KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MURİSİN ÖLÜMÜNDEN ÖNCE VE SONRASINDA DAVALININ ÇEKMİŞ OLDUĞU BİR PARA OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ İLE MİRASTA İSTİHKAK HÜKÜMLERİ UYARINCA DEĞERLENDİRME YAPILMALIDIR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/4552
Karar No      : 2024/4443

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 10.05.2023
SAYISI                                 : 2021/996 E., 2023/1179 K.

Taraflar arasındaki mirasta denkleştirme, terdiden tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacının mirasta denkleştirmeye dayalı asli talebinin reddine, terditli tenkis isteğine dayalı fer'i talebinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; mirasbırakan Reyan Ş.'nun 02/06/2004 tarihinde öldüğünü, davacı ve davalı haricinde murisin başka mirasçısı olmadığını, Büyükçekmece ilçesindeki 177, 1189, 1192, 1193, 1194, 2338, 2344 ve 2404 parseller ile Beşiktaş ilçesindeki 11 No.lu bağımsız bölüm ve Bancue Pick'et at Cie isimli İsviçre bankası nezdindeki 663494 numaralı mevduat hesabının murise ait olduğunu, murisin bağımsız bölümü 23/06/1988 tarihinde, diğer taşınmazları ise 28/10/1997 tarihinde davalıya devrettiğini, davalının bu taşınmazları annesinden bağış yoluyla uhdesine geçirdiğini, murise ait hesapta ölümünden sonra işlemlerde bulunduğunu, hesaptaki paranın yarısını davacıya iade etmesi gerektiği halde yapmadığını, murisin davalıya yaptığı bağışları miras hissesine mahsuben yaptığını, kayıtsız şartsız bağışın söz konusu olmadığını, murisin bağışlama işlemini yapma sebebinin davacının üzerindeki haciz baskısı olduğunu, ancak davacının ticari durumunun düzeldiğini, murisin buna ilişkin el yazısıyla yazdığı mektubu bulunduğunu, muris tarafından Beyoğlu 8. Noterliği’nde düzenlenen 23.01.1996 tarihli vasiyetnamenin mahkeme kararı ile iptal edildiğini, muris tarafından davalıya yapılan bağışların mirasta denkleştirme hükümleri gereğince denkleştirmeye tabi olduğunu, denkleştirmede info-endeks yönteminin esas alınması gerektiğini belirterek, öncelikle T.M.K 669 uncu maddesine göre denkleştirme yapılarak bedelin şimdilik 10.000,00 TL'sinin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, bunun mümkün olmaması durumunda ise tenkisini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının gerek denkleştirme gerekse tenkis taleplerinin zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında 24.06.2005 tarihinde mirasın fiilen paylaşıldığını, davaya konu taşınmazların davalıya ait olmaya devam edeceğinin kararlaştırıldığını, taksim sözleşmesinin gereklerinin yerine getirildiğini, dava konusu Büyükçekmecedeki taşınmazların terekeye dahil olmadığını, taşınmazların iade edilmemek üzere bağışlandığını, murisin 23 Ocak 1996 tarihli vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını davalıya bıraktığını, buradaki beyanının da iade amacı bulunmadığını gösterdiğini, taşınmazların kayıtsız ve şartsız olarak bağışlandığını, muris tarafından yazılan mektubun vasiyetnameden önce 1992 yılında yazıldığını, iade amacını göstermediğini, haciz baskısı iddiasının doğru olmadığını, belirtilen banka hesabından Rüya Nebioğlu’na gönderilen paranın murise sağlığında emaneten verilen paranın iadesi olduğunu, davacının talep ettiğinin çok daha fazlasını aldığını, bunların da hesaplamada dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın zamanaşımı, vasiyetnamedeki irade ve fiili taksim nedenleriyle reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazların devrine ilişkin akitlerden önce tarafların murisi tarafından Beyoğlu 8.Noterliği'nde düzenlenen 23/01/1996 tarih ve 2340 yevmiye numaralı vasiyetname ile murisin oğlu olan davacının mirasından hiçbir şey almasını istemediğini belirttiğini, vasiyetname gözetildiğinde murisin davalıya yaptığı tasarrufların bağış amacıyla verildiği kanaatine varıldığını belirterek denkleştirme talebinin reddine, İsviçre Banka hesabındaki tasarruf bakımından işlem murisin ölümünden sonra yapıldığından murisin sağlararası kazandırmasına konu olmadığı gerekçesiyle talebinin reddine, son olarak terditli tenkis talebi bakımından ise; murisin 02/06/2004 tarihinde öldüğü, tenkis talebinin murisin ölüm tarihine göre 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra 12/06/2015 tarihinde ileri sürüldüğü gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

 IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Aşamalardaki beyanlarını tekrarla; eksik inceleme ile karar verildiğini, dosyaya sundukları hukuki mütalaa, uzman bilirkişi görüşleri ve emsal yargı kararlarında da açıklandığı üzere, TMK'nın 669 uncu maddesi uyarınca alt soya yapılan karşılıksız kazandırmaların aksi muris tarafından açıkça belirtilmedikçe denkleştirmeye tabi olduğunu, murisin yaptığı kazandırmaları iadeye tabi tutmadığını açıkça belirtmesi gerektiğini, davalının denkleştirme harici tutulduğunu ispatlayamadığını, yerel mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, gerekçe olarak belirtilen vasiyetnamenin ise mahkeme kararı ile iptal edildiğini, iptal edilen vasiyetname içerisindeki beyanların iade yasağı olarak yorumlanamayacağını, muris tarafından davacıya hitaben yazılan ve orijinali bulunamayan mektupta geçen "...mallarımı ablana bırakıyorum, senin daima borç içinde kalıp mallarını birer birer satmandan dolayı..ablan senin hakkını hiç bir zaman yemez..." şeklindeki ibarelerin de davalıya yapılan karşılıksız kazandırmaların denkleştirmeden muaf tutulmadığını gösterdiğini, ayrıca davalının denkleştirme yasağı olduğunu ispat edemediğini, miras taksimi yapılmadığını, murise ait banka hesabındaki paranın ölümünden sonra davalı tarafından kullanıldığı hususunun gözardı edildiğini, red kararının bu yönden de isabetsiz olduğunu, tenkise yönelik sürenin vasiyetnamenin iptali kararının kesinleşme tarihi olan 2007’den itibaren başlayacağını belirterek, kararın kaldırılmasını, bilirkişi ön raporunda değinilen eksikliklerin giderilmesini ve sonuçta davanın kabulünü istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris tarafından yapılan işlemlerin bağış amacıyla gerçekleştiğinin kanıtlandığı, kademeli tenkis talebine ilişkin davanın ise, murisin vefat tarihinden 10 yılı aşkın süre sonra açılması nedeniyle TMK'nun 571. maddesine göre hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

İstinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mirasta denkleştirme ve mirasçılar arasında adi istihkak ile terdiden tenkis istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 571 inci maddesi, 640 ıncı maddesi, 669 uncu ve devamı maddeleri ile 683 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 669 uncu maddesinde, “Yasal mirasçılar, mirasbırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler. Mirasbırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denkleştirmeye tabidir.” hükmüne yer verilmiştir. Altsoy dışındaki yasal mirasçılara yapılan kazandırmalarda, miras payına mahsup edilmek üzere hareket edilmediği yönünde bir karine vardır. Bu karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Aynı Kanunun 671 inci maddesinde, “Geri vermekle yükümlü olan mirasçı, dilerse aldığını aynen geri verir; dilerse payından fazla olsa bile değerini miras payına mahsup ettirir. Mirasbırakanın bu kurala aykırı tasarrufları ve mirasçıların tenkise ilişkin hakları saklıdır.” hükmü yer almaktadır.

Mirasta iadenin konusu bakımından, genel olarak üç şart aranır. Birincisi, karşılıksız bir kazandırıcı işlem bulunmasıdır. İkincisi, bu işlemin mirasbırakan tarafından ve mirasbırakanın malvarlığından yapılmış olması ve sonuçlarının mirasbırakanın sağlığında meydana gelmiş olmasıdır. Üçüncüsü ise, karşılıksız kazandırıcı işlemin mirasçının miras hakkına mahsuben yapılmış olmasıdır. (İmre Zahit-Erman Hasan, Miras Hukuku, Der Yayınları, İstanbul, 2016, s.524)

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince;

a. Terekeye veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı dava açan yasal veya atanmış mirasçının mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmuyorsa açılan dava adi istihkak davası olarak adlandırılmaktadır. Adi istihkak davasında miras sebebiyle istihkak davasından farklı olarak mirasçılıkta üstün hak iddiası bulunmadığı gibi mirasçılık sıfatıyla ilgili uyuşmazlık da mevcut değildir. Mirasçıların istihkak davası açması her zaman imkan dahilindedir.

b. Somut olayda, ilk derece mahkemesince murise ait İsviçre banka hesabındaki işlemler yönünden murisin sağlığında yapılmadığından talebin reddine karar verilmiş ise de, istemin denkleştirme olmayıp mirasta adi istihkaka yönelik olduğu hususu gözden kaçırılmıştır. Muris, 02.06.2004 tarihinde ölmüş, dosya kapsamına giren kayıtlardan anlaşıldığı üzere ölümünden sonra murisin hesabından paralar çekilmiştir. O halde, Bancue Pick'et at Cie isimli İsviçre bankası nezdindeki 663494 numaralı hesaba ilişkin dosya içerisindeki kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, gerekli görülmesi halinde kayıtlar yeniden temin edilerek murisin ölümünden önce ve sonrasında davalının çekmiş olduğu bir para olup olmadığının tespiti ile mirasta istihkak hükümleri uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir iken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda V.C.3.2 nci paragrafında açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Yukarıda V.C.3.(3.a.b.) bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                        Üye                    Üye                  Üye 
Hikmet Onat       Ramazan Ülger      Mustafa Erol      Bayram Şen     Necmi Apaydın