AİLE KÜTÜĞÜNDEKİ DİN BİLGİSİNE DAİR KAYDIN DÜZELTİLMESİNE İLİŞKİN DAVALARDA TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURULAMAZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/2281
Karar No : 2024/5097
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
KONU : Uyuşmazlığın giderilmesi
I. BAŞVURU
Davacının nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talepli davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/336 Esas ve 2023/2410 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiği, işbu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun ilgili Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar ile kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca kesin olduğu gerekçesiyle reddedildiği; aynı talepli bir başka davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/1716 Esas, 2023/878 Karar sayılı kararı ile kanun yolunun idari yargı olduğuna kesin olarak karar verildiği ve böylelikle aynı konuda farklı bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kesin kararlar arasında uyuşmazlık olduğu belirtilerek uyuşmazlığın 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca giderilmesi talep edilmiştir.
II. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURURU KARARI
Başvuru üzerine, konu 02.02.2024 tarihinde yapılan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu toplantısında görüşülmüş ve nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talepli davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna karar verildikten sonra İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/336 Esas ve 2023/2410 Karar sayılı karar sayılı kararına konu davada davacının din kütüğünün "tengricilik" olarak değiştirilmesini talep ettiği, Merkezi Nüfus İdare Sisteminde "İslam, Hristiyan, Musevi, Hinduizm, Konfüçyanizm, Teoizm, Zerdüşt, Budist, Dinsiz, Seçilmemiş, Bilinmeyen, Diğer Dinler ve Bilinmeyen Dinler" olarak seçeneklerin olduğu, din ve inançları açığa vurma özgürlüğünün sınırlarının bulunduğu, nüfus kütüğüne sadece din bilgisinin kaydedilebileceği, her tür inancın din olarak kabul edilemeyeceği, somut yargılamada Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Kürsüsü Başkanlığı'ndan alınan yazıda "tengricilik" kavramının Ortaçağ'da kült bir yapı iken günümüzde sınırları tam olarak belirlenemeyen bir tür "new age" hareket gibi değerlendirilebileceğinin ve modern zamanda ortaya çıkmış daha çok politik ve ideolojik bir hareket olduğunun belirtildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da her inancın din olarak kabul edilemeyeceğinin benimsendiği, her talebin nüfus kütüğüne din olarak kaydedilmesinin kamu düzeni ve güvenliği açısından olumsuz sonuçlarının olacağı, ideolojik ve politik hareket ve akımların din olarak kaydedilmesi durumunda bu hareketlerin birtakım ritüel ve sloganları dinin gereği olarak ibadet özgürlüğü kapsamında talep edebilecek duruma geleceği, bu durumun da toplumsal kaosa ve kamplaşmalara sebebiyet vereceği ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun her türlü inanış, kült yapı, politik ve ideolojik hareket akımının din olarak kabul edilmesi yönündeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin değerlendirmelerine katılmadığı belirtilerek farklı bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin kesin kararları arasında çıkan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KESİN NİTELİKTEKİ KARARLAR VE GEREKÇELERİ
A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 23.05.2023 tarihli ve 2021/1716 Esas, 2023/878 Karar sayılı kararında; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin taleplerin kişinin yazılı beyanı üzerine tescil edilebileceğinin, değiştirilebileceğinin, boş bırakılabileceğinin veya silinebileceğinin düzenlendiği, bu konudaki başvuruların idareye yapılacağı ve bu konuda idarenin görevli olduğu ve nüfus idaresine verilen idari görevin sonucu tesis edilen idari işlemin iptali için idari yargının görevli olduğundan bahisle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve karardaki gerekçeler gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 18.12.2023 tarihli ve 2023/336 Esas, 2023/2410 Karar sayılı kararında; 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde din hanesindeki değişiklik taleplerini değerlendirmek hususunda idari yargıya görev verilmiş olsa da bu talebin reddedilmesi halinde kişisel durum sicilinin düzeltilmesi istendiğinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, işlemin hukuka uygunluğunun denetlenmesinin değil bilgilerin değiştirilmesinin talep edildiği, kanun koyucunun kişinin tercih edeceği dinlere bir sınırlama koymadığı, tescil edilecek olanın din olarak kabulünün yeterli olduğu, bir inancın din olarak kabul edilmesi için yaygın olması, resmi olarak tanınması, eski ve/veya yeni olması gibi koşulların aranmadığı, kişilerin inançlarının tesciline engel bir düzenleme bulunmadığı ve tengriciliğin "eski Türk dini" olarak literatürde geçtiğinden bahisle; ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile davacının din kütüğünün "tengricilik" olarak düzeltilerek nüfusa kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararın Kartal Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği 06.02.2024 tarihli ek karar ile, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca soybağına ilişkin sonuç doğuran davalar hariç olmak üzere nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararların kesin olduğu gerekçesi ile, temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlığın Tespiti
Başvuru, nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talebiyle açılan davalarda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen kesin kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2021/1716 Esas, 2023/878 Karar sayılı kararında nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiş iken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/336 Esas ve 2023/2410 Karar sayılı kararında bu tür davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğundan bahisle işin esası incelenmek suretiyle esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Dava konuları aynı olmakla birlikte bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlık görev hususunda toplanmaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle karar vermiş iken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi dava konusunun adli yargının görevine girdiği gerekçesi ile işin esası hakkında karar vermiştir. Bu haliyle, kesin nitelikteki iki karar arasındaki uyuşmazlık idari yargının mı, yoksa adli yargının mı görevli olduğu hususunda toplanmaktadır. Zira, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi işin esası hakkında bir karar vermemiş ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin kararları hakkında işin esası yönünden birbirinden farklı kararlar ortaya çıkmamıştır.
Bu çerçevede, 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin taleplerin reddi halinde açılan davalarda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararları arasındaki uyuşmazlığın görevli mahkeme konusunda olduğu tespit edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
Anayasanın 142 nci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi; 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi;
C. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri kararları arasındaki uyuşmazlığın nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talepli davalarda görevli mahkeme konusunda olduğu hususu tespit edildikten sonra yapılan değerlendirme neticesinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu değerlendirilmiştir. Şöyle ki;
Anayasanın 142 nci maddesi mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği ve yine 6100 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu hükmünü amirdir.
Başvuruya konu yargılamalar 5490 sayılı Kanun'un "Kayıt düzeltilmesi" başlıklı 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin kaydın düzeltilmesine ilişkin olup aynı Kanun'un 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
6100 sayılı Kanun'un "Temyiz edilemeyen kararlar" başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca soybağına ilişkin sonuç doğuran davalar hariç olmak üzere nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili bölge adliye mahkemesi kararları hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
Yukarıda değinilen mevzuat ve bilgiler çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde; 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki taleplerin konu edildiği davalarda adli yargının ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ve bu tür davalarda verilen bölge adliye mahkemesi kararlarının da soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalardan olmaması sebebiyle temyiz edilemeyeceğine karar verilmiştir.
V. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle
1- 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin kaydın düzeltilmesine ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna ve bu davalarda verilen bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağına, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlığın belirlenen şekilde giderilmesine,
2- Dosyanın talepte bulunan İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNA gönderilmesine,
3- Karardan bir örneğin bölge adliye mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU GENEL SEKRETERLİĞİNE gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Sedat Demirtaş Çetin Durak Sevil Kartal Harun Can
AİLE KÜTÜĞÜNDEKİ DİN BİLGİSİNE DAİR KAYDIN DÜZELTİLMESİNE İLİŞKİN DAVALARDA TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURULAMAZ.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/2281
Karar No : 2024/5097
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
KONU : Uyuşmazlığın giderilmesi
I. BAŞVURU
Davacının nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talepli davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/336 Esas ve 2023/2410 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiği, işbu karara karşı yapılan temyiz başvurusunun ilgili Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar ile kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca kesin olduğu gerekçesiyle reddedildiği; aynı talepli bir başka davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 2021/1716 Esas, 2023/878 Karar sayılı kararı ile kanun yolunun idari yargı olduğuna kesin olarak karar verildiği ve böylelikle aynı konuda farklı bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kesin kararlar arasında uyuşmazlık olduğu belirtilerek uyuşmazlığın 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca giderilmesi talep edilmiştir.
II. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURURU KARARI
Başvuru üzerine, konu 02.02.2024 tarihinde yapılan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu toplantısında görüşülmüş ve nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talepli davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna karar verildikten sonra İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/336 Esas ve 2023/2410 Karar sayılı karar sayılı kararına konu davada davacının din kütüğünün "tengricilik" olarak değiştirilmesini talep ettiği, Merkezi Nüfus İdare Sisteminde "İslam, Hristiyan, Musevi, Hinduizm, Konfüçyanizm, Teoizm, Zerdüşt, Budist, Dinsiz, Seçilmemiş, Bilinmeyen, Diğer Dinler ve Bilinmeyen Dinler" olarak seçeneklerin olduğu, din ve inançları açığa vurma özgürlüğünün sınırlarının bulunduğu, nüfus kütüğüne sadece din bilgisinin kaydedilebileceği, her tür inancın din olarak kabul edilemeyeceği, somut yargılamada Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Kürsüsü Başkanlığı'ndan alınan yazıda "tengricilik" kavramının Ortaçağ'da kült bir yapı iken günümüzde sınırları tam olarak belirlenemeyen bir tür "new age" hareket gibi değerlendirilebileceğinin ve modern zamanda ortaya çıkmış daha çok politik ve ideolojik bir hareket olduğunun belirtildiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da her inancın din olarak kabul edilemeyeceğinin benimsendiği, her talebin nüfus kütüğüne din olarak kaydedilmesinin kamu düzeni ve güvenliği açısından olumsuz sonuçlarının olacağı, ideolojik ve politik hareket ve akımların din olarak kaydedilmesi durumunda bu hareketlerin birtakım ritüel ve sloganları dinin gereği olarak ibadet özgürlüğü kapsamında talep edebilecek duruma geleceği, bu durumun da toplumsal kaosa ve kamplaşmalara sebebiyet vereceği ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun her türlü inanış, kült yapı, politik ve ideolojik hareket akımının din olarak kabul edilmesi yönündeki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin değerlendirmelerine katılmadığı belirtilerek farklı bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin kesin kararları arasında çıkan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KESİN NİTELİKTEKİ KARARLAR VE GEREKÇELERİ
A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 23.05.2023 tarihli ve 2021/1716 Esas, 2023/878 Karar sayılı kararında; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun (5490 sayılı Kanun) 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin taleplerin kişinin yazılı beyanı üzerine tescil edilebileceğinin, değiştirilebileceğinin, boş bırakılabileceğinin veya silinebileceğinin düzenlendiği, bu konudaki başvuruların idareye yapılacağı ve bu konuda idarenin görevli olduğu ve nüfus idaresine verilen idari görevin sonucu tesis edilen idari işlemin iptali için idari yargının görevli olduğundan bahisle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve karardaki gerekçeler gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi Kararı
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 18.12.2023 tarihli ve 2023/336 Esas, 2023/2410 Karar sayılı kararında; 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde din hanesindeki değişiklik taleplerini değerlendirmek hususunda idari yargıya görev verilmiş olsa da bu talebin reddedilmesi halinde kişisel durum sicilinin düzeltilmesi istendiğinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, işlemin hukuka uygunluğunun denetlenmesinin değil bilgilerin değiştirilmesinin talep edildiği, kanun koyucunun kişinin tercih edeceği dinlere bir sınırlama koymadığı, tescil edilecek olanın din olarak kabulünün yeterli olduğu, bir inancın din olarak kabul edilmesi için yaygın olması, resmi olarak tanınması, eski ve/veya yeni olması gibi koşulların aranmadığı, kişilerin inançlarının tesciline engel bir düzenleme bulunmadığı ve tengriciliğin "eski Türk dini" olarak literatürde geçtiğinden bahisle; ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile davacının din kütüğünün "tengricilik" olarak düzeltilerek nüfusa kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararın Kartal Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği 06.02.2024 tarihli ek karar ile, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca soybağına ilişkin sonuç doğuran davalar hariç olmak üzere nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararların kesin olduğu gerekçesi ile, temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlığın Tespiti
Başvuru, nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talebiyle açılan davalarda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen kesin kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2021/1716 Esas, 2023/878 Karar sayılı kararında nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiş iken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/336 Esas ve 2023/2410 Karar sayılı kararında bu tür davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğundan bahisle işin esası incelenmek suretiyle esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Dava konuları aynı olmakla birlikte bölge adliye mahkemeleri arasındaki uyuşmazlık görev hususunda toplanmaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle karar vermiş iken, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi dava konusunun adli yargının görevine girdiği gerekçesi ile işin esası hakkında karar vermiştir. Bu haliyle, kesin nitelikteki iki karar arasındaki uyuşmazlık idari yargının mı, yoksa adli yargının mı görevli olduğu hususunda toplanmaktadır. Zira, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi işin esası hakkında bir karar vermemiş ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin kararları hakkında işin esası yönünden birbirinden farklı kararlar ortaya çıkmamıştır.
Bu çerçevede, 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin taleplerin reddi halinde açılan davalarda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararları arasındaki uyuşmazlığın görevli mahkeme konusunda olduğu tespit edilmiştir.
B. İlgili Hukuk
Anayasanın 142 nci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi; 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası, 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi;
C. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri kararları arasındaki uyuşmazlığın nüfus kütüğündeki din hanesinin değiştirilmesi talepli davalarda görevli mahkeme konusunda olduğu hususu tespit edildikten sonra yapılan değerlendirme neticesinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu değerlendirilmiştir. Şöyle ki;
Anayasanın 142 nci maddesi mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği ve yine 6100 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu hükmünü amirdir.
Başvuruya konu yargılamalar 5490 sayılı Kanun'un "Kayıt düzeltilmesi" başlıklı 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin kaydın düzeltilmesine ilişkin olup aynı Kanun'un 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
6100 sayılı Kanun'un "Temyiz edilemeyen kararlar" başlıklı 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca soybağına ilişkin sonuç doğuran davalar hariç olmak üzere nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili bölge adliye mahkemesi kararları hakkında temyiz kanun yoluna başvurulamaz.
Yukarıda değinilen mevzuat ve bilgiler çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde; 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamındaki taleplerin konu edildiği davalarda adli yargının ve asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ve bu tür davalarda verilen bölge adliye mahkemesi kararlarının da soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalardan olmaması sebebiyle temyiz edilemeyeceğine karar verilmiştir.
V. KARAR
Yukarıda açıklanan nedenlerle
1- 5490 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca aile kütüğündeki din bilgisine ilişkin kaydın düzeltilmesine ilişkin davalarda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğuna ve bu davalarda verilen bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz kanun yoluna başvurulamayacağına, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi arasındaki uyuşmazlığın belirlenen şekilde giderilmesine,
2- Dosyanın talepte bulunan İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞKANLAR KURULUNA gönderilmesine,
3- Karardan bir örneğin bölge adliye mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU GENEL SEKRETERLİĞİNE gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Sedat Demirtaş Çetin Durak Sevil Kartal Harun Can