
MÜTESELSİL KEFİL BORÇLUYA, GENEL HACİZ YOLUYLA İLAMSIZ TAKİBİN YANI SIRA MALİKİ OLDUĞU İPOTEKLİ TAŞINMAZIN PARAYA ÇEVRİLMESİNE YÖNELİK İLAMLI İCRA TAKİBİ DE YAPILABİLİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/5001
KARAR NO : 2024/8971
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.04.2024
NUMARASI : 2023/1102 - 2024/674
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kiraz Koyuncu Ceylan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı banka tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayet nedenlerinin yanı sıra aynı alacak için Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2023/22.3 Esas ve 2023/22.6 Esas sayılı dosyaları ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takipleri başlatılmış olduğundan ipotekli takibin mükerrer olduğunu ileri sürerek takibin iptalini istediği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun mükerrer takip yapıldığına ilişkin şikayet nedenini tekrar ederek istinaf yoluna başvurduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK'nın 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup kefiller hakkında uygulanmaz. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun müteselsil kefalet başlıklı 586. maddesinde (eski Borçlar Kanunu'nun 487. maddesi) ise, “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir” hükmü yer almaktadır.
Şayet müteselsil kefil kendi kefaletinin teminatı olarak ipotek vermiş ise asıl borçlu konumuna geleceğinden İİK 45. maddesi uyarınca önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmadığını şikayet konusu yapabilir. Müteselsil kefili olduğu borç için ayrıca ipotek alınmış ise, 6018 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 586. maddesi uyarınca alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir. Bu hükme uyulmadan müteselsil kefil hakkında takip yapılması halinde takip borçlusu olan müteselsil kefil süreye bağlı olmaksızın icra mahkemesine başvurarak takibin iptalini isteyebilir.
Somut olayda, Türkiye Halk Bankası A.Ş. tarafından Rıdvan Pamukçi İnşaat ... A.Ş. ile Ç. Toplu Konut Hafriyat ... Ltd.Şti. lehine kullandırılan krediye ilişkin takip dayanağı kredi sözleşmesinde şikayetçi borçlu Mehmet Mert B. ile dava dışı diğerlerinin müteselsil kefil oldukları görülmektedir.
Takibin dayanağı olan ipotek resmi senetlerinin incelenmesinde; ipoteğin kredi borçluları R.P. İnşaat ... A.Ş. ile Ç. Toplu Konut Hafriyat ... Ltd.Şti.'nin (ve dava dışı diğer şirketlerin) borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, bilahare ipotek tesisinden sonra taşınmaz maliklerinden Rıdvan P.'ya ait 26695 Ada 3 Parsel 76 nolu bağımsız bölümün takip tarihinden önce 8.08.2022 tarihinde şikayetçi borçlu Mehmet Mert B.'e satılarak devredildiği, TMK'nın 887. maddesine göre muacceliyet ihtarı yerine geçecek olan hesap kat ihtarnamelerinin taşınmazı ipotek yükü ile devralan şikayetçi borçluya 3.12.2022 tarinde ayrı ayrı tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, ipotek asıl kredi borçlusu şirketlerin borçlarının teminatı olarak tesis edilmiş olup, ayrıca taşınmazı ipotek yükü ile devralan Mehmet Mert B.'ün kefaletten kaynaklanan borçlarının teminatını oluşturmadığı açıktır.
Diğer taraftan, asıl kredi borçlularından R.P. İnşaat ... A.Ş.'ye gönderilen Ankara 62. Noterliği'nin 1.12.2022 tarih ve 60805 yevmiye sayılı ihtarnamesinin takip tarihinden önce 10.12.2022 tarihinde; Ankara 62. Noterliği'nin 1.12.2022 tarih ve 60809 yevmiye sayılı ihtarnamesinin Ç. Toplu Konut Hafriyat ... Ltd.Şti.'ne takip tarihinden önce 10.12.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Türk Borçlar Kanunu'nun yukarıda açıklanan hükmüne, takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına ve ipoteğin müteselsil kefilin kefalet borcunun teminatı olarak tesis edilmediğinin anlaşılmasına göre müteselsil kefil olan borçlu Mehmet Mert B. hakkında ayrıca genel haciz yolu ile takip de yapılabilir (HGK'nun 14.10.1972 tarih, 215/841 sayılı kararı–Prof Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C:3-S:2395 ).
O halde, kredi sözleşmesine dayanılarak kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan borçlu Mehmet Mert B. hakkında, genel haciz yolu ile ilamsız takiplerinin yanı sıra, maliki olduğu ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesine yönelik ilamlı icra takibi yapılması da mümkün olduğundan, mükerrer takip şikayetinin reddi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 24.04.2024 tarih ve 2023/1102 Esas, 2024/674 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL M. ÇAMUR S. ÖZTEMİZ M. T. UYAR A. AYAN
MÜTESELSİL KEFİL BORÇLUYA, GENEL HACİZ YOLUYLA İLAMSIZ TAKİBİN YANI SIRA MALİKİ OLDUĞU İPOTEKLİ TAŞINMAZIN PARAYA ÇEVRİLMESİNE YÖNELİK İLAMLI İCRA TAKİBİ DE YAPILABİLİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/5001
KARAR NO : 2024/8971
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 24.04.2024
NUMARASI : 2023/1102 - 2024/674
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kiraz Koyuncu Ceylan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı banka tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayet nedenlerinin yanı sıra aynı alacak için Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2023/22.3 Esas ve 2023/22.6 Esas sayılı dosyaları ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takipleri başlatılmış olduğundan ipotekli takibin mükerrer olduğunu ileri sürerek takibin iptalini istediği, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun mükerrer takip yapıldığına ilişkin şikayet nedenini tekrar ederek istinaf yoluna başvurduğu, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK'nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK'nın 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup kefiller hakkında uygulanmaz. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun müteselsil kefalet başlıklı 586. maddesinde (eski Borçlar Kanunu'nun 487. maddesi) ise, “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir” hükmü yer almaktadır.
Şayet müteselsil kefil kendi kefaletinin teminatı olarak ipotek vermiş ise asıl borçlu konumuna geleceğinden İİK 45. maddesi uyarınca önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmadığını şikayet konusu yapabilir. Müteselsil kefili olduğu borç için ayrıca ipotek alınmış ise, 6018 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 586. maddesi uyarınca alacaklının asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilmesi için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir. Bu hükme uyulmadan müteselsil kefil hakkında takip yapılması halinde takip borçlusu olan müteselsil kefil süreye bağlı olmaksızın icra mahkemesine başvurarak takibin iptalini isteyebilir.
Somut olayda, Türkiye Halk Bankası A.Ş. tarafından Rıdvan Pamukçi İnşaat ... A.Ş. ile Ç. Toplu Konut Hafriyat ... Ltd.Şti. lehine kullandırılan krediye ilişkin takip dayanağı kredi sözleşmesinde şikayetçi borçlu Mehmet Mert B. ile dava dışı diğerlerinin müteselsil kefil oldukları görülmektedir.
Takibin dayanağı olan ipotek resmi senetlerinin incelenmesinde; ipoteğin kredi borçluları R.P. İnşaat ... A.Ş. ile Ç. Toplu Konut Hafriyat ... Ltd.Şti.'nin (ve dava dışı diğer şirketlerin) borçlarının teminatı olarak tesis edildiği, bilahare ipotek tesisinden sonra taşınmaz maliklerinden Rıdvan P.'ya ait 26695 Ada 3 Parsel 76 nolu bağımsız bölümün takip tarihinden önce 8.08.2022 tarihinde şikayetçi borçlu Mehmet Mert B.'e satılarak devredildiği, TMK'nın 887. maddesine göre muacceliyet ihtarı yerine geçecek olan hesap kat ihtarnamelerinin taşınmazı ipotek yükü ile devralan şikayetçi borçluya 3.12.2022 tarinde ayrı ayrı tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, ipotek asıl kredi borçlusu şirketlerin borçlarının teminatı olarak tesis edilmiş olup, ayrıca taşınmazı ipotek yükü ile devralan Mehmet Mert B.'ün kefaletten kaynaklanan borçlarının teminatını oluşturmadığı açıktır.
Diğer taraftan, asıl kredi borçlularından R.P. İnşaat ... A.Ş.'ye gönderilen Ankara 62. Noterliği'nin 1.12.2022 tarih ve 60805 yevmiye sayılı ihtarnamesinin takip tarihinden önce 10.12.2022 tarihinde; Ankara 62. Noterliği'nin 1.12.2022 tarih ve 60809 yevmiye sayılı ihtarnamesinin Ç. Toplu Konut Hafriyat ... Ltd.Şti.'ne takip tarihinden önce 10.12.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Türk Borçlar Kanunu'nun yukarıda açıklanan hükmüne, takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına ve ipoteğin müteselsil kefilin kefalet borcunun teminatı olarak tesis edilmediğinin anlaşılmasına göre müteselsil kefil olan borçlu Mehmet Mert B. hakkında ayrıca genel haciz yolu ile takip de yapılabilir (HGK'nun 14.10.1972 tarih, 215/841 sayılı kararı–Prof Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C:3-S:2395 ).
O halde, kredi sözleşmesine dayanılarak kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan borçlu Mehmet Mert B. hakkında, genel haciz yolu ile ilamsız takiplerinin yanı sıra, maliki olduğu ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesine yönelik ilamlı icra takibi yapılması da mümkün olduğundan, mükerrer takip şikayetinin reddi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinin 24.04.2024 tarih ve 2023/1102 Esas, 2024/674 Karar sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A. TUNCAL M. ÇAMUR S. ÖZTEMİZ M. T. UYAR A. AYAN