YARGILAMA SIRASINDA ECRİMİSİL DAVA HAKLARININ SAKLI TUTULMASINDAN SÖZ EDİLMESİ İNTİFADAN MEN KOŞULUNU GERÇEKLEŞTİREMEZ.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/488
Karar No : 2024/982
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12.10.2022
SAYISI : 2020/1494 E., 2022/1836 K.
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalılardan İrem D. vekili Av. İ.Ö. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 20.02.2024 Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 5541 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan 9 numaralı bağımsız bölümün kayden mirasbırakan İsa D. adına kayıtlı olup davalıların söz konusu yeri haksız şekilde kullandığını, davacılardan Fatma’nın oğlu dava dışı Murat D. ile evlenen davalılardan Döndü’nün taşınmazda bedelsiz olarak oturmasına muvafakat ettiklerini, Murat D.'in 09/04/2015 tarihinde ölümü üzerine davalıların Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı dosyası üzerinden davacılardan Fatma ve Cennet aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, ilgili dosyada verilen cevap dilekçesinde ecrimisil talep hakkının açıkça zikredildiğini, Ankara 24 inci Noterliği'nin 01.12.2017 tarihli ihtarnamesi ile taşınmazın kullanımına son verilmesi ile ecrimisil talep edildiğini, ihtarnameye rağmen müdahalenin devam ettiğini belirterek el atmanın önlenmesine ve 13.07.2015 tarihinden dava tarihine kadar hesaplanacak ecrimisilin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; muris Murat D.’in 09/04/2015 tarihinde vefat ettiğini, Murat’ın kendi murisinden intikal eden dava dışı 165, 216, 301, 352, 355, 367, 448 parsel sayılı taşınmazları 2014 yılında muvazaalı olarak davacılardan Cennet ve Fatma’ya satış suretiyle devrettiğini, davacıların kötü niyetli hareket ettiklerini, Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davasının istinaf aşamasında olduğunu, Ankara 25 inci Noterliğinin 11.12.2017 tarihli ihtarnamesi ile davacılara, dava konusu taşınmazda ikamet etmediğini, bir kısım eşyaların taşınmazda kaldığını, kendi eşyalarına zarar vermemek kastıyla davacıların kendilerindeki anahtar ile yeri kullanabileceklerini ve murisin ölümünden sonra taşınmazdan ayrıldığının bildirildiğini, taşınmazın kullanılmasına yönelik engelin bulunmadığını, kendilerine anahtarın teslimine ilişkin yazılı veya sözlü herhangi bir talep gelmediğini, anahtarının tüm mirasçılarda bulunduğunu, ecrimisil ödemesini gerektirecek bir kullanımın olmadığını ve davanın eksik harçla düşük bedel gösterilerek açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dava konusu 5541 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 9 numaralı bağımsız bölümde davacıların elbirliği mülkiyet üzere toplam 13/16 pay sahibi oldukları, dava konusu taşınmazın anahtarı kendisinde muhafaza edilmek suretiyle davalı tarafından kullanıldığı ve davacıların taşınmaz üzerinde bir tasarruflarının olmadığı, Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı dosyasında davacıların verdiği 04.08.2015 tarihli cevap dilekçesi ve 01.12.2017 tarihli ihtarnamenin intifadan men koşulunu sağlayacak nitelikte bulunduğu, davacıların payına isabet eden ecrimisilin 15.529,55 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarının irdelenmediğini, taşınmazın kilitli olmasının müdahalenin kanıtı olamayacağını, bağımsız bölümlerde boş da olsa taşınmazı korumak amacıyla kilitli muhafaza edilmesi gerektiğini, taşınmazın anahtarının davacılarda bulunduğunu, muris Murat D.’in vefatından sonra taşınmazda oturmadığını, davacıların tecavüz iddialarının mesnetsiz olduğunun keşifte belirlendiğini, Ankara 25 inci Noterliğince gönderilen 11/12/2017 tarihli ihtarnamede taşınmazı kullanmadığının bildirdiğini, intifadan men koşulunun yerine getirilmediğini, Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı dosyasında tüm davacıların taraf olmadığını, bu davanın açılış tarihinin ecrimisilin başladığı tarih olarak kabul edilemeyeceğini, muris Murat’ın ölümünden sonra davacıların kendisi ve kızı İrem ile ilgilenmediklerini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, taşınmazda fiilen ikamet etmediklerini ve davacıların kullanımının engellenmediğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davalıların kullanımının haklı ve geçerli bir nedeninin olmadığı, davalıların bir kısım eşyalarının çekişmeli yerde bulunduğu, anahtarını teslim etmedikleri taşınmazı tasarrufları altında bulundurdukları, davacıların paylarına karşılık taşınmazda kullanımlarının bulunmadığı gibi kendilerine kullanım karşılığı bir bedel de ödenmediği, Mahkemece, davacıların kayıttan kaynaklanan mülkiyet haklarına değer verilerek ve davalıların da taşınmazın paydaşı olduğu gözetilerek yazılı şekilde paya vaki el atmanın önlenmesine ve davacıların talebi ve ıslah dikkate alınarak bilimsel verilere uygun denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda ecrimisilin hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi, dosya kapsamındaki beyanlar ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplere benzer sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesinin karar ve gerekçesinin yerinde olmadığı belirtilerek hükmün bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki el atmanın önlenmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
3. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması hâlleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibarıyla da, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali hâlinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
4. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı kararı).
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davalılar vekilinin intifadan men koşuluna ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
a. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 5541 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 9 numaralı bağımsız bölümün kayden kök muris İsa D. adına kayıtlı olduğu, davalılar tarafından davacılardan Fatma ve Cennet aleyhine dava dışı taşınmazlar hakkında (muris muvazaası iddiasıyla) 13/07/2015 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, ilgili davaya verilen cevap dilekçesinde Fatma ve Cennet’in dava konusu taşınmaza yönelik ecrimisil dava haklarını saklı tuttukları ve davalılara 01/12/2017 tarihli ihtarnamenin gönderildiği anlaşılmaktadır.
b. Bir kısım davacılar vekili tarafından Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/127 Esas sayılı dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde, ecrimisil dava haklarının saklı tutulmasından söz edilmesine rağmen ilgili açıklama ile ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşların açıkça davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşlara bildirilmiş olduğundan bahsedilemez.
c. Somut olayda, davacılar tarafından davalılara noterden gönderilen 01.12.2017 tarihli ihtarname ile dava tarihinden önce intifadan men koşulu oluşmuştur.
d. Hâl böyle olunca; Mahkemece, ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihinden eldeki davanın dava tarihine kadar ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda V.C.3.2 inci paragrafında açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
Yukarıda V.C.3.(3.a.) ve devamındaki bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Suna Türe Suat Arslan Cengiz Balıkçı Necmi Apaydın
YARGILAMA SIRASINDA ECRİMİSİL DAVA HAKLARININ SAKLI TUTULMASINDAN SÖZ EDİLMESİ İNTİFADAN MEN KOŞULUNU GERÇEKLEŞTİREMEZ.
T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/488
Karar No : 2024/982
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 12.10.2022
SAYISI : 2020/1494 E., 2022/1836 K.
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalılardan İrem D. vekili Av. İ.Ö. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 20.02.2024 Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 5541 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan 9 numaralı bağımsız bölümün kayden mirasbırakan İsa D. adına kayıtlı olup davalıların söz konusu yeri haksız şekilde kullandığını, davacılardan Fatma’nın oğlu dava dışı Murat D. ile evlenen davalılardan Döndü’nün taşınmazda bedelsiz olarak oturmasına muvafakat ettiklerini, Murat D.'in 09/04/2015 tarihinde ölümü üzerine davalıların Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı dosyası üzerinden davacılardan Fatma ve Cennet aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, ilgili dosyada verilen cevap dilekçesinde ecrimisil talep hakkının açıkça zikredildiğini, Ankara 24 inci Noterliği'nin 01.12.2017 tarihli ihtarnamesi ile taşınmazın kullanımına son verilmesi ile ecrimisil talep edildiğini, ihtarnameye rağmen müdahalenin devam ettiğini belirterek el atmanın önlenmesine ve 13.07.2015 tarihinden dava tarihine kadar hesaplanacak ecrimisilin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; muris Murat D.’in 09/04/2015 tarihinde vefat ettiğini, Murat’ın kendi murisinden intikal eden dava dışı 165, 216, 301, 352, 355, 367, 448 parsel sayılı taşınmazları 2014 yılında muvazaalı olarak davacılardan Cennet ve Fatma’ya satış suretiyle devrettiğini, davacıların kötü niyetli hareket ettiklerini, Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davasının istinaf aşamasında olduğunu, Ankara 25 inci Noterliğinin 11.12.2017 tarihli ihtarnamesi ile davacılara, dava konusu taşınmazda ikamet etmediğini, bir kısım eşyaların taşınmazda kaldığını, kendi eşyalarına zarar vermemek kastıyla davacıların kendilerindeki anahtar ile yeri kullanabileceklerini ve murisin ölümünden sonra taşınmazdan ayrıldığının bildirildiğini, taşınmazın kullanılmasına yönelik engelin bulunmadığını, kendilerine anahtarın teslimine ilişkin yazılı veya sözlü herhangi bir talep gelmediğini, anahtarının tüm mirasçılarda bulunduğunu, ecrimisil ödemesini gerektirecek bir kullanımın olmadığını ve davanın eksik harçla düşük bedel gösterilerek açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dava konusu 5541 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 9 numaralı bağımsız bölümde davacıların elbirliği mülkiyet üzere toplam 13/16 pay sahibi oldukları, dava konusu taşınmazın anahtarı kendisinde muhafaza edilmek suretiyle davalı tarafından kullanıldığı ve davacıların taşınmaz üzerinde bir tasarruflarının olmadığı, Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı dosyasında davacıların verdiği 04.08.2015 tarihli cevap dilekçesi ve 01.12.2017 tarihli ihtarnamenin intifadan men koşulunu sağlayacak nitelikte bulunduğu, davacıların payına isabet eden ecrimisilin 15.529,55 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarının irdelenmediğini, taşınmazın kilitli olmasının müdahalenin kanıtı olamayacağını, bağımsız bölümlerde boş da olsa taşınmazı korumak amacıyla kilitli muhafaza edilmesi gerektiğini, taşınmazın anahtarının davacılarda bulunduğunu, muris Murat D.’in vefatından sonra taşınmazda oturmadığını, davacıların tecavüz iddialarının mesnetsiz olduğunun keşifte belirlendiğini, Ankara 25 inci Noterliğince gönderilen 11/12/2017 tarihli ihtarnamede taşınmazı kullanmadığının bildirdiğini, intifadan men koşulunun yerine getirilmediğini, Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/127 Esas sayılı dosyasında tüm davacıların taraf olmadığını, bu davanın açılış tarihinin ecrimisilin başladığı tarih olarak kabul edilemeyeceğini, muris Murat’ın ölümünden sonra davacıların kendisi ve kızı İrem ile ilgilenmediklerini, açılan davanın kötü niyetli olduğunu, taşınmazda fiilen ikamet etmediklerini ve davacıların kullanımının engellenmediğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davalıların kullanımının haklı ve geçerli bir nedeninin olmadığı, davalıların bir kısım eşyalarının çekişmeli yerde bulunduğu, anahtarını teslim etmedikleri taşınmazı tasarrufları altında bulundurdukları, davacıların paylarına karşılık taşınmazda kullanımlarının bulunmadığı gibi kendilerine kullanım karşılığı bir bedel de ödenmediği, Mahkemece, davacıların kayıttan kaynaklanan mülkiyet haklarına değer verilerek ve davalıların da taşınmazın paydaşı olduğu gözetilerek yazılı şekilde paya vaki el atmanın önlenmesine ve davacıların talebi ve ıslah dikkate alınarak bilimsel verilere uygun denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda ecrimisilin hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi, dosya kapsamındaki beyanlar ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplere benzer sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesinin karar ve gerekçesinin yerinde olmadığı belirtilerek hükmün bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, paydaşlar arası el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki el atmanın önlenmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
3. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması hâlleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibarıyla da, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali hâlinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
4. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 Esas, 2002/114 Karar sayılı kararı).
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davalılar vekilinin intifadan men koşuluna ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
a. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 5541 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 9 numaralı bağımsız bölümün kayden kök muris İsa D. adına kayıtlı olduğu, davalılar tarafından davacılardan Fatma ve Cennet aleyhine dava dışı taşınmazlar hakkında (muris muvazaası iddiasıyla) 13/07/2015 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, ilgili davaya verilen cevap dilekçesinde Fatma ve Cennet’in dava konusu taşınmaza yönelik ecrimisil dava haklarını saklı tuttukları ve davalılara 01/12/2017 tarihli ihtarnamenin gönderildiği anlaşılmaktadır.
b. Bir kısım davacılar vekili tarafından Kalecik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/127 Esas sayılı dava dosyasına sunulan cevap dilekçesinde, ecrimisil dava haklarının saklı tutulmasından söz edilmesine rağmen ilgili açıklama ile ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşların açıkça davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşlara bildirilmiş olduğundan bahsedilemez.
c. Somut olayda, davacılar tarafından davalılara noterden gönderilen 01.12.2017 tarihli ihtarname ile dava tarihinden önce intifadan men koşulu oluşmuştur.
d. Hâl böyle olunca; Mahkemece, ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihinden eldeki davanın dava tarihine kadar ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Yukarıda V.C.3.2 inci paragrafında açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
Yukarıda V.C.3.(3.a.) ve devamındaki bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Hikmet Onat Suna Türe Suat Arslan Cengiz Balıkçı Necmi Apaydın