SÖZLEŞMEDE AÇIKÇA VEKALET ÜCRETİNİN PEŞİN ÖDENECEĞİ KARARLAŞTIRILDIĞINDAN BU SÖZLEŞMEDE YAPILDIĞI BİLDİRİLEN DEĞİŞİKLİKLERİN DE YAZILI YAPILMASI GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/7911
Karar No : 2023/911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 06.10.2022
SAYISI : 2022/1757 E., 2022/1903 K.
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen itirazın iptali ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalının taraf olduğu iki adet davada vekilliğini yürütmek üzere avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede davalı şirketin yetkilisi olarak yer alan dava dışı Orçin'in aynı zamanda kefil sıfatıyla da imzaladığını, sözleşmede vekalet ücretinin peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak ödeme yapılmadığını, her iki dava dosyasında da vekalet görevini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bir davanın kesinleşmek üzere olduğunu, devam eden davada vekalet ücretleri ödenmediğinden haklı nedenle istifa ettiğini, davalıya vekalet ücretini ödemesi için gönderdiği ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, bu kez vekalet ücretinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, haklı nedenle istifa sebebiyle karşı yan vekalet ücretine de hak kazandığını, davalının üçüncü kişilere de çok fazla borcu olduğunu iddia ederek; itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP VE KARŞI DAVA
Davalı; 2012 yılında imzalanan vekalet sözleşmesinde ücretin peşin ödeneceği kararlaştırılmış ise de, vekalet ücretinin ödenmemesine rağmen sözleşme devam ettirilerek zımnen bu hükmün değiştirildiğini, davacının 11.10.2017 tarihinde vekillikten çekildiğini, davacının vekalet ücretine ancak kesin hüküm elde edildiğinde hak kazanacağını, çeşitli tarihlerde ödeme yapmasına rağmen makbuz vermekten kaçınan davacının istifasının haklı olmadığını, yürütülen dosyalardan henüz bir netice alınamadığını ve tahsilat yapılamadığını, icra dosyasında karşı yan vekalet ücretlerinin takibe dayanak olarak gösterilmediğini savunarak; asıl davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dilemiş, karşı davasında ise; davacının alınan ihtiyati haciz kararını takip etmemesi nedeniyle yeniden aynı yönde karar alındığını, bu sırada konulan hacizler nedeniyle sırasının geride kaldığını, davalının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve bu sebeple alacağını tahsili imkanı kalmadığından zarara uğradığını iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 10.000,00 TL maddi tazminatın karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2017/579 E., 2020/106 K. sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne, karşı davanın ayrılarak yeni bir esasa kaydına karar verilmiş; karara karşı, davalı-karşı davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 04.01.2022 tarihli ve 2020/2045 E., 2022/16 K. sayılı kararıyla; sözleşme uyarınca ücret almadan işe başlamama hakkına sahip olan davacı avukatın işe başlaması, aldığı işleri 5 yıl gibi uzun bir süre devam ettirmesi ve peyder pey ödenen ücretleri de ihtirazi kayıt ileri sürmeden ücret alacağına mahsuben alması itibariyle artık taraflar arasında ücretin peşin ödeneceğine ilişkin sözleşme hükmünün uygulanmaması yolunda anlaşılmış olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle kısmi ödemeden bakiye kalan vekalet ücretinin ancak takip edilen işlerin tamamlanması ile muaccel hale geleceği, kaldı ki vekalet ücreti peşin olarak ödeneceği kararlaştırılmayan icra takip dosyası sonuçlandırılmadığından bu dosya için talep edilen vekalet ücretinin de henüz muaccel hale gelmediği, bu durumda davacının istifa etmesinin haklı nedenlerle gerçekleştiğinin kabulüne olanak bulanmadığı, vekalet ücreti istemine konu işler istifa tarihi itibariyle kesinleşmediğinden davacı avukatın herhangi bir vekalet ücretine hak kazanamayacağı, karşı dava yönünden ise gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olduğu gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gerekçesi esas alınmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davacının; davacı-karşı davalı avukatın vekalet görevini kötüye kullandığını, dolayısıyla bundan zarar ettiğini ispatlayamadığı, vekalet sözleşmesi gereğince gerekli işlemlerin yapıldığı, geciken yahut ihmal edilen herhangi bir işlemin bulunmadığı, özen yükümlülüğünün ne şekilde ihlal edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, alacağın ve karşı davanın yargılamayı gerektirdiği ve alacağın likit olmadığı gerekçesiyle icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf sebepleri
1. Davacı-karşı davalı; vekalet görevinin devam ettirilmesinin ve kısmi ödemelerin kabulünün ücretin peşin ödenmesine ilişkin hükmün uygulanmayacağı şeklinde yorumlanamayacağını, işini gereği gibi yapmaya devam ederken karşı tarafın oyalaması nedeniyle vekalet ücretinin ödenmesinin beklenmesinin ücretinin peşin ödeneceğine dair haktan vazgeçildiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, yazılı şekilde yapılan vekalet ücret sözleşmesinin hükümlerinde yapılacak değişikliklerin de yazılı yapılması gerektiğini, değişiklik yapıldığının davalı tarafından ispatlanması gerektiğini, alacağını zamanaşımı süresi içinde istediği zaman talep edebileceğini, geçmişten gelen tanışıklıkları nedeni ile ödemenin yapılmasını beklediğini, sonrasında hakkında yüksek miktarlı alacaklar için çok sayıda icra takibi başlatılan davalının menkul ve gayrimenkullerini elden çıkardığını öğrendiğini, haklı nedenle istifa ettiğini, icra dosyası ile tahsil garantisi verilerek iş alınmadığını ve buna dair yasal düzenleme de olmadığını, tahsilat yapılmasının vekalet ücretini etkileyen bir husus olmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı-karşı davacı; davacının vekâlet görevini mesleki özen ve dikkat kapsamında yerine getirmediğini, davacının vekilliğini üstlendiği itirazın iptali davasında davanın kabulüne dair mahkeme kararının icrasının layığı ile yerine getirilmediğini ve icra dosyasında hiçbir tahsilat olmadığını, takip işlemlerini halen tamamlayamadığını ve aciz belgesi alamadığını, ihtiyati haciz kararı alınmış ise de süresinde işlem yapılmadığından yeniden ihtiyati haciz kararı almak zorunda kalındığını, haciz sırasının geride kaldığını, alacağının tahsilinin imkânsız hale geldiğini, davanın reddinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararıyla; davacı avukatın vekillikten istifasının haklı nedenlerle gerçekleşmediği, karşı davacının 08.11.2017 tarihli "teslim tutanağı" başlıklı belge ile karşı davalı avukatı ibra etmiş olması itibariyle ödenen vekalet ücretlerini talep etme hakkının bulunmadığı, avukat tarafından takip edilen icra takibinden önce bağımsız bölümler üzerinde ipotek tesis edildiği ve araçların da ihtiyati haciz kararının infazı için sunulması gereken teminatın yatırıldığı tarihten önce devredildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali; karşı davada ise vekilin görevini özenle yerine getirme yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "İradi şekil" başlıklı 17 nci maddesi; "Kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli bir şekilde yapılması kararlaştırılmışsa, belirlenen şekilde yapılmayan sözleşme tarafları bağlamaz.
Herhangi bir belirleme olmaksızın yazılı şekil kararlaştırılmışsa, yasal yazılı şekle ilişkin hükümler uygulanır.";
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) 174 üncü maddesi; "Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.
Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.
Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır." hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Karşı dava hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygundur.
2. Asıl davada uyuşmazlık, avukatlık ücret sözleşmesinde peşin ödenmesi kararlaştırılmasına rağmen bakiye vekalet ücreti alacağının ödenmemesine dayalı olarak vekilin istifasının haklı olup olmadığı ve vekalet ücreti alacağı bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
3. Taraflar arasında imzalanan "Avukatlık Ücret Sözleşmesi" başlıklı sözleşmede vekalet ücreti; Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/771 E. sayılı dosyası için 80.000,00 TL ve aynı mahkemenin 2012/455 E. sayılı dosyası için 20.000,00 TL olmak üzere 100.000,00 TL + KDV olarak kararlaştırılmış, ücretin net ödeneceği belirtilmiştir. Sözleşmenin ikinci maddesinde; "Bu sözleşme ile avukat için belirlenen ücretlerin tamamı peşin olarak kararlaştırılmıştır. Avukat bu ücreti almadan işe başlamayabilir. Avukatın bu sözleşme koşulları dışında müvekkiline sözlü olarak bir önel vermesi durumunda müvekkili bu süreye uygun olarak ücreti ödemek zorundadır. Ödemelerden herhangi biri yapılmadığı takdirde ücretin tamamı muaccel olur." düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmenin üçüncü maddesinde ise, bahsi geçen dosyalar dışında kalan dava ve icra takipleri için avukatın bağlı bulunduğu Baronun belirlediği son vekalet ücret tarifesine göre ücretlendirme yapılacağı ifade edilmiştir.
4. Taraflarca imzalanan Avukatlık ücret sözleşmesi, vekalet sözleşmesinin özel bir türü olup, 1136 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca geçerliliği bir şekle tabi tutulmamış iken, yazılı olarak hazırlanmıştır. Buna göre, sözleşmede açıkça vekalet ücretinin peşin ödeneceği kararlaştırıldığından, bu sözleşmede yapıldığı bildirilen değişikliklerin de yazılı yapılması gerekmektedir. Sözleşmenin ikinci maddesinde avukata ücret alınmadan işe başlamama yetkisi verilmiş ise de; bu bir yükümlülük olmayıp avukatın ücreti tam ödenmemesine rağmen vekillik görevine devam etmesi, peşin ödemeden vazgeçtiği anlamına gelmeyecektir. Buna göre; davalı tarafça peşin ödenmesi gereken vekalet ücretinin tamamının ödendiği ispatlanmadığından, davacının istifasının haklı olduğunun kabulü gerekir.
5. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; davacının istifasının haklı olduğu kabul edilerek, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca vekalet ücreti talebine konu dava ve takipler bakımından davacının vekalet ücreti alacağı, yapılan kısmi ödemeler de dikkate alınmak suretiyle hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Karşı davaya ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
3. Asıl davaya ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı/karşı davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Filiz Pınarcı Adviye Füsun Ayaz Muzaffer Gürkanlı İsmail Ulukul
SÖZLEŞMEDE AÇIKÇA VEKALET ÜCRETİNİN PEŞİN ÖDENECEĞİ KARARLAŞTIRILDIĞINDAN BU SÖZLEŞMEDE YAPILDIĞI BİLDİRİLEN DEĞİŞİKLİKLERİN DE YAZILI YAPILMASI GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2022/7911
Karar No : 2023/911
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 06.10.2022
SAYISI : 2022/1757 E., 2022/1903 K.
Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen itirazın iptali ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalının taraf olduğu iki adet davada vekilliğini yürütmek üzere avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmede davalı şirketin yetkilisi olarak yer alan dava dışı Orçin'in aynı zamanda kefil sıfatıyla da imzaladığını, sözleşmede vekalet ücretinin peşin olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak ödeme yapılmadığını, her iki dava dosyasında da vekalet görevini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bir davanın kesinleşmek üzere olduğunu, devam eden davada vekalet ücretleri ödenmediğinden haklı nedenle istifa ettiğini, davalıya vekalet ücretini ödemesi için gönderdiği ihtarnamelerin sonuçsuz kaldığını, bu kez vekalet ücretinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, haklı nedenle istifa sebebiyle karşı yan vekalet ücretine de hak kazandığını, davalının üçüncü kişilere de çok fazla borcu olduğunu iddia ederek; itirazın iptali ile lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP VE KARŞI DAVA
Davalı; 2012 yılında imzalanan vekalet sözleşmesinde ücretin peşin ödeneceği kararlaştırılmış ise de, vekalet ücretinin ödenmemesine rağmen sözleşme devam ettirilerek zımnen bu hükmün değiştirildiğini, davacının 11.10.2017 tarihinde vekillikten çekildiğini, davacının vekalet ücretine ancak kesin hüküm elde edildiğinde hak kazanacağını, çeşitli tarihlerde ödeme yapmasına rağmen makbuz vermekten kaçınan davacının istifasının haklı olmadığını, yürütülen dosyalardan henüz bir netice alınamadığını ve tahsilat yapılamadığını, icra dosyasında karşı yan vekalet ücretlerinin takibe dayanak olarak gösterilmediğini savunarak; asıl davanın reddini ve lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dilemiş, karşı davasında ise; davacının alınan ihtiyati haciz kararını takip etmemesi nedeniyle yeniden aynı yönde karar alındığını, bu sırada konulan hacizler nedeniyle sırasının geride kaldığını, davalının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve bu sebeple alacağını tahsili imkanı kalmadığından zarara uğradığını iddia ederek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, 10.000,00 TL maddi tazminatın karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2017/579 E., 2020/106 K. sayılı kararıyla; asıl davanın kabulüne, karşı davanın ayrılarak yeni bir esasa kaydına karar verilmiş; karara karşı, davalı-karşı davacının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 04.01.2022 tarihli ve 2020/2045 E., 2022/16 K. sayılı kararıyla; sözleşme uyarınca ücret almadan işe başlamama hakkına sahip olan davacı avukatın işe başlaması, aldığı işleri 5 yıl gibi uzun bir süre devam ettirmesi ve peyder pey ödenen ücretleri de ihtirazi kayıt ileri sürmeden ücret alacağına mahsuben alması itibariyle artık taraflar arasında ücretin peşin ödeneceğine ilişkin sözleşme hükmünün uygulanmaması yolunda anlaşılmış olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenle kısmi ödemeden bakiye kalan vekalet ücretinin ancak takip edilen işlerin tamamlanması ile muaccel hale geleceği, kaldı ki vekalet ücreti peşin olarak ödeneceği kararlaştırılmayan icra takip dosyası sonuçlandırılmadığından bu dosya için talep edilen vekalet ücretinin de henüz muaccel hale gelmediği, bu durumda davacının istifa etmesinin haklı nedenlerle gerçekleştiğinin kabulüne olanak bulanmadığı, vekalet ücreti istemine konu işler istifa tarihi itibariyle kesinleşmediğinden davacı avukatın herhangi bir vekalet ücretine hak kazanamayacağı, karşı dava yönünden ise gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olduğu gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı gerekçesi esas alınmak suretiyle asıl davanın reddine, karşı davacının; davacı-karşı davalı avukatın vekalet görevini kötüye kullandığını, dolayısıyla bundan zarar ettiğini ispatlayamadığı, vekalet sözleşmesi gereğince gerekli işlemlerin yapıldığı, geciken yahut ihmal edilen herhangi bir işlemin bulunmadığı, özen yükümlülüğünün ne şekilde ihlal edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine, alacağın ve karşı davanın yargılamayı gerektirdiği ve alacağın likit olmadığı gerekçesiyle icra inkar ve kötü niyet tazminatı taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf sebepleri
1. Davacı-karşı davalı; vekalet görevinin devam ettirilmesinin ve kısmi ödemelerin kabulünün ücretin peşin ödenmesine ilişkin hükmün uygulanmayacağı şeklinde yorumlanamayacağını, işini gereği gibi yapmaya devam ederken karşı tarafın oyalaması nedeniyle vekalet ücretinin ödenmesinin beklenmesinin ücretinin peşin ödeneceğine dair haktan vazgeçildiği şeklinde değerlendirilemeyeceğini, yazılı şekilde yapılan vekalet ücret sözleşmesinin hükümlerinde yapılacak değişikliklerin de yazılı yapılması gerektiğini, değişiklik yapıldığının davalı tarafından ispatlanması gerektiğini, alacağını zamanaşımı süresi içinde istediği zaman talep edebileceğini, geçmişten gelen tanışıklıkları nedeni ile ödemenin yapılmasını beklediğini, sonrasında hakkında yüksek miktarlı alacaklar için çok sayıda icra takibi başlatılan davalının menkul ve gayrimenkullerini elden çıkardığını öğrendiğini, haklı nedenle istifa ettiğini, icra dosyası ile tahsil garantisi verilerek iş alınmadığını ve buna dair yasal düzenleme de olmadığını, tahsilat yapılmasının vekalet ücretini etkileyen bir husus olmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı-karşı davacı; davacının vekâlet görevini mesleki özen ve dikkat kapsamında yerine getirmediğini, davacının vekilliğini üstlendiği itirazın iptali davasında davanın kabulüne dair mahkeme kararının icrasının layığı ile yerine getirilmediğini ve icra dosyasında hiçbir tahsilat olmadığını, takip işlemlerini halen tamamlayamadığını ve aciz belgesi alamadığını, ihtiyati haciz kararı alınmış ise de süresinde işlem yapılmadığından yeniden ihtiyati haciz kararı almak zorunda kalındığını, haciz sırasının geride kaldığını, alacağının tahsilinin imkânsız hale geldiğini, davanın reddinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararıyla; davacı avukatın vekillikten istifasının haklı nedenlerle gerçekleşmediği, karşı davacının 08.11.2017 tarihli "teslim tutanağı" başlıklı belge ile karşı davalı avukatı ibra etmiş olması itibariyle ödenen vekalet ücretlerini talep etme hakkının bulunmadığı, avukat tarafından takip edilen icra takibinden önce bağımsız bölümler üzerinde ipotek tesis edildiği ve araçların da ihtiyati haciz kararının infazı için sunulması gereken teminatın yatırıldığı tarihten önce devredildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada vekalet ücreti alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali; karşı davada ise vekilin görevini özenle yerine getirme yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "İradi şekil" başlıklı 17 nci maddesi; "Kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli bir şekilde yapılması kararlaştırılmışsa, belirlenen şekilde yapılmayan sözleşme tarafları bağlamaz.
Herhangi bir belirleme olmaksızın yazılı şekil kararlaştırılmışsa, yasal yazılı şekle ilişkin hükümler uygulanır.";
2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) 174 üncü maddesi; "Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret istiyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır.
Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.
Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır." hükmünü içermektedir.
3. Değerlendirme
1. Karşı dava hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygundur.
2. Asıl davada uyuşmazlık, avukatlık ücret sözleşmesinde peşin ödenmesi kararlaştırılmasına rağmen bakiye vekalet ücreti alacağının ödenmemesine dayalı olarak vekilin istifasının haklı olup olmadığı ve vekalet ücreti alacağı bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
3. Taraflar arasında imzalanan "Avukatlık Ücret Sözleşmesi" başlıklı sözleşmede vekalet ücreti; Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/771 E. sayılı dosyası için 80.000,00 TL ve aynı mahkemenin 2012/455 E. sayılı dosyası için 20.000,00 TL olmak üzere 100.000,00 TL + KDV olarak kararlaştırılmış, ücretin net ödeneceği belirtilmiştir. Sözleşmenin ikinci maddesinde; "Bu sözleşme ile avukat için belirlenen ücretlerin tamamı peşin olarak kararlaştırılmıştır. Avukat bu ücreti almadan işe başlamayabilir. Avukatın bu sözleşme koşulları dışında müvekkiline sözlü olarak bir önel vermesi durumunda müvekkili bu süreye uygun olarak ücreti ödemek zorundadır. Ödemelerden herhangi biri yapılmadığı takdirde ücretin tamamı muaccel olur." düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmenin üçüncü maddesinde ise, bahsi geçen dosyalar dışında kalan dava ve icra takipleri için avukatın bağlı bulunduğu Baronun belirlediği son vekalet ücret tarifesine göre ücretlendirme yapılacağı ifade edilmiştir.
4. Taraflarca imzalanan Avukatlık ücret sözleşmesi, vekalet sözleşmesinin özel bir türü olup, 1136 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca geçerliliği bir şekle tabi tutulmamış iken, yazılı olarak hazırlanmıştır. Buna göre, sözleşmede açıkça vekalet ücretinin peşin ödeneceği kararlaştırıldığından, bu sözleşmede yapıldığı bildirilen değişikliklerin de yazılı yapılması gerekmektedir. Sözleşmenin ikinci maddesinde avukata ücret alınmadan işe başlamama yetkisi verilmiş ise de; bu bir yükümlülük olmayıp avukatın ücreti tam ödenmemesine rağmen vekillik görevine devam etmesi, peşin ödemeden vazgeçtiği anlamına gelmeyecektir. Buna göre; davalı tarafça peşin ödenmesi gereken vekalet ücretinin tamamının ödendiği ispatlanmadığından, davacının istifasının haklı olduğunun kabulü gerekir.
5. Hal böyle olunca İlk Derece Mahkemesince; davacının istifasının haklı olduğu kabul edilerek, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca vekalet ücreti talebine konu dava ve takipler bakımından davacının vekalet ücreti alacağı, yapılan kısmi ödemeler de dikkate alınmak suretiyle hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Karşı davaya ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
3. Asıl davaya ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı-karşı davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı/karşı davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ömer Kerkez Filiz Pınarcı Adviye Füsun Ayaz Muzaffer Gürkanlı İsmail Ulukul