KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MİRASÇILIKTAN ÇIKARILAN KİMSENİN ALTSOYU, O KİMSE MİRAS BIRAKANDAN ÖNCE ÖLMÜŞ GİBİ SAKLI PAYINI İSTEYEBİLİR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/4560
Karar No      : 2023/5731

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 09.05.2022
SAYISI                                 : 2020/643 E., 2022/731 K.

Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 510 uncu maddesine göre mirasçılıktan çıkarma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şebnem T. isimli kişinin müvekkili Süleyman D.'in kızı olduğunu, müvekkilinin D. Orman Ürünleri Ltd. Şti.'nin maliki olduğu dönemde davalı kızını ve kızının eşini şirketine hissedar ve müdür yaparak onlara geniş ve faydalı imkanlar sağladığını, aradan geçen zaman içerisinde müvekkili ile davalının kızı ve kızının eşiyle şirketin idaresinden ve mali konulardan dolayı sorunlar çıkmaya başladığını, bu olayların giderek büyüdüğünü, tarafların birçok konuyu yargıya taşımak zorunda kaldığını, davalının kendisine ve eşine maddi menfaat ve çıkar sağlamak amacıyla babası ve şirketin sahibi olan müvekkilini yargıya taşıması, onunla haksız şekilde uğraşması nedeniyle müvekkilini manen ve madden yaraladığını, hırpaladığını ve telafisi mümkün olmayan sonuçları ortaya çıkardığını, davalının uyguladığı yöntem karşısında müvekkilinin bu davayı açmak zorunda kaldığını, davalının müvekkilinin mirasından (ıskat edilmesini) çıkartılmasını ve tüm masrafların da davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; mirasçılıktan çıkarmanın ölüme bağlı tasarruf ile istenebileceğini, davanın öncelikle usulden olmadığı takdirde esastan reddini ve yargılama masrafları ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı TMK'nın 510 uncu maddesine göre mirasçılıktan çıkarmanın sadece ölüme bağlı tasarruf ile yapılabileceği, dava yolu ile istenilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde;

1. Ölüme bağlı tasarruf ile mirasçılıktan çıkarmanın emredici hukuk kuralı olmadığını, tercihe kalmış farklı bir uygulama olduğunu,

2. 4721 sayılı TMK'da kendisine ve eşine karşı beklenilmeyecek davranışlarda bulunan kişiye karşı yasal yollara başvurmanın olanaklı bulunduğunu,

3. Mahkemece delillerin toplanmadığını, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mirasçılıktan çıkarmanın dava yolu ile kullanılamayacağı gözetilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Ölüme bağlı tasarrufların sınırlandırılmasının kanunun lafzına ve ruhuna aykırı olduğunu,

2. Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,

3. Re'sen belirlenecek nedenlerin de dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı TMK'nın 510 uncu maddesine göre mirasçılıktan çıkarma istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Türk Medeni Kanunu'nun 510/1 inci maddesi gereğince mirasçılıktan çıkarma; ancak ölüme bağlı bir tasarrufla yapılabilir. Mirastan çıkarmada miras bırakan; mirasçı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, miras bırakana veya miras bırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamaz. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa miras bırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 2 uyarınca, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.

3. Değerlendirme

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda bu tür uyuşmazlıklarda Aile Mahkemesinin görevli olduğu konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, TMK'nın 510 vd. maddelerinin uygulanması gereken uyuşmazlıklarda Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu durumda davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülmüş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye               Üye                      Üye                   Üye 
Hikmet Onat      Suna Türe     Gülfem Saygılı     Bayram Şen      Necmi Apaydın

BİLGİ : Bu konuda ihtimallere dayalı açıklamalar için bkz. YAĞCI, Kürşad, Cezai Mirasçılıktan Çıkarma (Cezai Iskat), İstanbul, 2013, s. 361-364.