
ARABULUCULUK DAVA ŞARTI MAHKEMECE RE'SEN İNCELENECEĞİNDEN AYRICA DAVA ŞARTI ARABULUCULUK SON (ANLAŞMAMA) TUTANAĞININ İPTALİNİ İSTEMEKTE HUKUKİ YARAR BULUNMAMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/17751
Karar No : 2024/933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.05.2023
SAYISI : 2023/620 E., 2023/697 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından açılmış ve hâlen devam eden Adana 7. İş Mahkemesinin 2019/325 Esas sayılı dosyasına, davalı tarafından sunulan arabuluculuk son tutanağının usülüne uygun olarak tutulmadığını, Aski Genel Müdürlüğünün arabuluculuk sürecine dâhil edilmediğini, davalı tarafından 2019/6.61 büro dosya numaralı, 2019/23.481 arabuluculuk numaralı dosyada Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından 7..8 sicil numaralı Arabulucu Av. F.C.'ın görevlendirildiğini, arabulucu Avukat tarafından Kuruma karşı davet mektubu çıkarıldığını ancak bu davet mektubunun Kuruma tebliğ edilmediğini, işe iade talepli davalarda dava şartı olarak öncelikle arabuluculuk görüşmesinin tamamlanması ve bu arabuluculuk görüşmelerine mecburi dava arkadaşlığı kapsamında asıl işveren ve alt işverenin birlikte katılmasının zorunlu kılındığını ancak arabuluculuk kapsamında bu şarta uyulmadığını iddia ederek arabuluculuk görüşmeleri usulüne uygun yapılmadığından davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; aynı taraflar arasında Adana 5. İş Mahkemesinin 2019/755 Esas sayılı dosyasında görülen davanın açıldığını ve o davada Kurumun itirazları reddedilerek davanın kabulüne karar verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta davalı Battal Özcanlı tarafından arabuluculuk bürosuna sunulan başvuru formunda karşı tarafların Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), Altın Koza şirketi ve Adana Büyükşehir Belediyesi olarak gösterildiği, ASKİ'nin adresinin "Cemalpaşa mah. Ethem Ekin sokak No:16 Seyhan/Adana" olarak gösterildiği, arabulucu tarafından aynı işverene karşı birden fazla işçinin başvurusu birleştirilmek suretiyle tek davetiye ile arabuluculuk daveti hazırlanarak karşı taraflara tebliğe çıkartıldığı, davacı ASKİ'ye çıkartılan arabuluculuk davetinin İdareye teslim edilmemesi sebebiyle tekrar arabulucu F.C. imzasına teslim/iade edildiği, ASKİ dışındaki tarafların katılımı ile gerçekleştirilen görüşmelerin anlaşamama ile sonuçlandığı ve arabuluculuk son tutanağının bu şekilde düzenlendiğinin anlaşıldığı, davacının 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunu yaptığı, karşı taraf olarak gösterilen şirket ve Kurumların ismi ile bildiği adreslerini başvurusunda göstermek suretiyle yükümlülüğünü yerine getirdiği, davacının usulüne uygun yapmış olduğu başvuru sonrası arabulucunun taraflara göndermiş olduğu davet yazısında tarafların adreslerinin doğru gösterilmemiş olması ya da doğru gösterilmişse bile davetin karşı taraflara çeşitli nedenlerle ulaşmamış olmasında davacının sorumluluğunun bulunmadığı, arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması hâlinde dahi 7036 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen arabuluculuk dava şartının gerçekleşmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı tarafından sunulan arabuluculuk son tutanağının usulüne uygun tutulmadığını ve iptalinin gerektiğini, arabuluculuk tutanağında ASKİ'nin davaya dâhil edilmediğini, 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereği işe iade talepli davalarda dava şartı olarak öncelikle arabuluculuk görüşmesinin tamamlanması ve bu arabuluculuk görüşmelerine mecburi dava arkadaşlığı kapsamında asıl işveren ve alt işverenlerin birlikte katılmasının zorunlu kılındığını ancak davalının bu şarta uymadığını, davalı tarafından 2019/6.61 büro dosya numaralı 2019/23.481 arabuluculuk numaralı dosyanın Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından 7778 sicil numaralı arabulucu Av. F.C.'nın görevlendirildiğini, arabulucu Avukat tarafından kuruma karşı davet mektubu çıkarıldığını ancak davet mektubunun taraflara tebliğ edilmediğini, 7 kişilik arabuluculuk davet mektubunun 1 mektup içinde bir davet mektubu şeklinde düzenlendiğini, arabulucunun davet mektubunu 401468240298 gönderi kodu ile Yurtiçi Kargo ile postaladığını, davet mektubundan ancak dava esnasında haberdar olunduğunu, taraflarca yapılan araştırmada Yurtiçi Kargo Barkal Şubesi tarafından gerçekleştirilen işlemin detaylarına ulaşılamadığını, Yurtiçi Kargo tarafından taraflara yapılan şifahi bildirimde kurum merkezine E.I. adına ve kargo kayıtlarda bu ismin kayıtlı olması nedeniyle tebligatın çıkartıldığı ancak teslim edilmediğinin bildirildiğini, tebligat çıkartılan ilgili ismin Kurumun eski çalışanı olduğunu ve emekli olduğunu, arabulucu tarafından yeniden bir tebligata gerek duyulmadığını, Kurumun mail adresine bildirim yapılmadığını arabulucu tarafından yeterli çabanın gösterilmediğini ve son tutanağın anlaşamama olarak tutulduğunu, arabuluculuk son tutanağında kuruma nasıl ve neden ulaşılamadığının tafsilatlı olarak belirtilmediğini, arabulucu ilk oturum davetini yaparken toplantı tarihi ve yerinin belirlenmesi konusunda taraflar ile iletişim kurması gerektiğini ancak iletişimin gerçekleşmediğini, müvekkili Kurumun Adana Şehrinin Su İdaresi olduğunu ve ulaşılamamasının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işçi tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve dava şartı olan arabuluculuğun gerçekleştiği, davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı Kurumun arabuluculuk görüşmelerine usulüne uygun olarak davet edilmemesi ve görüşmelere katılamaması nedeniyle dava şartı arabuluculuk son tutanağının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) "Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması" başlıklı 8 inci maddesine göre arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.
3. 6325 sayılı Kanun'un "Görevin özenle ve tarafsız biçimde yerine getirilmesi" kenar başlıklı 9 uncu maddesi şu şekildedir:
"(1) Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.
(2) Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar, arabulucudan birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
(3) Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.
(4) Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez."
4. 6325 sayılı Kanun'un "Tarafların aydınlatılması" kenar başlıklı 11 inci maddesi şöyledir:
"(1) Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür."
5. 6325 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine göre başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.
6. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi" kenar başlıklı 15 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
2) Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
3) Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür."
7. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 17 nci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
" ...
(2) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.
(4) Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta, aynı taraflar arasında görülen Adana 7. İş Mahkemesinin 2019/325 Esas sayılı işe iade davasına sunulan dava şartı arabuluculuk son (anlaşmama) tutanağının iptali talep edilmiştir. Anılan davada arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği Mahkemece resen incelenir. Arabuluculuk tutanağının geçerliliği ile tarafların bu yöndeki iddia ve savunmaları da bu inceleme kapsamında yer aldığından, davacının somut davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddi hatalı ise de karar sonucu itibarıyla doğru olduğundan kararın bu ilave gerekçe ile onanması gerekir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Doç. Dr. Seracettin Muharrem Akkaya Nevzat Karababa Ömer Faruk Herdem Hüseyin Sarıkamış
Göktaş
ARABULUCULUK DAVA ŞARTI MAHKEMECE RE'SEN İNCELENECEĞİNDEN AYRICA DAVA ŞARTI ARABULUCULUK SON (ANLAŞMAMA) TUTANAĞININ İPTALİNİ İSTEMEKTE HUKUKİ YARAR BULUNMAMAKTADIR.
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/17751
Karar No : 2024/933
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 22.05.2023
SAYISI : 2023/620 E., 2023/697 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından açılmış ve hâlen devam eden Adana 7. İş Mahkemesinin 2019/325 Esas sayılı dosyasına, davalı tarafından sunulan arabuluculuk son tutanağının usülüne uygun olarak tutulmadığını, Aski Genel Müdürlüğünün arabuluculuk sürecine dâhil edilmediğini, davalı tarafından 2019/6.61 büro dosya numaralı, 2019/23.481 arabuluculuk numaralı dosyada Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından 7..8 sicil numaralı Arabulucu Av. F.C.'ın görevlendirildiğini, arabulucu Avukat tarafından Kuruma karşı davet mektubu çıkarıldığını ancak bu davet mektubunun Kuruma tebliğ edilmediğini, işe iade talepli davalarda dava şartı olarak öncelikle arabuluculuk görüşmesinin tamamlanması ve bu arabuluculuk görüşmelerine mecburi dava arkadaşlığı kapsamında asıl işveren ve alt işverenin birlikte katılmasının zorunlu kılındığını ancak arabuluculuk kapsamında bu şarta uyulmadığını iddia ederek arabuluculuk görüşmeleri usulüne uygun yapılmadığından davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; aynı taraflar arasında Adana 5. İş Mahkemesinin 2019/755 Esas sayılı dosyasında görülen davanın açıldığını ve o davada Kurumun itirazları reddedilerek davanın kabulüne karar verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta davalı Battal Özcanlı tarafından arabuluculuk bürosuna sunulan başvuru formunda karşı tarafların Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), Altın Koza şirketi ve Adana Büyükşehir Belediyesi olarak gösterildiği, ASKİ'nin adresinin "Cemalpaşa mah. Ethem Ekin sokak No:16 Seyhan/Adana" olarak gösterildiği, arabulucu tarafından aynı işverene karşı birden fazla işçinin başvurusu birleştirilmek suretiyle tek davetiye ile arabuluculuk daveti hazırlanarak karşı taraflara tebliğe çıkartıldığı, davacı ASKİ'ye çıkartılan arabuluculuk davetinin İdareye teslim edilmemesi sebebiyle tekrar arabulucu F.C. imzasına teslim/iade edildiği, ASKİ dışındaki tarafların katılımı ile gerçekleştirilen görüşmelerin anlaşamama ile sonuçlandığı ve arabuluculuk son tutanağının bu şekilde düzenlendiğinin anlaşıldığı, davacının 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunu yaptığı, karşı taraf olarak gösterilen şirket ve Kurumların ismi ile bildiği adreslerini başvurusunda göstermek suretiyle yükümlülüğünü yerine getirdiği, davacının usulüne uygun yapmış olduğu başvuru sonrası arabulucunun taraflara göndermiş olduğu davet yazısında tarafların adreslerinin doğru gösterilmemiş olması ya da doğru gösterilmişse bile davetin karşı taraflara çeşitli nedenlerle ulaşmamış olmasında davacının sorumluluğunun bulunmadığı, arabulucunun taraflara ulaşma ve toplantıya davet etme sorumluluğunu usulünce yerine getirmeden arabuluculuk faaliyetini sonlandırması hâlinde dahi 7036 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen arabuluculuk dava şartının gerçekleşmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı tarafından sunulan arabuluculuk son tutanağının usulüne uygun tutulmadığını ve iptalinin gerektiğini, arabuluculuk tutanağında ASKİ'nin davaya dâhil edilmediğini, 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereği işe iade talepli davalarda dava şartı olarak öncelikle arabuluculuk görüşmesinin tamamlanması ve bu arabuluculuk görüşmelerine mecburi dava arkadaşlığı kapsamında asıl işveren ve alt işverenlerin birlikte katılmasının zorunlu kılındığını ancak davalının bu şarta uymadığını, davalı tarafından 2019/6.61 büro dosya numaralı 2019/23.481 arabuluculuk numaralı dosyanın Adana Arabuluculuk Bürosu tarafından 7778 sicil numaralı arabulucu Av. F.C.'nın görevlendirildiğini, arabulucu Avukat tarafından kuruma karşı davet mektubu çıkarıldığını ancak davet mektubunun taraflara tebliğ edilmediğini, 7 kişilik arabuluculuk davet mektubunun 1 mektup içinde bir davet mektubu şeklinde düzenlendiğini, arabulucunun davet mektubunu 401468240298 gönderi kodu ile Yurtiçi Kargo ile postaladığını, davet mektubundan ancak dava esnasında haberdar olunduğunu, taraflarca yapılan araştırmada Yurtiçi Kargo Barkal Şubesi tarafından gerçekleştirilen işlemin detaylarına ulaşılamadığını, Yurtiçi Kargo tarafından taraflara yapılan şifahi bildirimde kurum merkezine E.I. adına ve kargo kayıtlarda bu ismin kayıtlı olması nedeniyle tebligatın çıkartıldığı ancak teslim edilmediğinin bildirildiğini, tebligat çıkartılan ilgili ismin Kurumun eski çalışanı olduğunu ve emekli olduğunu, arabulucu tarafından yeniden bir tebligata gerek duyulmadığını, Kurumun mail adresine bildirim yapılmadığını arabulucu tarafından yeterli çabanın gösterilmediğini ve son tutanağın anlaşamama olarak tutulduğunu, arabuluculuk son tutanağında kuruma nasıl ve neden ulaşılamadığının tafsilatlı olarak belirtilmediğini, arabulucu ilk oturum davetini yaparken toplantı tarihi ve yerinin belirlenmesi konusunda taraflar ile iletişim kurması gerektiğini ancak iletişimin gerçekleşmediğini, müvekkili Kurumun Adana Şehrinin Su İdaresi olduğunu ve ulaşılamamasının mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işçi tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve dava şartı olan arabuluculuğun gerçekleştiği, davacının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı Kurumun arabuluculuk görüşmelerine usulüne uygun olarak davet edilmemesi ve görüşmelere katılamaması nedeniyle dava şartı arabuluculuk son tutanağının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) "Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması" başlıklı 8 inci maddesine göre arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.
3. 6325 sayılı Kanun'un "Görevin özenle ve tarafsız biçimde yerine getirilmesi" kenar başlıklı 9 uncu maddesi şu şekildedir:
"(1) Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.
(2) Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar, arabulucudan birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
(3) Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.
(4) Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez."
4. 6325 sayılı Kanun'un "Tarafların aydınlatılması" kenar başlıklı 11 inci maddesi şöyledir:
"(1) Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür."
5. 6325 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine göre başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.
6. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi" kenar başlıklı 15 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
2) Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
3) Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür."
7. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 17 nci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
" ...
(2) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.
(4) Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta, aynı taraflar arasında görülen Adana 7. İş Mahkemesinin 2019/325 Esas sayılı işe iade davasına sunulan dava şartı arabuluculuk son (anlaşmama) tutanağının iptali talep edilmiştir. Anılan davada arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği Mahkemece resen incelenir. Arabuluculuk tutanağının geçerliliği ile tarafların bu yöndeki iddia ve savunmaları da bu inceleme kapsamında yer aldığından, davacının somut davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddi hatalı ise de karar sonucu itibarıyla doğru olduğundan kararın bu ilave gerekçe ile onanması gerekir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Doç. Dr. Seracettin Muharrem Akkaya Nevzat Karababa Ömer Faruk Herdem Hüseyin Sarıkamış
Göktaş