KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

SADECE SOYUT TANIK BEYANLARINA GÖRE TAŞINMAZIN DAVALININ KİŞİSEL MALI OLARAK KABUL EDİLMESİ HATALI OLMUŞTUR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/8218
Karar No      : 2024/3549

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 06.07.2023
SAYISI                                 : 2022/1426 E., 2023/830 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sonra erdiğini, davalının tasfiyeye konu olacak mal varlığı değerlerini müvekkilinin haklarına kavuşmasını engellemek amacıyla danışıklı olarak başkalarına devredilme ihtimalinin olduğunu, taşınmazların devrinin engellenmesi yönünde verilecek bir ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarına kavuşmasını kolaylaştıracağını, belirttikleri taşınmaz dışında davalının evlilik süresi içinde elde ettiği fakat müvekkilinin haberinin olmadığı başkaca mal varlıklarının da bulunabileceğini, bu yüzden davalının mal varlığının araştırmasını talep ettiklerini, yapılacak tahkikat neticesinde ortaya çıkacak duruma göre taleplerini arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren hesaplanacak mevduata uygun en yüksek faizle beraber davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 25.01.2022 tarihli dilekçesiyle; talep miktarını 49.272,022 TL ' ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliği içinde herhangi bir mal varlığı kazanımı olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın müvekkiline miras kaldığını, müvekkilin bu tarlayı satın almadığını, evlilik birliği içerisinde herhangi bir birikim yapmadıklarını, ayrıca davanın usulen yetkili mahkemede açılmadığını, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Gevaş Mahkemeleri olduğunu ve davanın esasına girilmeksizin yetkisizliğine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu edilen taşınmazın miras yolu ile intikal ettiği, miras yolu ile intikal ettiğinin diğer mirasçıların beyanları ve mirasçılık belgesiyle sabit olduğu, dava konusu taşınmazın kişisel mal olup mal rejiminden kaynaklı katılma alacağı davasına konu yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, davalının 09.12.2021 tarihli duruşmada diğer tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçildiğini, Mahkemenin 09.06.2022 tarihli karar duruşmasında tanıktan vazgeçilmiş olmasına rağmen tekrardan tanık dinlediğini, davalı tanıkların hepsinin akraba olup beyanlarının hiçbir şekilde hükme esas alınmaması gerektiğini, davaya konu taşınmazın tapuda gelen evraklardan anlaşılacağı üzere açıkça satışının yapıldığını, taşınmazın davalıya miras kaldığına ilişkin bir kaydın olmadığını ileri sürerek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

 Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava katılma alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesinde edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun'un 220 nci maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.

2. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.

3. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

 4. Yukarıda açıklanan kanuni düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede somut olayda; Mahkemece yazılı gerekçe ile taşınmazın kişisel mal olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, tasfiyeye konu taşınmazın davalının dedesi Ebubekir'den davalının amcası Faik'e 05.02.2015 tarihinde intikal ettiği, Faik ölmüş olduğundan aynı tarihte Faik'in çocuklarına intikal ettiği, taşınmazın 1/7 hissesinin taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde 07.02.2017 tarihinde davalı Levent tarafından satış yoluyla edinildiği, edinme tarihi itibarıyla taşınmazın edinilmiş mal olduğu, aksinin ispat yükü davalıda olduğu, kişisel mal savunmasına yönelik dosya kapsamında soyut tanık beyanları dışında, başkaca somut ve inandırıcı delil bulunmadığı, Mahkemece sadece soyut tanık beyanlarına göre taşınmazın davalının kişisel malı olduğu kabul edilerek karar verildiği anlaşılmakla; Mahkemece, sadece soyut tanık beyanlarına göre taşınmazın davalının kişisel malı kabul edilmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, mevcut delil itibarıyla davalının kişisel mal savunmasını ispatlayamadığı kabul edilerek, taşınmazın davalı adına kayıtlı 1/7 hissesi yönünden davacının katılma alacağının hesaplanması gerekirken, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                          Üye                            Üye                 Üye                Üye
Mehmet Kasım Çetin     A. Albayrak Doğan    Çetin Durak     Sevil Kartal    Hatıran Alper