KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

ZİYNET EŞYALARININ AYNEN İADESİ OLMADIĞI TAKDİRDE ÖDEME GÜNÜNDEKİ BEDELİNİN TAHSİLİ TALEP EDİLSE BİLE AYNEN İADE MÜMKÜN DEĞİLSE İİK 24 HÜKMÜ UYGULANACAKTIR.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/11458
Karar No      : 2023/2847

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 20.04.2022
SAYISI                                 : 2022/90 E., 2022/953 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş ve yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizin 10.10.2022 tarihli ve 2022/6388 Esas, 2022/7881 Karar sayılı kararı ile temyize konu ziynet alacağı davasının kabul edilen ve reddedilen kısmı karar tarihindeki kesinlik sınırını aşmadığı gerekçesiyle tarafların ziynet alacağına ilişkin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Dairemize hitaben sunulan maddî hatanın düzeltilmesi talepli dilekçede özetle; dava değerinin 369.720,00 TL olduğu ve reddedilen 323.210,00 TL' lik kısmın ve kabul edilen kısmın taraflarca temyiz edildiği, dosyanın temyiz sınırı altında kalmadığı ve maddî hata yapıldığı belirtilerek Daire kararının kaldırılması ve temyiz dilekçesinde belirtilen sebeplerle davanın esasının incelenmesi talep edilmiştir.

Kararın maddî hataya dayandığı gerekçesi ile ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre; davacının dava dilekçesinde talep ettiği ziynetlerin bedelinin 20.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda 369.720,00 TL olduğunun belirlendiği, davacı vekilinin gerek dava dilekçesinde gerekse ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davaya konu ziynetlerin aynen iadesine ilişkin talebini tekrar ederek parasal bedeli 74.130,00 TL olarak beyan ettiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile öncelikle aynen olmadığı takdirde 46.150,00 TL bedelin kabulüne karar verildiği, reddedilen kısmın 323.570,00 TL olup bu yönden temyiz sınırı gözetildiğinde davacı kadın vekilinin temyizinin mümkün iken maddî hata sonucu temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği, aynı şekilde davalı erkek aleyhine aynen iadesine karar verilen ziynetlerin bedelinin de Dairemiz yerleşik kararları gereğince karar tarihindeki kesinlik sınırının üstünde bulunduğundan davalı erkek vekilinin dilekçesinin de maddî hata sonucu reddine karar verildiği gözetilerek maddî hata talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup, kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 06.05.2016 tarihinde evlendiklerini, düğünde her iki aile ve yakınlarının pek çok ziynet eşyası taktığını, düğünden sonra bu ziynet eşyalarının davalının bilgisi ve isteği ile ailesi tarafından alınarak götürüldüğünü, ne düğün sırasında ne de sonrasında bu altınların hiçbir zaman davacı müvekkiline teslim edilmediğini, 06.09.2016 tarihinde yaşanan tartışma neticesinde davalının müvekkilini evden kovduğunu, müvekkilinin hiçbir kişisel eşyasını alamadığını, taraflar arasında boşanma davası açıldığını, davalı tarafın eşyalarla ilgili liste hazırladığını, ziynet eşyalarının davalı tarafta bulunduğunu, listede belirtilenler dışındaki ziynet eşyalarını müvekkiline iade etmeyeceklerini beyan ettiklerini, listede gösterilenden kat kat fazla ziynet eşyası takıldığını, 800 kişilik düğünde 8 çeyrek altın ve 6 bileziğin takıldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, imam nikahı yapılırken davalı tarafın nişanda ve düğünde takılan ziynet eşyalarının tümünü mehir olarak gösterdiğini belirterek davalının uhdesinde bulunan ve müvekkiline hiç verilmeyen ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesine, aynen iade mümkün değil ise fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak ve talebi ıslah edilmek kaydı ile ziynet eşyaları bedelinin şimdilik 50.000,00 TL'sinin eşyaların ödeme günündeki değerleri üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 16.10.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; müvekkiline ait olan ziynet eşyalarının öncelikle aynen iadesine, aynen iade mümkün değil ise fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ıslah talebinin kabulüne, ziynet eşyaları isteminin 50.000,00 TL iken 27.08.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda yer alan birinci ve ikinci tablonun toplamı doğrultusunda 24.130,00-TL artırım sonrası 74.130,00 TL ye çıkartıldığını, 74.130,00 TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların düğün günü aile dostlarının bir cinayete uğradığını ve bu nedenle düğüne katılımın beklenenden çok daha az olduğunu, iddia edilen takıların takılmadığını, düğün esnasında takılan takıların bir çoğunun davacının annesi, kız kardeşi, dayısının eşi tarafından davacının üzerinden alınarak müvekkil ve ailesinin bilgisi haricinde götürüldüğünü, bu durumun incelenen düğün çekimlerimden anlaşıldığını, ne düğünden önce ne de düğünden sonra bu altınların hiçbir zaman davalı müvekkiline teslim edilmediğini, davacının hiç görmediğini iddia ettiği ziynet eşyalarının nitelik, özellik ve gramlarını dava dilekçesinde ayrıntılı olarak belirtiğini, davacının bu yöndeki taleplerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacının evden kovulmadığını, kendi isteği ile evden ayrıldığını, giderken nişan ve düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarından bir çocuğunu da götürdüğünü, davacının bu ziynet eşyalarının bir kısmını düğünden sonra taktığını, davacı vekiline gönderilen listedeki ziynet eşyalarının davacının götürdüğü ziynet eşyalarından kalan ziynet eşyası olduğunu belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 22.02.2019 tarih ve 2017/257 Esas, 2019/130 Karar sayılı kararı ile; davacının düğün ve nişanda kendisine takılan ziynet eşyası ve takı alacağına ilişkin alacak davasının kısmen kabul kısmen reddi ile kabulüne karar verilen ziynetlerin aynen, mevcut değilse toplam 46.510,00 TL ziynet eşyası alacağı ve takı alacağının dava tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ziynet eşyası ve takı alacağı talebinin takdiren reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından reddedilen ziynetler yönünden; davalı erkek vekili tarafından kabul edilen ziynetler yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 14.07.2020 tarih ve 2019/1084 Esas, 2020/993

Karar sayılı kararı ile; kuyumcu bilirkişi tarafından düzenlenen 20.08.2018 tarihli raporda davacı tarafça talep edilen ziynetlerin bedelinin 369.720,00 TL olduğunun belirlendiği, davacı vekilinin 16.10.2018 tarihli ıslah dilekçesinde davaya konu ziynetlerin aynen iadesine ilişkin talebini tekrar ederek parasal bedeli 74.130,00 TL olarak beyan ettiği ve bu bedel üzerinden 415,00 TL daha nispi harç yatırdığı, davacı vekilinin talebinin dava dilekçesinde nitelikleri belirtilen ziynetlerin öncelikle aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesine ilişkin olduğu ve kuyumcu bilirkişi tarafından düzenlenen 20.08.2018 tarihli raporda davacı tarafça talep edilen ziynetlerin bedelinin 369.720,00 TL olduğu belirtildiği, netice olarak alınması gerekli 6.313,89 TL nispi harcın eksik alınarak karar verilmesi nedeni ile tarafların istinaf isteminin usuli eksiklik nedeni ile kabulü ile esası incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, harç eksikliği giderilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre tarafların istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekiline talep edilen pırlantaların değerlendirilmesi ile ilgili pırlantaların hangi kuyumcudan alındığı ve sertifikaları hususunda beyanda bulunmak üzere süre verildiği ancak davacı vekilinin bu hususta beyanda bulunmadığı, tanık beyanlarına göre düğünde sandık içindeki takıların düğünden hemen sonra tarafların müşterek hanelerine çıkartıldığı, düğünden sonra tektaş ve beştaş yüzüğün Nagihan'da takılı olduğu, Nagihan'ın tarafların arkadaşlarının düğününe gittikleri bir sırada tanığa bir fotoğraf gönderdiği ve bu fotoğrafta bilekliğin takılı olduğunu beyan ettiği, bu fotoğrafın dosyada mevcut olduğu ve tanığın bu beyanlarına karşı huzurda bulunan davacı asil ve davacı vekilinin herhangi bir itirazda bulunmadığı, fotoğrafındaki davacının kolundaki takı incelendiğinde davacının nişanda kolunda takılı bulunan kalın bilezik olduğu, yine tanıkların beyanlarına göre düğünden sonra tektaş ve beştaş yüzüğün Nagihan'da takılı olduğu, her ne kadar son ayrılışta evden kovma iddiası ispatlanmamış olsa da, düğünden sonra takıların çoğunun davacının üzerinde takılı olarak görülmediği, ikinci kuyumcu bilirkişi raporunda düğünde ve nişanda görülen altınlar yönünden davacının beştaş ve tektaş pırlanta yüzük ve nişanda takılı kalın bilezik yönünden ziynet alacağının mahkemece ispatı konusunda yeterli kanaat oluşmadığından bu takılar çıkartılmak sureti ile, ikinci kuyumcu bilirkişi raporunda düğünde ve nişanda görülen geri kalan diğer takılar yönünden davacının ziynet eşyası alacağı olduğu, tüm tanık anlatımları ve mevcut dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; düğünde ve nişanda davacı Nagihan'a takılan ve 27.08.2018 tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda "Düğünde ve nişanda görülen" şeklinde belirtilmiş olan ziynet eşyalarının ve inci setin davacı Nagihan'a iade edilmediği gibi bedelinin de ödenmediği, Nagihan'ın geri verilmemek üzere bu ziynet eşyalarını verdiğine dair bir beyanının da tanık anlatımlarında geçmediği görülmekle takı alacağına yönelik Nagihan'ın davasının kısmen kabulüne, düğünde kendisine takılan ve 27.08.2018 tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda "Düğünde ve nişanda görülen" şeklinde belirtilen ziynet eşyalarından 1 adet 22 ayar 35 gram ağırlığındaki kalın bileziği (nişanda sol kolda) düğünden sonra davacı Nagihan'ın taktığına ilişkin çekilen fotoğrafın ve buna ilişkin tanık beyanının dosyada mevcut olduğu, Nagihan'ın bir adet tektaş, bir adet beştaş yüzük ve 1 adet 22 ayar 35 gram ağırlığındaki kalın bilezik yönünden ziynet eşyası alacağı olduğu mevcut dosya kapsamına göre ispat edilemediğinden bu takılar ve 27.08.2018 tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda baba evinden gelen diye belirtilen listedeki 8 adet çeyrek altın, 6 adet bilezik ve 1 adet kolye yönünden fazlaya ilişkin ziynet eşyaları talebinin reddi yönünde mahkemede kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davacının düğün ve nişanda kendisine takılan ziynet eşyası ve takı alacağına ilişkin alacak davasının kısmen kabul kısmen reddi ile 1 adet 22 ayar 140 gram ağırlığındaki gerdanlık bileklikten oluşan Trabzon setin mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 19.880,00 TL, 1 adet 22 ayar 25 gram ağırlığındaki ucunda madalyon takılı zincirin mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 25 gramın 3.550,00 TL, 1 adet 22 ayar 30 gram ağırlığında anahtarlı kelepçeli bilezik mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 30 gramı 4.260,00 TL, 1 adet 22 ayar 25 gram ağırlığında anahtarlı bileklik mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 25 gram değeri 3.550,00 TL, 1 adet 22 ayar 17,50 gram ağırlığında ikibuçuklu altının mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 17,50 gramı 2.480,00 TL, 1 adet 22 ayar 36 gram ağırlığında beşli altının mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 36 gramı 5.110,00 TL, 1 adet 22 ayar 10 gram ağırlığında bileziğin mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 10 gramı, 1.420,00 TL, 1 adet 22 ayar 10 gram ağırlığında bileziğin mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 10 gramı 1.420,00 TL, 2 adet 22 ayar 20 gram ağırlığında bileziğin mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 20 gramı 2.840,00 TL, 1 adet inci kolye ve inci bilezikten oluşan 2.000,00 TL değerinde inci setin mevcutsa aynen, mevcut değilse dava tarihi itibari ile 2.000,00 TL olmak üzere toplam 46.510,00 TL ziynet eşyası alacağı ve takı alacağının dava tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ziynet eşyası ve takı alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kabul edilen talepler yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle tarafların tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ziynetlerin reddedilen kısmı ve kabul edilen ziynet eşyalarının değerlerinin fiili teslim tarihine göre belirlenmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul edilen ziynetler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.         

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ziynet alacağı istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, ispat, hukuki yarar ve talep aşımı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı, 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1inci, 2 nci, 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacının talebi davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde ödeme günündeki bedelinin tahsiline ilişkin olup, aynen iadeye karar verildiğinde aynen iadenin mümkün olmaması halinde 2004 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi gereğince işlem yapılacağının tabii bulunmasına ve bu nedenle terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken mahkemece, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi gözetilmeksizin talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Maddî hata talebinin kabulü ile Dairemizin 10.10.2022 tarihli ve 2022/6388 Esas, 2022/7881 Karar sayılı kararının oy birliğiyle KALDIRILMASINA,

2. Tarafların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

A) Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ziynet alacağının dava tarihindeki bedeline hükmedilmesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

b) İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda “Değerlendirme" bölümünün (2) numaralı paragrafında gösterilen sebeple davacı kadın yararına BOZULMASINA,

c) Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan                         Üye                     Üye                        Üye                  Üye
A.Albayrak Doğan        Rıza Sarıtaş        Seydi Kahveci       Çetin Durak      Sevil Kartal
                                                                                               (Muhalif)

KARŞI OY YAZISI

Davacı tarafından ziynetlerin aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup; dava tarihindeki bedellerin tahsiline ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Fiilen ödeme günündeki bedelin tahsiline şeklinde infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm de kurulamayacağına göre; Mahkemece bu talebin reddine, aynen iadesine karar verilen ziynetlerin açıklanan değerlerinin harca esas değer olduğu gözetilerek talebe konu ziynetlerin aynen iadesine kararı ile yetinilmesi gerekirken talep dışına çıkılarak dava tarihindeki bedelin tahsiline şeklinde karar verilmesini doğru görülmemesi yerinde ve bozma kararı sonuç itibariyle bu yönüyle doğru ise de kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken infaz aşamasına ilişkin bir düzenleme olan 2004 sayılı Kanun'a atıf yapılmak suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı kanaati ile sayın çoğunluğun görüşüne açıklanan nedenle katılmıyorum.

Üye
Çetin Durak

BİLGİ : “Davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir” şeklindeki Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Eylül 2022 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/davacinin-aynen-iade-talebi-gozetilerek-ziynet-esyalarinin-aynen-iadesine-karar-verilmesi-ile-yetinilmesi-gerekir