TAHKİKATA YÖNELİK BOZMA YAPILMADIĞI HALDE BU HUSUS NAZARA ALINMADAN USULİ KAZANILMIŞ HAKLARA RİAYET EDİLMEMESİ VE ISLAHA GEÇERLİLİK TANINMASI HATALI OLMUŞTUR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/3456
Karar No : 2024/4198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gebze 4. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 17.01.2024
SAYISI : 2023/474 E., 2024/70 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın lehine yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, enflasyon oranında artırılmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili bozmadan sonra verdiği 04.10.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle ÜFE oranında artırılmak üzere 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2022 tarihli ve 2019/287 Esas, 2020/476 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin; davacı kadını evden kovduğu, çocuk olması için üzerine düşeni yapmadığı ve doktora gitmeyi ertelediği, davacı kadının ailesine gerekli ilgiyi göstermediği ya da davacı kadını ailesiyle ilişkilerinde yalnız bıraktığı, bir araya gelmekten kaçındığı; davacı kadının ise geçim sıkıntısından bahsederken şans oyunu oynadığı, davalı erkekle cinsel ilişkiden kaçınarak çocuk olması için üzerine düşeni yapmadığı ve davalı erkeğin annesine ''Köpeğine sahip ol.'' şeklinde davalı erkeğe hakarette bulunduğu; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların ortak kusurlu oldukları belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, her yıl bu nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden; davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, nafakalar, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.12.2021 tarihli ve 2020/1291 Esas, 2021/1401 Karar sayılı kararıyla tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden; davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.03.2022 tarihli ve 2022/832 Esas, 2022/2699 Karar sayılı kararı ile, kadın tarafından eşi için söylenen "Köpeğine sahip ol.” sözü sonrası tarafların barışıp biraraya geldiklerinin anlaşıldığı, affedilmiş ve hoşgörü ile karşılanmış olan vakıalar kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağından bu söz nedeniyle kadına kusur yüklenmesi doğru görülmediği; yine, kadına kusur olarak yüklenen cinsellikten kaçınarak çocuk olması için üstüne düşenleri yapmama vakıasının mahkeme kararında ikrar üzerine kadına yüklendiği belirtilmiş olup, kadının dilekçelerindeki beyanlarından bu davranışın süreklilik arz etmediği ve son dönemde yapılan kavga sonrasına mahsus olduğu anlaşıldığından bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı; öte yandan, davalı erkeğe kusur olarak yüklenen doktora gitmeyi erteleyerek çocuklarının olması için üstüne düşenleri yapmama kusurlu davranışının da dosya kapsamı ile ispatlanamadığı; tanık beyanlarından tarafların aynı binada yaşayan erkeğin ailesine ekonomik olarak bağımlı oldukları, evin ihtiyaçlarının aile tarafından karşılandığı ve erkeğin de bu suretle birlik görevlerini yeterince yerine getiremediğinin sabit olduğu; bu durumda boşanmaya neden olan olaylarda tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre; eşine “eve git eşyalarını topla, direkt git bak, akşam gelirim, kapının önüne seni ben atarım, yalan yanlış konuşma” şeklinde mesaj göndererek onu evden kovan, eşinin ailesi ile biraraya gelmekten kaçınan ve onu aile ilişkilerinde yalnız bırakan ve birlik görevlerini yeterince yerine getirmeyen erkeğin, şans oyunları oynayan kadına nazaran ağır kusurlu olduğu; tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesinin doğru bulunmadığı, az kusurlu davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 04.01.2023 tarihli kararıyla bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının geçimini sağlayacak düzeyde gelirinin bulunduğunun UYAP üzerinden alınan SGK kayıtlarından anlaşıldığı belirtilerek karar tarihi itibari ile tedbir nafakasının kaldırılmasına ve şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine; bozma kararında belirtilen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu belirtilerek kadın yararına 20.000,00 TL manevî ve 25.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 04.01.2023 tarihli kararına karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde tedbir nafakasının kaldırılması, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminat miktarları yönünden davalı erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Dairenin 22.03.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleştiği halde tedbir nafakası hakkında yeniden hüküm tesis edilerek karar tarihi itibari ile tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ayrıca kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğuna dair bozma kararının gereği yerine getirilerek kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına; davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararla; boşanma kesinleşme tarihi olan 19.11.2020 tarihi itibariyle tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla tarafların sosyal ekonomik durumları da dikkate alınarak aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her yıl bu nafaka miktarının ÜFE oranında artış yapılarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı, ıslah noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesinin ikinci fıkrası, 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı kadının tüm, davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kadının 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen ilk hükümde, davacı kadının boşanma davasının kabulüne, kadının lehine 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dairemizin 21.03.2022 tarihli ilamıyla kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında davacı kadın yoksulluk nafakasına ilişkin talebini 04.10.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile aylık 3.000,00 TL olarak artırdığını bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup yapılan yargılama sonucunda kadının gelirinin bulunduğundan bahisle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle Dairemizin 22.03.2023 tarihli ilamı ile bozma ilamına uyulmasına rağmen usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde uyulan bozma ilamı uyarınca karar verilmediğinden bahisle ikinci defa bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince son kararla bozma ilamına uyulmakla yapılan yargılama sonucunda kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davacı kadının dava dilekçesinde talep ettiği nafaka miktarı aylık 1.000,00 TL iken, bozmadan sonra 04.10.2022 tarihinde verdiği dilekçe ile yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin olarak talebini ıslah etmiştir. Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Yargıtay'ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkündür. O halde somut olayda tahkikata yönelik bozma yapılmadığı halde bu husus nazara alınmadan usuli kazanılmış haklara da riayet edilmemesi ve ıslaha geçerlilik tanınarak davacı kadının dava dilekçesindeki talep ettiği miktar aşılarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
2. Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Seydi Kahveci Çetin Durak Sevil Kartal Harun Can
TAHKİKATA YÖNELİK BOZMA YAPILMADIĞI HALDE BU HUSUS NAZARA ALINMADAN USULİ KAZANILMIŞ HAKLARA RİAYET EDİLMEMESİ VE ISLAHA GEÇERLİLİK TANINMASI HATALI OLMUŞTUR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/3456
Karar No : 2024/4198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gebze 4. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 17.01.2024
SAYISI : 2023/474 E., 2024/70 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece kadın lehine yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, enflasyon oranında artırılmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili bozmadan sonra verdiği 04.10.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle ÜFE oranında artırılmak üzere 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2022 tarihli ve 2019/287 Esas, 2020/476 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin; davacı kadını evden kovduğu, çocuk olması için üzerine düşeni yapmadığı ve doktora gitmeyi ertelediği, davacı kadının ailesine gerekli ilgiyi göstermediği ya da davacı kadını ailesiyle ilişkilerinde yalnız bıraktığı, bir araya gelmekten kaçındığı; davacı kadının ise geçim sıkıntısından bahsederken şans oyunu oynadığı, davalı erkekle cinsel ilişkiden kaçınarak çocuk olması için üzerine düşeni yapmadığı ve davalı erkeğin annesine ''Köpeğine sahip ol.'' şeklinde davalı erkeğe hakarette bulunduğu; boşanmaya neden olan olaylarda tarafların ortak kusurlu oldukları belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, her yıl bu nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden; davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, nafakalar, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.12.2021 tarihli ve 2020/1291 Esas, 2021/1401 Karar sayılı kararıyla tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden; davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 21.03.2022 tarihli ve 2022/832 Esas, 2022/2699 Karar sayılı kararı ile, kadın tarafından eşi için söylenen "Köpeğine sahip ol.” sözü sonrası tarafların barışıp biraraya geldiklerinin anlaşıldığı, affedilmiş ve hoşgörü ile karşılanmış olan vakıalar kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağından bu söz nedeniyle kadına kusur yüklenmesi doğru görülmediği; yine, kadına kusur olarak yüklenen cinsellikten kaçınarak çocuk olması için üstüne düşenleri yapmama vakıasının mahkeme kararında ikrar üzerine kadına yüklendiği belirtilmiş olup, kadının dilekçelerindeki beyanlarından bu davranışın süreklilik arz etmediği ve son dönemde yapılan kavga sonrasına mahsus olduğu anlaşıldığından bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığı; öte yandan, davalı erkeğe kusur olarak yüklenen doktora gitmeyi erteleyerek çocuklarının olması için üstüne düşenleri yapmama kusurlu davranışının da dosya kapsamı ile ispatlanamadığı; tanık beyanlarından tarafların aynı binada yaşayan erkeğin ailesine ekonomik olarak bağımlı oldukları, evin ihtiyaçlarının aile tarafından karşılandığı ve erkeğin de bu suretle birlik görevlerini yeterince yerine getiremediğinin sabit olduğu; bu durumda boşanmaya neden olan olaylarda tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre; eşine “eve git eşyalarını topla, direkt git bak, akşam gelirim, kapının önüne seni ben atarım, yalan yanlış konuşma” şeklinde mesaj göndererek onu evden kovan, eşinin ailesi ile biraraya gelmekten kaçınan ve onu aile ilişkilerinde yalnız bırakan ve birlik görevlerini yeterince yerine getirmeyen erkeğin, şans oyunları oynayan kadına nazaran ağır kusurlu olduğu; tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesinin doğru bulunmadığı, az kusurlu davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin 04.01.2023 tarihli kararıyla bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının geçimini sağlayacak düzeyde gelirinin bulunduğunun UYAP üzerinden alınan SGK kayıtlarından anlaşıldığı belirtilerek karar tarihi itibari ile tedbir nafakasının kaldırılmasına ve şartları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine; bozma kararında belirtilen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu belirtilerek kadın yararına 20.000,00 TL manevî ve 25.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 04.01.2023 tarihli kararına karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde tedbir nafakasının kaldırılması, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve tazminat miktarları yönünden davalı erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Dairenin 22.03.2023 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmasına rağmen kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası bozmanın kapsamı dışında kalıp kesinleştiği halde tedbir nafakası hakkında yeniden hüküm tesis edilerek karar tarihi itibari ile tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş ayrıca kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğuna dair bozma kararının gereği yerine getirilerek kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına; davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararla; boşanma kesinleşme tarihi olan 19.11.2020 tarihi itibariyle tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla tarafların sosyal ekonomik durumları da dikkate alınarak aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, her yıl bu nafaka miktarının ÜFE oranında artış yapılarak davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı, ıslah noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesinin ikinci fıkrası, 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı kadının tüm, davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kadının 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen ilk hükümde, davacı kadının boşanma davasının kabulüne, kadının lehine 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.
3. Dairemizin 21.03.2022 tarihli ilamıyla kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında davacı kadın yoksulluk nafakasına ilişkin talebini 04.10.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile aylık 3.000,00 TL olarak artırdığını bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup yapılan yargılama sonucunda kadının gelirinin bulunduğundan bahisle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle Dairemizin 22.03.2023 tarihli ilamı ile bozma ilamına uyulmasına rağmen usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde uyulan bozma ilamı uyarınca karar verilmediğinden bahisle ikinci defa bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince son kararla bozma ilamına uyulmakla yapılan yargılama sonucunda kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davacı kadının dava dilekçesinde talep ettiği nafaka miktarı aylık 1.000,00 TL iken, bozmadan sonra 04.10.2022 tarihinde verdiği dilekçe ile yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin olarak talebini ıslah etmiştir. Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Yargıtay'ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkündür. O halde somut olayda tahkikata yönelik bozma yapılmadığı halde bu husus nazara alınmadan usuli kazanılmış haklara da riayet edilmemesi ve ıslaha geçerlilik tanınarak davacı kadının dava dilekçesindeki talep ettiği miktar aşılarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
2. Davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Seydi Kahveci Çetin Durak Sevil Kartal Harun Can