SÜRÜCÜ BELGESİ KARARI
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/17-1757
KARAR NO : 2015/1038
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2012/269 E - 2012/583 K.
DAVACI : E. Sigorta A.Ş. vekili Av. E.Ö.
DAVALILAR : C.Ç. ve K.M.
Taraflar arasındaki “rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesince (kapatılan Şişli 4. Sulh Hukuk Mah.) davanın reddine dair verilen 24.03.2011 gün ve 2009/392 E. - 2011/385 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01.03.2012 gün ve 2011/8505 E. - 2012/2455 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortalı davalı C.Ç. adına kayıtlı aracın ehliyetsiz olan diğer davalı K.M. yönetiminde iken karıştığı kazada 3. kişiye ait aracın hasarlandığını, 1.924 TL hasar bedelinin zarar gören aracın sahibine ödendiğini belirterek 1.924 TL.nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı C.Ç. diğer davalı K.M.'un sürücü kursuna gidip imtihanı kazandığını, kazadan 3 gün sonra aldığı ehliyetini kendisine gösterdiğini, sürücü belgesi için gerekli harcı yatıramadığından ehliyetini alamadığını Kadir'den öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.M. davaya konu kazanın pazar günü akşamı meydana geldiğini bu nedenle trafik şubeye müracaat edemediğini 19.01.2009 tarihinde ehliyet sınavını kazandığını, kaza tarihinde sınavı kazandığına dair sertifikanın mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davanın ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesi hükmü uyarınca sigortalı aracın ehliyet belgesine sahip olmayan kişi tarafından kullanıldığı iddiasıyla 3. kişiye ödenen tazminatın rücuen tahsili istemiyle açılmış olmasına, 2918 sayılı KTK.nun 95. ve poliçe genel şartlarının 4. maddesi gereğince sigortacının ödediği tazminat bakımından ancak kendi akidi olan davalı sigorta ettiren C.Ç.'e rücu etmesi gerekirken akidi olmayan ehliyetsiz sürücü aleyhine de dava açması doğru olmayıp, davalı sürücü K.M. hakkında açılan davanın sıfat yokluğu (husumet) nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davalı sürücünün kaza tarihinde sürücü belgesi almaya hak kazandığı davanın şartlarının oluşmadığı şeklinde farklı ve yanlış gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuca etkili olmamasına göre gerekçesi değiştirilmek suretiyle davalı K.M. hakkındaki red kararının onanmasına ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava KTK.nun 95 ve ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesine dayanılarak açılan rücuen alacak istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 95/2. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması ya da indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Yine aynı düzenlemeye pararel olarak ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesinde tazminatı gerektiren olayın aracın KTK.na göre gereken ehliyetnameyi haiz olmayan kimselerce sevk edilmesi sırasında meydana gelmesi halinde sigortacının bu hususu zarar gören 3. kişiye ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı KTK.nun 42/a maddesi hükmünde sürücü belgesi almak için başvuranların sınav sonucunda almış oldukları sertifikaların 41. maddede belirtilen diğer şartlar dahilinde sertifikanın alındığı yer trafik kuruluşunca sınıfına uygun sürücü belgeleri ile değiştirilmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla sürücü sertifika sahibi olup ehliyet alma hakkına haiz olsa dahi ehliyetini almadığı süre içinde araç kullanması durumunda sürücü belgesiz araç kullanan kişi konumunda olup bu sırada oluşan kazadan dolayı 3. kişiye ait araçta meydana gelen hasar sigorta teminatı dışında kalmaktadır.
Somut olayda davalı sürücü K.M. ehliyet sınavında başarılı olup 17.01.2009 tarihinde sertifika almış ise de sürücü belgesini 03.02.2009 tarihinde almış davaya konu trafik kazası ise 01.02.2009 tarihinde meydana gelmiştir. Dolayısıyla sürücünün kaza tarihinde ehliyeti bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece hasarın ZMSS poliçesi teminatı dışında kaldığının kabulü ile davalı sigortalı C.Ç. hakkında açılan davanın esasına girilerek sürücünün kusuru oranında tesbit edilen tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı E. Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı C.Ç. yönünden davacı yararına bozulmasına...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.03 2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
SÜRÜCÜ BELGESİ KARARI
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
ESAS NO : 2013/17-1757
KARAR NO : 2015/1038
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2012/269 E - 2012/583 K.
DAVACI : E. Sigorta A.Ş. vekili Av. E.Ö.
DAVALILAR : C.Ç. ve K.M.
Taraflar arasındaki “rücuen tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesince (kapatılan Şişli 4. Sulh Hukuk Mah.) davanın reddine dair verilen 24.03.2011 gün ve 2009/392 E. - 2011/385 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01.03.2012 gün ve 2011/8505 E. - 2012/2455 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortalı davalı C.Ç. adına kayıtlı aracın ehliyetsiz olan diğer davalı K.M. yönetiminde iken karıştığı kazada 3. kişiye ait aracın hasarlandığını, 1.924 TL hasar bedelinin zarar gören aracın sahibine ödendiğini belirterek 1.924 TL.nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı C.Ç. diğer davalı K.M.'un sürücü kursuna gidip imtihanı kazandığını, kazadan 3 gün sonra aldığı ehliyetini kendisine gösterdiğini, sürücü belgesi için gerekli harcı yatıramadığından ehliyetini alamadığını Kadir'den öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı K.M. davaya konu kazanın pazar günü akşamı meydana geldiğini bu nedenle trafik şubeye müracaat edemediğini 19.01.2009 tarihinde ehliyet sınavını kazandığını, kaza tarihinde sınavı kazandığına dair sertifikanın mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davanın ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesi hükmü uyarınca sigortalı aracın ehliyet belgesine sahip olmayan kişi tarafından kullanıldığı iddiasıyla 3. kişiye ödenen tazminatın rücuen tahsili istemiyle açılmış olmasına, 2918 sayılı KTK.nun 95. ve poliçe genel şartlarının 4. maddesi gereğince sigortacının ödediği tazminat bakımından ancak kendi akidi olan davalı sigorta ettiren C.Ç.'e rücu etmesi gerekirken akidi olmayan ehliyetsiz sürücü aleyhine de dava açması doğru olmayıp, davalı sürücü K.M. hakkında açılan davanın sıfat yokluğu (husumet) nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davalı sürücünün kaza tarihinde sürücü belgesi almaya hak kazandığı davanın şartlarının oluşmadığı şeklinde farklı ve yanlış gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuca etkili olmamasına göre gerekçesi değiştirilmek suretiyle davalı K.M. hakkındaki red kararının onanmasına ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava KTK.nun 95 ve ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesine dayanılarak açılan rücuen alacak istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK.nun 95/2. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması ya da indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Yine aynı düzenlemeye pararel olarak ZMSS poliçesi genel şartlarının 4/c maddesinde tazminatı gerektiren olayın aracın KTK.na göre gereken ehliyetnameyi haiz olmayan kimselerce sevk edilmesi sırasında meydana gelmesi halinde sigortacının bu hususu zarar gören 3. kişiye ileri süremeyeceği ve fakat ödemede bulunduktan sonra tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebileceği hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı KTK.nun 42/a maddesi hükmünde sürücü belgesi almak için başvuranların sınav sonucunda almış oldukları sertifikaların 41. maddede belirtilen diğer şartlar dahilinde sertifikanın alındığı yer trafik kuruluşunca sınıfına uygun sürücü belgeleri ile değiştirilmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla sürücü sertifika sahibi olup ehliyet alma hakkına haiz olsa dahi ehliyetini almadığı süre içinde araç kullanması durumunda sürücü belgesiz araç kullanan kişi konumunda olup bu sırada oluşan kazadan dolayı 3. kişiye ait araçta meydana gelen hasar sigorta teminatı dışında kalmaktadır.
Somut olayda davalı sürücü K.M. ehliyet sınavında başarılı olup 17.01.2009 tarihinde sertifika almış ise de sürücü belgesini 03.02.2009 tarihinde almış davaya konu trafik kazası ise 01.02.2009 tarihinde meydana gelmiştir. Dolayısıyla sürücünün kaza tarihinde ehliyeti bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece hasarın ZMSS poliçesi teminatı dışında kaldığının kabulü ile davalı sigortalı C.Ç. hakkında açılan davanın esasına girilerek sürücünün kusuru oranında tesbit edilen tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı E. Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı C.Ç. yönünden davacı yararına bozulmasına...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 13.03 2015 gününde oybirliği ile karar verildi.