KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

ADİ ALACAKLILARIN FAİZ GİBİ BİR KISIM ALACAKLARINDA TENZİLAT YAPILMASI TASDİK EDİLEN KONKORDATO PROJESİNDE EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI OLMAZ.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2023/6-375
Karar No       : 2023/620

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ                          : 14.12.2022
SAYISI                          : 2022/2615 E., 2022/2616 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.10.2022 tarihli, 2022/1318 Esas
                                         ve 2022/4532 Karar sayılı BOZMA kararı

Konkordato isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince talep eden şirketin konkordato tasdik talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın alacaklılar Y.v.K. Bankası A.Ş., A.bank T.A.Ş., T.C. Z. Bankası A.Ş., Ş.bank T.A.Ş., A.....ubank A.Ş. ile T. Patent A.Ş. vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tasdik kararının kaldırılmasına ve konkordato talep eden şirketin tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı konkordato talep eden vekili ile alacaklılar T.H. Bankası A.Ş. ve T.C. Z. Bankası A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı konkordato talep eden vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP            

Konkordato talep eden vekili dilekçesinde; müvekkilinin borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemez duruma geldiğini, ödeme güçlüğüne düştüğünü ve konkordato ön projesinde belirtildiği şekilde borçlarını ödemek istediğini ileri sürerek 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 285 inci ve devamı maddeleri uyarınca teklif edilen konkordato projesinin tasdikine karar verilmesini talep etmiştir.

II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2020 tarihli ve 2019/429 Esas, 2020/760 Karar sayılı kararı ile; talep eden şirketin alacaklılar toplantısının yapıldığı, konkordato projesinin oylamaya sunulduğu, nisabın değerlendirilmesinde İİK'nın 302 nci maddesindeki hususların gözetildiği, konkordato projesinin adi alacaklılar yönünden kanunun aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, yine borçlunun teklifinin alacak miktarı itibariyle rehinli alacaklılar yönünden kanunun aradığı oranın üzerinde bir çoğunlukla kabul edildiği, adi konkordatonun ve buna bağlı olarak rehinli alacaklara ilişkin de konkordatonun tasdiki şartlarının oluştuğu, projenin konkordato talep edenin mal varlığı ile uyumlu olduğu, konkordatonun tasdiki hâlinde alacaklıların eline geçecek miktarın iflâs koşullarına göre daha fazla olacağının sonucuna varıldığı, İİK’nın 305 inci maddesinde düzenlenen konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle talep eden şirketin konkordato projesinin tasdik talebinin kabulüne karar verilmiştir.

III. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklılar Y.v.K. Bankası A.Ş., A.bank T.A.Ş., T.C. Z. Bankası A.Ş., Ş.bank T.A.Ş., A.....ubank A.Ş. ile T. Patent A.Ş. vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2021 tarihli ve 2021/839 Esas, 2021/2177 Karar sayılı kararı ile;

Konkordatonun tasdiki için kanunda aranan koşulların dışında mahkemenin kanunun öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerektiği, bunlardan ilkinin borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kural olduğu, bu düzenlemenin alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin dayanağı olarak kabul edildiği, alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklının diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemeyeceği, konkordatoda alacaklılar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulması ve alacaklıların tatmin edilmesinde de aynı ilkelerin gözetilmesi gerektiği, borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağının hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusu olduğu,

Mahkemenin gözeteceği ikinci ilkenin ise, konkordatonun kötüniyetle sakatlanmaması olduğu, mahkemenin henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınacağı;

İlk derece mahkemesince tasdik edilen konkordatonun özellikle eşitlik ilkesi bağlamında ele alınması gerektiği, somut olayda projenin ilk unsurunun "Ana para dışında faiz, fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri" olduğu, "Fer’i tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat edecekleri" şeklinde kapsamı belli olmayacak şekilde bir kısım alacakların tamamen konkordatonun dışında bırakılmasının doğru olmadığı, öte yandan birer fer’i hak niteliğinde bulunan ve alacağı teminat altına alan kefile karşı ileri sürülebilecek alacak hakları ile rehin gibi ayni hak niteliğindeki haklar korunurken, edimin geç ifasından doğan zararları karşılayan faiz gibi fer'i hakların tenzil edilmesinin de eşitlik ilkesine aykırı olduğu, borçlunun henüz temerrüde düşmemesi nedeniyle faize hak kazanmayan alacaklılar karşısında kısa veya uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan alacaklıların bu alacaklarını tamamen tenzil etmenin de eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle kararı istinaf eden alacaklıların istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen tasdik kararının kaldırılmasına, talep eden şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.        

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde konkordato talep eden vekili ile alacaklılar T.H. Bankası A.Ş. ve T.C. Z. Bankası A.Ş. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05.10.2022 tarihli ve 2022/1318 E., 2022/4532 K. sayılı kararı ile,

".... Talep, davacı borçlu hakkında, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ile konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.

Konkordato, borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra kurumudur. Konkordatoda amaç, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmaktır. Konkordato ile alacaklılar, alacaklarının bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda belirli bir vade tanırlar. Bu durumdaki bir borçlunun iflas etmesi, faaliyetlerinin tümüyle sona ermesine ve alacaklıların alacaklarını büyük oranda tahsil edememelerine neden olur. İçinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesi hem borçlu bakımından ve hem de alacaklılar bakımından olumlu sonuçlar doğurur. Alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödeme sağlanır ve borçlu iktisadi faaliyetlerine devam eder. Böylece borçlu, piyasadaki varlığını sürdürürken, piyasadaki istikrar ve istihdam imkanları da korunmuş olur.

Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.

Somut olayda projede geçen ve alacaklılar tarafından toplantıda oylanarak, İİK. 302. maddesindeki koşulları da sağlayarak kabul edilen ‘adi alacaklıların anapara kısmı hariç, faiz ve diğer bütün fer’ilerinden feragat etmiş sayılmalarına’ durumu bir tenzilat konkordatosu örneğidir. Şu halde eşitlik ilkesine aykırı bir durum söz konusu değildir. Bölge Adliye Mahkemesinin bu konudaki gerekçesi hatalıdır. Ayrıca davacı şirket faaliyetlerine devam etmekte, gerek adi ve gerekse rehinli alacaklılarla yaptığı anlaşmalar doğrultusunda ödemelerine eksiksiz devam etmektedir. Şu hale göre konkordato talebinin reddini gerektirecek bir durum söz konusu değildir.

 Bu açıklamalar doğrultusunda isabetli bulunmayan tespitlere dayalı olarak, Bölge Adliye Mahkemesince konkordato talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde konkordato talep eden vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Konkordato talep eden vekili, İlk Derece Mahkemesince verilen kararı istinaf eden alacaklıların istinaf sebepleri içerisinde tasdik edilen konkordatonun eşitlik ilkesine aykırılığı yönünde istinaf nedenlerine yer verilmediğini, müvekkili şirketin tasdik edilen konkordato projesini aynen yerine getirmeye devam ettiğini, kararı istinaf eden alacaklıların tamamı ile anlaşma yapılarak ve borçlar yapılandırılarak ödemelere devam edildiğini, konkordatoda alacaklılar arasında mutlak bir eşitlik sağlanmasına gerek bulunmadığını, tasdik edilen konkordatoda tüm alacaklılar yönünden dengeli, adil şekilde miktar ve taksit oluşturulduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda İlk Derece Mahkemesince tasdik edilen konkordatonun alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince tasdik talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 285 ilâ 308 inci maddeleri.

2. Değerlendirme

1. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konkordatoya ilişkin açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.

2. Konkordato, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen ya da herhangi bir borçlunun, borcun belirli koşullarda ödenmesi için alacaklılarıyla anlaştığı ve yetkili ticaret mahkemesinin onayı ile geçerlilik kazanan hukuki çözüm işlemidir (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara 2021, s. 709).

3. Konkordato İİK’da tanımlanmamış ise de; öğretide konkordato, dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi borçlarının alacaklılar tarafından kanunda gösterilen nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve yetkili makamın (mahkemenin) onayı ile gerçekleşen ve borçlunun borcun bir kesiminden kurtulmasını ve/veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan, haciz ve iflâs gibi klasik ve borçlu bakımından sert cebri icra yöntemlerinin yerine ikame edilmiş bir kolektif icra biçimidir (Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, C. IV, İstanbul 1997, s. 3585; Süha Tanrıver, Adnan Deynekli, Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s. 29; Serdar Kale, Sorularla Konkordato (İflas Dışı ve İflas İçi Adi Konkordato), İstanbul 2017, s. 2; Hakan Pekcanıtez, Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkortado, İstanbul 2018, s. 4; Sümer Altay, Ali Eskiocak, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, İstanbul 2019, s. 10, 15).

4. Konkordato kurumu ile ilgili farklı ayrımlar yapılmaktadır. Bunlardan ilki, mahkeme dışı ve mahkeme içi konkordato ayrımıdır. Mahkeme içi konkordato içeriğine göre vade, tenzilat ve karma konkordato olarak ayrılmaktadır. Sözü geçen sınıflandırmaya göre, borçlunun borcunu tam olarak ödemeyi vaat etmesi ve bunun için alacaklıların borçluya ödeme süresi tanımaları veya borcun itfasını takside bağlamaları hâlinde vade konkordatosu; borçlunun borçlarının belli bir yüzdesini ödemeyi taahhüt ettiği ve alacaklıların da kalan alacaklarından vazgeçtiği durumda tenzilat konkordatosu; tenzilat ve vade konkordatosunun bir araya getirilmesiyle teşekkül eden konkordatoya ise karma (bileşik) konkordato denilmektedir. Yapıldığı zamana göre ise; iflâsa tabi olmayan borçlular ile iflâsa tabi borçlulardan henüz iflâsına karar verilmeyenlerle yapılan konkordatoya iflâs dışı konkordato; müflisin teklif ettiği konkordatoya ise iflâs içi konkordato denilmektedir.

5. Konkordato konusunda yapılan diğer bir ayrım ise, adi (alelade) konkordato ve mal varlığının terki suretiyle konkordatodur. Mal varlığının terki suretiyle konkordato türünde, borçlunun mâli durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanmaz. Mal varlığının terki suretiyle konkordatonun iki şekilde yapılacağı kabul edilmektedir. Bunlardan ilki, borçlunun mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara bırakması ve alacaklıların da borçlunun mal varlığını satarak ele geçen paradan alacaklarını tahsil etmeleridir. Mal varlığının terki suretiyle konkordatonun diğer bir görünüm şekli ise, belirli vadelerde alacaklılara ödeme yapması kaydıyla, mal varlığının tamamının ve bir kısmının üçüncü kişiye devredilmesidir. Bu ihtimalde, alacaklılar alacaklarını borçlunun mal varlığının üçüncü kişiye devrinden elde edilen parayla tahsil etmektedirler. Mal varlığının terki suretiyle konkordatoda borçlu borçlarını belli şartlar dâhilinde ödemeyi değil, mal varlığının aktifi üzerindeki tasarruf yetkisini alacaklılara (veya üçüncü kişiye) devretmeyi teklif etmektedir. Mal varlığının terki suretiyle konkordatoya niteliğine aykırı düşmedikçe adi konkordatonun hükümleri (İİK md. 285 ilâ 308/g) uygulanır (Pekcanitez/Erdönmez s. 6 vd.).

6. Mahkeme içi adi konkordato İİK’nın 285 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş ve konkordatoya başvurabilecek kişiler İİK’nın 285 inci maddesinde “herhangi bir borçlu” denilerek açıklanmış olup, kanunun bu ifadesi karşısında tüzel kişiler ile tacir olup olmadığına bakılmaksızın bütün gerçek kişiler konkordatoya başvurabilecektir. İİK’nın 285/2 nci maddesindeki düzenleme uyarınca konkordatoya başvuru imkânı sadece borçluya tanınmamıştır. İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı da gerekçeli bir dilekçe ile borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.

7. Konkordato talep eden borçlu veya iflâsını isteyebileceği borçlusu hakkında konkordato talep eden alacaklı, bir nüsha olarak düzenlenen dilekçe, konkordato ön projesi, ayrıntılı bilanço, gelir tablosu ve İİK’nın 286 ncı maddesinde sayılan diğer belgeler ile birlikte asliye ticaret mahkemesine başvurarak üç aylık geçici konkordato mühleti verilmesi ister (İİK md. 285-287). Asliye ticaret mahkemesi 286 ncı maddede sayılan belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu belirlediği takdirde borçluya derhâl geçici mühlet (üç ay) verir ve bir veya işin kapsamına göre üç kişiden oluşan komiser veya komiserler kurulu oluşturulur (İİK md. 287).

8. Borçlu, konkordato mühletinin kapsadığı ve mühlet hükümlerinin devam ettiği dönem içerisinde komiserin denetimi altında 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 297 nci maddesinin öngördüğü sınırlamalar içerisinde mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunmak imkânını kural olarak muhafaza eder.

9. Asliye ticaret mahkemesi komiserin veya borçlunun makul sebeplere dayalı talebi üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatarak, geçici mühlet süresini beş aya yükseltebilir.

10. Geçici mühletin ilânı ve ilgili kurumlara bildirilmesinden itibaren, alacaklılar ilândan başlayarak yedi gün içerisinde borçluya kesin mühlet verilmesini gerektiren durum bulunmadığını delilleri ile birlikte ileri sürerek konkordato talebinin reddini isteyebilirler (İİK md. 288).

11. Geçici mühlet içinde mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Bu süreçte geçici komiser duruşmadan önce raporunu mahkemeye ibraz eder. Mahkeme yapacağı değerlendirmede itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır (İİK md. 289/2).

12. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün görülmesi hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir (İİK md. 289/3). Gerekiyorsa geçici komiser veya komiserler değiştirilerek yeni bir görevlendirme yapılabilir veya geçici komiserlerin görevine devam etmesine karar verilerek dosya komisere teslim edilir.

13. Konkordatonun geçici mühlet içerisinde başarıya ulaşmayacağına kanaat getirilmişse, borçluya kesin mühlet verilmez ve konkordato talebinin reddi doğrultusunda karar oluşturulur. Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine dair kararlar İİK’nın 288 inci maddesi uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.

14. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı ay daha uzatılabilir (İİK md. 289/5).

15. Mahkemece, kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak koşuluyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda, alacaklıları hukukî nitelik itibariyle birbirinden farklı alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Bu konuda komiserin de görüşü alınır (İİK md. 289/4).

16. Kesin mühlet içerisinde komiser, konkordatonun hazırlanmasına ilişkin işlemleri gerçekleştirir. Kısaca belirtmek gerekirse, bunlar aktif ve pasifin tespit edilerek aktif defterlerinin tutulması ve değerlerinin takdiri, alacakların bildirilmesi için İİK’nın 288 inci maddesine göre ilân yapılması, borçlunun yazdırılan alacaklara tamamen veya kısmen kabul veya red şeklinde beyanlarının alınması (İİK md. 299), çekişmeli alacaklar hakkında dosyanın asliye ticaret mahkemesine sunularak bu alacaklar hakkında konkordato oylamasına katılıp katılmayacakları bakımından karar alınması, rehinli alacak müzakerelerinin yapılması, alacaklılar toplantısı ve oylamaların tutanakla tespiti (İİK md. 302), alacakların geçerli ve sağlıklı olup olmadıklarının borçlunun ticari defterlerinin incelenmesi suretiyle tespiti ve bu konuda oluşan kanaatin ticaret mahkemesine sunulan raporda belirtilmesi ve konkordato mühleti içerisinde dosyanın asliye ticaret mahkemesine konkordatonun tasdiki veya reddine karar verilmek üzere sunulması ve sonuçta asliye ticaret mahkemesinin duruşma günü ilân ederek, komiseri dinleyerek, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırarak, tasdik veya red kararı vermesidir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, borçlu iflâsa tâbi ise, konkordatonun reddi ve doğrudan iflâs sebeplerinin varlığı hâlinde borçlunun iflâsının açılmasına da karar verilecektir.

17. Konkordatonun tasdiki için aranan şartlar İİK’nın 305 inci maddesinde belirtilmiş olup, buna göre; konkordato projesinin İİK’nın 302 nci maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş olması (kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan çoğunluk) ile birlikte teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, İİK’nın 206 ncı maddesinin 1 inci fıkrasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması ve konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi gerekir.

18. Konkordatonun tasdikine ilişkin karar İİK’nın 288 inci maddesi uyarınca ilan edilecek ve kesin ödeme projesinin tasdik ilânı gereğince onun yönetiminde uygulanması için bir kayyım atanabilecektir (İİK md. 306).

19. Asliye ticaret mahkemesince kabul edilerek tasdik edilen konkordato, konkordato prosedürüne katılmayanlar (alacak kaydı yaptırmayanlar) da dâhil olmak koşuluyla tüm alacaklıları bağlar. Bu temel ilke “konkordatonun bütün alacaklılar için kural olarak zorunlu olması” şeklinde de ifade edilmektedir. Ancak rehinli alacaklarla bazı imtiyazlı ve kamusal alacaklar ve komiserin izniyle mühletten sonra doğan alacaklar bu kuralın istisnasını teşkil etmektedir (İİK md. 308/c-III). Bu kategoriye giren alacaklar konkordatodan kesinlikle etkilenmeyip tümüyle ödenmesi gerekir. Çünkü kanun, konkordatonun borçlu ile alacağı rüçhanlı olmayan alacaklılar arasında akdedilebileceğini öngörmüş, rüçhanlı alacaklıları konkordatodan istisna tutmuştur.

20. Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlamış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür (İİK md. 308/ç). Borçlu mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşur. Bu itibarla konkordato, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getirmektedir. Bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesi belirler. Bu açıklamalara göre borçlu, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukuki statüye kavuşmaktadır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçlar da konkordatoya tâbidir [(İİK md. 308/c-II) Altay/Eskiocak s. 44 vd.].

21. İcra ve İflas Kanunu’nun 305 inci maddesinde belirtilen konkordatonun tasdiki için aranan şartların yanında mahkemece Kanun’un öngördüğü iki ilkenin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu ilkelerden birincisi İİK’nın 308/d maddesinde belirtilen ve borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olmasıdır. Bu düzenleme alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin dayanağını oluşturmaktadır (Kuru, s. 3818; Üstündağ, Saim: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), İstanbul 2009, s. 261; Pekcanıtez/Erdönmez, s. 159; Altay/Eskiocak, s. 15).

22. Hükümsüzlük için borçlunun alacaklılarından birisini ya da bir kısmını konkordato projesine göre daha iyi konuma getirmeyi taahhüt etmesi gereklidir. Bunun klasik görünümü borçlu tarafından alacaklılarından birine konkordato projesinde öngörülenden fazla veya daha önce ödeme yapılacağı yönündeki vaat şeklinde gerçekleşir. Bu hükmün konuluş nedeni konkordatoda tüm alacaklılara eşit davranılması ve alacaklıları borçlunun mallarından alacaklarını eşit olarak tahsil edebilmelerini teminat altına almaktır (Pekcanıtez/Erdönmez, s. 159). Alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesi uyarınca hiçbir alacaklı diğerinin aleyhine öncelik veya ayrıcalık elde edemeyecek, bu şekilde konkordatonun nisabında oyların manipüle edilmesinin önüne geçilmiş olacaktır.

23. Konkordatonun tasdiki sırasında mahkemece dikkate alınması gereken bir diğer ilke ise, konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamasıdır. İİK’nın “ konkordatonun tamamen feshi” başlıklı 308/f maddesinde her alacaklının kötüniyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Buna göre konkordatonun tasdikinden sonra kötü niyetin anlaşılması hâlinde konkordatonun feshi mümkün olup, bu durumda mahkemece konkordato isteminde bulunanın, tasdik aşamasında da iyiniyetli davranıp davranmadığı denetlenmeli, istemde bulunanın tasdik aşamasında kötüniyetli davranış içerisinde bulunduğunun tespit edilmesi durumunda mahkemece konkordato tasdik edilmemelidir.

24. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 03.03.2022 tarihli ve 2021/(15)6-772 Esas, 2022/240 Karar sayılı kararında da değinilmiştir.

25. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince, teklif edilen konkordato talebi üzerine talep eden şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verilmiştir.

26. Talep eden şirketin tasdik edilen konkordato projesinde, "davacı tarafından faiz ve feriler hariç ana para borçlarının ödenmesine" ve "Konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına" yer verilmiş olup, bu durum az yukarıda da açıklandığı üzere bir tenzilat konkordatosu örneğidir. İİK'nın 308/c-III maddesi uyarınca rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacaklarının tasdik edilen konkordatodan etkilenmediği de dikkate alındığında, adi alacaklıların faiz gibi bir kısım alacaklarında tenzilat yapılması, tasdik edilen konkordato projesinde alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturmamaktadır.

27. Bununla birlikte talep eden şirketin faaliyetlerine, adi ve rehinli alacaklılarla yaptığı anlaşmalar uyarınca ödemelerine devam ettiği anlaşılmaktadır.

28. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince tasdik edilen projenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir.

29. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; tasdik edilen konkordato projesinin bir kısım alacakların tamamen konkordato dışında kalmasına neden olabileceği, birer fer'i hak niteliğinde olan kefalet ve rehin gibi haklar korunurken edimin geç ifasından doğan zararı karşılama amacına yönelik faiz alacağının oranlama yapılmadan tenzil edilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu, henüz faize hak kazanmayan alacaklılar ile uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle faiz alacağı bulunan alacaklıların enflasyonist ortam nedeniyle ana para alacağının iyice değerinin azalacağı, açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

30. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

31. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Konkordato talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

14.06.2023 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

"K A R Ş I   O Y "

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince; Konkordatonun tasdiki için kanunda aranan şartların dışında mahkemenin kanunun öngördüğü bazı ilkeleride gözetmesi gerektiği, bunlardan birinin “konkordatonun kötü niyetle sakatlanmaması” diğerinin ise “borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüzlüğü kuralı” olduğu belirlenip, somut olay bu şekilde değerlendirilmiştir.

Zikredilen ikinci kural aynı zamanda alacaklılar arasında eşitlik ilkesininde dayanağını oluşturmaktadır.

Eşitlik ilkesi gereğince, hiç bir alacaklı, diğer alacaklılara nazaran ve onların zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık sahibi olmayacak benzer durumdaki alacaklıların tamamını kapsayacak adil ve dengeli bir ödeme planı ortaya konulacak, böylece alacaklıların aynı oranda tatmin edilmesi sağlanacaktır.

Somut olayda; alacaklıların “ana para dışında kalan faiz, fer'î tüm fazlaya kalan alacaklarından feragat etmeleri” ilk derece mahkemesince tasdik edilen projenin en esaslı unsuru olarak belirlenmiştir. Bu şekilde belirlenen bir esasın kapsamı öngörülebilir ve net olmadığı gibi, bir kısım alacakların tamamen konkordato dışında kalmasına da sebebiyet verebilecek niteliktedir.

Birer fer'î hak niteliğinde olan kefile müracaat ve rehin gibi haklar korunurken edimin geç ifâsından kaynaklanan zararları bertaraf etme amacına yönelik olan faiz gibi fer'îlerin herhangi bir oranlama yapılmadan tenzili eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, borçlunun henüz temerrüte düşmemesi nedeniyle faize hak kazanamayan alacaklılar karşısında kısa ve uzun zaman önce gerçekleşen temerrüt nedeniyle doğan ve hatta artan faiz alacağı bulunan, temerrütten itibaren uzun zaman geçmiş olması ve enflasyonist ortam nedeniyle anapara alacağı iyice değersizleşmiş alacaklıların ciddi ölçüde mağdur olacağı ortadadır.

Hâl böyle olunca, tasdik edilen konkordato projesinin eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle, direnme kararının yerinde olduğu ve onanması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.

Üye
Fikret Demir