
ÖĞRENMENİN YARGILAMA DIŞI BABALIK TESTİ İLE GERÇEKLEŞMESİ ANINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN BAŞLAYACAĞI KABUL EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/3000
Karar No : 2024/8361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 26.12.2023
Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın çocuk Ferhat yönünden kabulüne, çocuk Hiranur yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin nüfusuna kayıtlı Hiranur ve Ferhat'ın kendi çocuğu olduğundan şüphe ettiğini iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Trabzon Adli Tıp Kurumu'nun 24.01.2023 tarihli raporunda Hiranur ve Ferhat'ın Şevket B. için biyolojik babalığının reddedildiği, çocuk Hiranur B. yönünden tarafların boşanma davasına ilişkin dosyada davacıya ait 11.09.2020 tarihli beyan dilekçesinde Hiranur'un babası olmadığı yönünde beyanın yer aldığı, en geç bu dilekçe tarihinden 1 yıl içinde soybağı reddi davası açılmadığı gerekçesi ile açılan davanın kısmen kabulü ile Ferhat ile Şevket arasındaki soybağının reddine, çocuk Hiranur yönünden hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, çocuk Hiranur yönüyle soybağının reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Şevket'in açtığı boşanma davasını 16.09.2020 tarihinde ıslah ederek çocuk Hiranur'un kendi çocuğu olmadığı hususunu öğrendiğini ileri sürdüğü, tarafların Konya 3. Aile Mahkemesinin 2020/773 Esas 2022/140 Karar sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 14.03.2022 tarihinde kesinleştiği, davacının soybağının reddi istemli davasının 20.04.2022 tarihinde açtığı, çocuk Ferhat yönüyle verilen kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde soybağının reddi davası açmaması sebebiyle çocuk Hiranur yönüyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görüldüğünden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Davacı, nüfusta kayden çocuğu olarak görünen kişinin babası olmadığını ileri sürerek soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın küçük Hiranur yönünden hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır.
3. 4721 sayılı Kanun’a göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine, dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer. Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir. 4721 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289 uncu maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.
4. Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin”, ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak, bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
5. Somut olayda Mahkemece, boşanma davasında çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği kabul edilmişse de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere şüphe öğrenme anlamına gelmeyeceğinden, boşanma davasında DNA incelemesi yapılmadığından davacı ile çocuk arasında kurulan soybağının kesin ve inandırıcı delille çürütülmesi de söz konusu olmayacaktır. Soybağının reddi davası yönünden hak düşürücü süreyi düzenleyen 289 uncu maddedeki sürenin başlangıcı mahiyetindeki "öğrenme" olgusunun henüz gerçekleşmediği anlaşılmakla, mahkemece davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek DNA testinin sonucu dikkate alınarak davanın Hiranur yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın hak düşürücü süreden reddi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
A. Albayrak Doğan Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Çetin Durak Hatıran Alper
ÖĞRENMENİN YARGILAMA DIŞI BABALIK TESTİ İLE GERÇEKLEŞMESİ ANINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN BAŞLAYACAĞI KABUL EDİLMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/3000
Karar No : 2024/8361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 26.12.2023
Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın çocuk Ferhat yönünden kabulüne, çocuk Hiranur yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin nüfusuna kayıtlı Hiranur ve Ferhat'ın kendi çocuğu olduğundan şüphe ettiğini iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Trabzon Adli Tıp Kurumu'nun 24.01.2023 tarihli raporunda Hiranur ve Ferhat'ın Şevket B. için biyolojik babalığının reddedildiği, çocuk Hiranur B. yönünden tarafların boşanma davasına ilişkin dosyada davacıya ait 11.09.2020 tarihli beyan dilekçesinde Hiranur'un babası olmadığı yönünde beyanın yer aldığı, en geç bu dilekçe tarihinden 1 yıl içinde soybağı reddi davası açılmadığı gerekçesi ile açılan davanın kısmen kabulü ile Ferhat ile Şevket arasındaki soybağının reddine, çocuk Hiranur yönünden hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, çocuk Hiranur yönüyle soybağının reddine karar verilmemesinin hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı Şevket'in açtığı boşanma davasını 16.09.2020 tarihinde ıslah ederek çocuk Hiranur'un kendi çocuğu olmadığı hususunu öğrendiğini ileri sürdüğü, tarafların Konya 3. Aile Mahkemesinin 2020/773 Esas 2022/140 Karar sayılı ilamı ile boşanmalarına karar verildiği, kararın 14.03.2022 tarihinde kesinleştiği, davacının soybağının reddi istemli davasının 20.04.2022 tarihinde açtığı, çocuk Ferhat yönüyle verilen kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde soybağının reddi davası açmaması sebebiyle çocuk Hiranur yönüyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görüldüğünden başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Dava, soybağının reddi istemine ilişkindir. Davacı, nüfusta kayden çocuğu olarak görünen kişinin babası olmadığını ileri sürerek soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın küçük Hiranur yönünden hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2. Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır.
3. 4721 sayılı Kanun’a göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine, dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer. Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir. 4721 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289 uncu maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.
4. Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin”, ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak, bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
5. Somut olayda Mahkemece, boşanma davasında çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiği kabul edilmişse de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere şüphe öğrenme anlamına gelmeyeceğinden, boşanma davasında DNA incelemesi yapılmadığından davacı ile çocuk arasında kurulan soybağının kesin ve inandırıcı delille çürütülmesi de söz konusu olmayacaktır. Soybağının reddi davası yönünden hak düşürücü süreyi düzenleyen 289 uncu maddedeki sürenin başlangıcı mahiyetindeki "öğrenme" olgusunun henüz gerçekleşmediği anlaşılmakla, mahkemece davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek DNA testinin sonucu dikkate alınarak davanın Hiranur yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın hak düşürücü süreden reddi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
A. Albayrak Doğan Sedat Demirtaş Seydi Kahveci Çetin Durak Hatıran Alper