KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLEN DOSYADA TARAF SEÇİMLİK HAKKINI KULLANDIĞI İÇİN YENİ DAVASINDA DAHA ÖNCE KULLANDIĞI SEÇİMLİK HAKKIN DIŞINA ÇIKAMAZ.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2025/336
Karar No      : 2025/3423

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 20.11.2024
SAYISI                                 : 2024/2119 E., 2024/3544 K.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.04.2025 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat O.E. ile davalı vekili Avukat Ö.Ş. geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 06.05.2015 - 16.01.2017 tarihleri arasında davalı Şirketin Cezayir ülkesinde üstlendiği Khemis Milliana Yol Projesinde net 7.000,00 USD ücretle harita mühendisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, alacaklarının ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, ücret, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalı taraftan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının istifa ederek işyerinden ayrıldığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacağının bulunmadığını, davacının ücretine fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının dâhil olduğunu, davacının hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 6. İş Mahkemesinin 08.09.2021 tarihli kararı ile; davalı tarafından sunulan sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğunun ispat edilememesi nedeniyle fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunun kabul edilemeyeceği, dinlenen tanıklardan B.P'nin davalı ile arasında husumet bulunmadığı, gerek bu dosyadaki gerekse de Ankara 18. İş Mahkemesindeki beyanları arasında çelişki bulunmadığı, her iki dosya kapsamında dinlenen Ö.K'nın beyanları arasında da çelişki bulunmadığı, bilirkişi raporunda (b) seçeneği ile yapılan hesaplamaya itibar edildiği, davacının istifa dilekçesini baskı altında ve iradesi dışında imzaladığı, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin gerçek ücreti üzerinden ödenmediği bu nedenle davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, davacının ücret ve asgari geçim indirimi alacağının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 08.09.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2023 tarihli kararı ile; tarafların işyeri çalışma düzen ve koşullarını gösterir imzalı puantaj kaydı ya da eşdeğer belge sunmadığı bu nedenle davacı tarafından dinletilen tanıkların anlatımları çerçevesinde birinci hafta 3 gün 07.00-18.00 ve 3 gün 07.00-20.00 saatleri arasında hafta tatili kullanarak, ikinci hafta 4 gün 07.00-18.00 ve 3 gün 07.00-20.00 saatleri arasında hafta tatili olmadan, dinî bayramların iki günü ve 01 Ocak günü hariç diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma tespitine bağlı hesap yapılması isabetli olduğu, davalı tarafça ibraz edilen 15.05.2015 tarihli iş sözleşmesinde yer alan imzanın davacıya ait olduğunun tam olarak ispatlanamaması sebebiyle anılan sözleşme ve hükümlerine değer verilmemesinin yerinde olduğu, davacının eldeki dosyada yer alan iddialarının başka dosyalarda tanık olarak verdiği beyanlarla, başka dosyalarda dinlenen başka tanıkların ifadeleri ile ve eldeki dosyada dinlenen tanıkların anlatımları ile çelişkili olmadığı, hesaplamalarda fiilî çalışmanın olmadığı yıllık izin dönemlerinin dışlandığı, takdiri delil niteliğindeki tanık anlatımına dayalı fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına %30 yerine %40 oranında indirim yapılması gerektiği, davacı iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispat edemediğinden kıdem tazminatı alacağının reddi gerektiği, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bakımından indirim sebebiyle reddedilen kısım için davalı yararına hesaplama yapılmaması gerektiği gerekçeleriyle davacı ve davalının istinaf talebinin kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

Bölge Adliye Mahkemesinin 20.12.2023 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacı tarafından 22.05.2017 tarihinde Ankara 18. İş Mahkemesinin 2017/296 Esas, 2019/52 Karar sayılı dosyası ile; aynı döneme ilişkin kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları için 5.000,00 TL'lik dava açıldığı, dosyanın 06.11.2018 tarihinde takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırıldığı ve 12.02.2019 tarihinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, sözü edilen dava dosyasında, işbu davanın konusu olan kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının TL olarak ödenmesinin istendiği, açılmamış sayılmasına karar verilen davadaki dava dilekçesi davalıya tebliğ edildiğine göre; davacının, borcun hangi para birimi üzerinden ödeneceği konusunda tercih hakkını kullandığı ve borcun TL üzerinden ödenmesini istediği, davacının bundan sonra tercihinden dönüp borcun yabancı para üzerinden tahsilini isteyemeyeceği gözetilerek TL üzerinden hüküm kurulması gerekirken alacağın yabancı para cinsinden davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu, davacı tarafın, açılmamış sayılmasına karar verilen Ankara 18. İş Mahkemesinin 2017/296 Esas, 2019/52 Karar sayılı dosyanın dava dilekçesinde çalışma saatlerinin 07.00-18.00 saatleri arasında olduğunu beyan ettiği, davacının tanık olarak dinlendiği dosyalarda da çalışmanın 07.00-18.00 saatleri arasında olduğunu beyan ettiği, buna göre davacının 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davanın açılmamış sayılması kararı ile açılmasıyla meydana gelen sonuçların ortadan kalktığını, davacının TL üzerinden açmış olduğu davada sanki seçimlik hakkını kullanmamış gibi meydana gelecek tüm sonuçların ortadan kalktığını, yeni açılan davada önceki taleple bağlı olmaksızın USD üzerinden talepte bulunabileceğini,

2. Davalı lehine iki farklı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,

3. Mahkemeye erişim hakkı ve taleple bağlılık ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu alacakların hangi para cinsinden hüküm altına alınacağı ve vekâlet ücreti noktalarındadır.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı yararına takdir edilen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                        Üye                  Üye                           Üye                       Üye
Doç. Dr. Seracettin      Ömer Faruk      Betül Azizağaoğlu     Şehnaz Kırmaz     Doğan Korkmaz
Göktaş                         Herdem