TASARIMA TECAVÜZÜN OLUŞUP OLUŞMADIĞI VE OLUŞTUYSA ÖNLENMESİNE KARAR VERİLEBİLMESİ HÜKÜMSÜZLÜK DAVASININ SONUCUNA BAĞLIDIR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6993
KARAR NO : 2022/1144
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI : 2019/286 - 2020/656
DAVACI : S.F.B.
VEKİLİ : AV. T.A.
DAVALI : H.A.
VEKİLİ : AV. N.A.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25.10.2018 tarih ve 2017/385 E - 2018/379 K. sayılı kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne-reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 13.07.2020 tarih ve 2019/286 E- 2020/656 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Filiz Yılmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 2016/05.32 sayılı tescil numarasına kayıtlı 1.1 Koltuk, 2.1 Koltuk tasarımların sahibi olduğunu, davalının imalathanesinde İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/176 Değişik iş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, yapılan tespitte, müvekkili adına tescilli 2016/05.32 nolu tasarımdan kaynaklanan sınai hakların ihlal edilmiş olduğunun tespit edildiğini, İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/176 Değişik iş sayılı dosyası incelendiğinde davaya konu ürünlerin birebir aynısı olduğunun belirlendiğini, davalı yanın tespit sonrasında ürünleri üretmeye devam ederek satışa arz etmesi ve davacının tasarım tescilli ürünlerine karşı 6769 sayılı Yasa'nın 149/1-f maddesi uyarınca tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasının gerektiğini ileri sürerek davalının tecavüzünün önlenmesine, 6769 sayılı SMK’nın 151/2-b maddesi uyarınca maddi zararın tespiti ile 149/1-ç ve 150 maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi ve 100.000.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin İnegöl-Bursa adresindeki işyerinde sadece kendisine verilen siparişler doğrultusunda mobilya imalatı yaptığını, dava konusu ürünlerin davacıya ait olduğu hususunun müvekkili tarafından bilinmediğini, yapılan tespit işlemine kadar davaya konu ürünlerin dava dışı "A.O. Mobilya Orman Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne" (A.O. Mobilya) ait olduğunu bildiğini, davaya konu ürünlerin aslında 2016/08163 başvuru numaralı tasarım sicili belgesi ile dava dışı başka bir şirket adına koruma altına alındığını, müvekkilinin dava dışı şirketin bu tasarım tescil belgesine dayalı siparişleri üzerine imalat işlemini yaparken, işyerinde tespit yapıldığını ve söz konusu raporun tanzim olunduğunu, tespit dosyasında yer alan davacıya ait ürünlerin Türk Patent görselinde yer alan "2.1 Koltuk" isimli ürünün yuvarlak kolluğun bulunduğu taraftaki ahşap uzantının, davalının ürettiği ve dava dışı şirkete ait "2.1 Koltuk" isimli üründe yar alan ahşap uzantıdan daha kısa olduğunu, davalının ürettiği ürünlerdeki bu uzantının daha uzun ve dava dışı şirketin tasarım belgesi ile birebir aynı şekilde imal edildiğini, müvekkilinin dava dışı "A.O. Mobilya Orman Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirket" ile yaptığı "Koltuk Üretim Sözleşmesi" kapsamında davalının dava dışı şirketin verdiği siparişler doğrultusunda üretim yaptığını, söz konusu ürünlerin sayısının tespit işleminde tespit edilen kadar olduğunu, müvekkilinin bu ürünlerden başka üretim, satış veya pazarlama yapmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait tasarımlar (2016/05.32) ile ve davalıya ait ürünler ve davalının iddiasında belirtmiş olduğu dava dışı firmaya ait tasarım tescillerinin, birbirleri ile ortak görünüm özellikleri baz alınarak kıyaslanması neticesinde, davalı tarafta ait ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin davacıya ait 2016/05.32 sayılı tasarım tescili ile belirgin derecede aynı olduğu, dava dışı firmaya ait 2016/08.63 sayılı tasarım tescillerinin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin, davacıya ait 2016/05.32 sayılı tasarım tescili ile de belirgin derecede aynı olduğu, davacının talebinin 6769 sayılı Kanun'un 151/2-b maddesi uyarınca "sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç" olduğu, davacının ticari defterleri ve dayanağı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini teyit etmesi nedeni ile HMK'nın 222. maddesi gereğince delil niteliğinde olabileceği, ancak davacının dava dilekçesinde ifade ettiği modelde mobilya üretimi adedi konusunda bir tespit yapılamadığı, İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/176 D.İş. dosyasından 3 adet olarak tespit edilmiş olan ürünlerin satışına konu faturanın, 25.09.2017 tarih ve 4075 nolu, A.O. Mob. Ürün. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturada ihtilaflı mallardan 6 adet olarak yer almakta olduğundan hareketle, miktarı ve alış bedeli yönünden yapılan inceleme ile takım satış fiyatının 3.300,00 TL X 3 Takım = 9.900,00.TL satış hasılatının olduğu, piyasa genelindeki ortalama gayrisafi karlılık oranının %20-30 arasında olabileceğinin belirlendiği, davalının, 2017 yılı net kâr/ net satış oranının, 66.766,27 TL / 2.612.858,92 TL = 0,025 olduğu, 1.000,00 TL manevi tazminatın olay bakımından uygun kabul edilebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacı adına tescilli 2016/05.32 sayılı endüstriyel tasarıma tecavüz nedeni ile 57,11 TL maddi 1.000,00 TL manevi tazminatın 17.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve katılma yolu davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ile dava dışı şirket arasında bir üretim anlaşmasının olduğu ve davalının üretiminin dava dışı firma adına tescilli tasarıma uygun üretildiği, davalının somut olaydaki kusurunun kasıt derecesinde olmadığı, somut olayda ihmal bulunup bulunmadığının da ayrıca değerlendirilmesi gerektiği, tasarım tescillerinin araştırılması yönünde davalının, iş yerinde tespit edilen ürünleri, dava dışı A.O. Mobilya’ya ait tasarım tesciline konu ürüne uygun olarak ürettiği, yani davalının kendisinden beklenileni yaptığı, ürettiği mobilyanın tasarım tescil belgesini kontrol ettiği ve üretimini uygun yaptığı, bunun haricinde davalıya bu tasarıma benzeyen tasarım olup olmadığını araştırma yükümlülüğü yüklenemeyeceği, davacının tasarım tescil başvurusunun dava dışı firmanınkinden 3 ay öncesine ait olduğu, davalının üzerine düşen ve kendisinden beklenilen tüm davranışları yerine getirdiği, bunun aksinin ispatına ilişkin bir delilin de dosyada bulunmadığı gerekçeleriyle kusuru bulunmayan davalının maddi ve manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağına ve davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüyle davalının davacı adına tescilli 2016/05.32 sayılı endüstriyel tasarıma tecavüzünün önlenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava; endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, davacı adına tescilli 2016/05.32 sayılı endüstriyel tasarıma tecavüz nedeniyle 57,11 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın 17.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekilinin istinaf başvuruları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf itirazlarının esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun ise kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüyle, davalının davacı adına tescilli 2016/05.32 numaralı endüstriyel tasarıma yönelik tecavüzün önlenmesine ve fazlaya dair istemlerinin reddine karar verilmiştir. Ancak davalı savunmasında; tecavüz oluşturduğu iddia edilen koltukları dava dışı A.O. Mobilya Orman Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'yle (A.O. Mobilya) yaptığı 02.01.2017 tarihli sözleşme gereği verilen sipariş üzerine, bu şirket adına, tescilli tasarıma istinaden ürettiğini ve bu üretimin tecavüz oluşturmayacağını ileri sürmüştür. Alınan 26.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda da; söz konusu koltukların hem davacının 2016/05.32 numaralı tescilli tasarımı kapsamında hem de davalının fason üretim yaptığı dava dışı A.O. Mobilya şirketinin 2016/08.63 numaralı tescilli tasarımı kapsamında olduğu saptanmıştır. Davalının bu savunması Bölge Adliye Mahkemesince Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 155. maddesi ile düzenlenen önceki hakların etkisi gerekçe gösterilerek dikkate alınmışsa da; bu hükümle bizzat sonraki tescilli tasarımın sahibinin sonraki tescilden kaynaklı def’i hakkını tecavüz davasında ileri süremeyeceği düzenlenmiştir. Davalı ise sonraki tescilin sahibi olmayıp sözleşme ile tescilli tasarım sahibine fason üretim yapan üçüncü kişi olduğundan savunmasına itibar edilmemesi doğru olmamıştır. Diğer taraftan davacı, dava dışı A.O. Mobilya aleyhine söz konusu 2016/08.63 tescil tasarımın hükümsüzlüğü davası açmış olup bu davanın da Ankara 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/320 Esas sayısıyla derdest olduğunu beyan etmiştir. Davalı tarafın yaptığı üretim nedeniyle kusurunun bulunup bulunmadığı, bu üretimle davacının tasarımına tecavüzün oluşup oluşmadığı ve oluştuysa önlenmesine karar verilebilmesi hükümsüzlük davasının sonucuna bağlıdır. Mahkemece derdest bulunan hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, kusuru bulunmayan davalının maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutulmayacağına karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve sonuçlarına göre davacının tüm ve davalının yukarıdakiler dışındaki sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacı ve katılma yoluyla davalıya iadesine, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
R.Cemal HANEDAN E. S. BAYDAR A. YAMAN Dr. O. SEKMEN M. ÖZDEMİR
TASARIMA TECAVÜZÜN OLUŞUP OLUŞMADIĞI VE OLUŞTUYSA ÖNLENMESİNE KARAR VERİLEBİLMESİ HÜKÜMSÜZLÜK DAVASININ SONUCUNA BAĞLIDIR.
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6993
KARAR NO : 2022/1144
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TARİHİ : 13/07/2020
NUMARASI : 2019/286 - 2020/656
DAVACI : S.F.B.
VEKİLİ : AV. T.A.
DAVALI : H.A.
VEKİLİ : AV. N.A.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25.10.2018 tarih ve 2017/385 E - 2018/379 K. sayılı kararın davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne-reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 13.07.2020 tarih ve 2019/286 E- 2020/656 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Filiz Yılmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 2016/05.32 sayılı tescil numarasına kayıtlı 1.1 Koltuk, 2.1 Koltuk tasarımların sahibi olduğunu, davalının imalathanesinde İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/176 Değişik iş sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, yapılan tespitte, müvekkili adına tescilli 2016/05.32 nolu tasarımdan kaynaklanan sınai hakların ihlal edilmiş olduğunun tespit edildiğini, İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/176 Değişik iş sayılı dosyası incelendiğinde davaya konu ürünlerin birebir aynısı olduğunun belirlendiğini, davalı yanın tespit sonrasında ürünleri üretmeye devam ederek satışa arz etmesi ve davacının tasarım tescilli ürünlerine karşı 6769 sayılı Yasa'nın 149/1-f maddesi uyarınca tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasının gerektiğini ileri sürerek davalının tecavüzünün önlenmesine, 6769 sayılı SMK’nın 151/2-b maddesi uyarınca maddi zararın tespiti ile 149/1-ç ve 150 maddeleri uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi ve 100.000.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin İnegöl-Bursa adresindeki işyerinde sadece kendisine verilen siparişler doğrultusunda mobilya imalatı yaptığını, dava konusu ürünlerin davacıya ait olduğu hususunun müvekkili tarafından bilinmediğini, yapılan tespit işlemine kadar davaya konu ürünlerin dava dışı "A.O. Mobilya Orman Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'ne" (A.O. Mobilya) ait olduğunu bildiğini, davaya konu ürünlerin aslında 2016/08163 başvuru numaralı tasarım sicili belgesi ile dava dışı başka bir şirket adına koruma altına alındığını, müvekkilinin dava dışı şirketin bu tasarım tescil belgesine dayalı siparişleri üzerine imalat işlemini yaparken, işyerinde tespit yapıldığını ve söz konusu raporun tanzim olunduğunu, tespit dosyasında yer alan davacıya ait ürünlerin Türk Patent görselinde yer alan "2.1 Koltuk" isimli ürünün yuvarlak kolluğun bulunduğu taraftaki ahşap uzantının, davalının ürettiği ve dava dışı şirkete ait "2.1 Koltuk" isimli üründe yar alan ahşap uzantıdan daha kısa olduğunu, davalının ürettiği ürünlerdeki bu uzantının daha uzun ve dava dışı şirketin tasarım belgesi ile birebir aynı şekilde imal edildiğini, müvekkilinin dava dışı "A.O. Mobilya Orman Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirket" ile yaptığı "Koltuk Üretim Sözleşmesi" kapsamında davalının dava dışı şirketin verdiği siparişler doğrultusunda üretim yaptığını, söz konusu ürünlerin sayısının tespit işleminde tespit edilen kadar olduğunu, müvekkilinin bu ürünlerden başka üretim, satış veya pazarlama yapmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait tasarımlar (2016/05.32) ile ve davalıya ait ürünler ve davalının iddiasında belirtmiş olduğu dava dışı firmaya ait tasarım tescillerinin, birbirleri ile ortak görünüm özellikleri baz alınarak kıyaslanması neticesinde, davalı tarafta ait ürünlerin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin davacıya ait 2016/05.32 sayılı tasarım tescili ile belirgin derecede aynı olduğu, dava dışı firmaya ait 2016/08.63 sayılı tasarım tescillerinin bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimin, davacıya ait 2016/05.32 sayılı tasarım tescili ile de belirgin derecede aynı olduğu, davacının talebinin 6769 sayılı Kanun'un 151/2-b maddesi uyarınca "sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç" olduğu, davacının ticari defterleri ve dayanağı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini teyit etmesi nedeni ile HMK'nın 222. maddesi gereğince delil niteliğinde olabileceği, ancak davacının dava dilekçesinde ifade ettiği modelde mobilya üretimi adedi konusunda bir tespit yapılamadığı, İnegöl 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/176 D.İş. dosyasından 3 adet olarak tespit edilmiş olan ürünlerin satışına konu faturanın, 25.09.2017 tarih ve 4075 nolu, A.O. Mob. Ürün. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenmiş olduğu, söz konusu faturada ihtilaflı mallardan 6 adet olarak yer almakta olduğundan hareketle, miktarı ve alış bedeli yönünden yapılan inceleme ile takım satış fiyatının 3.300,00 TL X 3 Takım = 9.900,00.TL satış hasılatının olduğu, piyasa genelindeki ortalama gayrisafi karlılık oranının %20-30 arasında olabileceğinin belirlendiği, davalının, 2017 yılı net kâr/ net satış oranının, 66.766,27 TL / 2.612.858,92 TL = 0,025 olduğu, 1.000,00 TL manevi tazminatın olay bakımından uygun kabul edilebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacı adına tescilli 2016/05.32 sayılı endüstriyel tasarıma tecavüz nedeni ile 57,11 TL maddi 1.000,00 TL manevi tazminatın 17.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve katılma yolu davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ile dava dışı şirket arasında bir üretim anlaşmasının olduğu ve davalının üretiminin dava dışı firma adına tescilli tasarıma uygun üretildiği, davalının somut olaydaki kusurunun kasıt derecesinde olmadığı, somut olayda ihmal bulunup bulunmadığının da ayrıca değerlendirilmesi gerektiği, tasarım tescillerinin araştırılması yönünde davalının, iş yerinde tespit edilen ürünleri, dava dışı A.O. Mobilya’ya ait tasarım tesciline konu ürüne uygun olarak ürettiği, yani davalının kendisinden beklenileni yaptığı, ürettiği mobilyanın tasarım tescil belgesini kontrol ettiği ve üretimini uygun yaptığı, bunun haricinde davalıya bu tasarıma benzeyen tasarım olup olmadığını araştırma yükümlülüğü yüklenemeyeceği, davacının tasarım tescil başvurusunun dava dışı firmanınkinden 3 ay öncesine ait olduğu, davalının üzerine düşen ve kendisinden beklenilen tüm davranışları yerine getirdiği, bunun aksinin ispatına ilişkin bir delilin de dosyada bulunmadığı gerekçeleriyle kusuru bulunmayan davalının maddi ve manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağına ve davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüyle davalının davacı adına tescilli 2016/05.32 sayılı endüstriyel tasarıma tecavüzünün önlenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava; endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile, davacı adına tescilli 2016/05.32 sayılı endüstriyel tasarıma tecavüz nedeniyle 57,11 TL maddi, 1.000,00 TL manevi tazminatın 17.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile katılma yoluyla davalı vekilinin istinaf başvuruları üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf itirazlarının esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun ise kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kısmen kabulüyle, davalının davacı adına tescilli 2016/05.32 numaralı endüstriyel tasarıma yönelik tecavüzün önlenmesine ve fazlaya dair istemlerinin reddine karar verilmiştir. Ancak davalı savunmasında; tecavüz oluşturduğu iddia edilen koltukları dava dışı A.O. Mobilya Orman Ürünleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'yle (A.O. Mobilya) yaptığı 02.01.2017 tarihli sözleşme gereği verilen sipariş üzerine, bu şirket adına, tescilli tasarıma istinaden ürettiğini ve bu üretimin tecavüz oluşturmayacağını ileri sürmüştür. Alınan 26.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda da; söz konusu koltukların hem davacının 2016/05.32 numaralı tescilli tasarımı kapsamında hem de davalının fason üretim yaptığı dava dışı A.O. Mobilya şirketinin 2016/08.63 numaralı tescilli tasarımı kapsamında olduğu saptanmıştır. Davalının bu savunması Bölge Adliye Mahkemesince Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 155. maddesi ile düzenlenen önceki hakların etkisi gerekçe gösterilerek dikkate alınmışsa da; bu hükümle bizzat sonraki tescilli tasarımın sahibinin sonraki tescilden kaynaklı def’i hakkını tecavüz davasında ileri süremeyeceği düzenlenmiştir. Davalı ise sonraki tescilin sahibi olmayıp sözleşme ile tescilli tasarım sahibine fason üretim yapan üçüncü kişi olduğundan savunmasına itibar edilmemesi doğru olmamıştır. Diğer taraftan davacı, dava dışı A.O. Mobilya aleyhine söz konusu 2016/08.63 tescil tasarımın hükümsüzlüğü davası açmış olup bu davanın da Ankara 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/320 Esas sayısıyla derdest olduğunu beyan etmiştir. Davalı tarafın yaptığı üretim nedeniyle kusurunun bulunup bulunmadığı, bu üretimle davacının tasarımına tecavüzün oluşup oluşmadığı ve oluştuysa önlenmesine karar verilebilmesi hükümsüzlük davasının sonucuna bağlıdır. Mahkemece derdest bulunan hükümsüzlük davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, kusuru bulunmayan davalının maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutulmayacağına karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu yönden de bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve sonuçlarına göre davacının tüm ve davalının yukarıdakiler dışındaki sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacı ve katılma yoluyla davalıya iadesine, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Vekili Üye Üye Üye Üye
R.Cemal HANEDAN E. S. BAYDAR A. YAMAN Dr. O. SEKMEN M. ÖZDEMİR