arasındaki sözleşmenin dava süresince ayakta kalmasına yardımcı olmak amacıyla başvurulan geçici hukuki korumalardandır.
İhtiyatî tedbir yargılamasında tam bir ispata gerek yoktur. Mahkemenin, ihtiyatî tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi, başka bir ifade ile onun haklılığını kuvvetle muhtemel görmesi yeterlidir (Arens/Lüke, 1994: 482; Musielak, 1995: 396; Thomas/Putzo, 1995: 1416; Kuru-Usul, C III, 1991: 3075; Bilge/Önen, 1978: 374; Ansay, 1960: 197; Yılmaz, s. 51).
Mahkemenin incelemesi, sadece ihtiyatî tedbir talebinin kabule değer olup olmadığını takdir edebilecek kanaatin kendisinde uyanması ile sınırlı olmalıdır. Davanın esası hakkında karar vermediği için, ihtiyatî tedbir kararı ile sınırlı olarak kanaatini açıklayan hâkim, bu sebeple reddedilemez.
İhtiyatî tedbir kararı geçici bir karar olup, durum ve şartların değişmesi halinde değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Bu nedenle ihtiyatî tedbir kararları kesin hüküm teşkil etmedikleri gibi, asıl dava konusu olan hakkın varlığına da karine teşkil etmezler. Buna göre, ihtiyatî tedbir talebinin kabul veya reddine karar verilmesi, asıl davanın da kabul veya reddini gerektirmez.
Bir geçici hukukî koruma önlemi niteliğinde olan ihtiyatî tedbirlerin üç türü olduğu kabul edilmektedir. Bunlar “teminat amaçlı”, “eda amaçlı” ve “düzenleme amaçlı” ihtiyatî tedbirlerdir. Teminat amaçlı tedbirler, ihtiyatî tedbirlerin temel şeklidir. Tedbire konu mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebilir.
Eda amaçlı tedbirler; ihtilâf konusu olan hakkın geçici olarak ifa edilmesi, mahkemece tedbiren bir şeyin verilmesi, bir işin yapılması veya yapılmaması gibi taleplerin geçici olarak gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
Düzenleme amaçlı tedbirler ise; ihtilâflı hukukî ilişkinin geçici olarak düzenlenmesini amaçlar. Burada müstakbel bir edimin yerine getirilmesinden ziyâde, mevcut hukukî ilişki hakkında hukukî barışın korunması için geçici olarak düzenleme yapılması söz konusudur.
Her ne kadar öğretide ve HMK öncesi bazı Yargıtay kararlarında, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte, uyuşmazlığın özüne ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği kabul edilmiş ise de; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısında 395. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte olmamak şartıyla," ibaresi, TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmeler sırasında HMK taslak madde metninden çıkarılmıştır. Kanun koyucunun bu ibareyi taslak metinden çıkarmasındaki amacın, bu ilkenin dar (katı) yorumlanması sonucu, uyuşmazlıkların sonuçlanması uzun zaman almasından dolayı davacının çoğu kez davayı kazandığı halde, dava ile elde etmek istediği sonuca ulaşamadığından kaynaklı olarak oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek olduğu sonucuna varılabilir.
Halen kiracı kullanımında olan kiralananın kiraya veren tarafından mülkiyet hakkının bir kullanım şekli olarak satış veya diğer tasarruf şekillerine (Trampa, ipotek kurulması vs gibi) konu etmek istemesi halinde üçüncü kişilerin taşınmazı görüp incelemesi gerekebilir. Şayet sözleşmede kiralananın gösterilme süresi ve şartları kararlaştırılmışsa buna uygun tedbir kararı her halükarda verilir. İhtiyati tedbir kararı zorunlu, gecikmesinde sakınca bulunup zarar olabilecek hallerde verilebilir. Uygulamada dava şartı arabuluculuk süreciyle birlikte dava sürecinin uzaması kiralananın gösterilmesi istenilen kira döneminin aşılması sonucunu doğurmakta uzayan yargılama süreci mülkiyet hakkının kapsamında kalan kiralananı satma ve tasarruf etme, ekonomik olarak faydalanma hakkının kiraya verenin elinden alınmasına yol açabilecektir.
Bu konuda TBK m. 319/2 düzenlemesiyle kiraya verene bu hak verilmiştir. Ancak Ülkemizde yargılama sürelerinin uzun olması, ekonomik şartlardaki ani değişimler dikkate alındığında kiracı rızaen kiralananın üçüncü kişilere gösterilmesine müsaade etmediğinde bu konuda ortaya çıkan muarazanın giderilmesi için kiraya verenin dava açması gerekir. Bu davanın uzun sürmesine bağlı olarak kiraya verenin mülkiyet hakkından kaynaklanan kiralananı satıp nakde dönüştürme gibi tasarruf etme yetkisinin kullanımı kısıtlanmış olabileceği gibi satış, yeniden kiralama veya diğer işlemlerdeki gecikmeye bağlı olarak mağduriyete ve müşteri kaybına sebep olur. Kanun koyucu TBK m. 319/2 de bu durumları dikkate alarak kiracıya kiralananın üçüncü kişilere gösterimi konusunda yükümlülük getirmiştir. Bu yükümlülüğün sınırları tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkeme sözleşme taraflarının sahip olduğu hakları iki tarafın da menfaatlerini koruyarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde uyuşmazlığı gidermelidir. Bu bağlamda; kiracının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle bir defalık değil satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, ülkemizdeki yargılama sürelerinin uzunluğu, mülkiyet hakkının kapsamı, kiraya verenin gecikme sebebiyle muhtemel alıcıları kaçırması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle AİHS m. 6 da düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilen hakka ulaşmanın kolaylaştırılması bakımından, şartları oluştuğunda ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında başvuru incelendiğinde; açılan davada esas hakkındaki hükme kadar, taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak amacıyla şartları bulunduğunda tedbir kararı verilebilir. Bu kapsamda, kira sözleşmesindeki hükümler de gözetilerek, her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilerek ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu kanaatine varan Mahkemenin, kiracının menfaatlerini de göz önünde tutmak suretiyle kiralananın gösterilmesi hususunda hakkaniyete uygun şekilde ihtiyati tedbir kararı verebileceğine, yukarıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. TBK 319/2 maddesi uyarınca kiralananın gösterilmesine izin verilmesi istemiyle açılan davalarda, her somut olayın özellikleri ile bildirilen deliller değerlendirilerek mahkemece şartları oluştuğu kanaatine varması halinde, kiralananın gösterilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilebileceğine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 37. Hukuk Daireleri, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36., 49., 54. ve 55. Hukuk Daireleri, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. ve 23. Hukuk Daireleri ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine,
2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Halil Özdemir Hikmet Kanık Muzaffer Gürkanlı Ferhan Temel
MAHKEME, KİRACININ MENFAATLERİNİ DE GÖZ ÖNÜNDE TUTMAK SURETİYLE KİRALANANIN GÖSTERİLMESİ HUSUSUNDA HAKKANİYETE UYGUN ŞEKİLDE İHTİYATÎ TEDBİR KARARI VEREBİLİR.
BAŞVURU DİLEKÇESİ:
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNA
TALEP EDEN : Fatih KARAMERCAN - (T.C. Kimlik No: 3.........8)
Hamidiye Mah. Cendere Cad. No:45 (Kordon İstanbul İkinci Etap)
C Blok K:4 D:19 Kağıthane/İSTANBUL
TALEBİN KONUSU : TBK m. 319/2 hükmüne gereği açılan kiralananın gösterilmesinin iznine ilişkin davalarda, HMK m. 389 hükmü çerçevesinde ihtiyatî tedbir yoluyla kiralananın gösterilmesi yönünde karar verilip verilemeyeceği konusunda verilmiş kararlar arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 3. fıkrası gereği giderilmesi istemidir.
KONUNUN GELİŞİMİ
İstinaf kanun yoluna başvurumuz sonucunda verilmiş İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi (EK-12 06.06.2024, 2169/1184 sayılı) Kararı ile aşağıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri kararları arasında uyuşmazlık bulunduğundan, “Başkanlar kurulunun görevleri” kenar başlıklı 5235 sayılı Kanun’un m. 35/3 hükmü gereği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa GÖRE İSTİNAF YOLUNA BAŞVURMA HAKKI BULUNANLAR, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde BU UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNİ GEREKÇELİ OLARAK İSTEMELERİ ÜZERİNE kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtay’dan isteyebilir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2022, 4731/5291 sayılı Kararı ve 07.06.2023, 8147/8784 sayılı Kararı’na göre, BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNUN KANUN HÜKMÜ GEREĞİNCE UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİNE DAİR TALEBİ REDDETME YETKİSİ BULUNMAMAKTADIR. (EK-1 Y. 9. HD. 07.06.2023, 8147/8784 sayılı Kararı)
Bu yüzden başvuru konumuza ait Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi olan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne başvurumuzun zaman kaybı yaşanmaksızın İVEDİLİKLE gönderilmesi gerekir.
TBK m. 319/2 HÜKMÜNE GEREĞİNCE
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİ İSTEMLERİNDE
HMK m. 389 HÜKMÜ ÇERÇEVESİNDE İHTİYATÎ TEDBİR YOLUYLA
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİNE İZİN VERİLEBİLECEĞİ YÖNÜNDEKİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ KARARLARI
(ANKARA BAM 15. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talebe konu somut olayda dava; TBK’nun 319. maddesine dayalı kiralananın alıcılara gösterilmesine izin istemine ilişkin olup, davacı tarafından yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren görüş günü belirlenmesi talep edilmiştir. Davalının davacıya ait taşınmzlarda15.02.2019 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nun 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” (EK-2 Ankara BAM 15. HD. 18.07.2023, 2371/2190 sayılı Kararı)
(ANKARA BAM 37. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talebe konu somut olayda dava; TBK’nun 319. maddesine dayalı kiralananın alıcılara gösterilmesine izin istemine ilişkin olup, davacı tarafından yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren görüş günü belirlenmesi talep edilmiştir. Davalının davacıya ait taşınmaz da 15/06/2014 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu anlaşılmaktadır. TBK’nun 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” (EK-3 Ankara BAM 37. HD. 14.09.2023, 2004/74 sayılı Kararı)
(ANTALYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talebe konu somut olayda talep; TBK'nın 319. maddesine dayalı kiralananın alıcılara gösterilmesine izin istemine ilişkin olup, talep eden tarafından yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren görüş günü belirlenmesi talep edilmiştir. Karşı tarafn talep edene ait taşınmazda 27/03/2020 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu anlaşılmaktadır. TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; karşı tarafın özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tesbit edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetli olmadığından, talep edenin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile yerel mahkemenin ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair yeniden karar verilmesi gerekmiştir.” (EK-4 Antalya BAM 6. HD. 14.09.2023, 3119/1781 sayılı Kararı)
(KONYA BAM 4. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… 6098 sayılı TBK'nın 319/2.maddesinde; "Kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlü olduğu, aynı maddenin üçüncü fıkrasında "Kiraya verenin, çalışmaları ve kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını gözönünde tutmak zorunda olduğu" hükmüne yer verilmiştir. Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere kiralayanın taşınmazını satmak istemesi halinde kiracının üçüncü kişinin kiralananı gezmesine izin vermesi yükümlülüğü altındadır. Ancak, bu yükümlülüğün yerine getirilmesini talep eden kiralayanın da kiracının yararını dikkate alması gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı kiralayan, kiralananın satılması için alıcıya gösterilmediği iddiasında bulunmuş, davalı kiracı iddiaları reddetmiştir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre davacı kiralayanın mülkiyet hakkı ile davalı kiracının kiracılık sıfatından kaynaklanan şahsi hakları göz önünde bulundurulduğunda ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine karar vermesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin itirazının kabulü ile ara kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” (EK-5 Konya BAM 4. HD. 21.03.2022, 976/829 sayılı Kararı)
TBK m. 319/2 HÜKMÜNE GEREĞİNCE
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİ İSTEMLERİNDE
HMK m. 389 HÜKMÜ ÇERÇEVESİNDE İHTİYATÎ TEDBİR YOLUYLA
KİRALANANIN GÖSTERİLMESİNE İZİN VERİLEMEYECEĞİ YÖNÜNDEKİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRESİ KARARLARI
(İSTANBUL BAM 36. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… HMK 389/1 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Buna göre Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir.
Somut davada, davanın konusunu belli sürelerde dava konusu taşınmazın muhtemel alıcılara gösterilmesine, izin verilmesi talebini oluşturduğu, esası çözer şekilde tedbir kararı veremeyeceği, ilk derece mahkemesinin de aynı gerekçe ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesinin 18/12/2023 Tarihli Ara Kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-6 İstanbul BAM 36. HD. 06.03.2024, 524/470 sayılı Kararı)
(İSTANBUL BAM 49. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… HMK 389. maddesinde "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. " hükmünün düzenlendiği,
Somut olayda, davacı tarafça dava süresince mecurun alıcılara gösterilmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep edilmişse de, Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından, Mahkemece verilen red kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-7 İstanbul BAM 49. HD. 31.01.2024, 117/190 sayılı Kararı)
(İSTANBUL BAM 54. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… HMK 389/1 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemez.
Yerleşik Yargıtay kararlarına göre yer göstermeye izin istemli davada, yargılama sırasında yapılacak keşif sonucunda değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, yargılama neticesinde verilecek hükmün tedbiren verilmesi talebi söz konusu olup, HMK nın 389. maddesi gereğince şartları oluşmayan taleple ilgili mahkemece verilen kararda bir hata bulunmamakla birlikte, mahiyeti itibariyle acele işlerden sayılan ve 19/03/2024 tarihinde açılan kiralananın gösterilmesine izin davasının duruşmasının 1 yıl sonraki bir tarih olan 20/03/2025 tarihine verilmiş olmasının eleştirilmesi gerekmiştir.
Dairemiz ilk derece mahkemesi kararını hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelemeye tabi tutarak tespit edilen yargılama hatalarını bizzat düzeltmek amacıyla yapılan inceleme sonunda; dairemizce duruşma yapılmasına gerek olmadığı, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre karar verilmiş olması sebebiyle, incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” (EK-8 İstanbul BAM 54. HD. 22.05.2024, 2029/1199 sayılı Kararı)
(İSTANBUL BAM 55. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Dava konusunun kiralananın gösterilmesine izin verilmesi talebi olduğu, davacının, dava sonuçlanıncaya kadar 15/03/2024 tarihinden itibaren 4 ay boyunca her Çarşamba 17.00-20.00 ile her Cumartesi 12.00-16.00 saatleri arasında gelen müşterilere gösterilmesine izin verilmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme kararının, Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK' nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle hukuka uygun olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, anlaşılmıştır.” (EK-9 İstanbul BAM 55. HD. 17.04.2024, 1290/1011 sayılı Kararı)
(İZMİR BAM 6. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Somut olayda; Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Dava konusu hakkında ihtiyati tedbir talep edildiği, dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” (EK-10 İzmir BAM 6. HD. 06.02.2024, 547/238 sayılı Kararı)
(İZMİR BAM 23. HUKUK DAİRESİ KARARLARI)
“… Somut olayda; Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Davanın konusu kiralananın gösterilmesine izin verilmesinden ibarettir. Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi doğrudur.” (EK-11 İzmir BAM 23. HD. 13.05.2024, 1068/894 sayılı Kararı)
* * *
“… Somut olayda; Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Davanın konusu kiralananın gösterilmesine izin verilmesinden ibarettir. Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaştığı, tamamen imkansız hale geldiği veya gecikmesinde sakınca bulunduğu veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilmiş değildir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” (EK-12 İzmir BAM 23. HD. 06.06.2024, 2169/1184 sayılı Kararı)
(SAKARYA BAM 6. HUKUK DAİRESİ KARARI)
“… Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın istinaf kanun yolu ile incelenmesi istemine yöneliktir. Dava, kiralananın göstermeye izin istemine ilişkindir.
…
Dosya içeriğine, toplanan delillere, ara kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararınında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tedbir talebin yargılamayı gerektirmesi, dosyadaki iddia kapsamında asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte karar verilemeyeceğinden ve kanun metninde yazan koşullar gerçekleşmediğinden tedbire yönelik talebin reddi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” (EK-13 Sakarya BAM 6. HD. 15.12.2023, 2037/1550 sayılı Kararı)
Kanımızca, davalı kiracının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, mâkul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun olarak HMK m. 389 hükmü çerçevesinde ihtiyatî tedbir yoluyla bir karar verilmesi gerekir.
SONUÇ : Türk Borçlar Kanunu’nun m. 319/2 hükmüne gereği açılan kiralananın gösterilmesinin iznine ilişkin davalarda, davalı kiracının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, mâkul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun olarak HMK m. 389 hükmü çerçevesinde ihtiyatî tedbir yoluyla bir karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzu tekrar belirterek her türlü takdir hakkı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne ait olmak üzere TALEP KONUMUZA AİT BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ TARAFINDAN VERİLMİŞ KESİN NİTELİKTEKİ KARARLAR ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NEDENİ İLE 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35. maddesinin 3. fıkrası gereği UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ için Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ne İVEDİLİKLE başvurulmasını saygı ile dilerim. 24.10.2024
Talep Eden
Fatih KARAMERCAN
EKİ : Kimlik fotokopisi.
1-) Y. 9. HD. 07.06.2023, 8147/8784 sayılı Kararı.
2-) Ankara BAM 15. HD. 18.07.2023, 2371/2190 sayılı Kararı.
3-) Ankara BAM 37. HD. 14.09.2023, 2004/74 sayılı Kararı.
4-) Antalya BAM 6. HD. 14.09.2023, 3119/1781 sayılı Kararı.
5-) Konya BAM 4. HD. 21.03.2022, 976/829 sayılı Kararı.
6-) İstanbul BAM 36. HD. 06.03.2024, 524/470 sayılı Kararı.
7-) İstanbul BAM 49. HD. 31.01.2024, 117/190 sayılı Kararı.
8-) İstanbul BAM 54. HD. 22.05.2024, 2029/1199 sayılı Kararı.
9-) İstanbul BAM 55. HD. 17.04.2024, 1290/1011 sayılı Kararı.
10-) İzmir BAM 6. HD. 06.02.2024, 547/238 sayılı Kararı.
11-) İzmir BAM 23. HD. 13.05.2024, 1068/894 sayılı Kararı.
12-) İzmir BAM 23. HD. 06.06.2024, 2169/1184 sayılı Kararı.
13-) Sakarya BAM 6. HD. 15.12.2023, 2037/1550 sayılı Kararı.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/4081
Karar No : 2025/1441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
(BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu
TARİHİ : 08.11.2024
SAYISI : 2024/42 E.,
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu
I. BAŞVURU
Avukat Fatih Karamercan 24.10.2024 tarihli başvurusunda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 319/2 maddesi gereği açılan kiralananın gösterilmesine iznine ilişkin davalarda ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceği konusunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 37. Hukuk Daireleri, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36., 49. , 54. ve 55. Hukuk Daireleri, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. ve 23. Hukuk Daireleri ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi arasında uyuşmazlık bulunduğu belirtilerek, uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 08.11.2024 tarihli ve 2024/42 E., 2024/42 K. sayılı kararıyla; TBK'nın 319/2 maddesi hükmü gereği açılan kiralananın gösterilmesinin iznine ilişkin davalarda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 37. Hukuk Daireleri, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi ve Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 389 hükmü çerçevesinde kiralananın gösterilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini kabul ederken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. , 49. , 54. ve 55. Hukuk Daireleri, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. ve 23. Hukuk Daireleri ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin davanın niteliği gereği ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği görüşünde olduğu, dolayısıyla daire kararları arasında açık bir çelişki bulunduğundan bahisle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
1. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 18.08.2023 tarihli ve 2023/2371 E., 2023/989 K. sayılı kararı;
Ankara 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/676 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 08.05.2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığı…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Kiralananların her hafta Çarşamba ve Cuma günü 13.00-15.00 saatleri arasında, 6 ay süre ile satın almak isteyen kişilere davalı tarafından gösterilmesine izin verilmesine, tedbir kararlarının niteliği gereği, tarafların anlaşması veya tarafların talepleri doğrultusunda tedbir kararında belirlenen gün ve sürelerin mahkemece her zaman değiştirilebileceğine” kesin olarak karar verilmiştir.
2. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 14.09.2023 tarihli ve 2023/2004 E., 2023/74 K. sayılı kararı;
Ankara 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1914 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 06.06.2023 tarihli ara karar ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; davalının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığı…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Kiralananların her hafta Cumartesi günü 12.00-14.00 saatleri arasında, 6 ay süre ile satın almak isteyen kişilere davalı tarafından gösterilmesine izin verilmesine, tedbir kararlarının niteliği gereği, tarafların anlaşması veya tarafların talepleri doğrultusunda tedbir kararında belirlenen gün ve sürelerin mahkemece her zaman değiştirilebileceğine;” kesin olarak karar verilmiştir.
3. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 14.09.2023 tarihli ve 2023/3119 E., 2023/1781 K. sayılı kararı;
Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1894 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 15.06.2023 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “TBK'nın 319. maddesi gereğince; kiracı, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Ancak bu yapılırken kiracıya en uygun zaman seçilmeli, bu bağlamda kiracının çıkarları hakkaniyete uygun olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla kiracıya yüklenecek bu yükümlülüğün tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkemece, sahip olunan hakların iki tarafın da menfaatleri korunarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde karar verilmesi gerekir. Bu bağlamda; karşı tarafın özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yargılama sürelerinin uzunluğu, ilk duruşma tarihi, mülkiyet hakkının kapsamı, gecikme sebebiyle muhtemel alıcıların kaçırılması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetli olmadığı…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Kiralananın, ihtiyati tedbir kararının karşı tarafa tebliği tarihinden itibaren 3 ay boyunca Çarşamba ve Cumartesi günleri saat 10.00-12.00 ila 16.00-18.00 saat aralığında gelen müşterilere gösterilmesine tedbiren izin verilmesine,” kesin olarak karar verilmiştir.
4. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 21.03.2022 tarihli ve 2022/ 976 E., 2022/829 K. sayılı kararı;
Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/258 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 04.02.2022 tarihli ara kararı ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Kiralayanın taşınmazını satmak istemesi halinde kiracının üçüncü kişinin kiralananı gezmesine izin vermesi yükümlülüğü altındadır. Ancak, bu yükümlülüğün yerine getirilmesini talep eden kiralayanın da kiracının yararını dikkate alması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacı kiralayan, kiralananın satılması için alıcıya gösterilmediği iddiasında bulunmuş, davalı kiracı iddiaları reddetmiştir. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre davacı kiralayanın mülkiyet hakkı ile davalı kiracının kiracılık sıfatından kaynaklanan şahsi hakları göz önünde bulundurulduğunda ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine karar vermesi yerinde görülmediği…” gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, “Bir defaya mahsus olmak üzere kararın taraflara tebliğ tarihini izleye ilk pazar günü saat 13:00 ile 14:00 arasında mesken niteliğindeki taşınmazın alıcılara gösterilmesine izin verilmesine,” kesin olarak karar verilmiştir.
5. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36.Hukuk Dairesinin 06.03.2024 tarihli ve 2024/524/ E., 2024/470 K. sayılı kararı;
İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1778 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 18.12.2023 tarihli ara karar ile davanın esasını çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nın 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. Somut davada, davanın konusunu belli sürelerde dava konusu taşınmazın muhtemel alıcılara gösterilmesine, izin verilmesi talebini oluşturduğu, esası çözer şekilde tedbir kararı veremeyeceği…” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
6. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 31.01.2024 tarihli ve 2024/117 E., 2024/190 K. sayılı kararı;
Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/2672 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 17.11.2023 tarihli ara karar ile esas hakkında tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nun 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün olmadığından, Mahkemece verilen red kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
7. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesinin 22.05.2024 tarihli ve 2024/2029 E., 2024/1199 K. sayılı kararı;
İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/562 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 25.03.2024 tarihli ara karar ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Somut olayda, yargılama neticesinde verilecek hükmün tedbiren verilmesi talebi söz konusu olup, HMK’nın 389. maddesi gereğince şartları oluşmayan taleple ilgili mahkemece verilen kararda bir hata bulunmamakla birlikte, mahiyeti itibariyle acele işlerden sayılan ve 19.03.2024 tarihinde açılan kiralananın gösterilmesine izin davasının duruşmasının 1 yıl sonraki bir tarih olan 20.03.2025 tarihine verilmiş olmasının eleştirilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
8. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesinin 17.04.2024 tarihli ve 2024/1290 E., 2024//1011 K. sayılı kararı;
İstanbul Anadolu 26. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/481 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 11.03.2024 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 55. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği ve HMK'nın 391. maddesinin gerekçesinde açıklandığı üzere, "dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde" başka bir deyişle "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde" ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle hukuka uygun olduğu…” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
9. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 06.02.2024 tarihli ve 2024/547 E., 2024/238 K. sayılı kararı;
Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1990 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 10.11.2023 tarihli ara karar ile uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği ve davanın esasını çözecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesine ilişkindir. Dava konusu hakkında ihtiyati tedbir talep edildiği, dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkânsız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
10. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 13.05.2024 tarihli ve 2024/1068 E., 2024/894 K. sayılı kararı;
Çeşme Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/694 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 05.02.2024 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verilmesinin davayı konusuz hale getireceği ve davanın esasını çözümleyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşması, tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikmesinde sakınca bulunmasının veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilememiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi doğrudur.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
11. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 06.06.2024 tarihli ve 2024/2169 E., 2024/1184 K. sayılı kararı;
İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2024/912 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, satışa çıkarılan kiralananın gösterilmesine davalının izin vermediğinden bahisle kiralananın gösterilmesine izin verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 22.04.2024 tarihli ara karar ile davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “Dosyayı çözer şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, davacının bir hakkı elde etmesinin önemli ölçüde zorlaştığı, tamamen imkansız hale geldiği veya gecikmesinde sakınca bulunduğu veyahut ciddi bir zarara uğrayacağı hususları da ispat edilmiş değildir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi doğrudur.” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
12. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 15.12.2023 tarihli ve 2023/ 2037 E., 2023/1550 K. sayılı kararı;
Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2023/1741 E. sayılı dosyasında; davacı tarafından, kira bedelinin emsallerinin çok altında kaldığından bahisle kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talepli dava açıldığı, İlk Derece Mahkemesince 26.07.2023 tarihli ara karar ile davanın esasını çözen ve hüküm etkisi doğurucu mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararıyla; “ilk derece mahkemesince verilen davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi kararınında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, tedbir talebin yargılamayı gerektirmesi, dosyadaki iddia kapsamında asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte karar verilemeyeceğinden ve kanun metninde yazan koşullar gerçekleşmediğinden tedbire yönelik talebin reddi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
IV. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlık; TBK'nın 319/2 maddesi uyarınca kiralananın gösterilmesine izin verilmesi istemiyle açılan davalarda, kiralananın gösterilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
TBK'nın 319. maddesi uyarınca; kiracı, kiralananda daha sonradan ortaya çıkan ayıpların ortadan kaldırılması için kiralananda çalışma yapılmasına, bakım, satış ya da sonraki kiralama için zorunlu olduğu ölçüde, kiraya verenin ve onun belirlediği üçüncü kişinin kiralananı gezip görmesine izin vermekle yükümlüdür. Kiraya veren, çalışmaları ve kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek ve bunların yapıldığı sırada kiracının yararlarını göz önünde tutmak zorundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 389. maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Aynı Kanun’un 341/1-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerince verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir talebinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Bu aşamada ihtiyati tedbir kavramına değinmekte yarar bulunmaktadır.
Toplumsal hayatın ve insan ilişkilerinin karmaşık hale gelmesinin hukuk alanındaki yansımalarından bir tanesi de, uyuşmazlıkların kısa süre içerisinde çözümlenmesinin güçleşmesidir. Bu sakıncaların giderilmesi amacıyla, henüz uyuşmazlığın sona ermesini beklemeden ve uyuşmazlık sona erinceye kadar kişilerin hukukî menfaatlerini geçici olarak güvence altına alma ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaç karşımıza geçici hukuki koruma yollarını çıkarmıştır. İhtiyati tedbirde geçici hukuki korumalardan en önemlisidir.
İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes; Medeni Usul Hukuku, 12. Baskı, S.714). Anılan tariften de anlaşılacağı üzere, ihtiyati tedbirin diğer fonksiyonları yanında davanın devamı sırasında ve verilecek hükmün kesinleşmesine kadar olan süreç içerisinde dava konusu şey üzerinde yeni bir takım ihtilafların çıkmasını da önleyici niteliği itibariyle geçici bir hukuki korumadır.
HMK’nın 389 vd. maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir de amaç, karşı tarafı cezalandırmak veya baskı altına almak değil, hakkın korunmasına hizmet etmek olmalıdır. Esas hakkındaki hükme kadar taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak, böylelikle davacının açmış olduğu davayı kazanması halinde dava konusu olan şeye kavuşmasını daha dava sırasında güvence altına almak, taraflar arasındaki sözleşmenin dava süresince ayakta kalmasına yardımcı olmak amacıyla başvurulan geçici hukuki korumalardandır.
İhtiyatî tedbir yargılamasında tam bir ispata gerek yoktur. Mahkemenin, ihtiyatî tedbir isteyenin hakkının mevcut olduğuna kanaat getirmesi, başka bir ifade ile onun haklılığını kuvvetle muhtemel görmesi yeterlidir (Arens/Lüke, 1994: 482; Musielak, 1995: 396; Thomas/Putzo, 1995: 1416; Kuru-Usul, C III, 1991: 3075; Bilge/Önen, 1978: 374; Ansay, 1960: 197; Yılmaz, s. 51).
Mahkemenin incelemesi, sadece ihtiyatî tedbir talebinin kabule değer olup olmadığını takdir edebilecek kanaatin kendisinde uyanması ile sınırlı olmalıdır. Davanın esası hakkında karar vermediği için, ihtiyatî tedbir kararı ile sınırlı olarak kanaatini açıklayan hâkim, bu sebeple reddedilemez.
İhtiyatî tedbir kararı geçici bir karar olup, durum ve şartların değişmesi halinde değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Bu nedenle ihtiyatî tedbir kararları kesin hüküm teşkil etmedikleri gibi, asıl dava konusu olan hakkın varlığına da karine teşkil etmezler. Buna göre, ihtiyatî tedbir talebinin kabul veya reddine karar verilmesi, asıl davanın da kabul veya reddini gerektirmez.
Bir geçici hukukî koruma önlemi niteliğinde olan ihtiyatî tedbirlerin üç türü olduğu kabul edilmektedir. Bunlar “teminat amaçlı”, “eda amaçlı” ve “düzenleme amaçlı” ihtiyatî tedbirlerdir. Teminat amaçlı tedbirler, ihtiyatî tedbirlerin temel şeklidir. Tedbire konu mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebilir.
Eda amaçlı tedbirler; ihtilâf konusu olan hakkın geçici olarak ifa edilmesi, mahkemece tedbiren bir şeyin verilmesi, bir işin yapılması veya yapılmaması gibi taleplerin geçici olarak gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
Düzenleme amaçlı tedbirler ise; ihtilâflı hukukî ilişkinin geçici olarak düzenlenmesini amaçlar. Burada müstakbel bir edimin yerine getirilmesinden ziyâde, mevcut hukukî ilişki hakkında hukukî barışın korunması için geçici olarak düzenleme yapılması söz konusudur.
Her ne kadar öğretide ve HMK öncesi bazı Yargıtay kararlarında, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte, uyuşmazlığın özüne ilişkin olarak ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği kabul edilmiş ise de; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısında 395. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte olmamak şartıyla," ibaresi, TBMM Adalet Komisyonundaki görüşmeler sırasında HMK taslak madde metninden çıkarılmıştır. Kanun koyucunun bu ibareyi taslak metinden çıkarmasındaki amacın, bu ilkenin dar (katı) yorumlanması sonucu, uyuşmazlıkların sonuçlanması uzun zaman almasından dolayı davacının çoğu kez davayı kazandığı halde, dava ile elde etmek istediği sonuca ulaşamadığından kaynaklı olarak oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek olduğu sonucuna varılabilir.
Halen kiracı kullanımında olan kiralananın kiraya veren tarafından mülkiyet hakkının bir kullanım şekli olarak satış veya diğer tasarruf şekillerine (Trampa, ipotek kurulması vs gibi) konu etmek istemesi halinde üçüncü kişilerin taşınmazı görüp incelemesi gerekebilir. Şayet sözleşmede kiralananın gösterilme süresi ve şartları kararlaştırılmışsa buna uygun tedbir kararı her halükarda verilir. İhtiyati tedbir kararı zorunlu, gecikmesinde sakınca bulunup zarar olabilecek hallerde verilebilir. Uygulamada dava şartı arabuluculuk süreciyle birlikte dava sürecinin uzaması kiralananın gösterilmesi istenilen kira döneminin aşılması sonucunu doğurmakta uzayan yargılama süreci mülkiyet hakkının kapsamında kalan kiralananı satma ve tasarruf etme, ekonomik olarak faydalanma hakkının kiraya verenin elinden alınmasına yol açabilecektir.
Bu konuda TBK m. 319/2 düzenlemesiyle kiraya verene bu hak verilmiştir. Ancak Ülkemizde yargılama sürelerinin uzun olması, ekonomik şartlardaki ani değişimler dikkate alındığında kiracı rızaen kiralananın üçüncü kişilere gösterilmesine müsaade etmediğinde bu konuda ortaya çıkan muarazanın giderilmesi için kiraya verenin dava açması gerekir. Bu davanın uzun sürmesine bağlı olarak kiraya verenin mülkiyet hakkından kaynaklanan kiralananı satıp nakde dönüştürme gibi tasarruf etme yetkisinin kullanımı kısıtlanmış olabileceği gibi satış, yeniden kiralama veya diğer işlemlerdeki gecikmeye bağlı olarak mağduriyete ve müşteri kaybına sebep olur. Kanun koyucu TBK m. 319/2 de bu durumları dikkate alarak kiracıya kiralananın üçüncü kişilere gösterimi konusunda yükümlülük getirmiştir. Bu yükümlülüğün sınırları tarafların yararları ve hakkaniyete uygun olarak saptanması zorunludur. Mahkeme sözleşme taraflarının sahip olduğu hakları iki tarafın da menfaatlerini koruyarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir biçimde uyuşmazlığı gidermelidir. Bu bağlamda; kiracının özel hayatının gizliliği, kiralananın niteliği, bulunduğu mevkii, taşınmazların satılabilme süresine etkili sosyal, ekonomik koşullar, diğer özel ve genel faktörler ile tarafların çıkarları değerlendirilerek hakkaniyete uygun denge kurulmak suretiyle bir defalık değil satışın yapılabileceği muhtemel, makul ve münasip bir süre ile, ayrıca bu süre içinde de hangi gün ve saatlerde kiralananın gösterilmesine izin verilmesinin uygun olacağı tespit edilerek hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, ülkemizdeki yargılama sürelerinin uzunluğu, mülkiyet hakkının kapsamı, kiraya verenin gecikme sebebiyle muhtemel alıcıları kaçırması ve ciddi bir zararın doğma ihtimali gibi nedenlerle AİHS m. 6 da düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilen hakka ulaşmanın kolaylaştırılması bakımından, şartları oluştuğunda ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında başvuru incelendiğinde; açılan davada esas hakkındaki hükme kadar, taraflar açısından davanın uzamasından kaynaklanan sakıncaları gidermek ve geçici hukuki koruma sağlamak amacıyla şartları bulunduğunda tedbir kararı verilebilir. Bu kapsamda, kira sözleşmesindeki hükümler de gözetilerek, her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilerek ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu kanaatine varan Mahkemenin, kiracının menfaatlerini de göz önünde tutmak suretiyle kiralananın gösterilmesi hususunda hakkaniyete uygun şekilde ihtiyati tedbir kararı verebileceğine, yukarıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. TBK 319/2 maddesi uyarınca kiralananın gösterilmesine izin verilmesi istemiyle açılan davalarda, her somut olayın özellikleri ile bildirilen deliller değerlendirilerek mahkemece şartları oluştuğu kanaatine varması halinde, kiralananın gösterilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilebileceğine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 15. ve 37. Hukuk Daireleri, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36., 49., 54. ve 55. Hukuk Daireleri, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. ve 23. Hukuk Daireleri ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki görüş ve uygulama uyuşmazlığının bu şekilde giderilmesine,
2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,
10.03.2025 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Halil Özdemir Hikmet Kanık Muzaffer Gürkanlı Ferhan Temel