KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

VASİYETNAMENİN TENFİZİ DAVASININ GÖRÜLEBİLMESİ İÇİN VASİYETNAMENİN İTİRAZA UĞRAMAMASI, UĞRAMIŞSA VASİYETNAMENİN İPTALİ İLE TENKİSİNE DAİR DAVALARIN KESİNLEŞMESİ GEREKİR.

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/2166
Karar No      : 2024/3461

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 25.09.2012
SAYISI                                 : 2006/221 E., 2012/428 K.

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; 19.12.1997'de ölen muris Faika I.'a ait Gümüşhane Noterliğinin 29.03.1985 tarihli vasiyetnamesine konu taşınmazların tespiti ile vasiyet alacaklısı olan müvekkilleri adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; vasiyetnameye konu taşınmazların tespiti talebinin kabulüne, vasiyetnamenin açılıp okunmasına ilişkin davada verilen hüküm gerekçe gösterilerek tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, tespite ilişkin kabul hükmüne bir itirazlarının olmadığını ancak tescil taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, vasiyetnamenin tenfizinin ancak tescil hükmü kurulması ile mümkün olacağını ileri sürerek kararın tescil yönünden redde ilişkin kısmının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

2. Konusu para veya para ile değerlendirilebilen bir şey (malvarlığı, mamelek hakkı) olan (yani, konusu belli bir değerle ilgili bulunan) davalarda karar ve ilam harcı nispidir. Vasiyetnamenin tenfizi davaları (tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini de kapsadığından) nispi harca tabidir. Nispi karar ve ilam harcının dörtte biri dava açarken davacıdan peşin olarak alınır. Peşin olarak ödenecek olan dörtte bir karar ve ilam harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanır. Ayrıca, harç ikmal edilmemesinin yasal sonuçları da 492 sayılı Kanun'un 30 ve 32 nci maddesinde duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtilmiştir.

3. 492 sayılı Yasa'nın 30 uncu maddesi “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.”; 32 nci maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.

4. Görüldüğü üzere, 492 sayılı Yasa'da harç alınması veya tamamlanması yanların isteklerine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece re'sen gözetilmesi hükme bağlanmıştır.

5. Aynı Yasa'nın 16 ncı maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Bu durumda, dava değerinin re'sen belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.

6. 4722 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi şöyledir:

"Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir."

7. 743 sayılı Medeni Kanun'un 541 inci maddesi şöyledir:

"Kendisine muayyen bir şey vasiyet edilen kimse, bu vasiyeti ifa ile mükellef olan varsa ona, yoksa kanuni ve mansup mirasçılara karşı dava ikamesi hakkına maliktir. Bu hak davası, vasiyetçinin hilafını kasdettiği vasiyetnameden anlaşılmadıkça vasiyet olunan şeyi teslim ile mükellef olan kimsenin mirası kabul ettiği veya reddedebilmek hakkının sakıt olduğu tarihten başlar. Lehine vasiyet yapılana karşı kendilerine terettüp eden borçları ifa etmeyen mirasçılar aleyhine, vasiyet edilen muayyen şeylerin tesellümü davası ikame edileceği gibi vasiyet olunan şey her hangi bir tasarrufu icra ise maddi tazminat davası dahi ikame olunabilir."

8. 743 sayılı Yasa'nın 541 inci maddesi uyarınca muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı, tereke üzerinde tam hak sahibi olmayıp vasiyet borçlusuna karşı ileri sürebileceği bir şahsi hak kazanır. Vasiyet alacaklısı kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki hakkı ancak bu malın vasiyet borçlusu tarafından usulüne uygun olarak kendisine devri ile kazanır (Dural, Mustafa/ Öz Turgut, Türk Özel Hukuku Cilt IV, Miras Hukuku, İstanbul 2012, s. 392 vd.). Aksi durumda vasiyet alacaklısı, şahsi hakkını dava yoluyla talep edebilir. Uygulamada bu dava, vasiyetnamenin tenfizi davası olarak anılmaktadır. Bu durumda, miras bırakandan intikal eden ayni hakların, vasiyet alacaklısı adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davasına ve mahkeme hükmüne ihtiyaç vardır.

9. Başka bir deyişle; lehine mal vasiyet edilen, miras bırakanın ölümü ile ayni bir hak kazanmış olmaz, şahsi hak kazanır. Vasiyet edilen mal, lehine mal vasiyet edilene doğrudan intikal etmeyeceğinden, anılan kişi tarafından vasiyet edilen malın adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması gerekir. Bu durumda, davacının açtığı vasiyetnamenin tenfizi davasında dava konusu taşınmazların vasiyet alacaklısı olan davacı adına tesciline karar verilmelidir.

10. Bundan ayrı vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir.

3. Değerlendirme

1. Somut olayda; tenfize konu taşınmazların harca esas gerçek değeri keşfen belirlenmek suretiyle nispi peşin karar harcı ikmal edilerek esas hakkında hüküm kurulması gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi isabetsizdir.

2. Öte yandan, Mahkemece vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davalarının açılabileceği süreler gözetilerek, vasiyetnameye konu olan taşınmazların tespiti ile vasiyet edenin tasarruf hakkı da dikkate alınmak suretiyle, vasiyet edilen taşınmazlardan dolayı tenfiz hükmü kurulması gerekirken yasal dayanağı bulunmayan gerekçeyle tapu iptali ve tescile ilişkin talep yönünden davanın reddine karar verilmiş olması da doğru görülmemiş ve açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan              Üye                       Üye                       Üye                    Üye 
Hikmet Onat       Gülfem Saygılı      Ramazan Ülger     Mustafa Erol      Necmi Apaydın

İÇTİHAT YORUMU : “Kanunda düzenlenmeyen ancak uygulamada "vasiyetin/vasiyetnamenin tenfizi" adıyla ortaya çıkan dava ile, vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair tespitin yanı sıra, vasiyetin ifasının da istendiği görülmektedir. Oysa Türk Hukukunda bu şekilde bir bütün olarak vasiyetnamenin tenfizi adı altında bir kurum bulunmamaktadır.” (AYDIN ATEŞ, Gülşah, Vasiyetnamenin Yerine Getirilmesi, İstanbul, 2022, s. 295)

“Vasiyetin yerine getirilmesi davasının açılabilmesi için, iptal ya da tenkis davalarına ilişkin sürelerin geçmesinin, kanun tarafından öngö­rülmüş bir dava koşulu olmadığı da görülmektedir. Dava açıldığı sırada, vasiyetin iptaline ya da tenkisine yönelik bir istem var ise, bu istemler bekletici sorun olarak değerlendirilmelidir. Ancak böyle bir istem yoksa vasiyetin yerine getirilmesi davasının görülmesinde bir engel yoktur. İp­tal ve tenkis def’i haklarının bu davada ileri sürülmesi de mümkündür. Şu halde vasiyetin muaccel olur olmaz yerine getirilmesinin istenmesinde hukuken bir engel bulunmamaktadır.

Davanın, vasiyeti yerine getirme görevlisine yöneltildiği ihtimalde, sonradan açılacak iptal ya da tenkis davalarının başarıya ulaşması üzerine geri verme konusunda karşılaşılabilecek zorluklar dolayısıyla bir çözüm önerisi olarak, gaibin mirasçılığına ilişkin TMK m. 584 hükmünün kıyasen uygulanması ve vasiyet alacaklısından güvence göstermesinin istenmesi düşünülebilir.” (AYDIN ATEŞ, s. 300)