
SOMUT OLAYDAKİ AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİNDEKİ SÜRE ŞARTI, SÖZLEŞMEYİ GEÇERSİZ KILMAZ.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/5699
Karar No : 2024/4112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 20.09.2023
SAYISI : 2023/128 E., 2023/26 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Müzeyyen vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 1.585,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle davalı Müzeyyen vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Müzeyyen'in Ankara 22. Noterliğinin 27.10.2004 tarihli vekaletnamesiyle, diğer davalıların murisi Hatice I.'a vekaleten davalı Şükriye'nin İstanbul 26. Noterliğinin 11.10.2004 tarihli vekaletnamesiyle müvekkilini avukat olarak tayin ettiklerini, taraflar arasında 13.11.2004 tarihli avukatlık sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin açtığı davanın kazanıldığını ve idari işlemin iptaline karar verildiğini, müvekkilinin son olarak taşınmazın imar uygulamasına alınmasını ve inşaat yapmaya uygun imar parselinin oluşturulmasını, şayet taşınmaz park ve rekreasyon alanı olarak ayrıldıysa kamulaştırılmasının yapılarak bedelinin ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin haricen yaptığı araştırmada davalıların hisselerini 06.12.2011 tarihinde resmi satış senedi ile üçüncü kişilere sattığını öğrendiğini, ücret sözleşmesine göre müvekkiline bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere vekalet ücreti alacağı için şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 16.01.2019 tarihli dilekçe ile davayı sadece davalı Şükriye Oya yönünden atiye terk ettiklerini belirtmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Müzeyyen vekili; Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaatin olmadığını, davaya konu sözleşmedeki avukatlık ücretinin belirsiz olduğunu ve hasılı davaya iştirak yasağını ihlal ettiğinden geçersiz olduğunu, sözleşmenin 2 yıl ile sınırlı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan 2 yıllık süre zarfında davacı tarafından bir sonuç elde edilememesi ve taşınmaz satışının da gerçekleştirilmemesi üzerine davalıların kendi çabalarıyla taşınmaza alıcı bulduklarını ve satış işlemini gerçekleştirdiklerini, ayrıca taşınmazın satış işlemi 06.12.2011 tarihinde gerçekleştiğinden davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Dahili davalılar Gülseren, Vehbi ve Hügül vekili; müvekkillerinin müteveffa Kamil'in mirasını yasal sürede reddettiklerini, davaya konu sözleşmedeki avukatlık ücretinin belirsiz olduğunu ve hasılı davaya iştirak yasağını ihlal ettiğinden geçersiz olduğunu, sözleşmenin 2 yıl ile sınırlı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan 2 yıllık süre zarfında davacı tarafından bir sonuç elde edilememesi ve taşınmaz satışının da gerçekleştirilmemesi üzerine davalıların kendi çabalarıyla taşınmaza alıcı bulduklarını ve satış işlemini gerçekleştirdiklerini, davacının taşınmaz satışına katkısının olmadığını, ayrıca taşınmazın satış işlemi 06.12.2011 tarihinde gerçekleştiğinden davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşme tarihi olan 13.11.2004 tarihinden itibaren 2 yıllık sürede taşınmazın satışı ve satış bedelinin tahsili ya da aynı değerde bir başka taşınmazla takası işlemlerinin gerçekleşmediği, sözleşmede belirtilen geçici şartın tahakkuk etmediği, dolayısıyla taraflar arasında bağıtlanan ve geçerli olan sözleşme hükümlerine göre davacının ücret talep hakkının doğmadığının son bilirkişi raporu, bunu teyit eden önceki bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkiline verilen vekalette ve sözleşmede süre sınırının bulunmadığını, 13.11.2004 tarihli sözleşmede yer alan 2 yıllık süre şartının davalı Müzeyyen U.'nun 24.11.2004 tarihli el yazısı ile geçersiz kılındığını, vekalet ilişkisinde azil ve istifanın da bulunmadığını, 2 yılın sonu itibari ile Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2005/897 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, davalı Müzeyyen U.'ya iadeli taahhütlü olarak 2 yıllık süreden sonra bilgilendirme raporu gönderildiğini, müvekkillerinin vekillik görevinin sürdürülmesine itirazlarının olmadığını, sözleşmenin zımnen yenilendiğini, vekalet görevinin gereği gibi yürütüldüğünü, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının değerlendirilmediğini, Mahkemece ayrıca AAÜT uyarınca bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin de giderilmediğini savunarak, kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 13.11.2004 tarihli sözleşmeye göre vekilin üstlendiği görevi 2 yıllık süre içinde yerine getirmesi gerektiğinin kararlaştırılmasına rağmen sözleşmedeki sürenin sona ermesinden sonra da davacı avukatın taşınmazla ilgili hukuki faaliyetlerine devam etmesi, Ankara 7. İdare Mahkemesinde taşınmaza ilişkin dava açması, verilen kararı temyiz edip sonrasında da karara karşı karar düzeltme yollarına başvurması karşısında davacı avukatın bu dönemdeki yerine getirdiği işler için yaptığı bu işlere zımnen muvafakat eden davalılardan hiçbir ücret almayacağının düşünülmesinin Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi kapsamında mümkün olmadığından, davacının 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen toplam 1.585,00 TL maktu ücrete hak kazandığının kabulünün gerektiği, bir kısım davalılar, murisleri olan Kamil Atilla A.'un mirasını reddettiklerini belirtmiş iseler de avukatlık sözleşmesini yapan kök muris Hatice I.'ın 2011 tarihinde ölmesi, onun evladı olan Hügül A.'un ise evladı olan Kamil Atilla A.'un öldüğü 17.09.2019 tarihinde sağ olması, Hügül A.'un evladı olan Kamil Atilla A.'un evladı olan bir kısım davalıların murisleri Hügül A.'un mirasını da reddettiklerine dair bir savunmaları bulunmaması karşısında kendilerine husumet yöneltilmesinin yerinde olduğu ancak dosya içerisinde bulunan Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1890 E., 2017/2196 K. sayılı muris Hatice I.'ın mirasçılık belgesine göre davalı Gülseren A.'un mirasçı olmadığı anlaşıldığından Mahkemece bu şahıs hakkında husumet yönünden ret kararı verilmesi gerekirken esastan ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davacı 16.01.2019 tarihinde davalı Şükriye Oya Z. yönünden davasını atiye terk ettiğini beyan etmiş ise de, davacının atiye terk isteğine davalı tarafından muvafakat edilmemesi nedeni ile bu şahıs hakkında da esastan hüküm kurulmasının gerektiği gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin kısmen kabul kısmen reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 1.585,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Gülseren A. dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı Gülseren A. hakkında açılan davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı Müzeyyen vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesince zımni muvafakat olgusu kabul edilmiş olmakla, müvekkilinin sözleşmede taşınmaz değeri üzerinden kararlaştırılan nisbi vekalet ücretine değil, maktu vekalet ücretine hak kazandığının kabul edildiğini, sözleşmede belirtilen 2 yılın sonu itibariyle Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2005/897 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, Avukatlık Kanunu'nun 171 inci maddesinin birinci fıkrası karşısında müvekkilinin davalılar menfaatine başlattığı hukuki süreci takipsiz bırakmasının mümkün olmadığını, üstlendiği işi sonuna kadar takip etmekle yükümlü olduğunu, taşınmazın satış tarihinin (06.12.2011), müvekkilinin davalılar menfaatine açtığı davasının bozma sonrasında idare işleminin iptaline dair verilen karar tarihinden(26.11.2010) sonra olduğunu, sözleşme konusu işlerin 2 yıl içinde tamamlanamamasınında müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, uzamanın idari ve yargısal süreçten kaynaklandığını ifade ederek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, akdi vekalet ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Davacı ile davalılardan Müzeyyen U. ve Şükriye Oya Z. arasında imzalanan 13.11.2004 tarihli "Avukatlık Ücret Sözleşmesi"nin "Avukatlı Ücreti" kenar başlıklı bölümünde; "1690 ada 54 parsel sayılı taşınmazın dava veya idari yoldan imar tapusunun alınması veya başka bir taşınmazla takas edilmesi veya kamulaştırılmasının sağlanması veya herhangi bir şekilde bedelinin alınması halinde taşınmazın rayiç değerinin % 20'si vekalet ücreti olarak ödenecektir. Alınacak vekalet ücreti taşınmazın rayiç değeri esas alınarak saptanacaktır.", sözleşmenin 2 nolu bölümünde; "İşbu sözleşme 2 yıl süre ile geçerlidir." denildiği, sözleşmenin son sayfasındaki imza kısmının altındaki boşluğa ise; "Şayet taşınmaz mal satılacak veya kamulaştırılacak olursa, bedeli ne olursa olsun, o bedelin % 20'si (hisseme düşen kısmı) avukatlık ücreti olarak avukatım Mesut Ç.'na ödenecektir. 24.11.2004" şeklinde kalemle yazıldığı ve Müzeyyen U. ismi altında imzalandığı anlaşılmıştır.
2. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, özellikle avukatlık ücret sözleşmesine konu taşınmazın 06.12.2011 tarihinde satıldığı, 13.11.2004 tarihli sözleşmeden itibaren 2 yıllık sürede sözleşmeye konu şartın gerçekleşmediği, davalı Müzeyyen tarafından 24.11.2004 tarihli el yazısı ile sözleşmeye yapılan ekin sözleşmede yer alan 2 yıllık süre şartını geçersiz kılmadığının sabit olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı Müzeyyen vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Kararı temyiz eden davacı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Filiz Pınarcı Dr. Adem Aslan Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı
SOMUT OLAYDAKİ AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİNDEKİ SÜRE ŞARTI, SÖZLEŞMEYİ GEÇERSİZ KILMAZ.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/5699
Karar No : 2024/4112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 20.09.2023
SAYISI : 2023/128 E., 2023/26 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı Müzeyyen vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 1.585,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kalması nedeniyle davalı Müzeyyen vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Müzeyyen'in Ankara 22. Noterliğinin 27.10.2004 tarihli vekaletnamesiyle, diğer davalıların murisi Hatice I.'a vekaleten davalı Şükriye'nin İstanbul 26. Noterliğinin 11.10.2004 tarihli vekaletnamesiyle müvekkilini avukat olarak tayin ettiklerini, taraflar arasında 13.11.2004 tarihli avukatlık sözleşmesinin imzalandığını, müvekkilinin açtığı davanın kazanıldığını ve idari işlemin iptaline karar verildiğini, müvekkilinin son olarak taşınmazın imar uygulamasına alınmasını ve inşaat yapmaya uygun imar parselinin oluşturulmasını, şayet taşınmaz park ve rekreasyon alanı olarak ayrıldıysa kamulaştırılmasının yapılarak bedelinin ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin haricen yaptığı araştırmada davalıların hisselerini 06.12.2011 tarihinde resmi satış senedi ile üçüncü kişilere sattığını öğrendiğini, ücret sözleşmesine göre müvekkiline bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere vekalet ücreti alacağı için şimdilik 10.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 16.01.2019 tarihli dilekçe ile davayı sadece davalı Şükriye Oya yönünden atiye terk ettiklerini belirtmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Müzeyyen vekili; Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaatin olmadığını, davaya konu sözleşmedeki avukatlık ücretinin belirsiz olduğunu ve hasılı davaya iştirak yasağını ihlal ettiğinden geçersiz olduğunu, sözleşmenin 2 yıl ile sınırlı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan 2 yıllık süre zarfında davacı tarafından bir sonuç elde edilememesi ve taşınmaz satışının da gerçekleştirilmemesi üzerine davalıların kendi çabalarıyla taşınmaza alıcı bulduklarını ve satış işlemini gerçekleştirdiklerini, ayrıca taşınmazın satış işlemi 06.12.2011 tarihinde gerçekleştiğinden davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Dahili davalılar Gülseren, Vehbi ve Hügül vekili; müvekkillerinin müteveffa Kamil'in mirasını yasal sürede reddettiklerini, davaya konu sözleşmedeki avukatlık ücretinin belirsiz olduğunu ve hasılı davaya iştirak yasağını ihlal ettiğinden geçersiz olduğunu, sözleşmenin 2 yıl ile sınırlı olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan 2 yıllık süre zarfında davacı tarafından bir sonuç elde edilememesi ve taşınmaz satışının da gerçekleştirilmemesi üzerine davalıların kendi çabalarıyla taşınmaza alıcı bulduklarını ve satış işlemini gerçekleştirdiklerini, davacının taşınmaz satışına katkısının olmadığını, ayrıca taşınmazın satış işlemi 06.12.2011 tarihinde gerçekleştiğinden davacının talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşme tarihi olan 13.11.2004 tarihinden itibaren 2 yıllık sürede taşınmazın satışı ve satış bedelinin tahsili ya da aynı değerde bir başka taşınmazla takası işlemlerinin gerçekleşmediği, sözleşmede belirtilen geçici şartın tahakkuk etmediği, dolayısıyla taraflar arasında bağıtlanan ve geçerli olan sözleşme hükümlerine göre davacının ücret talep hakkının doğmadığının son bilirkişi raporu, bunu teyit eden önceki bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkiline verilen vekalette ve sözleşmede süre sınırının bulunmadığını, 13.11.2004 tarihli sözleşmede yer alan 2 yıllık süre şartının davalı Müzeyyen U.'nun 24.11.2004 tarihli el yazısı ile geçersiz kılındığını, vekalet ilişkisinde azil ve istifanın da bulunmadığını, 2 yılın sonu itibari ile Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2005/897 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, davalı Müzeyyen U.'ya iadeli taahhütlü olarak 2 yıllık süreden sonra bilgilendirme raporu gönderildiğini, müvekkillerinin vekillik görevinin sürdürülmesine itirazlarının olmadığını, sözleşmenin zımnen yenilendiğini, vekalet görevinin gereği gibi yürütüldüğünü, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarının değerlendirilmediğini, Mahkemece ayrıca AAÜT uyarınca bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin de giderilmediğini savunarak, kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 13.11.2004 tarihli sözleşmeye göre vekilin üstlendiği görevi 2 yıllık süre içinde yerine getirmesi gerektiğinin kararlaştırılmasına rağmen sözleşmedeki sürenin sona ermesinden sonra da davacı avukatın taşınmazla ilgili hukuki faaliyetlerine devam etmesi, Ankara 7. İdare Mahkemesinde taşınmaza ilişkin dava açması, verilen kararı temyiz edip sonrasında da karara karşı karar düzeltme yollarına başvurması karşısında davacı avukatın bu dönemdeki yerine getirdiği işler için yaptığı bu işlere zımnen muvafakat eden davalılardan hiçbir ücret almayacağının düşünülmesinin Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi kapsamında mümkün olmadığından, davacının 14.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen toplam 1.585,00 TL maktu ücrete hak kazandığının kabulünün gerektiği, bir kısım davalılar, murisleri olan Kamil Atilla A.'un mirasını reddettiklerini belirtmiş iseler de avukatlık sözleşmesini yapan kök muris Hatice I.'ın 2011 tarihinde ölmesi, onun evladı olan Hügül A.'un ise evladı olan Kamil Atilla A.'un öldüğü 17.09.2019 tarihinde sağ olması, Hügül A.'un evladı olan Kamil Atilla A.'un evladı olan bir kısım davalıların murisleri Hügül A.'un mirasını da reddettiklerine dair bir savunmaları bulunmaması karşısında kendilerine husumet yöneltilmesinin yerinde olduğu ancak dosya içerisinde bulunan Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1890 E., 2017/2196 K. sayılı muris Hatice I.'ın mirasçılık belgesine göre davalı Gülseren A.'un mirasçı olmadığı anlaşıldığından Mahkemece bu şahıs hakkında husumet yönünden ret kararı verilmesi gerekirken esastan ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davacı 16.01.2019 tarihinde davalı Şükriye Oya Z. yönünden davasını atiye terk ettiğini beyan etmiş ise de, davacının atiye terk isteğine davalı tarafından muvafakat edilmemesi nedeni ile bu şahıs hakkında da esastan hüküm kurulmasının gerektiği gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin kısmen kabul kısmen reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 1.585,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Gülseren A. dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı Gülseren A. hakkında açılan davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı Müzeyyen vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesince zımni muvafakat olgusu kabul edilmiş olmakla, müvekkilinin sözleşmede taşınmaz değeri üzerinden kararlaştırılan nisbi vekalet ücretine değil, maktu vekalet ücretine hak kazandığının kabul edildiğini, sözleşmede belirtilen 2 yılın sonu itibariyle Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2005/897 E. sayılı dosyasının derdest olduğunu, Avukatlık Kanunu'nun 171 inci maddesinin birinci fıkrası karşısında müvekkilinin davalılar menfaatine başlattığı hukuki süreci takipsiz bırakmasının mümkün olmadığını, üstlendiği işi sonuna kadar takip etmekle yükümlü olduğunu, taşınmazın satış tarihinin (06.12.2011), müvekkilinin davalılar menfaatine açtığı davasının bozma sonrasında idare işleminin iptaline dair verilen karar tarihinden(26.11.2010) sonra olduğunu, sözleşme konusu işlerin 2 yıl içinde tamamlanamamasınında müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, uzamanın idari ve yargısal süreçten kaynaklandığını ifade ederek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, akdi vekalet ücret alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164 üncü maddesinin dördüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Davacı ile davalılardan Müzeyyen U. ve Şükriye Oya Z. arasında imzalanan 13.11.2004 tarihli "Avukatlık Ücret Sözleşmesi"nin "Avukatlı Ücreti" kenar başlıklı bölümünde; "1690 ada 54 parsel sayılı taşınmazın dava veya idari yoldan imar tapusunun alınması veya başka bir taşınmazla takas edilmesi veya kamulaştırılmasının sağlanması veya herhangi bir şekilde bedelinin alınması halinde taşınmazın rayiç değerinin % 20'si vekalet ücreti olarak ödenecektir. Alınacak vekalet ücreti taşınmazın rayiç değeri esas alınarak saptanacaktır.", sözleşmenin 2 nolu bölümünde; "İşbu sözleşme 2 yıl süre ile geçerlidir." denildiği, sözleşmenin son sayfasındaki imza kısmının altındaki boşluğa ise; "Şayet taşınmaz mal satılacak veya kamulaştırılacak olursa, bedeli ne olursa olsun, o bedelin % 20'si (hisseme düşen kısmı) avukatlık ücreti olarak avukatım Mesut Ç.'na ödenecektir. 24.11.2004" şeklinde kalemle yazıldığı ve Müzeyyen U. ismi altında imzalandığı anlaşılmıştır.
2. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, özellikle avukatlık ücret sözleşmesine konu taşınmazın 06.12.2011 tarihinde satıldığı, 13.11.2004 tarihli sözleşmeden itibaren 2 yıllık sürede sözleşmeye konu şartın gerçekleşmediği, davalı Müzeyyen tarafından 24.11.2004 tarihli el yazısı ile sözleşmeye yapılan ekin sözleşmede yer alan 2 yıllık süre şartını geçersiz kılmadığının sabit olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından, davacının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı Müzeyyen vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Kararı temyiz eden davacı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Filiz Pınarcı Dr. Adem Aslan Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı