TERDİTLİ TALEP HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPILMAMIŞ VE BİR HÜKÜM VERİLMEMİŞ OLMASI NEDENİYLE TERDİTLİ TALEP YÖNÜNDEN KESİN HÜKÜM VEYA USULİ KAZANILMIŞ HAK OLUŞMAZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/7903
Karar No : 2024/2240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.06.2023
SAYISI : 2022/699 E., 2023/1840 K.
Taraflar arasındaki terditli olarak açılan evliliğin iptali, kabul edilmediği takdirde boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evliliğin iptaline ve kadın yararına nafaka ve tazminatlara, boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, evlilik iptali talebinin reddine, boşanma talebi de istinaf edilmediğinden bu hususta istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; kadın lise son sınıftayken erkek tarafından kendisine görüşmek istediğini belirten mesaj geldiğini, erkeğin ısrarlı davranışı nedeniyle onunla tanıştığını, bir müddet arkadaşlık yaptıktan sonra erkeğin hal ve hareketleri nedeniyle arkadaşlığın sona erdiğini, kadının görüşmek istemediğini belirtmesine rağmen 22.07.2017 günü kadını arayarak son kez görüşmek istediğini belirttiğini, gelmezse kendisinin geleceğini söylediğini, bunun üzerine tarafların buluştuğunu, erkeğin "gören olmasın arabaya bin" demesi üzerine arabasına bindiğini, kadının yine görüşmek istemediğini söylemesi üzerine erkeğin kapıları kilitleyerek kadını kaçırdığını, kadının telefonunu da camdan dışarı attığını, erkeğin anneannesinin evine götürdüğünü, aynı gün erkeğin kadının babasını arayarak "biz kızınızla evlendik" dediğini, sonra jandarma gelir korkusu ile dağa çıkarıldığını ve gece olunca anneannesinin evine tekrar döndüklerini, sonra babasının evine gittiklerini, nikah işlemlerine başlandığını, kadının erkeğin ve erkeğin dayısının ailesine zarar vereceği korkusu ile evlenmek zorunda kaldığını, nikahtan sonra erkeğin dayısının tarafların ilişkiye girmeleri konusunda baskı yaptığını, küfürler ettiğini, erkeğin de kadına tecavüz ettiğini, kadının ağlaması üzerine erkeğin dayısının kadını tekme tokat döverek "seninle mi uğraşıcağım" dediğini, kadının eve hapsedildiğini ve ailesi ile görüşmesine izin verilmediğini, kadının ablası ile görüştüğünü gören erkeğin kadını dövdüğünü, kadının çay getirme bahanesiyle olanı ablasına anlattığını, kadının ailesinin kadın ile görüşmek istediğini, erkeğin dayısının ayarlamasıyla kadın annesi ile görüştüğünde olanları anlatırken erkeğin dayısının konuşmaları dinlediğini, kadının babasının jandarmadan yardım istediğini, jandarmaya yakalanmamak için sürekli kadının yerini değiştirdiklerini, 23.08.2017 tarihinde zorla jandarmaya hitaben ifade vermek istemediği yönünde yazı yazdırarak kadını jandarmaya bıraktıklarını, jandarmada kadının olanları anlatarak erkek ve yakınlarından şikayetçi olduğunu ve aynı gün ailesine teslim edildiğini, kadının bu olaylar nedeniyle üniversitede bir yıl kaybettiğini, korkunun etkisi kalkınca şikayetçi olduğunu belirterek davanın kabulü ile öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 151 inci maddesi uyarınca evliliğin iptaline, bunun kabul görmemesi halinde ise 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Erkeğe 29.11.2017 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Beyan dilekçesi ile de davanın reddine, 25.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda ise kadının ailesine, evlilikten ya da gönül ilişkisinden hiç bahsetmeden, doğrudan erkek ile kaçmasının, ailesi ile arasında bu konuda yaşanmış bir tartışma ya da ikilem yok iken doğrudan ailesinden vazgeçmeyi göze almasının hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü, hükme esas alınan tanık beyanlarından kadının ailesi ile görüştürülmemesi, erkeğin ailenin ve komutanın yüzüne telefonu kapatması, adres değişikliği yapmaları, kadının üniversiteye gidebilecek iken tercihleri araştırırken olayın gerçekleşmiş olması, erkeğin dayısının kızı götürmek için "ölümü çiğnemeniz lazım" demesi, erkeğin telefon ile arandığında dayısının telefonlara çıkması ve kadını kimse ile görüştürmemeleri bir arada değerlendirildiğinde kadının zorla kaçırıldığına kanaat getirildiği, kadının kendi rızası ile gitmiş olması ihtimalinde ise erkeğin kadının ailesinin ve komutanın yüzüne telefonu kapatmaması ve durumu iyiye götürmek adına görüşmeler yapması gerektiğinin düşünüldüğü, ancak erkeğin aksi yönde davranış sergileyerek gizlenmek ve kaçmak kastı ile hareket ettiğinin anlaşıldığı, taraflar yararına ya da aleyhine beyanda bulunmakta çıkarı bulunmayan ve karakolda görevli asker olan kadının tanıklarının, kadının zorla kaçırıldığı yönündeki beyanları, ifade tutanakları, kadının sürekli korku hali içinde bulunması, kadının rızası ile evlendiği iddia edilen eşini karakola korku ile ve ağlayarak şikayet etmesinin beklenemeyecek olması, evlendikten kısa bir süre sonra davanın açılmış olması, olayların odak noktasında bulunan erkeğin dayısının, kadın karakola ifade verdikten sonra ortadan kaybolması bir arada değerlendirildiğinde 4721 sayılı Kanun'un 151 inci maddesindeki şartların gerçekleştiği, erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmaması nedeniyle delillerinin hükme esas alınmadığı, evliliğin iptaline karar verilmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile taraflar arasındaki evliliğin nisbî butlan nedeniyle iptaline,kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına, 5.000,00 TL maddî ve 5.000.00 TL manevî tazminata, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma talebi ve erkeğin tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının çok düşük kaldığını belirterek nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların evlilik öncesinde bir süre arkadaşlık yaptığını, bir çok kez buluştuklarını, kadının ailesinin baskısından yıprandığını ve erkek ile kaçmak istediğini beyan ettiğini, kendi rızası ile kaçtığını, nikahın yapıldığını, kadının üniversiteye kaydını yaptırmak için tarafların Çanakkale'ye gittiklerini, gidiş gelişte otobüs yolculuğunda bir çok kez kimlik kontrolünden geçildiğini, ablası ile telefonda ve yüz yüze görüştüğünü, bu süreçlerin kadının alıkonulmadığını ispatladığını, sonradan ailesinin "sen çobana mı kaldın" söylemleri nedeniyle sıkılıp ailesinin yanına dönmek istemesi nedeniyle nikah işlemlerini korku ve tehdit altında yaptığını iddia ettiğini, Mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, erkeğin ceza dosyasında beraat ettiğini, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların haksız olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından evliliğin iptali davası ile boşanma davasının birlikte açıldığı, evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturması nedeniyle boşanma davasının tefrik edilmesi ve evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerektiği, ancak boşanma davasına yönelik istinaf talebi bulunmadığından bu konuda eleştiri ile yetinildiği, Mahkemece nisbî butlan sebebi ile evliliğin iptaline karar verilmiş ise de; tarafların evlenmeden önce de arkadaş oldukları, kadının gerek resmi nikah hazırlıkları, gerekse sonrasında şikayet imkanı olmasına rağmen böyle bir girişimde bulunmadığı, eşlerin birlikte Çanakkale iline giderek davacı kadının üniversiteye kaydını yaptırdıkları, kadının korku ve baskı altında evlendiğine ilişkin tanık ifadelerinin davacı kadından duyuma dayalı beyanlar olduğu, bu durumda 4721 sayılı Kanun'un 151 inci maddenin ispat edilemediği, evliliğin nisbî butlan sebebi ile iptali davasının reddi gerektiği gerekçesi ile erkek vekilinin kadının kabul edilen evliliğin iptali davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadının evliliğin nisbî butlan nedeniyle iptali davasının reddine, kadın yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının boşanma davası hakkında verilen hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından bu hususta istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına, kadının tüm, erkeğin ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının zorla kaçırıldığını, ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edildiğini, sürekli yer değiştirerek kadının izinin kaybettirilmeye çalışıldığını, nikah işlemlerinin de tehdit altında yapıldığını, erkeğin davayı tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, ailesi ile görüştürülmeyip eve hapsedildiğini, tanık beyanları ile davanın ispatlandığını, nisbî butlan ile evliliğin iptaline karar verilmesi gerektiğini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise evlilik birlikteliğinin temelden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmasına karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince terditli talep yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminatlar yönünden itirazlarının temyizen incelenmesini talep ettiklerini belirterek evliliğin iptali talebinin reddi, boşanma talebi hakkında değerlendirme yapılmaması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davanın, evliliğin nisbî butlan ile iptaline mümkün olmaması halinde boşanmalarına karar verilmesi talebi ile açıldığı anlaşılmış olup uyuşmazlık, evliliğin iptali yönünden verilen davanın reddi kararı ile terditli boşanma davası yönünden verilen istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 151 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından evliliğin iptali davasının reddine yönelik ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Dava, evliliğin nisbî butlan sebebi ile iptaline, bunun kabul edilmemesi halinde boşanmaya karar verilmesi talebi ile terditli olarak açılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, kadının terditli taleplerinden ilki olan evliliğin nisbî butlan ile iptali talebinin kabulüne, ikincil talep olan boşanma yönünden ise asıl talep kabul edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının korkutularak evlenmeye razı edildiği iddiasının ispat edilemediği ve evliliğin iptali koşulları oluşmadığı gerekçesi ile evliliğin nisbî butlan ile iptali talebinin reddine, boşanma talebi yönünden istinaf başvurusu bulunmaması nedeniyle bu konuda istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olup karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde toplanan delilere göre, nisbî butlan sebebi ile evliliğin iptali talebinin reddine karar verilmesi, dosya kapsamına uygun olup bu talebin reddine karar verilmesi nedeniyle kadının terditli talebi olan boşanma talebi değerlendirilerek hakkında dosyada olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince asıl talebin reddinin gerektiği değerlendirilmesine rağmen, hakkında hüküm kurulmayan terditli talep kısmı yönünden gerekli istinaf incelemesi yapılmamış, deliller değerlendirilmemiş ve sonucu uyarınca bir karar verilmemiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, davacı kadının asıl talebi kabul edilmiş olduğundan, ikincil talebinin değerlendirilmemiş olması terditli davanın bir sonucu olup, terditli olan ikincil talebin istinaf konusu yapılması davacıdan beklenemez. Boşanma davası hakkında değerlendirme yapılmamış ve bir hüküm verilmemiş olması nedeniyle terditli talep yönünden karşı taraf yararına kesin hüküm veya usuli kazanılmış hak da oluşmamaktadır. Somut olayda, terditli taleplerden ilki kabul edilmiş, bu nedenle hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen terditli ikincil talep istinaf konusu yapılmamış olup, Bölge Adliye Mahkemesince de asıl talep reddedildiği halde, istinaf başvurusu yapılmadığından bahisle hala ayakta olan boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davası yönünden kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden davacı kadın vekilinin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2. Davacı kadın vekilinin evliliğin nisbî butlan ile iptaline yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Rıza Sarıtaş Çetin Durak Harun Can Hatıran Alper
TERDİTLİ TALEP HAKKINDA DEĞERLENDİRME YAPILMAMIŞ VE BİR HÜKÜM VERİLMEMİŞ OLMASI NEDENİYLE TERDİTLİ TALEP YÖNÜNDEN KESİN HÜKÜM VEYA USULİ KAZANILMIŞ HAK OLUŞMAZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/7903
Karar No : 2024/2240
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 23.06.2023
SAYISI : 2022/699 E., 2023/1840 K.
Taraflar arasındaki terditli olarak açılan evliliğin iptali, kabul edilmediği takdirde boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile evliliğin iptaline ve kadın yararına nafaka ve tazminatlara, boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, evlilik iptali talebinin reddine, boşanma talebi de istinaf edilmediğinden bu hususta istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; kadın lise son sınıftayken erkek tarafından kendisine görüşmek istediğini belirten mesaj geldiğini, erkeğin ısrarlı davranışı nedeniyle onunla tanıştığını, bir müddet arkadaşlık yaptıktan sonra erkeğin hal ve hareketleri nedeniyle arkadaşlığın sona erdiğini, kadının görüşmek istemediğini belirtmesine rağmen 22.07.2017 günü kadını arayarak son kez görüşmek istediğini belirttiğini, gelmezse kendisinin geleceğini söylediğini, bunun üzerine tarafların buluştuğunu, erkeğin "gören olmasın arabaya bin" demesi üzerine arabasına bindiğini, kadının yine görüşmek istemediğini söylemesi üzerine erkeğin kapıları kilitleyerek kadını kaçırdığını, kadının telefonunu da camdan dışarı attığını, erkeğin anneannesinin evine götürdüğünü, aynı gün erkeğin kadının babasını arayarak "biz kızınızla evlendik" dediğini, sonra jandarma gelir korkusu ile dağa çıkarıldığını ve gece olunca anneannesinin evine tekrar döndüklerini, sonra babasının evine gittiklerini, nikah işlemlerine başlandığını, kadının erkeğin ve erkeğin dayısının ailesine zarar vereceği korkusu ile evlenmek zorunda kaldığını, nikahtan sonra erkeğin dayısının tarafların ilişkiye girmeleri konusunda baskı yaptığını, küfürler ettiğini, erkeğin de kadına tecavüz ettiğini, kadının ağlaması üzerine erkeğin dayısının kadını tekme tokat döverek "seninle mi uğraşıcağım" dediğini, kadının eve hapsedildiğini ve ailesi ile görüşmesine izin verilmediğini, kadının ablası ile görüştüğünü gören erkeğin kadını dövdüğünü, kadının çay getirme bahanesiyle olanı ablasına anlattığını, kadının ailesinin kadın ile görüşmek istediğini, erkeğin dayısının ayarlamasıyla kadın annesi ile görüştüğünde olanları anlatırken erkeğin dayısının konuşmaları dinlediğini, kadının babasının jandarmadan yardım istediğini, jandarmaya yakalanmamak için sürekli kadının yerini değiştirdiklerini, 23.08.2017 tarihinde zorla jandarmaya hitaben ifade vermek istemediği yönünde yazı yazdırarak kadını jandarmaya bıraktıklarını, jandarmada kadının olanları anlatarak erkek ve yakınlarından şikayetçi olduğunu ve aynı gün ailesine teslim edildiğini, kadının bu olaylar nedeniyle üniversitede bir yıl kaybettiğini, korkunun etkisi kalkınca şikayetçi olduğunu belirterek davanın kabulü ile öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 151 inci maddesi uyarınca evliliğin iptaline, bunun kabul görmemesi halinde ise 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Erkeğe 29.11.2017 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Beyan dilekçesi ile de davanın reddine, 25.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda ise kadının ailesine, evlilikten ya da gönül ilişkisinden hiç bahsetmeden, doğrudan erkek ile kaçmasının, ailesi ile arasında bu konuda yaşanmış bir tartışma ya da ikilem yok iken doğrudan ailesinden vazgeçmeyi göze almasının hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü, hükme esas alınan tanık beyanlarından kadının ailesi ile görüştürülmemesi, erkeğin ailenin ve komutanın yüzüne telefonu kapatması, adres değişikliği yapmaları, kadının üniversiteye gidebilecek iken tercihleri araştırırken olayın gerçekleşmiş olması, erkeğin dayısının kızı götürmek için "ölümü çiğnemeniz lazım" demesi, erkeğin telefon ile arandığında dayısının telefonlara çıkması ve kadını kimse ile görüştürmemeleri bir arada değerlendirildiğinde kadının zorla kaçırıldığına kanaat getirildiği, kadının kendi rızası ile gitmiş olması ihtimalinde ise erkeğin kadının ailesinin ve komutanın yüzüne telefonu kapatmaması ve durumu iyiye götürmek adına görüşmeler yapması gerektiğinin düşünüldüğü, ancak erkeğin aksi yönde davranış sergileyerek gizlenmek ve kaçmak kastı ile hareket ettiğinin anlaşıldığı, taraflar yararına ya da aleyhine beyanda bulunmakta çıkarı bulunmayan ve karakolda görevli asker olan kadının tanıklarının, kadının zorla kaçırıldığı yönündeki beyanları, ifade tutanakları, kadının sürekli korku hali içinde bulunması, kadının rızası ile evlendiği iddia edilen eşini karakola korku ile ve ağlayarak şikayet etmesinin beklenemeyecek olması, evlendikten kısa bir süre sonra davanın açılmış olması, olayların odak noktasında bulunan erkeğin dayısının, kadın karakola ifade verdikten sonra ortadan kaybolması bir arada değerlendirildiğinde 4721 sayılı Kanun'un 151 inci maddesindeki şartların gerçekleştiği, erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmaması nedeniyle delillerinin hükme esas alınmadığı, evliliğin iptaline karar verilmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile taraflar arasındaki evliliğin nisbî butlan nedeniyle iptaline,kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına, 5.000,00 TL maddî ve 5.000.00 TL manevî tazminata, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma talebi ve erkeğin tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının çok düşük kaldığını belirterek nafaka ve tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların evlilik öncesinde bir süre arkadaşlık yaptığını, bir çok kez buluştuklarını, kadının ailesinin baskısından yıprandığını ve erkek ile kaçmak istediğini beyan ettiğini, kendi rızası ile kaçtığını, nikahın yapıldığını, kadının üniversiteye kaydını yaptırmak için tarafların Çanakkale'ye gittiklerini, gidiş gelişte otobüs yolculuğunda bir çok kez kimlik kontrolünden geçildiğini, ablası ile telefonda ve yüz yüze görüştüğünü, bu süreçlerin kadının alıkonulmadığını ispatladığını, sonradan ailesinin "sen çobana mı kaldın" söylemleri nedeniyle sıkılıp ailesinin yanına dönmek istemesi nedeniyle nikah işlemlerini korku ve tehdit altında yaptığını iddia ettiğini, Mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, erkeğin ceza dosyasında beraat ettiğini, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların haksız olduğunu belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından evliliğin iptali davası ile boşanma davasının birlikte açıldığı, evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturması nedeniyle boşanma davasının tefrik edilmesi ve evliliğin iptali davasının sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerektiği, ancak boşanma davasına yönelik istinaf talebi bulunmadığından bu konuda eleştiri ile yetinildiği, Mahkemece nisbî butlan sebebi ile evliliğin iptaline karar verilmiş ise de; tarafların evlenmeden önce de arkadaş oldukları, kadının gerek resmi nikah hazırlıkları, gerekse sonrasında şikayet imkanı olmasına rağmen böyle bir girişimde bulunmadığı, eşlerin birlikte Çanakkale iline giderek davacı kadının üniversiteye kaydını yaptırdıkları, kadının korku ve baskı altında evlendiğine ilişkin tanık ifadelerinin davacı kadından duyuma dayalı beyanlar olduğu, bu durumda 4721 sayılı Kanun'un 151 inci maddenin ispat edilemediği, evliliğin nisbî butlan sebebi ile iptali davasının reddi gerektiği gerekçesi ile erkek vekilinin kadının kabul edilen evliliğin iptali davasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadının evliliğin nisbî butlan nedeniyle iptali davasının reddine, kadın yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının boşanma davası hakkında verilen hükme karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından bu hususta istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına, kadının tüm, erkeğin ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının zorla kaçırıldığını, ailesine zarar verileceği yönünde tehdit edildiğini, sürekli yer değiştirerek kadının izinin kaybettirilmeye çalışıldığını, nikah işlemlerinin de tehdit altında yapıldığını, erkeğin davayı tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, ailesi ile görüştürülmeyip eve hapsedildiğini, tanık beyanları ile davanın ispatlandığını, nisbî butlan ile evliliğin iptaline karar verilmesi gerektiğini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise evlilik birlikteliğinin temelden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmasına karar verilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince terditli talep yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminatlar yönünden itirazlarının temyizen incelenmesini talep ettiklerini belirterek evliliğin iptali talebinin reddi, boşanma talebi hakkında değerlendirme yapılmaması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davanın, evliliğin nisbî butlan ile iptaline mümkün olmaması halinde boşanmalarına karar verilmesi talebi ile açıldığı anlaşılmış olup uyuşmazlık, evliliğin iptali yönünden verilen davanın reddi kararı ile terditli boşanma davası yönünden verilen istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına kararının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 151 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından evliliğin iptali davasının reddine yönelik ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Dava, evliliğin nisbî butlan sebebi ile iptaline, bunun kabul edilmemesi halinde boşanmaya karar verilmesi talebi ile terditli olarak açılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, kadının terditli taleplerinden ilki olan evliliğin nisbî butlan ile iptali talebinin kabulüne, ikincil talep olan boşanma yönünden ise asıl talep kabul edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının korkutularak evlenmeye razı edildiği iddiasının ispat edilemediği ve evliliğin iptali koşulları oluşmadığı gerekçesi ile evliliğin nisbî butlan ile iptali talebinin reddine, boşanma talebi yönünden istinaf başvurusu bulunmaması nedeniyle bu konuda istinaf incelemesi yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş olup karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde toplanan delilere göre, nisbî butlan sebebi ile evliliğin iptali talebinin reddine karar verilmesi, dosya kapsamına uygun olup bu talebin reddine karar verilmesi nedeniyle kadının terditli talebi olan boşanma talebi değerlendirilerek hakkında dosyada olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerekmektedir. Bölge Adliye Mahkemesince asıl talebin reddinin gerektiği değerlendirilmesine rağmen, hakkında hüküm kurulmayan terditli talep kısmı yönünden gerekli istinaf incelemesi yapılmamış, deliller değerlendirilmemiş ve sonucu uyarınca bir karar verilmemiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, davacı kadının asıl talebi kabul edilmiş olduğundan, ikincil talebinin değerlendirilmemiş olması terditli davanın bir sonucu olup, terditli olan ikincil talebin istinaf konusu yapılması davacıdan beklenemez. Boşanma davası hakkında değerlendirme yapılmamış ve bir hüküm verilmemiş olması nedeniyle terditli talep yönünden karşı taraf yararına kesin hüküm veya usuli kazanılmış hak da oluşmamaktadır. Somut olayda, terditli taleplerden ilki kabul edilmiş, bu nedenle hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilen terditli ikincil talep istinaf konusu yapılmamış olup, Bölge Adliye Mahkemesince de asıl talep reddedildiği halde, istinaf başvurusu yapılmadığından bahisle hala ayakta olan boşanma talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının boşanma davası yönünden kadın yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden davacı kadın vekilinin boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2. Davacı kadın vekilinin evliliğin nisbî butlan ile iptaline yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Rıza Sarıtaş Çetin Durak Harun Can Hatıran Alper