KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

SOMUT OLAYDA SUÇ İSNADI DAVALI TARAFINDAN YASAL HAKKIN KULLANILMASI KAPSAMINDA OLUP KADINA BU EYLEMİ KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/4069
Karar No      : 2024/1640

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 11.10.2022
SAYISI                                 : 2020/990 E., 2022/1528 K.

Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada üst mahkemece beraatine karar verilmesi durumunda 1.000,000,00 TL manevî tazminat hakkının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı asilin yazılı beyanları, davalı asilin duruşmadaki sözlü beyanları, Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü müzekkere cevabı, tüm yazılı ve sözlü beyanlar, Bakırköy 16. Ağır Ceza mahkemesi dosyası ile tüm dsya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, tarafların 09.05.1997 tarihinde evlendikleri, müşterek dört çocukları olduğunu, davacının çocuklarına cinsel istismar suçundan Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/5.8 Esas, 2019/.5 Karar sayılı dosyasından ceza aldığı, henüz cezanın kesinleşmediği, tutuklu olduğu, davacının bu dosyayı delil olarak sunduğu, başka delil ve tanık delili olmadığını beyan ettiği, davalının boşanmayı istediği ancak davacı adına olan taşınmazın kendisine devredilmesini talep ettiği, davacı asilin bu talebi kabul etmediği, bu nedenle taraflar arasında anlaşmalı boşanma şartlarının oluşmadığı ve davacı tarafın, evlilik birliğinin davalının kusuru nedeni ile sona erdiğine ilişkin delil sunamadığı, hiç kimsenin kendi kusurlarına dayanarak hak elde etmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeye konu ceza dosyasının Yargıtay’dan bozularak geldiğini, kadının iftira ettiğinin ortada olduğunu davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/5.8 Esas, 2019/.5 Karar sayılı ilamı ile erkeğin kızlarına karşı cinsel istismar suçundan iki kez 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2021/18746 Esas, 2022/3014 Karar sayılı ilamı ile suç tarihinde kardeş olan yaşı küçük mağdurelerin annesi müşteki Fatma’nın, 23.08.2018 günü resmi nikahlı eşi olan sanığın kendisini ölümle tehdit ettiğini beyanla polis merkezi amirliğine yaptığı başvuruya istinaden ifadesi alınan sanığın serbest bırakılması üzerine duruma tepki gösteren mağdurelerin eski döneme ait istismar iddiasında bulunmalarının ardından 27.08.2018 tarihinde adli makamlara şikayette bulunulması şeklinde gerçekleşen olayın intikal tarzı ve zamanı, mağdurelerin aşamalarda başka delille desteklenmeyen çelişkili beyanları, iddiaları desteklemeyen doktor raporları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararlarının yerinde olmadığı belirtilerek kararın bozulduğu, taraflar arasında yaşanan ceza dava süreci dikkate alındığında tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum için bir fayda kalmadığı, yaşanan olaylar karşısında tarafları bir arada yaşamaya zorlamanın doğru olmayacağı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde etmesinin mümkün olmadığını, hukuk düzeninin bunu korumayacağını, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın aleyhine vekâlet ücretine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince ceza dosyası ile tüm dsya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının çocuklarına cinsel istismar suçundan Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2018/5.8 E. 2019/.5 K. sayılı dosyasından ceza aldığı, henüz cezanın kesinleşmediği, tutuklu olduğu, davacının bu dosyayı delil olarak sunduğu, başka delil ve tanık delili olmadığını beyan ettiği, davacı tarafın, evlilik birliğinin davalının kusuru nedeni ile sona erdiğine ilişkin delil sunamadığı ve kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğin davasının reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince taraflar arasında yaşanan ceza dava süreci dikkate alındığında tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum için bir fayda kalmadığı, yaşanan olaylar karşısında tarafları bir arada yaşamaya zorlamak imkansız olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ekonomik durumları dikkate alınarak erkeğin tedbir ve yoksulluk nafaka talebinin reddine karar verilmiş olup davalı kadın tarafından bu karara karşı temyiz talebinde bulunulmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin dava dilekçesinde dayandığı vakıaların delili olarak ceza dosyasına dayandığı, başkaca delile dayanmadığı, davacı tarafından dosyaya delil olarak bildirilen aleyhindeki suç isnadının ise davalı tarafından yasal hakkın kullanılması kapsamında olup kadına bu eylemin kusur olarak yüklenemez. Bu durumda davacı tarafından davalının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının dosya kapsamında ispatlanamadığının kabulü gerekir. Davacı erkeğin boşanma davasının kabulü şartları gerçekleşmemiştir. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince hatalı değerlendirme ile davanın reddine dair İlk Derece mahkemesi kararının kaldırılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtildiği üzere BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan                           Üye                            Üye                  Üye                  Üye
Mehmet Kasım Çetin     A. Albayrak Doğan     Çetin Durak      Sevil Kartal      Harun Can

BİLGİ : “Eşi hakkında asılsız şikayette bulunmak boşanma sebebidir” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Nisan 2017 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/esi-hakkinda-asilsiz-sikayette-bulunmak-bosanma-sebebidir