YÖNETİCİNİN EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI AÇMA YETKİ VE GÖREVİ BULUNMAMAKTA OLUP DAVAYA DAHİL EDİLMESİNE DE GEREK YOKTUR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2022/(18)5-1022
Karar No : 2023/3
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12.07.2016
SAYISI : 2016/756 E., 2016/1124 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 tarihli ve 2013/14860
Esas, 2013/14459 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve kâl davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; Konya ili Selçuklu ilçesi Yazır mahallesi 16.79 ada 1 parselde bulunan Ç. 2 Sitesi 24 No.lu apartmanın bodrum katına arsa maliki ve kat maliklerinden izin alınmaksızın trafo konulduğunu, davalının usulsüz olarak müdahalede bulunduğunu ileri sürerek müdahalenin men’i ile trafonun kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafonun 1998 yılında kurulduğunu, 10 yıldan fazla bir süre geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, diğer taraftan taşınmazda kat mülkiyetine geçildiğinden site yönetimi tarafından dava açılması gerektiğini, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacılar tarafından açılan davanın yerinde olmadığını, SS Yeşilköy Yapı Kooperatifince yapılacak 518 daire, 9 dükkan ve 9 kapıcı dairesinden oluşan inşaat için kurumdan enerji talebinde bulunulduğunu, bu doğrultuda trafonun tesis edildiğini, trafonun kurulduğu dönemde binanın henüz kat maliklerine teslim edilmediğini, kooperatifin talebi ve rızası doğrultusunda trafonun yapıldığını, mal ve can güvenliği açısından olumsuz herhangi bir durumun bulunmadığını savunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Birinci Kararı
6. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.11.2010 tarihli ve 2008/462 Esas 2010/494 Karar sayılı kararı ile; davaya konu trafonun yağlı tip olup site içerisinde ve apartmanın bodrum katında bulunması nedeni ile güvenlik riski taşıdığı, dinlenen tanık anlatımları gereğince de risklerin oluştuğu, meydana gelen gürültü nedeni ile apartman sakinlerinin rahatsız olduğu ve riskler nedeni ile apartman ve sitede yaşayan insanların korku yaşadığı, bu riskler karşısında içerisinde yüzlerce insanın yaşadığı apartmanın bodrum katında trafo tesisinin izinli ve izinsiz yapılmasının da önemi olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan Ç. 2 Sitesi 24 numaralı H. apartmanının bodrum katına davalının trafo tesis etmek suretiyle yapmış olduğu müdahalesinin men'ine, trafonun kal'ine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 30.01.2012 tarihli ve 2011/11031 Esas 2012/802 Karar sayılı kararı ile; “… Dava, kat irtifaklı anataşınmazda bodruma davalı tarafça trafo konulmak suretiyle yapılan müdahalenin men'i ve kal istemine ilişkindir.
Davaya konu taşınmazda kat irtifakı kurulmuş olup, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenmesi ve davanın, anılan Yasanın Ek 1. maddesi hükmü uyarınca sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda sözü edilen yasa hükümleri dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesinin İkinci Kararı
9. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.05.2012 tarihli ve 2012/167 Esas 2012/404 Karar sayılı kararı ile; görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, karar kesinleştiğinde süresinde talep hâlinde dosyanın görevli Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Birinci Kararı
10. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.05.2013 tarihli ve 2012/807 Esas 2013/580 Karar sayılı kararı ile; davaya konu edilen trafonun bulunduğu bölümün sitenin ortak kullanım alanı olup her bir kat maliki tarafında ortak yerlere el atan üçüncü şahıslar aleyhine dava açılmasının mümkün olduğu, dosyada mevcut raporlara göre trafonun mimari projeye uygun olduğu, sitenin kooperatif aşamasında iken enerji sağlanması yönünde yapılan başvuru üzerine kurulduğu, hâlen 9 uncu blok bodrum katta yer aldığı, ayrıca yağlı trafo alarak tabir edilen trafo tipinde olduğu, bu nedenle elektromanyetik alan ölçümleri yapılarak kişilerin can güvenliği yönünden tehdit oluşturup oluşturmayacağı hususunun değerlendirilmesinin gerektiği, bu kapsamda trafonun bulunduğu ortak alanın Selçuklu ilçesinde bulunan birçok bloktan oluşan siteye ait olduğu, zorunlu olarak bulunması gereken bir tesis niteliğinde olmadığı, site yönetimince de kaldırılması yönünde irade bildirimi bulunduğu, dolayısı ile site sakinlerinin iç huzurunu bozan, tedirgin eden bir niteliğe dönüştüğü, elektromanyetik yönden sakıncası olmadığı tespit edilse dahi sitede oturan kişilerin bu yöndeki huzursuzluğu, ev ortamlarında kendilerini güvende hissetmemelerine yol açacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, yapılan müdahalenin men'ine, TR6-07 Yazır 7 Selçuklu adlı trafonun kal'ine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
11. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
12. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 tarihli ve 2013/14860 Esas 2013/14459 Karar sayılı kararı ile; “… Dava dilekçesinde, apartmanın bodrumuna MEDAŞ tarafından elektrik trafosu konulmak suretiyle yapılan müdahalenin men'i ve trafonun kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile trafonun kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; trafonun anataşınmazın mimari projesinde öngörüldüğü, sitenin inşaası sırasında enerji sağlanması yönünde yapılan başvuru üzerine kurulduğu ve halen 9. bloğun altında yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile kat maliklerinin tümünü ilgilendirmektedir.
Kat Mülkiyeti Yasasının 35. maddesinin (b) bendinde "Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması", (h) bendinde ise "Anagayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar adına alınması" şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle, projede öngörülen trafonun korunması, gerekli tedbirlerin alınması gibi hususlarda sorumlu olan yöneticinin davaya dahili sağlanarak trafonun kat sakinlerini rahatsız etmeyecek şekilde bakım ve onarımının yapılması konusunda karar verilmesi yerine tamamen kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Direnme Kararı
13. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.09.2014 tarihli ve 2014/1085 Esas 2014/1244 Karar sayılı kararı ile; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37.c.2.g maddesine göre ana bina içindeki transformatörlerin güvenlik açısından kuru tip olması gerektiği, ayrıca kuru tip trafolarda da alınması gereken birçok önlem bildirilmiş iken dava konusu edilen transformatörün yağlı tip olduğu, bilirkişi kurulunca düzenlenen 07.01.2010 tarihli raporda özellikle kısa devre oluşması durumunda içeriden patlama, yağ sızıntısı ve yangın gibi güvenlik risklerinin olabileceğinin belirtildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı
14. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
15. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2016 tarihli ve 2015/18-3806 Esas 2016/450 Karar sayılı kararı ile; kısa kararda mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmadığı, sadece "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinildiği, bu nedenle dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Direnme Kararı
16. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2016/756 Esas 2016/1124 Karar sayılı kararı ile; önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
17. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
18. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kat irtifaklı anataşınmazda bodruma davalı tarafça trafo konulmak suretiyle yapılan el atmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkin eldeki davada;
1-) Yöneticinin davaya dahili suretiyle yargılamaya devam edilip edilemeyeceği,
2-) Trafonun kat sakinlerini rahatsız etmeyecek şekilde bakım ve onarımının yapılmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
A- (1) numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede
19. Konunun açıklığa kavuşturulması için öncelikle ilgili yasal düzenlemelerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
20. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkına kat mülkiyeti, bu hakka sahip olanlara kat maliki, anagayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan yerlerine ortak yerler, kat maliklerinin ortak malik sıfatıyla paydaşı bulundukları bu yerler üzerindeki faydalanma haklarına kullanma hakkı denir (KMK m. 2).
21. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3 üncü maddesinde, “Kat mülkiyeti, arsa payı ve ana gayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyettir” hükmü yer almaktadır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere kat mülkiyeti, ortak mülkiyet esasına dayalı özel bir mülkiyet şeklidir. Bağımsız bölümler üzerinde kurulan bireysel mülkiyet hakkı, arsa payı ve ana taşınmazdaki ortak yerlere kadar uzanmaktadır. Kat mülkiyetinin her bir bağımsız bölüme özgülenen arsa payı ve ortak yerlerle bağlantısı, ona diğer ortak mülkiyet türlerinden farklı bir mülkiyet özelliği vermektedir (Germeç, Mahir Ersin: Kat Mülkiyeti Hukuku, Ankara 2020, s. 77).
22. Aynı Kanunun 4 üncü maddesi; “Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu kanun gereğince her halde ortak yer sayılır.
a) Temeller ve ana duvarlar, (Eklenmiş ibare RGT: 28.11.2007 RG No: 26714 Kanun No: 5711/2) taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar,
b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri,
c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri.
Yukarıda sayılanların dışında kalıp da, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya, faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeyler de (Ortak yer) konusuna girer” şeklinde düzenlenmiş, 16 ncı maddede, “Kat maliklerinin ana taşınmazın bütün ortak yerlerine arsa payları oranında ve ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olacakları ve o şekilde kullanma hakları bulunduğu” belirtilmiştir.
23. Somut olay, dosya kapsamı ve 15.04.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre; Selçuklu Belediyesi tarafından kat irtifakı tesisi için onaylanan ve Selçuklu Tapu Müdürlüğüne gönderilen yazıda, yapı ruhsatının 25.07.2005 tarihli ve 10/7 ruhsat numarası ile alınmış olduğu, 9 uncu blok bodrumunda ortak yer depo ve elektrik trafosunun bulunduğu, mimari projede de, bodrum katında “Not: Bodrumdaki depo ve elektrik trafo merkezi ortak kullanım yeridir” ibaresinin bulunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla davaya konu trafo merkezinin bulunduğu alan ortak yer vasfındadır.
24. Anataşınmazın ortak yerlerine yapılan müdahalenin önlenmesi istemine ilişkin davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35 inci maddesinde, yöneticinin görev ve yetkileri belirlenmiş olup, bunların arasında mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı olan el atmanın önlenmesi davası açma yetki ve görevi bulunmamaktadır. Bu nedenle bir kısım kat malikleri tarafından açılan eldeki el atmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkin davada, yöneticinin davaya dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.
25. Hâl böyle olunca eldeki davada, mahkemece yöneticinin davaya dahil edilmemesi usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.
B-(2) numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede
26. Dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarına göre; SS Yeşilköy Yapı Kooperatifinin enerji talebi üzerine 09.06.1998 tarihinde Enerji Talepleri Değerlendirme Komisyonu tarafından iştirak bedeli alınarak bloklardan birinin altından kooperatif tarafından MEDAŞ’a verilen alana trafonun kurulmak üzere talebin karşılanmasının kabulüne karar verildiği, kararın 25.06.1998 tarihinde MEDAŞ Konya İşletme Müdürlüğü tarafından onaylandığı, dava konusu trafonun geçici kabulünün 23.07.1998 tarihinde yapıldığı ve 23.07.1998 tarihinde enerji verilmeye başlandığı görülmüştür.
27. Yine bilirkişi raporlarına göre, dava konusu trafonun bodrum katında bulunduğu ana yapıya ait dosyada bulunan tasdikli mimari projede; 61,24 m2 alanlı “elektrik trafo merkezi”nin gösterildiği, tahsis edilen 61,24 m2’lik alanın elektrik trafo merkezi, havalandırma kanalı ve kablo kanalı amacıyla kullanıldığı, bordum katında elektrik trafo merkezi bulunan parselde kat irtifakının tesis edildiği belirtilmiştir.
28. MEDAŞ tarafından dava konusu trafonun bulunduğu site yöneticiliğine yazılan 27.12.2007 tarihli yazıda; trafonun kaldırılmasının istendiği, yapılan incelemelere göre Ç. 2 Sitesi 24 No.lu apartmanın bodrumundaki trafonun kaldırılabilmesinin site bahçesinde tapu kaydı, şirketlerine ait olacak şekilde yer tahsisi yapılması, ayrıca trafo ile OG-AG malzemelerinin demontaj ve montaj masraflarının site tarafından karşılınması hâlinde mümkün olacağı bildirilmiştir.
29. Selçuklu Belediye Başkanlığının 21.11.2008 tarihli yazısında, trafonun kaldırılmasının talep edildiği, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 2 nci maddesinin f bendinde; “Transformatörlerin yer altına, bodrumların ve yüksek katlı yapıların üst katlarına da tesis edilebileceği, yer altı ve bodrumlardaki transformatörlerde rutubet, havalandırma ve su baskınına karşı önlemler alınmalıdır” denildiğini, yapı ruhsatına esas mimari projede söz konusu trafonun bulunduğu bildirilmiştir.
30. MEDAŞ’ın 21.06.2010 tarihli yazısında ise, dava konusu trafonun yağlı tip trafo olduğu, kuru tip trafoya çevrilmesinin 2011 yılı yatırım programına alındığı belirtilmiştir.
31. Bu aşamada Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine de değinilmesi önem arzetmektedir.
32. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37 nci maddesi; “…a) Dağıtım transformatörlerinin havalandırılması:
….
c) Transformatör odaları:
1) Transformatörler duvarlarla en az 60 cm mesafe olacak şekilde yerleştirilmelidir.
Eğer transformatörün tüm boyu boyunca iki taraflı açılan kapı (kapaklar) var ise bu mesafe (hava sirkülasyonu sağlaması için) 30 cm'ye indirilebilir. 36kV'a kadar transformatörlerin en üst noktası ile tavan arasında en az 60 cm mesafe bulunmalıdır.
Kompakt trafo merkezleri için bu bent (c.1) geçerli değildir. İlgili standartlar ve özel şartnamelerde belirtilen koşullara göre düzenlenir.
2) Transformatör odalarında döşemede kademe bulunması yasaktır. Odanın iç yüzeyleri toz yapmayacak bir malzeme ile kaplanmalıdır. Tavanlara kesinlikle boya yapılmayacaktır.
d) Transformatörlerin elektriksel bağlantıları tesadüfen temas edilmeyecek şekilde yapılacaktır.
e) Yapı içinde kullanılan transformatörlerin yüksek gerilim geçit izolatörlerinin elektriksel bağlantılarının yalıtımı, uygulama gerilimine uygun bir malzeme veya geçmeli tip ile sağlanmalıdır.
f) Transformatörler yer altına, bodrumlara ve yüksek katlı yapıların üst katlarında da tesis edilebilir. Yeraltı ve bodrumlardaki transformatörlerde, rutubet, havalandırma ve su baskınına karşı önlemler alınmalıdır.
Transformatörlerin yerine konulması ve gereğinde değiştirilmesi durumlarında ağırlığı ve en büyük boyutları göz önünde bulundurulmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.
g) İnsanların yoğun bulunduğu paniğin yaşanabileceği tüm yapılar, bodrumlar, yüksek katlı binalar, hastaneler, tiyatrolar, alış-veriş merkezleri, okullar gibi yapılar bağımsız olarak yüksek gerilimle enerjilendirildiğinde ana bina içindeki transformatörler güvenlik açısından kuru tip olmalıdır.
h) Yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıllık geçiş süresini müteakip, primer gerilimi 36 kV'a kadar transformatörlerin (transformatörle ayrılmaz bir bütün oluşturan donanımları dahil) en büyük dıştan dışa (dış) boyutları; A (cm) transformatörün boyu, B (cm) transformatörün eni, C (cm) transformatörün yüksekliği olmak üzere; gücü 630 kVA'ya kadar olan transformatörler için A = 170 cm, B = 135 cm, C = 195 cm; gücü 1600 kVA'ya kadar olan transformatörler için A = 210 cm, B = 185 cm, C = 245 cm; gücü 2500 kVA'ya kadar olan transformatörler için A = 230 cm, B = 215 cm, C = 265 cm'yi aşamaz.
i) Deprem yükleri: Transformatör merkezlerinin yapımında yatay deprem yükleri göz önüne alınacaktır. Deprem bölgelerinde oluşacak deprem yükleri F = C.W formülü ile hesaplanacaktır.
Burada:
F: Her elemanın ağırlık merkezine etki eden kuvveti (kg-kuvvet),
W: Çelik aksam veya elektrik teçhizatının kütlesi (kg-kütle),
C: 0,5 g'dir. (g = 9,81 m/sn2 olarak yerçekimi ivmesidir)
Transformatör merkezlerindeki çelik aksam ile elektrik teçhizatı yukarıda verilen formül ile hesaplanacak kuvvetlere dayanmalıdır. Özellikle izolatörler ve bağlantı noktalarının davranışı tahkik edilmelidir…” düzenlemesini içermektedir.
33. Dolayısıyla yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri, dosya kapsamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; trafonun yağlı tip olması durumunda kısa devre vb. durumlarında patlama, yağ sızıntısı ve akabinde yangın meydana getirme gibi güvenlik risklerinin bulunduğu, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37/c-2-g bendinde “İnsanların yoğun olarak bulunduğu, paniğin yaşanabileceği tüm yapılar, bodrumlar, yüksek katlı binalar, hastaneler, tiyatrolar, alışveriş merkezleri, okullar gibi bağımsız olarak enerjilendirilen binaların içindeki trafoların güvenlik açısından kuru tip olması gerektiği”nin hüküm altına alındığı, trafonun kuru tip olması durumunda anılan yönetmelikte belirtilen önlemler eksiksiz olarak alınmak suretiyle binanın bodrum katında kalmaya devam edebileceği sonucuna varılmıştır.
34. Hâl böyle olunca mahkemece anılan yönetmelik hükümleri dikkate alınmak suretiyle Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğine uygun olarak trafonun yağlı tipten kuru tipe çevrilmesine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
35. Bu nedenle direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmalıdır.
IV. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
I- A bendinde (§19-25) gösterilen gerekçelerle (1) numaralı uyuşmazlık yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yöneticinin davaya dahil edilmesine gerek olmadığına ilişkin direnme hükmünün ONANMASINA,
II- B bendinde (§26-35) gösterilen gerekçelerle (2) numaralı uyuşmazlık yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıdaki değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
BİLGİ : ”Kat maliklerince kendisine yetki verilmesi halinde yönetici ecrimisil davası açabilir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05 Nisan 2017 tarihli kararı için bkz.
“Apartman yönetimince kat malikinin kiracısına yöneltilen ecrimisil davası genel mahkemelerde görülür” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20 Haziran 2019 tarihli kararı için bkz.
YÖNETİCİNİN EL ATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI AÇMA YETKİ VE GÖREVİ BULUNMAMAKTA OLUP DAVAYA DAHİL EDİLMESİNE DE GEREK YOKTUR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2022/(18)5-1022
Karar No : 2023/3
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12.07.2016
SAYISI : 2016/756 E., 2016/1124 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 tarihli ve 2013/14860
Esas, 2013/14459 Karar sayılı BOZMA kararı
1. Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve kâl davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi
4. Davacılar vekili dava dilekçesinde; Konya ili Selçuklu ilçesi Yazır mahallesi 16.79 ada 1 parselde bulunan Ç. 2 Sitesi 24 No.lu apartmanın bodrum katına arsa maliki ve kat maliklerinden izin alınmaksızın trafo konulduğunu, davalının usulsüz olarak müdahalede bulunduğunu ileri sürerek müdahalenin men’i ile trafonun kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafonun 1998 yılında kurulduğunu, 10 yıldan fazla bir süre geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, diğer taraftan taşınmazda kat mülkiyetine geçildiğinden site yönetimi tarafından dava açılması gerektiğini, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca davacılar tarafından açılan davanın yerinde olmadığını, SS Yeşilköy Yapı Kooperatifince yapılacak 518 daire, 9 dükkan ve 9 kapıcı dairesinden oluşan inşaat için kurumdan enerji talebinde bulunulduğunu, bu doğrultuda trafonun tesis edildiğini, trafonun kurulduğu dönemde binanın henüz kat maliklerine teslim edilmediğini, kooperatifin talebi ve rızası doğrultusunda trafonun yapıldığını, mal ve can güvenliği açısından olumsuz herhangi bir durumun bulunmadığını savunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesinin Birinci Kararı
6. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.11.2010 tarihli ve 2008/462 Esas 2010/494 Karar sayılı kararı ile; davaya konu trafonun yağlı tip olup site içerisinde ve apartmanın bodrum katında bulunması nedeni ile güvenlik riski taşıdığı, dinlenen tanık anlatımları gereğince de risklerin oluştuğu, meydana gelen gürültü nedeni ile apartman sakinlerinin rahatsız olduğu ve riskler nedeni ile apartman ve sitede yaşayan insanların korku yaşadığı, bu riskler karşısında içerisinde yüzlerce insanın yaşadığı apartmanın bodrum katında trafo tesisinin izinli ve izinsiz yapılmasının da önemi olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan Ç. 2 Sitesi 24 numaralı H. apartmanının bodrum katına davalının trafo tesis etmek suretiyle yapmış olduğu müdahalesinin men'ine, trafonun kal'ine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 30.01.2012 tarihli ve 2011/11031 Esas 2012/802 Karar sayılı kararı ile; “… Dava, kat irtifaklı anataşınmazda bodruma davalı tarafça trafo konulmak suretiyle yapılan müdahalenin men'i ve kal istemine ilişkindir.
Davaya konu taşınmazda kat irtifakı kurulmuş olup, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Yasası hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenmesi ve davanın, anılan Yasanın Ek 1. maddesi hükmü uyarınca sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Mahkemece yukarıda sözü edilen yasa hükümleri dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesinin İkinci Kararı
9. Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.05.2012 tarihli ve 2012/167 Esas 2012/404 Karar sayılı kararı ile; görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, karar kesinleştiğinde süresinde talep hâlinde dosyanın görevli Konya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Birinci Kararı
10. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.05.2013 tarihli ve 2012/807 Esas 2013/580 Karar sayılı kararı ile; davaya konu edilen trafonun bulunduğu bölümün sitenin ortak kullanım alanı olup her bir kat maliki tarafında ortak yerlere el atan üçüncü şahıslar aleyhine dava açılmasının mümkün olduğu, dosyada mevcut raporlara göre trafonun mimari projeye uygun olduğu, sitenin kooperatif aşamasında iken enerji sağlanması yönünde yapılan başvuru üzerine kurulduğu, hâlen 9 uncu blok bodrum katta yer aldığı, ayrıca yağlı trafo alarak tabir edilen trafo tipinde olduğu, bu nedenle elektromanyetik alan ölçümleri yapılarak kişilerin can güvenliği yönünden tehdit oluşturup oluşturmayacağı hususunun değerlendirilmesinin gerektiği, bu kapsamda trafonun bulunduğu ortak alanın Selçuklu ilçesinde bulunan birçok bloktan oluşan siteye ait olduğu, zorunlu olarak bulunması gereken bir tesis niteliğinde olmadığı, site yönetimince de kaldırılması yönünde irade bildirimi bulunduğu, dolayısı ile site sakinlerinin iç huzurunu bozan, tedirgin eden bir niteliğe dönüştüğü, elektromanyetik yönden sakıncası olmadığı tespit edilse dahi sitede oturan kişilerin bu yöndeki huzursuzluğu, ev ortamlarında kendilerini güvende hissetmemelerine yol açacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile, yapılan müdahalenin men'ine, TR6-07 Yazır 7 Selçuklu adlı trafonun kal'ine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı
11. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
12. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 01.11.2013 tarihli ve 2013/14860 Esas 2013/14459 Karar sayılı kararı ile; “… Dava dilekçesinde, apartmanın bodrumuna MEDAŞ tarafından elektrik trafosu konulmak suretiyle yapılan müdahalenin men'i ve trafonun kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile trafonun kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; trafonun anataşınmazın mimari projesinde öngörüldüğü, sitenin inşaası sırasında enerji sağlanması yönünde yapılan başvuru üzerine kurulduğu ve halen 9. bloğun altında yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile kat maliklerinin tümünü ilgilendirmektedir.
Kat Mülkiyeti Yasasının 35. maddesinin (b) bendinde "Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması", (h) bendinde ise "Anagayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar adına alınması" şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle, projede öngörülen trafonun korunması, gerekli tedbirlerin alınması gibi hususlarda sorumlu olan yöneticinin davaya dahili sağlanarak trafonun kat sakinlerini rahatsız etmeyecek şekilde bakım ve onarımının yapılması konusunda karar verilmesi yerine tamamen kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Direnme Kararı
13. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.09.2014 tarihli ve 2014/1085 Esas 2014/1244 Karar sayılı kararı ile; Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37.c.2.g maddesine göre ana bina içindeki transformatörlerin güvenlik açısından kuru tip olması gerektiği, ayrıca kuru tip trafolarda da alınması gereken birçok önlem bildirilmiş iken dava konusu edilen transformatörün yağlı tip olduğu, bilirkişi kurulunca düzenlenen 07.01.2010 tarihli raporda özellikle kısa devre oluşması durumunda içeriden patlama, yağ sızıntısı ve yangın gibi güvenlik risklerinin olabileceğinin belirtildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı
14. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
15. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2016 tarihli ve 2015/18-3806 Esas 2016/450 Karar sayılı kararı ile; kısa kararda mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmadığı, sadece "önceki kararda direnilmesine" denilmekle yetinildiği, bu nedenle dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Sulh Hukuk Mahkemesinin Direnme Kararı
16. Konya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.07.2016 tarihli ve 2016/756 Esas 2016/1124 Karar sayılı kararı ile; önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi
17. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
18. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kat irtifaklı anataşınmazda bodruma davalı tarafça trafo konulmak suretiyle yapılan el atmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkin eldeki davada;
1-) Yöneticinin davaya dahili suretiyle yargılamaya devam edilip edilemeyeceği,
2-) Trafonun kat sakinlerini rahatsız etmeyecek şekilde bakım ve onarımının yapılmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
A- (1) numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede
19. Konunun açıklığa kavuşturulması için öncelikle ilgili yasal düzenlemelerin incelenmesinde yarar bulunmaktadır.
20. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre, bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkına kat mülkiyeti, bu hakka sahip olanlara kat maliki, anagayrimenkulün bağımsız bölümleri dışında kalıp, korunma ve ortaklaşa kullanma veya faydalanmaya yarayan yerlerine ortak yerler, kat maliklerinin ortak malik sıfatıyla paydaşı bulundukları bu yerler üzerindeki faydalanma haklarına kullanma hakkı denir (KMK m. 2).
21. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 3 üncü maddesinde, “Kat mülkiyeti, arsa payı ve ana gayrimenkuldeki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyettir” hükmü yer almaktadır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere kat mülkiyeti, ortak mülkiyet esasına dayalı özel bir mülkiyet şeklidir. Bağımsız bölümler üzerinde kurulan bireysel mülkiyet hakkı, arsa payı ve ana taşınmazdaki ortak yerlere kadar uzanmaktadır. Kat mülkiyetinin her bir bağımsız bölüme özgülenen arsa payı ve ortak yerlerle bağlantısı, ona diğer ortak mülkiyet türlerinden farklı bir mülkiyet özelliği vermektedir (Germeç, Mahir Ersin: Kat Mülkiyeti Hukuku, Ankara 2020, s. 77).
22. Aynı Kanunun 4 üncü maddesi; “Ortak yerlerin konusu sözleşme ile belirtilebilir. Aşağıda yazılı yerler ve şeyler bu kanun gereğince her halde ortak yer sayılır.
a) Temeller ve ana duvarlar, (Eklenmiş ibare RGT: 28.11.2007 RG No: 26714 Kanun No: 5711/2) taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, kapıcı daire veya odaları, genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus olup bağımsız bölüm dışında bulunan yuvalar ve kapalı kısımlar, kalorifer daireleri, kuyu ve sarnıçlar, yapının genel su depoları, sığınaklar,
b) Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler sıcak ve soğuk hava tesisleri,
c) Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri.
Yukarıda sayılanların dışında kalıp da, yine ortaklaşa kullanma, korunma veya, faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeyler de (Ortak yer) konusuna girer” şeklinde düzenlenmiş, 16 ncı maddede, “Kat maliklerinin ana taşınmazın bütün ortak yerlerine arsa payları oranında ve ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olacakları ve o şekilde kullanma hakları bulunduğu” belirtilmiştir.
23. Somut olay, dosya kapsamı ve 15.04.2013 tarihli bilirkişi raporuna göre; Selçuklu Belediyesi tarafından kat irtifakı tesisi için onaylanan ve Selçuklu Tapu Müdürlüğüne gönderilen yazıda, yapı ruhsatının 25.07.2005 tarihli ve 10/7 ruhsat numarası ile alınmış olduğu, 9 uncu blok bodrumunda ortak yer depo ve elektrik trafosunun bulunduğu, mimari projede de, bodrum katında “Not: Bodrumdaki depo ve elektrik trafo merkezi ortak kullanım yeridir” ibaresinin bulunduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla davaya konu trafo merkezinin bulunduğu alan ortak yer vasfındadır.
24. Anataşınmazın ortak yerlerine yapılan müdahalenin önlenmesi istemine ilişkin davalar mülkiyet hakkına dayanılarak açılır. Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35 inci maddesinde, yöneticinin görev ve yetkileri belirlenmiş olup, bunların arasında mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlantısı olan el atmanın önlenmesi davası açma yetki ve görevi bulunmamaktadır. Bu nedenle bir kısım kat malikleri tarafından açılan eldeki el atmanın önlenmesi ve kâl istemine ilişkin davada, yöneticinin davaya dahil edilmesine gerek bulunmamaktadır.
25. Hâl böyle olunca eldeki davada, mahkemece yöneticinin davaya dahil edilmemesi usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.
B-(2) numaralı uyuşmazlık yönünden yapılan incelemede
26. Dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarına göre; SS Yeşilköy Yapı Kooperatifinin enerji talebi üzerine 09.06.1998 tarihinde Enerji Talepleri Değerlendirme Komisyonu tarafından iştirak bedeli alınarak bloklardan birinin altından kooperatif tarafından MEDAŞ’a verilen alana trafonun kurulmak üzere talebin karşılanmasının kabulüne karar verildiği, kararın 25.06.1998 tarihinde MEDAŞ Konya İşletme Müdürlüğü tarafından onaylandığı, dava konusu trafonun geçici kabulünün 23.07.1998 tarihinde yapıldığı ve 23.07.1998 tarihinde enerji verilmeye başlandığı görülmüştür.
27. Yine bilirkişi raporlarına göre, dava konusu trafonun bodrum katında bulunduğu ana yapıya ait dosyada bulunan tasdikli mimari projede; 61,24 m2 alanlı “elektrik trafo merkezi”nin gösterildiği, tahsis edilen 61,24 m2’lik alanın elektrik trafo merkezi, havalandırma kanalı ve kablo kanalı amacıyla kullanıldığı, bordum katında elektrik trafo merkezi bulunan parselde kat irtifakının tesis edildiği belirtilmiştir.
28. MEDAŞ tarafından dava konusu trafonun bulunduğu site yöneticiliğine yazılan 27.12.2007 tarihli yazıda; trafonun kaldırılmasının istendiği, yapılan incelemelere göre Ç. 2 Sitesi 24 No.lu apartmanın bodrumundaki trafonun kaldırılabilmesinin site bahçesinde tapu kaydı, şirketlerine ait olacak şekilde yer tahsisi yapılması, ayrıca trafo ile OG-AG malzemelerinin demontaj ve montaj masraflarının site tarafından karşılınması hâlinde mümkün olacağı bildirilmiştir.
29. Selçuklu Belediye Başkanlığının 21.11.2008 tarihli yazısında, trafonun kaldırılmasının talep edildiği, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 2 nci maddesinin f bendinde; “Transformatörlerin yer altına, bodrumların ve yüksek katlı yapıların üst katlarına da tesis edilebileceği, yer altı ve bodrumlardaki transformatörlerde rutubet, havalandırma ve su baskınına karşı önlemler alınmalıdır” denildiğini, yapı ruhsatına esas mimari projede söz konusu trafonun bulunduğu bildirilmiştir.
30. MEDAŞ’ın 21.06.2010 tarihli yazısında ise, dava konusu trafonun yağlı tip trafo olduğu, kuru tip trafoya çevrilmesinin 2011 yılı yatırım programına alındığı belirtilmiştir.
31. Bu aşamada Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine de değinilmesi önem arzetmektedir.
32. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37 nci maddesi; “…a) Dağıtım transformatörlerinin havalandırılması:
….
c) Transformatör odaları:
1) Transformatörler duvarlarla en az 60 cm mesafe olacak şekilde yerleştirilmelidir.
Eğer transformatörün tüm boyu boyunca iki taraflı açılan kapı (kapaklar) var ise bu mesafe (hava sirkülasyonu sağlaması için) 30 cm'ye indirilebilir. 36kV'a kadar transformatörlerin en üst noktası ile tavan arasında en az 60 cm mesafe bulunmalıdır.
Kompakt trafo merkezleri için bu bent (c.1) geçerli değildir. İlgili standartlar ve özel şartnamelerde belirtilen koşullara göre düzenlenir.
2) Transformatör odalarında döşemede kademe bulunması yasaktır. Odanın iç yüzeyleri toz yapmayacak bir malzeme ile kaplanmalıdır. Tavanlara kesinlikle boya yapılmayacaktır.
d) Transformatörlerin elektriksel bağlantıları tesadüfen temas edilmeyecek şekilde yapılacaktır.
e) Yapı içinde kullanılan transformatörlerin yüksek gerilim geçit izolatörlerinin elektriksel bağlantılarının yalıtımı, uygulama gerilimine uygun bir malzeme veya geçmeli tip ile sağlanmalıdır.
f) Transformatörler yer altına, bodrumlara ve yüksek katlı yapıların üst katlarında da tesis edilebilir. Yeraltı ve bodrumlardaki transformatörlerde, rutubet, havalandırma ve su baskınına karşı önlemler alınmalıdır.
Transformatörlerin yerine konulması ve gereğinde değiştirilmesi durumlarında ağırlığı ve en büyük boyutları göz önünde bulundurulmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.
g) İnsanların yoğun bulunduğu paniğin yaşanabileceği tüm yapılar, bodrumlar, yüksek katlı binalar, hastaneler, tiyatrolar, alış-veriş merkezleri, okullar gibi yapılar bağımsız olarak yüksek gerilimle enerjilendirildiğinde ana bina içindeki transformatörler güvenlik açısından kuru tip olmalıdır.
h) Yönetmelik değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıllık geçiş süresini müteakip, primer gerilimi 36 kV'a kadar transformatörlerin (transformatörle ayrılmaz bir bütün oluşturan donanımları dahil) en büyük dıştan dışa (dış) boyutları; A (cm) transformatörün boyu, B (cm) transformatörün eni, C (cm) transformatörün yüksekliği olmak üzere; gücü 630 kVA'ya kadar olan transformatörler için A = 170 cm, B = 135 cm, C = 195 cm; gücü 1600 kVA'ya kadar olan transformatörler için A = 210 cm, B = 185 cm, C = 245 cm; gücü 2500 kVA'ya kadar olan transformatörler için A = 230 cm, B = 215 cm, C = 265 cm'yi aşamaz.
i) Deprem yükleri: Transformatör merkezlerinin yapımında yatay deprem yükleri göz önüne alınacaktır. Deprem bölgelerinde oluşacak deprem yükleri F = C.W formülü ile hesaplanacaktır.
Burada:
F: Her elemanın ağırlık merkezine etki eden kuvveti (kg-kuvvet),
W: Çelik aksam veya elektrik teçhizatının kütlesi (kg-kütle),
C: 0,5 g'dir. (g = 9,81 m/sn2 olarak yerçekimi ivmesidir)
Transformatör merkezlerindeki çelik aksam ile elektrik teçhizatı yukarıda verilen formül ile hesaplanacak kuvvetlere dayanmalıdır. Özellikle izolatörler ve bağlantı noktalarının davranışı tahkik edilmelidir…” düzenlemesini içermektedir.
33. Dolayısıyla yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri, dosya kapsamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; trafonun yağlı tip olması durumunda kısa devre vb. durumlarında patlama, yağ sızıntısı ve akabinde yangın meydana getirme gibi güvenlik risklerinin bulunduğu, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 37/c-2-g bendinde “İnsanların yoğun olarak bulunduğu, paniğin yaşanabileceği tüm yapılar, bodrumlar, yüksek katlı binalar, hastaneler, tiyatrolar, alışveriş merkezleri, okullar gibi bağımsız olarak enerjilendirilen binaların içindeki trafoların güvenlik açısından kuru tip olması gerektiği”nin hüküm altına alındığı, trafonun kuru tip olması durumunda anılan yönetmelikte belirtilen önlemler eksiksiz olarak alınmak suretiyle binanın bodrum katında kalmaya devam edebileceği sonucuna varılmıştır.
34. Hâl böyle olunca mahkemece anılan yönetmelik hükümleri dikkate alınmak suretiyle Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğine uygun olarak trafonun yağlı tipten kuru tipe çevrilmesine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
35. Bu nedenle direnme kararı açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmalıdır.
IV. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
I- A bendinde (§19-25) gösterilen gerekçelerle (1) numaralı uyuşmazlık yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yöneticinin davaya dahil edilmesine gerek olmadığına ilişkin direnme hükmünün ONANMASINA,
II- B bendinde (§26-35) gösterilen gerekçelerle (2) numaralı uyuşmazlık yönünden davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıdaki değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
01.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
BİLGİ : ”Kat maliklerince kendisine yetki verilmesi halinde yönetici ecrimisil davası açabilir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05 Nisan 2017 tarihli kararı için bkz.
“Apartman yönetimince kat malikinin kiracısına yöneltilen ecrimisil davası genel mahkemelerde görülür” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20 Haziran 2019 tarihli kararı için bkz.