KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MAL REJİMİ TASFİYESİNDE BANKADAKİ PARA ENFLASYON, ÜFE, TÜFE, FAİZ, ALTIN, DÖVİZ KURLARINDAKİ, MEMUR MAAŞ VE İŞÇİ ÜCRETLERİNDEKİ ARTIŞLARIN ORTALAMASI ALINARAK HESAPLANMALIDIR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/4565
Karar No      : 2025/2810

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Ankara 5. Aile Mahkemesi
SAYISI                                 : 2018/2049 E. - 2023/806 K.

Taraflar arasındaki davanın bozma sonrası yapılan muhakemesi sonunda Mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,18.03.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı Hanim Kaya vekili Av. M.B. ile karşı taraf temyiz eden davalı Fahrettin N. Av. M.P. geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, özellikle gerekçede dosya ile ilgili olmayan kısımların maddi hata niteliğinde olduğu, delillerin tartışılması ile değerlendirilmesini ve gerekçe sonucunu ve hükmü etkilemediği anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı erkek vekilinin 06 V.N 43 plakalı araç ve banka hesabı yönünden temyiz itirazlarının incelemesinde;

 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 219. maddesinde edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 220. maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.

TMK'nin 222/1. maddesi uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. TMK'nin 222/3. maddesi uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.

 Ayrıca, ispat yükü TMK'nin 6/1. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeler, Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yukarıda açıklanan kanuni düzenleme ve ilkeler uyarınca 06 V.N 43 plakalı araç yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, işbu araç yönünden aracın tamamının edinilmiş mal olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davalı erkeğin işbu tasfiye konusu aracın dava dışı 06 A.T 53 plakalı aracın takas edilerek edinildiğini iddia ettiği, dava dışı aracın 12.07.2000-17.04.2006 tarihleri arasında davalı erkek adına kayıtlı olduğu ve edinme tarihi itibariyle davalı erkeğin kişisel malı olduğu, tarafların ortak çocuğu olan davacı tanığı Ziya'nın dava dışı 06 A.T 53 plakalı araç satılarak tasfiye konusu 06 V.N 43 plakalı aracın satın alındığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, dava dışı 06 A.T 53 plakalı aracın devir tarihi, tasfiye konusu 06 V.N 43 plakalı aracın edinme tarihi ve tanık beyanına göre, davalı erkeğin kişisel malı niteliğinde olan dava dışı 06 A.T 53 plakalı aracın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu 06 V.N 43 plakalı aracın edinilmesinde kullanığı kabul edilerek dava dışı 06 A.T 53 plakalı aracın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu 06 V.N 43 plakalı aracın edinme bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı belirlenerek kişisel mal denkleştirmesi yapılarak sonucuna göre artık değerin belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

Banka hesabındaki para yönünden yapılan incelemede ise de; Mahkemece, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. banka hesabından çekilerek Türkiye Finans Katılım A.Ş. hesabına aktarılan 94.500,00 TL'nin edinilmiş mal olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davalının evlilik birliği içinde edinilen malların kişisel mal olduğunu savunduğu, tarafların ortak çocukları olan davacı tanıkları Ziya ve Zuhal'in beyanları ve tapu kayıtlarına göre, 5331 ada 17 parseldeki taşınmazın 01.01.2002 tarihinden önce davalı erkek adına satın alındığı, daha sonra müteahhite verilerek karşılığında bir buçuk (1,5) daire alındığı, işbu dairelerden yarım daire karşılığı olan 4 nolu bağımsız bölümdeki 1/2 hissenin satılarak satışından elde edilen parasının davalının T.C. Ziraat Bankası A.Ş. hesabına yatırıldığı, daha sonra bu paranın Türkiye Finans Katılım A.Ş. hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. hesabından Türkiye Finans Katılım A.Ş. hesabına aktarılan 94.500,00 TL, davalı erkeğin kişisel malının satışından elde edilen para olduğundan ikame mal kuralı gereğince işbu miktar yönünden de kişisel mal denkleştirmesi yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

3. Davacı kadın vekilinin banka hesabındaki paranın değerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;

Artık değere katılma alacağı alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK md. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre tasfiye tarihi, karar tarihidir.

Sürüm (rayiç) değeri, bir malın serbest piyasadaki alışa ya da satışa konu olduğu zaman dilimindeki güncel alış-satış veya sürüm bedeli olup mal rejiminin sona erdiği tarihteki tasfiye konusu TL cinsi paranın tasfiye tarihindeki sürüm değeri, çeşitli ekonomik etkenler (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. olmak üzere en az 5 etken) tek tek uygulanarak, tasfiyenin sona erdiği tarihten tasfiye tarihine kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için ayrı ayrı hesaplanıp sonra bunların ortalaması alınmak suretiyle belirlenmesi gerekir.

Yukarıda açıklanan kanuni düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Mahkemece, banka hesabındaki paranın tasfiye tarihindeki değeri belirlenirken sadece mevduat faiz oranları gözetilerek yukarıda izah edilen ilkeye aykırı şekilde paranın sürüm (rayiç) değerinin belirlenmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, tasfiyeye konu banka hesabındaki paranın tasfiye (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri çeşitli ekonomik etkenler (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. olmak üzere en az 5 etken) tek tek uygulanarak, tasfiyenin sona erdiği tarihten tasfiye tarihine kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için ayrı ayrı hesaplanıp sonra bunların ortalaması alınmak suretiyle belirlendikten sonra, artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, hükmün 06 V.N 43 plakalı araç ve banka hesabı yönünden BOZULMASINA,

2. Taraf vekillerinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL'lik vekâlet ücretinin Hanim'den alınıp Fahrettin'e, Fahrettin'den alınıp Hanim'e verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                  Üye                        Üye                      Üye                   Üye
M. Kasım Çetin      Sedat Demirtaş      Seydi Kahveci      Sevil Kartal       Şaban Kazdal